4. Uluslararası İyilik Ödüllerini alacak isimler belli oldu

Diyanet İşleri Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 4’ncüsü düzenlenen Uluslararası İyilik Ödülleri’nin bu yılki sahiplerini açıkladı.

Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu konferans salonunda düzenlenen basın toplantısında, dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanmış bin 500 iyilik hikayesi arasından yapılan titiz çalışma sonucunda 7 kişiye ödül verileceğini ifade etti.

Türkiye Diyanet Vakfının Türkiye’deki 1000 şubesi ve hizmet götürdüğü 140 ülkedeki paydaşlarıyla birlikte yapmış olduğu ortak çalışma sonucu ödül sahiplerini belirlediklerini söyleyen Erbaş, “Bildiğiniz gibi bugün geleneksel hale getirdiğimiz, uluslararası iyilik ödüllerinin sahiplerini sizlerle paylaşmak amacıyla bir araya gelmiş bulunuyoruz. İyiliği yaymak ve farkındalığı artırmak için yaşanmış iyilik hikâyelerini ve iyilik öncülerini, Türkiye Diyanet Vakfı Uluslararası İyilik Ödülleri programı ile bir kez daha ödüllendireceğiz. Türkiye Diyanet Vakfımız 1000 şubesi ve hizmet götürdüğü 140 ülkedeki iyilik paydaşlarıyla birlikte bu sene 4’üncüsünü tespit etmek üzere yaptıkları ortak çalışma ile dünyada her biri birer destan olan iyilik faaliyetlerinden 1500’ e yakın iyilik hikâyesi Türkiye Diyanet Vakfı Genel Merkezine ulaştırılmıştır. Komisyonlar marifetiyle bu iyilik hikâyeleri etraflıca incelenmiş ve bunların içerisinden 7 tanesinin hem milletimize hem de insanlığa duyurulmasına karar verilmiştir” dedi.

“Müslümanlar, iyilik yapmanın kesintisiz halini vakıflar marifetiyle kurumsallaştırmıştır”

Konuşmasının başında iyilik yoluna emek ve gönül veren herkese teşekkür eden Erbaş, İslam Medeniyetinin bir iyilik ve ihsan medeniyeti olduğunu ifade etti. Erbaş sözlerini şöyle sürdürdü;

“ İnsana dünya ve ahiret huzuru vad eden İslâm dini; iyilik, ihsan, yardımlaşma, paylaşma, sosyal adalet, barış gibi değerleri yaşamayı ve yaşatmayı hedeflemektedir. Hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’in pek çok ayetinde iyilik, yardımlaşma ve paylaşma teşvik edilmiş ve emredilmiştir. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hayatı ve hadisleri de iyilik ve paylaşmayla alakalı muhteşem uygulamalarla doludur. Allah Resul’ünün yanında yetişip ondan öğrendiklerini en güzel şekilde hayata tatbik eden ashabın yaşantılarında, iyiliğin en güzel örneklerini görmekteyiz. Kitabımız Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamber’in (s.a.v) sünneti rehberliğinde, ma’ruf temeli üzerine yükselen İslam medeniyeti; iyilik ahlakını, hayır işleme bilincini İslam’ın ulaştığı bütün toplumlara taşımıştır. Müslümanlar, iyilik yapmanın kesintisiz halini ve ihsan bilincini vakıflar marifetiyle kurumsallaştırmıştır. İslam toplumlarında birçok konuda ihtiyaç duyulan hizmetler, vakıflar eliyle gerçekleştirilmiştir. Eğitim, sağlık, şehirleşme, hayır hizmetleri, dinî ve kültürel hizmetler başta olmak üzere birçok sosyal çalışmalar ‘vakıf’ çatısı altında hayat bulmuştur. İslam tarihinde binlerce vakıf kurulmuştur. Sadece Anadolu’da kurulan vakıf sayısı 7 bini aşmıştır.  Bu inanç ve ahlak üzerine, iyiliği âleme hâkim kılma ideali ile inşa edilen İslam medeniyeti bir vakıf medeniyetidir.”

“Gayemiz kötülüklerin yeryüzünü kuşattığı, vicdanları esir aldığı bir dünyada iyiliği hâkim kılmak”

Türkiye Diyanet Vakfı Uluslararası İyilik Ödülleri programının sadece bir ödül töreni olmadığını vurgulayan Erbaş, programın kötülüklerin yeryüzünü kuşattığı, vicdanları esir aldığı bir dünyada iyiliği hakim kılma gayesi taşıdığını belirtti.

Başkan Erbaş, “Türkiye Diyanet Vakfı Uluslararası İyilik Ödülleri aslında sadece bir ödül töreni ya da iyiliği ödüllendirme çalışması değildir. Kötülüklerin yeryüzünü kuşattığı, vicdanları esir aldığı bir dünyada iyiliği hâkim kılmak, iyiliği gündem yapmak adına zihinlerde ve gönüllerde farkındalıklar oluşturmaktır. İyilik seferberliği başlatmaktır. İyilik bilinci ve gayretiyle hayatı ve yeryüzünü güzelleştirmektir. Elbette iyiliğin en büyük ödülünü Allah verecektir ve iyilikler sadece Rıza-yı Bâri için yapılır. İçine zerre kadar gösteriş, riya karıştığında o iyilik sıradanlaşır ve iyilik olma vasfını kaybeder. Hepimiz biliyoruz ki hayatta ve insanın fıtratında aslolan iyiliktir. Eğer iyilik ötelenir ve ihmal edilirse kötülük kendine her yerde zemin bulur. Bunun içindir ki kötülüklerle en iyi ve doğru mücadele iyiliğin yaygınlaşması için yapılan çalışmalardır. Dolayısıyla iyilik emek ister, gayret ister. İyiliğin ölçüsü dinin ve aklın iyi olduğuna hükmettiği, başkalarının hayatına umut olan ve güzellik katan değerler olmasıdır. Zaten mü’min başkasının kalbine ve hayatına huzur ve neşe kattığında sevinebilen kimsedir. Bencilce, beklentiyle, minnetle yapılan davranışlar elbette iyiliğe erişemezler. İyiliği güçlendirmek, iyilikleri birleştirmek, iyilik halkalarını birbirine kenetlemek, iyilik kervanını yeryüzünün her yerine ulaştırmak ve kötülüğe yer bırakmamak için çalışmaya muhtacız.”

“En büyük iyiliği kadınlar, anneler hak etmektedir”

Başkan Erbaş, bugün 8 Mart Dünya Kadınlar günü olduğuna işaret ederek, çağın sorunları ve hayatı kuşatan kötülüklerin en fazla kadınları etkilediğine dikkat çekti; en büyük iyiliği kadınlar ve annelerin hak ettiğini söyledi.

Erbaş, “Diğer bir husus bildiğiniz gibi bugün aynı zamanda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Elbette kadının değeri, annelerin kıymeti yılda bir gün tahsis edilerek takdir edilemez. Nitekim Peygamber Efendimizin de hadisi şeriflerinde açıkça ifade ettiği gibi en büyük iyiliği kadınlar, anneler hak etmektedir. Kadına karşı tutum, iyiliğin, vicdanın, merhametin, insanlığın ölçüsüdür. Maalesef çağın sorunları ve hayatı kuşatan kötülükler en fazla kadınları etkilemektedir. 8 Mart Dünya Kadınlar Gününün bu sorunların çözümüne dair katkıya ve farkındalığa vesile olmasını, savaşın, şiddetin, yoksulluk ve yoksunluğun mağdur ettiği nice kadına umut olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ve temenni ediyorum. İyilik ödüllerini konuşurken şunu da ifade edelim; Kadının kalbi, merhameti, zarafeti yeryüzünü güzelleştirecek en büyük imkândır. Kadının eli, dünyada iyiliği egemen kılmaya muktedir bir eldir. Çünkü bu el bütün insanları büyüten, eğiten, yetiştiren anne elidir, şefkat elidir. Bundan daha iyi bir el olabilir mi? Bu bize her zaman iyiliği hatırlatmaktadır.”

“Türkiye Diyanet Vakfı evrensel bir hayır kuruluşu haline gelmiştir”

1975 yılında, İslam’ın hayır ve bereket mefkûresini ve ecdadın iyilik mirasını, emanet bilinciyle günümüze ve geleceğe taşımak amacıyla Türkiye Diyanet Vakfı’nın kurulduğunu dile getiren Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfının 1000 şubesi ile ülkemizde ve 140 ülkede iyiliğin adresi olduğunu söyledi.

Erbaş, “Bugün 1000 şubesi ile ülkemizde ve 140 ülkede iyiliğin adresi olan Türkiye Diyanet Vakfımız evrensel bir hayır kuruluşu haline gelmiştir. İnsanlığın ve İslam ümmetinin birçok sorun ve sıkıntılarla karşı karşıya kaldığı günümüzde Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfımız; dünyanın ihtiyaç duyulan her yerine, dil, din, ırk, mezhep, meşrep, farkı gözetmeksizin yardım elini uzatmaktadır. Sosyal yardımlardan eğitime, camilerin inşasından gönüllerin ihyasına kadar birçok alanda hayrî çalışmaları yapmaktadır. Müslüman azınlıkların, savaşlara, işgallere, afetlere maruz kalanların, yoksulların, kimsesizlerin, çaresizlerin umudu ve sevinci olmaya devam etmektedir. TDV, ülkemizde ve dünyada, insanlığa barış ve huzuru getirecek, hak, adalet, merhamet ve barış mefkûresine, sahih bir inanca, bilgi, bilinç ve güzel ahlaka sahip  nesillerin yetişmesi için gayret göstermektedir.

Kurduğu müesseseler, yayınladığı dev eserler, yetiştirdiği ilim adamlarıyla da bilgi ve hikmet temeline dayalı bir iyilik medeniyeti inşa etme yolunda kalıcı yatırımlar yapmaktadır. İnşallah bundan sonra da bu kalıcı yatırımları artırarak yapmaya devam edecektir. Filipinler’den Haiti’ye, Moskova’dan Suriye’ye, Arakan’dan Amerika’ya kadar her yerde halkımızın hayır köprüsü olarak, nice güzel çalışmalara imza atmış, vermiş olduğu hizmetlerle ülkemizde ve İslam coğrafyasında etkili bir sivil toplum kuruluşu haline gelmiştir. Kuruluşundan bu yana Türkiye Diyanet Vakfımız iki büyük hedefi daima göz önünde bulundurmuştur; Ülkemizde ve yedi kıtada insanlığın hizmetinde olmak ve yeryüzünde iyiliğin egemen olması için çalışmak.”

“İyiliğe dair haberler yapalım”

İyiliğin gündeme gelebilmesi için basın mensuplarından iyiliğe dair haberler yapmalarını isteyen Erbaş, “Buradan siz değerli basın mensuplarımıza bir öneride bulunmak istiyorum, iyilik haberleri yapmayı ihmal etmeyelim. İyiliğe dair haberler yapalım, herkes iyilik adına bir şeyler yapsın. Çünkü iyilikler paylaşıldıkça çoğalır, mutluluklar gibi. Mutluluk da iyilik sonucunda elde edilen bir şey değil mi? Daha çok iyilik haberleri yaparak insanlığın gündemine iyiliği getirmeniz gerekiyor.

Tekrar Türkiye Diyanet Vakfımıza, yaptığı bu güzel çalışmalardan dolayı teşekkür ediyorum. Vakfımızın bir sloganı var: ‘Dünyayı iyilik değiştirecek’ diyor. Biz dünyayı iyiliğin değiştireceğine inanıyoruz. O zaman, gelin her birimiz birer iyilik neferleri olalım. Ta ki iyilik yeryüzünde hakim olsun. Basın mensubu arkadaşlarıma da bir önerim var. Lütfen iyilik haberleri yapmayı ihmal etmeyin. İyiliğe dair haberler yapın. Herkes iyilik adına bir şeyler yapsın.”

Diyanet İşleri Başkanı ve TDV Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, konuşmasının sonunda Afrin’de destansı bir mücadele yürüten Mehmetçiğimize Allah’tan nusret niyaz ederek, şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa ve sağlıklı ömür temennisinde bulundu.

Ödüller, 13 Mart Salı günü saat 15.00’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Kongre Kültür Merkezi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla düzenlenecek törenle takdim edilecek.

2018 Uluslararası İyilik Ödülleri’ni alanlar

Diyanet İşleri Başkanı ve TDV Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Erbaş, TDV Mütevelli Heyeti 2. Başkanı İlyas Serenli ve TDV Mütevelli Heyeti Üyeleri Yrd. Doç. Dr. Selim Argun, Hüseyin Kayapınar, Kadir Dinç, Sedide Akbulut ve Macit Balcı ile birlikte düzenlediği basın toplantısında 4. Uluslararası İyilik Ödülleri’nin sahiplerini açıkladı.

2018 yılında Uluslararası İyilik Ödülü verilmesi kararlaştırılan isimler şöyle:

HASAN KIZIL – MARDİN

İyilik kahramanlarından biri Hasan Kızıl. Hasan, 22 yaşında Mardin Derik’te yaşayan genç bir iyiliksever. Ona hayat tamircisi diyorlar. Hasan Kızıl, engelli hayvanlara kendi imkânlarıyla yürüteç ve protez yapıyor. İlk zamanlar oyuncaklardan, hurdacılardan bulduğu malzemelerden yürüteçler yapmaya çalışan Hasan, kendini hayvanlara adıyor ve onlara gönüllü olarak hizmet veriyor. Bugüne kadar Türkiye’nin her yerinden 200 hayvana protez yapmış, iki tane ise yurt dışına göndermiş. Genç tasarımcının en büyük hedefi 4 ayağını kullanamayan hayvanlar için biyosensör teknolojisini kullanarak biyonik ayaklar geliştirmek.

1-hasan-kizilll-768x433.jpg

Üniversite sınavına hazırlanan Hasan Kızıl, hayvanlarla daha yakından ilgilenebilmek için veteriner olmak istiyor.

SEVDE SEVAN USAK – İSTANBUL

Sevde Sevan Usak, Tanzanya’da Masaili bölgesinden bir çiftçi ile evlenmiş.  O günden beri bölgedeki çocukların ve kadınların eğitimine destek oluyor. Sevde Sevan Usak, sadece bunlarla yetinmiyor;  Okul bahçelerine ağaçlar dikiyor, komşular için meyve bahçeleri yapıyor. Yaşadığı Masaili bölgesinde elektrik ve su bulunmadığı için Türkiye’deki STK’larla görüşerek bölgeye su kuyuları yapılabilmesi için STK’ları harekete geçiriyor ve  bölgede 4  su kuyusu açılmasına yardımcı oluyor. Sevde Sevan Usak, bir süre sonra Türkiye’den denemek üzere sorgum, fiğ ve arpa tohumları götürerek bölgeye ekiyor. Bunlarla birlikte bölgedeki açlığa bir çözüm olması açısından yine Türkiye’den sebze tohumları getiriyor ve bunları eşiyle birlikte kuyulardan birinin yakın olduğu araziye ekiyorlar ve burada da çok verimli sonuçlar alıyorlar. Bu araziye ektikleri sebzelerin yetişmesi sonucu sebzeleri Ramazan ayı boyunca tüm bölge halkına iftarlık olarak dağıtıyorlar. Yakın bir zamanda Afrika’da bir okulun bahçesine 160 tane meyve ekiyorlar ve bu süreçte bölgedeki tüm okulları ağaçlandırmayı planlıyorlar. İyilik gönüllümüzün hedefi ise Afrika’yı bir milyon ağaçla donatarak, Afrika’nın çehresini değiştirmek.

2-sevde-sevann-768x433.jpg

KANBER BOZAN – İSTANBUL

Kanber Bozan, 49 yaşında Üsküdar’da bir bakkal.  Bakkalın bir kısmını kütüphaneye çevirmiş, mahallenin çocuklarına kitap dağıtıyor ve okudukları kitap karşılığında onlara istedikleri bir şeyi bedava veriyor. Çocukların sevgili Kanber Amcası, onlara kitap okuma alışkanlığı kazandırmak ve durumu olmayanların istediklerini alabilmelerini kolaylaştırmak için kitap karşılığında alışveriş imkânı sağlıyor. Sosyal medyada da oldukça fazla ilgi gören projeye birçok ilden kitap gönderilmiş. Hatta Kanber Bozan’a 5, 6 ay içinde 2 bine yakın kitap gelmiş.

3-kanber-bozann-768x433.jpg

YAHYA HASHEMİ / ALA ABDELRAZAQ JABUR – KANADA

Kanada’nın Montreal kentinde Müslüman lokantasında parası olmadığını söyleyen herkese ücretsiz yemek verilmekte. Bu küçük lokantanın sahibi Yahya Hashemi ve ortağı Ala Abdelrazaq işletmelerinin kapısına İngilizce ve Fransızca astıkları notla; parası olmayanlara ücretsiz yemek vereceğini duyurmuş. Bu lokanta sahipleri “Aç olanı doyurmak inancımızın gereği. Ayrıca bu ülke bize çok şey verdi, biz de Kanada’ya bir şeyler vermek istedik. Bir insan parası olmadığını ve yemek istediğini söylerse, neden ve sebep sorulmadan güler yüzle ona yemek verilir.” diyor. Bu yardım halkasına müşteriler bile katkıda bulunuyor ve bir sonraki parasız müşterinin hesabını ödüyorlar.

4-yahya-hashemiii-768x433.jpg

MAHMUT KARAMAN – SAKARYA

Yrd. Doç. Dr. Mahmut Karaman gündüzleri üniversitede hoca. Geceleri ise evsizlere, kimsesizlere el uzatan bir yardımsever. Ve aracının üzerinde herkesi düşündürecek şu cümle yer alıyor: “Komşum aç yatmayacak.” Mahmut Karaman geceleri İstanbul’u sokak sokak gezip evsizlere özellikle Suriyeli mültecilere çorba dağıtıyor. Günde yaklaşık 500 kişiye çorba ve ekmek dağıtan Mahmut Karaman “bireysel olarak da yardım etmeyi öğrenmeliyiz” diyerek Aşhane projesini örnek gösteriyor. Mahmut hocanın eşi de bir iyilik gönüllüsü. İkisi beraber ilk başlarda yoksul ailelere, yeni evlilere ev eşyası alıyorlar fakat son yıllarda Suriyeli ailelere ev tutup ikinci el eşyalarla evleri döşüyorlar. Eski eşyalarını atacak olan evlerden bu eşyaları toplayıp Suriyeli ailelerin evlerine götürüyorlar. Mahmut hoca onların betonda yattıklarını bu sebeple bir hurda çekyata bile muhtaç olduklarını söylüyor.

5-mahmut-karamannn-768x433.jpg

MUHAMMED BZEEK – ABD

Aslen Libyalı olan Muhammed Bzeek 62 yaşında. 1978 yılında ABD’ye göç etmiş ve o zamandan beri kimsesiz çocukları evlat ediniyor. Evlatlık aldığı 80 çocuğun 10’unu kaybetmiş. Muhammed Bzeek, Chikago’da elektronik mühendisliği üzerine eğitim almış, Los Angeles’ta çalışmaya başlamış. Muhammed ve eşi 1995’te artık sadece ölüm döşeğindeki çocukları evlat edinmeye karar vermişler. O tarihten itibaren evlerinin kapılarını hastanelerde, soğuk odalarda ölümü bekleyen onlarca çocuğa açmışlar. Muhammed Bzeek’in eşi 2015 yılında hayatını kaybetmiş. Fakat o, eşi öldükten sonra da çocuklara bakmaya devam etmiş. O ölümcül hastalığa yakalanmış kimsesiz çocuklara ışık olmak istiyor.

6-muhammed-bzeekkkk-768x433.jpg

LEVENT UÇKAN – İSTANBUL

Levent Uçkan, Kadıköy Tarihi Hasanpaşa Camiinin din görevlisi. O, sokak çocuklarına ve sokakta kalanlara rehabilite çalışmalarında bulunmaya çalışıyor. Cami eşrafıyla birlikte önemli günlerde ve belli zamanlarda yöre günleri yapmaya başlamışlar ve bu sayede mahallenin dokusunu korumaya çalışıyorlar. Caminin hizmeti bunlarla bitmiyor. Muhtarlık ve hayırseverler aracılığıyla verilen akşam yemekleri sayesinde çok sayıda öğrenci 4 yıldır kahvaltı ve akşam yemeği için Hasanpaşa Camii’ne gidiyor.

7-levent-ucgannn-768x433.jpg

Basın açıklaması:

Etiketler :
0
0
0
0
0
0
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡