ABD'nin YPG/PKK politikasına eleştiri yağıyor: Saatli bomba gibi!
ABD, Türkiye'yi Suriye Barış operasyonunda desteklemeyeceğini açıklamasının ardından ABD'ye tepkiler büyüyor. Amerikalı araştırmacı Amanda Sloat,ABD'nin PKK/YPG politikasını eleştirdi. YPG ile PKK'nın bağının açıkça ortada olduğunu belirten Sloat, "YPG'ye yardım etme politikası, bir saatli bomba gibi" dedi.
Brooking Enstitüsü Araştırmacılarından Amanda Sloat, Türkiye'nin Suriye'ye Barış Pınarı Harekatını başlatmasının ardından "YPG/PKK-ABD ilişkisi"ne dair, "2014'te Barack Obama döneminde başladığından bu yana Suriyeli Kürtlerin bir grubu olan YPG'ye yardım etme politikası, bir saatli bomba gibi" değerlendirmesinde bulundu.
Brooking Enstitüsü Araştırmacılarından Amanda Sloat, Washington Post gazetesi için kaleme aldığı makalede, terör örgütü YPG/PKK'yı işaret ederek "ABD, Türkiye'nin Suriyeli Kürt kuvvetler hakkındaki endişelerini hafife aldı. Bu artık devam edemezdi." ifadelerine yer verdi.
ABD'de hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat siyasetçilerin Başkan Donald Trump'ın Suriye'de Türkiye'nin operasyon yaptığı alandaki askerlerini çekme kararını eleştirdiğine dikkati çeken Sloat, "2014'te Barack Obama döneminde başladığından bu yana Suriyeli Kürtlerin bir grubu olan YPG'ye yardım etme politikası, bir saatli bomba gibi." değerlendirmesinde bulundu.
"ŞİMDİ TRUMP'I ELEŞTİRENLER, ABD-YPG ORTAKLIĞINI AKILLICA BULMUYORDU"
Sloat makalesinde şu ifadelere yer verdi:
"DEAŞ'a karşı savaşmak oluşan kısa süreli bir zorunluluk, şu anda acılı bir şekilde ortada olan öngörülebilir sonuçlarla birlikte bir stratejik çelişki doğurdu. ABD'nin, Türkiye'ye karşı uzun süredir bir savaş içinde olan bir terör örgütüyle doğrudan bağı bulunan bu gruba desteğini, bir NATO üyesi olan Türkiye hiçbir zaman kabul etmedi. Şu anda Trump'ı eleştiren hiçbir siyasetçi de bu müttefikliğin en başta akıllıca olduğunu düşünmüyordu. Buradaki asıl sürpriz ABD'li diplomatlar ve askeri yetkililerin bu durumu bu derece savunulamaz kılmış olması."
ABD'nin o dönem başkanı olan Barack Obama'nın 2014'te kendi askerlerini sahaya sürmek yerine yerel aktörlerle iş birliği yapmayı seçtiğini ve YPG ile iş birliğine gittiğini belirten Sloat, "Erdoğan, YPG'nin hem Ankara hem de Washington'ın terör örgütü olarak tanıdığı PKK ile bağlarından dolayı bu ortaklığa karşı çıktı." bilgisini paylaştı.
"YPG-PKK BAĞI AÇIKÇA ORTADAYDI"
Sloat, ABD'nin YPG'yi terör örgütü olarak tanımadığına işaret ederek, "Ancak+ (YPG ve PKK arasında) sahadaki bağlar açıkça ortadaydı. YPG Rakka'da DEAŞ'ı yendikten sonra, PKK'nın kurucusu olarak tutuklu olan Abdullah Öcalan posterleri açtı." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham'ın Trump'ın kararını eleştiren önde gelen isimlerden biri olduğuna dikkati çeken Sloat, "Graham de 2016'da senatoda yapılan bir oturumda Suriye'deki Kürtler ile ortaklık kurmanın 'dünyadaki en aptalca fikir' olduğunu savunmuş ve Türkiye'nin endişelerini paylaşmıştı." ifadelerini kullandı.
Sloat, Türkiye'nin ABD'nin YPG'yi silahlandırmasını kendi sınırlarına karşı bir tehdit olarak gördüğüne işaret ederek, "YPG'nin DEAŞ ile çatışmaya karar vermesinin nedeni ABD'ye yardım etmek değildi. Bu grubun kendi nedenleri vardı, topraklarını korumanın yanı sıra, Suriye'nin kuzeyindeki 3 kantonu Kürtlerin yoğunlukta olduğu tek bir özerk bölge altında toplamak istiyordu. Ancak bu toprakları Türkiye'nin güneydoğu sınırlarını da kapsıyordu." bilgisini paylaştı.
"ABD, TÜRKİYE'YE TUTULMASI ZOR SÖZLER VERDİ"
PKK ile barış sürecinin Temmuz 2015'te kesildiğinin anımsatan Sloat, "Washington'ın Ankara'ya tutulması zor sözler verdiğinin" altı çizdi.
Sloat, "Obama yönetimi, 2016 baharında Münbiç'i DEAŞ'tan temizlemek için YPG'den Fırat Nehri'ni geçmesini istediğinde, Erdoğan'ın YPG'nin Fırat'ın doğusunda kalması isteğine karşı davranıyordu. ABD, kamuoyunun önünde YPG'lilerin, DEAŞ'ın temizlenmesinin ardından Fırat'ın batısını terk edeceğini söyledi ancak grup orada kaldı. Trump yönetimi, Haziran 2017'de başlayan Rakka operasyonu için YPG'yi silahlandırdığında, daha sonra silahları toplama sözü verdi. ABD'li bir yetkili ise bu fikrin 'ahmakça' olduğunu ve bu sözün yerine getirilmediğini belirtti." bilgisi paylaştı.
ABD'nin YPG ile iş birliğini "geçici ve taktiksel" olarak tanımladığını ve Erdoğan'ın bunun için bir tarih istediğinin ifade ederek, "ABD, DEAŞ'ı yenme hevesiyle, Türkiye'nin kesinlikle kabul etmeyeceği bir Suriye Kürt bölgesi oluşturulmasının uzun vadeli sonuçlarını fark edemedi." eleştirisinde bulundu.
Sloat, Türkiye'nin daha önce sınırlarında "terör koridoru"nu engellemek ve Suriyeli mültecilerin evlerine geri dönmelerini sağlamak için Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarını yaptığını anımsatarak, ABD'nin bu operasyonlara tepkisinin "ihtiyatlı" olduğuna dikkat çekti.
ABD ve Türkiye'nin güvenli bölge konusunda ortak devriyeler düzenlendiğini vurgulayan Sloat, Trump yönetimine, tüm sorunlara rağmen Türkiye ile ilişkilerini sürdürme çağrısı yapıldı.
NE OLMUŞTU?
Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) ait F16 savaş uçakları, Türkiye'nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzuru getirmek amacıyla başlatılan Barış Pınarı Harekatı kapsamında Fırat Nehri'nin doğusunda yer alan ve yaklaşık 30 kilometre derinlikteki terör örgütü YPG/PKK hedeflerini imha etmişti.
Savaş uçakları, Fırat nehrinin doğusunda, terör örgütü YPG/PKK'nın işgalindeki bölgede yaklaşık 30 kilometre derinliğe kadar indi. Ayn İsa ilçesi çevresindeki Rami Hava Üssü ve cephaneliği ile Aluk, Mustel, Esadiye, Fender ve Huşan köylerindeki terör örgütü hedefleri, savaş uçaklarınca bombalanmıştı.
Bombardımanda Resulayn ilçesi ve bazı çevre köyler ile Derik ve Kamışlı ilçeleri kırsalındaki terörist unsurlar da vuruldu.
Türkiye'nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzuru getirmek amacıyla başlatılan Barış Pınarı Harekatı kapsamında kara harekatı dün gece başladı. Akar beraberinde Genelkurmay Başkanı Güler ve komutanlarla Barış Pınarı Harekatını Silahlı Kuvvetler Komuta ve Harekat Merkezinden sevk, idare ediyor.