Memur-Sen İstanbul İl Başkanlığı bağlı sendikalardan 15 Temmuz için ortak basın açıklaması: 15 Temmuz’u unutmayacak ve unutturmayacağız

Bugün, hain darbe girişiminin 7. yıl dönümü. FETÖ terör örgütüne mensup üniformalı darbeci askerler, 15 Temmuz 2016'da masum 251 vatandaşı şehit etti. Darbe girişiminin üzerinden 7 yıl geçti. Bu kapsamda her yıl 15 Temmuz'da çeşitli etkinlikler ile şehit ve gaziler çeşitli etkinliklerle anılıyor.

Bu kapsamda Memur-Sen İstanbul İl Başkanlığı çatısı altında toplanan Eğitim Bir Sen, Birlik Haber Sen ve Diyanet-Sen ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Basın açıklamasını Memur-Sen İstanbul İl başkan yardımcısı Ali Şükrü Yılmaz yaparken basın açıklamasına Eğitim Bir Sen şube başkanı Bilal Duran, Birlik Haber Sen Şube başkanı Halil İbrahim Derim, Memur-Sen İstanbul Kadın komisyonu başkanı Beytül Demir ve Diyanet-Sen İstanbul 4 Nolu şube başkan Vekili Orhan Tekin katıldı.

O gece kanlı darbe girişimini püskürtmek için top yekün tüm üyeleriyle birlikte milli iradeye sahip çıktıklarını ifade eden başkanlar, 15 Temmuz’u unutmayıp gelecek nesillere de unutturmayacaklarını ifade ettiler.

Basın açıklamanın tam metni için sayfayı kaydırın.

İŞTE SENDİKALAR TARAFINDAN HAZIRLANAN 15 TEMMUZ METNİ

15 Temmuz “işgal” girişiminin üzerinden tam yedi yıl geçti. O gecenin adil şahitleri olarak bugünden geriye baktığımızda eğer o gece aziz millet göğsünü siper edip darbeyi engellememiş olsaydı, ülkemizin ve mazlum coğrafyaların, başına neler gelebileceğini daha net görüyoruz.

O gece, genci-yaşlısı, kadını-erkeği direndi.O gece, Çanakkale’yi geçilmez kılanların torunları direndi..O gece, dünyanın dört bir yanında mazlumların ellerini semaya açarak ettikleri dualar arşa ulaşırken, bu toprakları bize vatan kılan tertemiz inanç direndi.O gece, bu gençlerden bir şey olmaz yaftası yapıştırılmak istenen, gençlik direndi. O gece “sen”, “ben” yok, sadece “biz” ve milyonlarca vatan evladı direndi.

Bu Millet bir ve beraber hareket edince yıkılamayacağını gösterdi. Darbenin taşeronu FETÖ’ye de FETÖ’nün patronu üst akıl denen küresel çeteye de zilleti yaşattı. O gece istiklal için “sela” okuyanlar, ihanet için “bela” okuyanları mağlup etti.15 Temmuz küresel çetenin, 60 yıldır beslediği, büyüttüğü, taşeron örgütü fetöyü bütün gücüyle sahaya sürdüğü gecenin adıdır. O gece, Milletimizin ülkeyi savunması için ellerine verdikleri silahları, bu masum millete doğrultan çetenin ettiği ateşi Çanakkale’de olduğu gibi şehadet aşkıyla göğsünde söndürdüğü gece oldu.

15 Temmuz Dünyada eşi benzeri olmayan, kutlu bir direniştir. 15 Temmuz, 251 şehidin şehadetle buluştuğu ve 2 bin civarında gazinin olduğu gecenin adıdır. Ülkemize biçilmek istenen rolün, okyanuslar ötesinden gelip bu coğrafyayı dizayn etmek isteyenlerin planlarının yüzlerinde parçalandığı gecenin adıdır.

O gece, emperyalizmin taşeronu; FETÖ devletimizin kılcal damarlarına; emniyetten/ asayişe, yargıdan/orduya kadar devletin bütün kademelerine sinsice sızarak milletimizin silahlarıyla yine milletimize silah doğrulttular. Fakat başaramadılar!

O gece; sütçü imamların, nine hatunların torunlarının emanete sahip çıkmak adına yeniden sahaya çıktıkları Küresel çetenin, taşeron örgütü fetöye sahayı dar ettikleri gecenin adıdır.

Kökleri tarihin derinliklerine kadar inmiş bu aziz milleti diz çöktüremediler!

Millet, sayın cumhurbaşkanının çağrılarına uyarak darbecilere karşı sokaklara indi ve iradesine ölüm pahasına sahip çıkacağını gösterdi. O karanlık gece de Memur-sen Bütün teşkilatıyla ve tüm iş kollarıyla sahada oldu.

Camiilerimizden okunan selalar adeta ebabil kuşların ayak seslerini hatırlattı. darbecilere korku, vatanını savunan milletimize güven verdi.

Darbe girişiminin ilk saatlerinde Genel Başkanımız Ali Yalçın’ın çağrısıyla 81 ilde bütün teşkilatlarımızla, örgütlü birlikteliğimizle, yaşlı-genç, kadın-erkek meydanlara çıkarak emperyalizmin namluları önünde set, salâlarla kurulan mevzide nefer olduk.

O gece ailemizden dört kardeşimizi, milletin iradesine halel gelmesin diyerek göğsünü siper eden dört yiğidimizi şehadete yürüdü.

Prof. Dr. İlhan VARANK’ı, Yusuf ELİTAŞ’ı, Ali ALITKAN’ı, Cuma DAĞ’ı Kutlu Nebi’nin, Peygamberimiz’in misafirliğine teslim ettik. Ruhları şad, mekânları cennet, makamları âli, mevzileri cemalullah olsun. Bu kutlu direnişte gazilik makamına eren gazilerimizi de şükranla yâd ediyor, hayırlı ve uzun ömürler diliyoruz. Evet… İşgal girişiminin üzerinden tam yedi yıl geçti. Ve biz o gecenin adil şahitleri olarak bugünden geriye baktığımızda ve sonraki süreçteki gelişmeleri daha serin kanlı bir şekilde değerlendirdiğimizde, ülkemizin, emperyalistler tarafından oluşturulan kirli kurgulara nasıl maruz bırakıldığını daha görüyoruz.

15 Temmuz milat olmak üzere sonraki süreçte FETÖ, PKK/PYD ve DEAŞ arasındaki kirli ittifak deşifre olurken, emperyalist pusuları millet olarak dağıttık, üzerimize kurulan oyunları da bir bir bozduk.

Tarihi boyunca bir çok kere ateşle imtihana muhatap olmuş milletimiz daha önce yine birçok kere yaptığı gibi müstebitlere ve pArkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın; Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın. Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın… Kim bilir, belki yarın… belki yarından da yakın. usuculara aynı cevabı vermiş;

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;

Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.

Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…

Kim bilir, belki yarın… belki yarından da yakın.

dizelerinde ifadesini bulmuş istiklal ve istikbal destanının bir kere daha yazmıştır.

Her şey bu derece netken, biz kimi sulandırmalara rağmen, sürecin gerçek anlamda işgal operasyonu olduğunu çok iyi biliyoruz.

Algıların gelip geçiciliğine bakmadan, olguların nasıl dönüştüğünü özellikle 15 Temmuz’un nasıl bir düğüm olduğunu görmek isteyenlerin politik önyargılardan arınarak son yedi yılda neler yaşadığımızı, hatta içinden geçtiğimiz sürecin nereye evrildiğini iyi izlemelerini tavsiye ederiz.

Buradan hareketle son söz olarak bir kere daha tekrarlıyoruz:

15 Temmuz milletin direnişiyle zaferle neticelenmiş bir direniş destanıdır. 15 Temmuz’u unutmayacak ve unutturmayacağız. Şehitlerimizin emanetine sahip çıkacağımıza söz konusu vatan olduğunda canımızı verme pahasına tereddüt etmeden ülkemizi ve bağımsızlığımızı koruyacağımıza emekçiler olarak söz veriyoruz.