100 Binden Dazla İnsansosyal Medyada Hakarete ve Tehdide Maruz
Trabzon Cumhuriyet Başsavcısı Mithat Kutanoğlu, Türkiye'de 100 binden fazla vatandaşın Facebook, Twitter, Youtube ve benzeri sosyal paylaşım sitelerinden...
Trabzon Cumhuriyet Başsavcısı Mithat Kutanoğlu, Türkiye'de 100 binden fazla vatandaşın Facebook, Twitter, Youtube ve benzeri sosyal paylaşım sitelerinden hakaretlere, tehditlere maruz kaldığını belirterek başkasının özel yaşamına olan ilginin azalması gerektiğini söyledi.
Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) yurt çapında yapmayı planladığı "6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve Uygulanması'na dair bilgilendirme toplantılarına Trabzon'dan başladı. KVKK ile Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) işbirliği ile KTÜ Osman Turan Kongre Merkezi'nde düzenlenen bilgilendirme toplantısına Kişisel Verileri Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir'in yanı sıra Trabzon Valisi Yücel Yavuz, Trabzon Cumhuriyet Başsavcısı Mithat Kutanoğlu, KTÜ Rektörü Prof. Dr. Süleyman Baykal, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan KTÜ Rektöre Süleyman Baykal, verilere erişim hızının arttığına dikkat çekti. Baykal "Günümüzde çağdaş iletişim araçları vasıtasıyla verilerin toplanarak depolanması, kişisel ve kurumlar arasında paylaşılmasını oldukça kolaylaştırdı. Verilere erişim hızı artmış durumda. Bu durum zaman içerisinde veri sahiplerinin maddi ve manevi haklarının ihlaline yol açabilmektedir. Çağdaş toplumlarda insan haklarına verilen önem kişisel verilerin korunması ihtiyacını da arttırmıştır. Bu ihtiyacın bir sonucu olarak 2016 yılında kişisel verilerin korunması kanunu yürürlüğe girmiş hem kamu kurumlarımıza hem de özel sektöre bir dizi sorumluluklar getirilmiştir" dedi.
"Kişisel verilerin korunması dediğimiz zaman temelinde insan onuru vardır"
Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir de kurulun Başbakanlık bünyesinde görev yaptığını hatırlatarak "Dünyadaki birçok ülkeden farklı olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti kişisel verilerin korunması hakkını anayasa ile düzenlemiş ender ülkeler arasındadır. Ülkemizin bu konuya verdiği önem insan haklarına verdiği değerin bir göstergesidir. Bu kanun çerçevesinde bir kurum başkanlık ve kurul oluşturuldu. Düzenleyici ve denetleyici bir kurum. 9 kişiden oluşmaktadır" şeklinde konuştu.
Son zamanlarda özellikle teknolojideki değişim ve gelişimin aslında kişisel verilerin güçlenmesini kolay hale getirdiğini kaydeden Bilir, "Bu teknoloji kişisel veriler alanında birçok sorunları da beraberinde getirmiştir. Dolasıyla Türkiye'de kişisel verilerin işlenmesini, korunmasını disiplin altına almak temel hak ve hürriyetleri korumak için böyle bir yapılanmaya gidilmiştir" diye konuştu.
2010 yılından önce kişisel verilerinin tam olarak düzenlenmediğini vurgulayan Bilir, "2010 yılından önce kişisel veriler korunmuyor muydu. Elbette korunmaktaydı. Kişisel verilerin tanımı veri aktarımını ne olduğu tam olarak düzenlenmemişti. Bu kanun kişisel verilerin işlenmesi konusunda bir çerçeve sunmaktadır. Kişisel verilerin korunması dediğimiz zaman temelinde insan onuru vardır. Biz hep şunu söylüyorum kişisel veriler insanın değeridir, geleceğidir. Bizim buna hep birlikte sahip çıkmamız gerekir. Bu kanun kişisel verilerin işlenmesini aktarılmasını yasaklayan bir kanun değildir. Yasakçı bir kanun hiç değildir. Özellikle bu kanunun getirdiği en önemli kavramlardan birisi açık rızadır. Açık rıza bireye verilen değerin göstergesidir. Kişisel veriler benim değerlerimdir. Ben açık rıza ile bunların işlenmesini karar verebilirim. Kanun şöyle bir tanım yapıyor; açık rıza belli bir konuya ilişkin bilgilendirmeye dayanan özgür irade açıklamasıdır" ifadelerini kullandı.
"Telefonlarımıza parmak izini yüklüyoruz o parmak izi telefon firmalarına veya oradaki örgütlere gidiyor"
Toplantıda konuşan ve önemli tespitlerde bulunan Trabzon Cumhuriyet Başsavcısı Mithat Kutanoğlu da dijital ortamda verilerin bilerek veya bilmeyerek uluslararası aktörlerle paylaşıldığına dikkat çekti. Kutanoğlu "Birçok uluslararası aktör bunu ticari bir metal olarak veya ülkemize yönelik saldırılar için kullanıyor. En başta telefonlarımıza parmak izini yüklüyoruz. O parmak izi telefon firmalarına veya oradaki örgütlere gidiyor" dedi.
Özel hayata ilginin giderek arttığını belirten Kutanoğlu, şöyle konuştu:
"Bizim hayatımıza ilişkin belli ses, görüntü paylaşımları uluslararası merkezli yayınlandığında bir haklarımızı arayabiliyor muyuz ? Maalesef arayamıyoruz. Bu kuruluşların hiçbirisi Türkiye'de muhatap bir temsilcilik açmayı kabul etmedi. Bizim üzerimizden para kazanıyorlar, buradan reklam alıyorlar ama hiçbirisi Türkiye'de temsilcilik açarak ülkedeki insanların maruz kaldığı saldırılardan tehditlere şantajlarla ilgili "ben bunları yapanlar size veririm" deme anlamında bir muhatap ortaya koymadı. Elimde Türkiye'ye ilişkin bir rakam yok ama inanıyorum ki 100 bin insanımız Facebook, Twitter ve Youtube ve benzeri sitelerden hakaretlere, tehditlere maruz kalıyor. Hepimiz tehlike ile karşı karşıyayız. Bizim insanımız özel yaşama çok meraklı. Halbuki özel yaşam kişiyi ve muhataplarını ilgilendiren bir alandır. Toplumun genelini ilgilendiren bir alan değildir. Başkasının özel yaşamına olan ilgimizi azaltmamız gerekiyor. Bu yaşamdaki verilerden elimizi çekmemiz gerekiyor."
"İlçeye girdiğinizde benim rızam dışında belediye başkanı mesaj atıyor"
ABD'nin ülkesine giriş yapan herkesin parmak izini aldığını söyleyen Kutanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"5 parmak izini alarak kaydediyor. Biz maalesef yapmıyoruz. Bazen espri olsun diye bazen işe yarar düşüncesiyle paylaştığımız, kaydettiğimiz bazı verilerin sonucu 12 yıl hapis olabiliyor. Bu kapsamda uydudan çekilen görüntüler. Bugün sadece kişiyi görebiliyor belki ama yarın daha özel alanları görecek. Uluslararası sözleşmelerle çalışılması gerektiğini düşünüyorum. Seyahat ederken bir ilçenin sınırına girdiğiniz zaman ilçe belediye başkanı "şehrimize hoş geldin" diye mesaj atıyor. Bu konum bilgisi açık olduğu için geliyor. Acaba ben o şehre girdiğimi bilinmesini istiyor muyum ? "Benim rızam dışında bana hoş geldin" diyen bir belediye başkanı. İstanbul'da belediyelerin çoğunda bu uygulama var. Bir farkındalık oluşsun diye ifade ediyorum. Ben hoş geldin sözünü duymak istemediğim için konum bilgisini kapalı tutuyorum."
"Bizim üyesi olduğumuz kuruluşlar benim ülkemin insanının mağdur olduğu suçlara ilişkin benimle işbirliği yapmıyor"
15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında her türlü suç tipi için sosyal medya kuruluşlarının veri paylaşımını durdurduğuna vurgu yapan Kutanoğlu, "Doğru yanlış bilmiyorum bir şey duymuştum. Fransa'da size bir kart veriyorlar bütün kartlar buna bağlı oluyor. Otobüse bindiğinizde, alışveriş yaptığınızda Fransız polisi sizi takip edebiliyor. Nerede olduğunuzu görebiliyor. Risk durumunuzun ne olduğu çok önemli değil. Acaba bizim ülkemizde böyle bir şey yapsak tepkimiz ne olur ? Bunun tartışılmasında fayda var diye düşünüyorum. Sosyal medyadaki paylaşımlarla ilgili suç oluşturan eylemler için biz ilgili kuruluşlara yargı olarak yazı yazıyoruz. Diyoruz ki "ey kuruluş bu paylaşımı yapan hesap sahibi kim bana bildir" Geçmişte sadece terör suçları, cinsel saldırı suçları ve çocuk pornografisi, insan ticareti gibi ağır suçlarda bu bilgiyi paylaşıyorlardı. Bunun dışında hakaret, tehdit, şantaj gibi suçları maalesef bu verileri paylaşmıyorlar. 15 Temmuz 2016 sonrasında her türlü suç tipi için bu kuruluşlar veri paylaşımını durdurdu. Bizim üyesi olduğumuz bu kuruluşlar benim ülkemin insanının mağdur olduğu bu suçlara ilişkin benimle işbirliği yapmıyor" ifadelerini kullandı.
"Dolandırıcılara giden paralar yarın mermi olarak geri dönebilir"
Telefonla dolandırıcılık olaylarının giderek arttığını dile getiren Kutanoğlu, "Telefonla arayarak hakkınızda bir hesap açıldığını, hakkınızda bir soruşturma var olduğunu söyleyerek birçok insan dolandırılabiliyor. Arada ben polisim, savcıyım diyor. Devletin hiçbir görevlisi bu yöntemle ne para ister ne tehdit eder böyle bir şey yok. Bu suçların mağdurları artmaya devam ediyor. Bunların önüne geçelim. Dolandırma olaylarında elde edilen paranın hangi örgütü finanse ettiği belli değil. Yarın o giden paralar bize mermi olarak geri dönebilir" dedi.
Vali Yavuz: "Abdestimizden eminiz deniliyor ama bu yetmiyor"
Trabzon Valisi Yücel Yavuz ise, yaptığı konuşmada, yaşlıların bile akıllı telefon istediğini dile getirerek "Normalde kişisel verilerin paylaşılmasına kimse bir şey demiyor. Önemli olan bu verilerin kötü kullanımının önüne geçmek. Yaşlılarımız, büyüklerimiz bile teknoloji olan telefonları istiyor. Torunuyla görüntüle konuşmak istiyor. Abdestimizden eminiz deniliyor ama bu yetmiyor. Evet tuşuna basmadan önce ne yaptığımızın farkında olacağız. Dünya teknoloji ile yarışıyor. Dikkatli olmak durumundayız. Devletimiz bu konuda düzenlemeyi yaptı inşallah bunun neticesi alınacaktır. Kişisel verilerimizin güvence altında olduğumuzu bilmemiz lazım" ifadelerini kullandı.