18 Ekim Dünya Menopoz Günü nedir? Menopoz Günü hakkında herşey
18 Ekim Dünya Menopoz Günü nedir? Menopoz nedir? Yaşı kaç? Belirtileri nelerdir? soruları arama motorlarında sıkça araştırılmaktadır. Biz de sizler için bu merak edilenleri araştırdık. İşte menopoz ile ilgili tüm detaylar...
Dünya Menopoz Günü olmasından dolayı internette bugünle ilgili sorular araştırılmaya başlandı. Peki 18 Ekim Dünya Menopoz Günü nedir? Menopoz nedir? Yaşı kaç? Belirtileri nelerdir? Tüm merak edilenler haberimizde...
18 EKİM DÜNYA MENOPOZ GÜNÜ NEDİR?
Uluslararası Menopoz Topluluğu (IMS) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tüm dünyadaki kadınların menopoz ve menopoz ile ilgili sağlık sorunları açısından bilinçlendirilmesi amacıyla 18 Ekim’i Dünya Menopoz Günü olarak kabul etmiştir. Menopoz, kelime anlamı olarak kadının adet görmemesi ve doğurganlığın sona ermesidir. Türkiye’de menopoza girme yaşı 47-49, dünyada ise 50-52 yaş civarıdır.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, 2030 yılına kadar 50 yaş ve üzerindeki kadınların sayısı 1,2 milyarı bulacak ve bu kadınların neredeyse tamamı hayatının geri kalanını menopoz ile birlikte yaşayacaktır.
Menopoza bağlı sorunlar kadınların yaşam kalitesini düşürüyor
Menopoza giriş birdenbire ve aniden olmamakta yıllarca devam eden bir sürecin sonunda ortaya çıkmaktadır. Menopozdaki temel değişiklik kadınlık hormonu olan östrojenin yumurtlamanın durması sonucu azalmasıdır. Bunun sonucunda kadında 40 lı yaşlarından itibaren başta ateş basmaları, terleme, çarpıntı olmak üzere, uykusuzluk, sinirlilik, depresyon, unutkanlık, halsizlik, cinsel istekte azalma, kemik erimesi ve buna bağlı kırıklar, damar sertliği, diğer kalp-damar sistemi hastalıkları gelişme eğilimi, cinsel organlarda atrofi, kuruluk, ağrılı ilişki, idrar kaçırmaya kadar varan üriner sistem sorunları ortaya çıkabilmektedir
Hormon düzeyleri değerlendirilerek yapılan Hormon Replasman Tedavisi ile şikayetler en aza indirgenebilmektedir. Yine bu dönemde, yaşam kalitesini artırmak adına, kalsiyum içeren gıdaların tüketimine önem verilmesi, D vitamini alabilmek için gün ışığından faydalanılması, kafein, şeker, tuz, alkol ve sigaradan uzak durulması, düzenli egzersiz ve yürüyüşler yapılması, sağlık kontrollerinin aksatılmaması önerilir. Ayrıca menopoz dönemi meme ve jinekolojik kanserlerin sık görüldüğü bir dönemdir. Bu nedenle mamografi, pelvik ultrasonografi ve servikal smear taramalarının mutlaka yapılması gereklidir.
MENOPOZ NEDİR?
Menopoz bir kadının gördüğü son adet kanamasına verilen isimdir. Bundan sonraki yıllar “postmenopozal” dönem olarak bilinir. Menopoza doğru yaklaştıkça bazı değişiklikler başlar ve bir süre sonra menopoz olur, işte bu menopoz öncesi döneme ise “premenopozal” dönem denir. Her iki dönemin toplamı 8-10 yıl bile olabilir ve bu dönemde kadın hem ruhsal ve hem de fiziksel bir geçiş süreci yaşar. Bu geçiş süreci kimi kadınlarda çok sessiz kimilerinde ise çok olaylı olabilir. Menopozda önce adet kanamaları sıklaşır, daha sonra adet kanamalarının arası açılır ve son adetten sonra başka kanama olmaz.
MENOPOZ YAŞI KAÇTIR?
Yapılan araştırmalara göre Türkiye'de menopoz yaşı 45 yaş üstü grubu kapsıyor. Uzmanların yaptığı araştırmalara göre menopoz yaşı ülkeden ülkeye değişim gösteriyor bu da menopoz yaşının kalıtımsal olabileceğini gösteriyor. Öte yandan eğer 35 yaş altı kadınlarda adet kesilmesi yaşanıyorsa, buna erken menopoz dönemi deniyor. Menopoz 35 yaşından evvel yaşanabildiği gibi bazı durumlarda 55 yaşından sonra da ortaya çıkabiliyor. Uzmanlar 55 yaş üstü kadınlarda yaşanan menopoz dönemlerinin rahim kanserine kapı açabileceğini dile getiriyor.
MENOPOZ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Menopoz bir hastalık değil, kadın hayatında üreme çağının bittiğini işaret eden doğal bir dönemdir. Kadınlarda 12 ay boyunca hiç menstrüel kanama olmadığında menopoz tanısı kesinleşir. Menopoz öncesi dönem olarak adlandırılan dönemde yumurtalıklardan salgılanan başta östrojen hormonu olmak üzere, hormon düzeylerinde dalgalanmalar olur, bir süre sonra yumurtalar tükenir ve yumurtalıklardan hormon salınımı durur. Tüm bu değişikliklerin sonucunda da menstruel kanamalar kesilir. Yıllarca devam eden bir süreç olan menopoz öncesi ve sonrası dönemde bazı kadınların hiç şikayeti olmaz ya da çok hafif şikayetleri olabilirken; bazı kadınlar çok daha ağır sıkıntılar yaşayabilir.
Menopoz döneminde görülebilecek şikayetler şunlardır;
1. Menstrüel kanama düzeninde değişiklik, kısa ya da uzun süreçli kanama, kanama miktarında artış ya da azalma,
2. Sıcak basmaları ve terlemeler,
3. Uykuya dalmada zorlanma ve uyuma süresinde kısalma gibi uyku bozuklukları,
4. Çarpıntı,
5. Depresyon ve duygu durum değişiklikleri,
6. Unutkanlık,
7. Çabuk sinirlenme,
8. Baş ağrısı,
9. Saçlarda dökülme ve incelme,
10. Halsizlik ve kas eklem ağrıları,
11. Ciltte- gözde veya ağızda kuruluk,
12. Vajinal kuruluk, cinsel ilişkide ağrı ve cinsel istekte azalma,
13. Ani sıkışma hissi, idrar kaçırma ve sık idrara çıkma,
14. Vajinal enfeksiyonlar ve idrar yolu enfeksiyonu riskinde artış,
15. İştah artışı, metabolizmada yavaşlama ve buna bağlı olarak kilo artışı
ERKEN MENOPOZUN NEDENLERİ NELERDİR?
Genetik: Annenizin menopoza girme yaşı, sizin menopoza giriş yaşınızı belirleyebiliyor. Dolayısıyla erken menopoz için tıbbi bir neden yoksa altta yatan faktör genetik geçiş olabiliyor
Sigara içmek: Birkaç çalışmanın analizi, uzun süredir ya da düzenli sigara içen her 10 kadından birinin erken menopoz için risk altında olduğunu gösteriyor. Yapılan çalışmalara göre; günde 20'den fazla sigara içen kadınlar, içmeyen kadınlardan 2 yıl önce menopoza giriyor. Bunun sigara dumanında bulunan polisiklik hidrokarbonlardan kaynaklı olduğu düşünülüyor.
Çok zayıf veya çok kilolu olmak: Çok zayıf olmak, örneğin yağ kitle indeksinin yüzde 12’in altında olması daha az yağ dokusu ve östrojen deposuna sahip olmak demek. Bu tablo da adetlerin kesilmesine ve bu kadınların üçte birinin erken menopoza girmesine neden olabiliyor. Bunun tam aksine çağımızın önemli bir problemi olan obezite de erken menopoza yol açan önemli etkenler arasında yer alıyor.
Egzersiz yapmamak: Hareketsiz bir yaşam tarzı, aşırı hormonların ve toksinlerin vücutta birikmesine neden oluyor. Hormonların vücutta birikimi ile toksinler de erken menopoz nedeni olabiliyor. Bunun aksine egzersizle kalp hızımız artıyor, bu da vücuda daha fazla oksijenli kanın pompalanmasını sağlıyor. Dolaşımdaki bu artış toksinlerin giderilmesine de yardımcı oluyor. Ayrıca egzersiz vücut ısısını arttırarak ter bezlerini tetikliyor. Ter vücutlarımızın toksinlerini atmasının başka bir yolu. Bu nedenle haftada en az 3 gün, mümkünse 5 gün spor yapmayı ihmal etmeyin.
D vitamini eksikliği: Çalışmalarda D vitamini eksikliğinde daha az folikül, yani yumurta geliştiği gözlenmiş. Bunun dışında beslenme açısından, gıda kaynaklarından en çok D vitamini alan grupla en az alan kadınların kıyaslandığı çalışmalarda, D vitamini alan grupta erken menopoz riskinin yüzde 17 daha düşük olduğu tespit edilmiş. Bu nedenle beslenmede D vitamini içeren besinler de düzenli olarak tüketilmeli. Ayrıca mart-ekim ayları arasında güneş kremi sürmeden, her gün 11.00-15.00 saatleri arasında, 25-30 dakika güneşlenmek çok önemli. Her sene mutlaka D vitamini seviyesine baktırılıp, gerekirse takviye ilaç almak için doktora başvurmakta da fayda var.
Kalsiyumdan eksik beslenme: Çalışmalarda gıda kaynaklarından en çok kalsiyum alan kadınlarda erken menopoz yüzde 13 oranında daha az gözlenmiş. Bu nedenle kalsiyumdan zengin beslenmeye özen gösterin. En önemli kalsiyum kaynakları ise süt ve süt ürünleridir. Bunun dışında pekmez, susam, kurubaklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, kuru meyveler, fındık ile fıstık da kalsiyumu zengin gıdalar arasında yer alıyor.
Stres: Psikolojik stres üremeyle ilişkili hormonal sistemde değişikliğe neden olabiliyor. Yapılan araştırmalar, kronik endişe, hüzün, korku ve diğer olumsuz duyguların, üreme sistemi ekseni işleyişini değiştirerek erken menopoza yol açabileceğini tespit etmiş. Çalışmalara göre psikolojik stres beynin hipotalamusunda bazı moleküllerin açığa çıkmasına neden oluyor. Bu moleküller de üreme sistemindeki işleyişi bozuyor.
Çeşitli kimyasallar: Bazı kozmetik ürünlerde bulunan kimyasallar ve teflon ürünlerinin de yumurtalıklara zarar verebileceğini gösteren çalışmalar da mevcut. Zararlı olduğu bilinen propanediol, metilolakrilamid ile monometil eter gibi kimyasal maddeleri içeren ürünleri hayatınızdan çıkartmanız çok önemli. Ayrıca mümkün olduğunca organik gıdalar alın. Organik olmayan bazı gıdalar genellikle pestisitler, herbisitler, koruyucu hormonlar ve antibiyotikler içerebiliyor. Emin olmadığınız musluk suyunu içmemeye de özen gösterin.
Vejeteryan diyet: Vejeteryan diyetin de erken menopoza yol açtığını gösteren çalışmalar mevcut. Amerika’da yapılan bilimsel bir çalışma, bunun aksine süt ürünleri gibi hayvansal gıdalar, D vitamini ile kalsiyumdan zengin beslenen kadınlarda erken menopoz riskinin daha düşük olduğunu göstermiş.
Kromozomal nedenler: Tamamlanmamış bir kromozomla, örneğin Turner Sendromu ile doğanlarda ya da Down Sendromu gibi fazladan kromozoma sahip olanlarda yumurtalıklar düzgün çalışmayabiliyor. Bunun sonucunda da erken menopoz gelişebiliyor.
Otoimmün hastalıklar: Erken menopoz tiroit ve romatoid artrit gibi otoimmün (bağışıklık sistemi) bir hastalığın sonucu da gelişebiliyor. Otoimmün hastalıklarda, bağışıklık sisteminde bir bozukluk mevcut oluyor ve bağışıklık sistemi kendi dokusunu yabancı olarak algılayıp, ona saldırıyor. Vücudun savunma sistemi yumurtalıkları da yabancı doku olarak algılayıp saldırarak, hormon yapımını önlüyor ve yumurtaların beklenenden daha kısa zamanda tükenmelerine yol açabiliyor.
Enfeksiyonlar: Kabakulak, erken menopozla bağlantılı en yaygın hastalık. Hafif geçen enfeksiyonlar bile yumurtalık yetmezliği oluşturabiliyor. Bunun dışında pelvik tüberküloz olguların yüzde 3'ünde de erken menopoz görülüyor.
Kanser tedavisi: Kemoterapi için kullanılan bazı ilaçlar ya da kanser için pelvik radyasyon tedavileri de yumurtalıklara zarar verebiliyor. Bu nedenle tedavi öncesi üremeyi koruyucu tedavilerin uygulanması çok önemli.
Cerrahi nedenler: Yumurtalıkların operasyonla alınması da erken menopoza yol açıyor. Öte yandan rahim ameliyatı olan bazı kadınlarda rahim alındığı halde yumurtalıklar bırakılıyor. Bu durumda yumurtalıklar hormon salgılamaya devam edeceği için hemen menopoza girilmiyor. Ancak yapılan cerrahi işlem bazen yumurtalıkların kan akışını etkileyebiliyor. Bu durumda yumurtalıklar korunsa bile beklenen süreçten önce menopoza girilebiliyor.
MENOPOZ NASIL ANLAŞILIR?
Menopozun tanısının erken konulması önemlidir. Çünkü menopozdaki kayıpların önemli bir kısmı ilk bir yılda gerçekleşir. Erken tanı erken tedaviyi sağlar. Seyrek adet gören, sıcak basmaları ve psikolojik rahatsızlıkları olan bir kadından adetin üçüncü günü alınan kanda FSH ve LH hormonları artmışsa menopoz tanısı konabilir. Düzensiz adet gören bir kadında FSH düzeyi 40 pg/ml üzerinde ise menopoz tanısı kesinlikle konur. FSH düzeyi 25-40 pg/ml arasında ise premenopoz olduğu, bu dönemdeki kadınların seyrek de olsa hamile kalabileceği düşünülür. Ancak düzensiz kanamaları olan her kadında gebelik ve düzensiz kanamaya sebep olan diğer hastalıklar araştırılmalı, ultrason yapılmalıdır.
HORMON TEDAVİSİ KİMLERE UYGULANIR?
Menopoz sürecini menopoz öncesi (premenopoz) ve menopoz sonrası (postmenopoz) olmak üzere iki gruba ayırdıklarını belirten Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak, "Menopoz sonrası dönemde kadınlar adetten kesiliyor. Hormonal durumda total bir değişiklik oluyor. En önemli etkisi östrojenin vücutta düşmesi. Vücuda gençlik veren bu hormonun düşmesiyle bazı bulgular kendini gösteriyor. En önemli bulgular, sıcak basması, fenalık hissi, gece terlemeleri, depresyona eğilim, kendini huzursuz hissetme gibi şikayetleri. Bu şikayetler bazen çok şiddetli seyredebiliyor bu kadınlarda seçici olarak hormon tedavisi verilebiliyor. Hormon tedavisi meme kanseri riski olmayan, sigara içmeyen kadınlarda kontrollü olarak verilebiliyor. Ancak hasta 35-40 gibi çok erken yaşta menopoza girdiyse gençlik halini, kemik yapısını korumak, kolesterolünü düşük tutmak için senede bir kez mamografisini çektirerek kontrollü bir şekilde hormon tedavisi verilmelidir. Hiçbir şikayeti olmadan kişilere hormon tedavisini gerekli görmüyoruz" dedi.
MENOPOZ DÖNEMİNDE NE YAPILMALI?
Menopoz sürecinde dengeli ve sağlıklı bir diyet, yeterli kalsiyum ve D vitamini almak, sigara alkol ve diğer toksik maddelerden uzak durmak, yağdan fakir antioksidandan zengin gıdalarla beslenmek önerilir. Ayrıca düzenli egzersiz kemik kaybını yavaşlattığı gibi, aşırı kilo alımını ve buna bağlı olarak gelişebilecek kalp şeker hastalığı gibi hastalıkların riskini azaltır. Düzenli egzersiz yapan kişilerde depresyon ve bilişsel fonksiyonlarda azalma riski de çok daha düşüktür. İdrar kaçırma şikayetleri olan kişiler pelvik taban kaslarını güçlendiren kegel egzersizlerinden fayda görebilir.