18 Mart Çanakkale Zaferi video

18 Mart Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümünün yaklaştığı şu günlerde Çanakkale Destanı'nı merak eden vatandaşlar, 18 Mart Çanakkale Zaferi video başlığı ile internette aratmalarını sürdürüyor. Biz de konuyla ilgili tüm bilgileri haberimizde derledik.

 Video ve Yerel Haberler Editörü

18 Mart Çanakkale Zaferi video başlığı şu sıralar internet mecrasında sıkça aratılanlara arasına girdi. Biz de konuyla ilgili tüm bilgileri haberimizde derledik.

18 Mart 1915'te Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Birinci Dünya Savaşının kaderini değiştirdiği ve ulusal bağımsızlığımız için büyük bir adım atılan Çanakkale Destanı'nda yapılan savaş, tüm dünyaya Anadolu halkına verdiği azim, umut ve kararlılığını bir kere daha göstermiştir. Bu durumdan hareketle o yıllarda neler yaşandığı ile ilgili bir videoyu biz de haberimizde yer verdik.

18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ VİDEO | 18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ İLE İLGİLİ VİDEO

18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ SÖZLERİ

Her zaman gönlümüzde yaşayacak aziz şehitlerimiz ve gazilerimizin kahramanlıklarla dolu hatıraları, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere inanarak emanet ettiği Cumhuriyetimizin yaşatılmasının en büyük teminatı olacaktır. Çanakkale Zaferiniz kutlu olsun aziz şehitlerimizi minnetle anıyoruz.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda. Şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.

Milletimiz, mukaddes vatanımızın korunması için canlarını veren şehitlerini ve gazilerini hiçbir zaman unutmayacak, onların bıraktıkları kutsal mirasa, vatanımıza ve bayrağımıza onurla sahip çıkacaktır.

Bugün, zaferlerin en büyüğü, günlerin en anlamlısı olan Çanakkale Zaferi ve Şehitler Gününü idrak etmekteyiz.

Çanakkale Deniz Zaferi Birinci Dünya Savaşı içinde ayrı bir özelliği olan, tarihin akışını değiştiren, bağımsızlığı uğruna canını vermekten çekinmeyen Türk milletinin kahramanlık destanıdır. Çanakkale Zaferiniz kutlu olsun aziz şehitlerimizi minnetle anıyoruz.

18 Mart Çanakkale Zaferi video

Çanakkale Zaferi; vatan topraklarını korumak için şahlanan Türk ulusunun muhteşem bir destanıdır.

18 Mart 1915, Türk tarihinde bir askeri ve siyasi başarı olmaktan öte inanç, azim ve yiğitlikle örülmüş bir destanın yaradılış tarihidir. Zaferiniz kutlu olsun…

Türk milletinin Çanakkale'de elde ettiği zafer, bütün dünyaya verilmiş bir insanlık dersidir.

Bu destansı zaferin temelinde güçlü bir inanç, büyük bir vatan aşkı ve özgürlük tutkusu vardır. Çanakkale şehitlerimizi minnetle anmaktayız.

Dur yolcu bilmeden gelip bastığın bu toprak bir devrin battığı yerdir. Çanakkale zaferimiz kutlu olsun.

Çanakkale Zaferi'nin 103. yıldönümünü kutluyor; bugünlere ulaşmamızı sağlayan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, vatanın bölünmez bütünlüğü ve Türk milletinin huzur ve güvenliği için hayatlarını feda etmekten çekinmeyen aziz şehitlerimizi minnet ve saygıyla anıyorum.

18 Mart Çanakkale Zaferi video

18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ ŞİİRLERİ

Çanakkale Sehitlerine

Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?

En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,

-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya-

Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.

Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!

Nerde -gösterdiği vahşetle- "bu: bir Avrupalı! "

Dedirir -yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,

Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!

Eski Dünyâ, Yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,

Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer. (1)

Yedi iklîmi cihânın duruyor karşına da, (2)

Ostralya'yla berâber bakıyorsun: Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;

Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.

Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...

Hani, tâ'ûna da züldür bu rezîl istîlâ!

Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asîl,

Ne kadar gözdesi mevcûd ise, hakkıyle sefîl,

Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;

Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.

Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...

Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.

Sonra mel'undaki tahrîbe müvekkel esbâb,

Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;

Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;

Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,

Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;

O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,

Boşanır sırtlara, vâdîlere, sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,

Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere,

Sürü hâlinde gezerken sayısız tayyâre.

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermîler...

Kahraman orduyu seyret ki bu tehdîde güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;

Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat îman?

Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?

Çünkü te'sis-i İlâhî o metîn istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,

Beşerin azmini tevkîf edemez sun'-i beşer;

Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedî serhaddi;

"O benim sun'-i bedî'im, onu çiğnetme" dedi.

Âsım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.

Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...

O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,

Yaralanmış tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, (3)

Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!

Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i...

Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

"Gömelim gel seni târîhe" desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...

Seni ancak ebediyyetler eder istîâb.

"Bu, taşındır" diyerek Kâ'be'yi diksem başına;

Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,

Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan, (4)

Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;

Sen bu âvîzenin altında, bürünmüş kanına,

Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,

Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;

Gündüzün fecr ile âvîzeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...

Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.

Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini,

Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddîn'i,

Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...

Sen ki, İslâm'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;

Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;

Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,

Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...

Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,

Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.

Mehmet Akif Ersoy

Bir Yolcuya

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın

Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.

Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın

Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda

Gördüğün bu tümsek Anadolu'nda,

İstiklal uğrunda, namus yolunda

Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,

Son vatan parçası geçerken ele,

Mehmed’in düşmanı boğdugu sele

Mübarek kanını kattığı yerdir.

Düşün ki, haşrolan kan, kemik, etin

Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin

Bir harbin sonunda bütün milletin

Hürriyet zevkini tattığı yerdir.

Necmettin Halil Onan

18 Mart Çanakkale Zaferi video

Akıncılar

Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik;

Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!

Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!

Bir yaz günü geçtik Tuna\'dan kaafilelerle...

Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan.

Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan.

Bir gün dolu dizgin boşanan atlarımızla

Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla...

Cennette bugün gülleri açmış görürüz de

Hâlâ o kızıl hatıra titrer gözümüzde!

Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik;

Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!.

Yahya Kemal Beyatlı

BIRAK BENİ HAYKIRAYIM

Ben en hakîr bir insanı kardeş sayan bir rûhum;

Bende esîr yaratmayan bir Tanrı'ya îman var;

Paçavralar altındaki yoksul beni yaralar;

Mazlumların intikamı olmak için doğmuşum.

Volkan söner, lâkin benim alevlerim eksilmez;

Bora geçer, lâkin benim köpüklerim kesilmez.

Bırak beni haykırayım, susarsam sen mâtem et;

Unutma ki şâirleri haykırmayan bir millet,

Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir;

Zaman ona kan damlayan dişlerini gösterir,

Bu zavallı sürü için ne merhamet, ne hukuk;

Yalnız bir sert bakışlı göz, yalnız ağır bir yumruk!..

Mehmet Emin YURDAKUL

Bir Memet Daha

Topraktan mı çıktı yarı toprak bir yaratık,

Gökten mi indi yarı gök bir kartal.

Bir Memet daha var oldu o sıra,

Tepenin doruğunda kalpağı al.

Bir Memet olduğu besbelli,

Saçları başakta, gözleri çiçekte.

Elleri ayakları öylesin kocaman,

Yüzü altı Memet\'in yüzüne öylesin benzemekte.

Vardı üç adımda masalcana,

Ağzı duman tüten makineliye, dev.

Kabzayı kavrar kavramaz bastı tetiğe

Fışkırdı namludan sonsuz bir alev.

Allah Allah, şaştı bütün dağlar, bütün gök,

Şaştı dost düşman.

Bu kimdir, bu kaçıncı Memet\'tir,

Ölülerde dirilerde dondu kan.

Görsen efsane, görmesen efsane,

Duysan efsane.

Uzak mıdır bayraktan düşen,

Yakın mıdır ne?

Bir parıltı bir parıltı tarihten,

Tanrıca dik.

Yurdun ulusun kutsal gücü,

Bu yedinci Memet, Memetçik.

Fazıl Hüsnü Dağlarca

Etiketler :
0
0
0
0
0
0
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT