Abdullah Ağar Açıkladı: Öldürülen Teröristlerin Nasıl Sayıldığı Belli Oldu
55 gündür yürütülen Afrin Operasyonu kapsamında bugün itibariyle TSK'dan gelen açıklamaya göre 3 bin 554 terörist etkisiz hale getirildi. Ancak teröristlerin nasıl etkisiz hale getirildiği ve nasıl sayıldığı merak konusu.
TSK ve ÖSO birliklerinde Suriye'de devam eden ve bugün 55. gününde ola Zeytin Dalı harekâtında ilk günden bu yana etkisiz hale getirilen terörist sayısının 3 bin 524 olduğu açıklandı. Güvenlik uzmanları, herkesin merak ettiği ‘Bu rakamlar nasıl hesaplanıyor' sorusunun cevabını açıkladı.
Suriye'nin kuzeyinde devam eden ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) birliklerince icra edilen Zeytin Dalı harekâtı kapsamında birliklerin ilerleyişi devam ediyor. Afrin merkezine oldukça kısa bir mesafede olan Mehmetçik, sahada kullandığı kara ve hava unsurları ile çok sayıda teröristi de etkisiz hale getirdi.
Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, terör örgütü YPG/PKK'nın Zeytin Dalı harekâtındaki kaybının ‘bilinenden çok daha fazla' olduğuna işaret ederek, bu sayıların nasıl hesaplandığına dair önemli bilgiler paylaştı.
'ÇOK GELİŞMİŞ GÖRÜNTÜ SİSTEMLERİ VAR'
Önce ateş destek vasıtaları ile yapılan atışlara değinen Ağar, "SİHA'ların, taarruz helikopterlerinin ve üst hava akınlarını gerçekleştiren uçaklarımızın atış öncesi, atış anı ve atış sonrası hedeflerdeki hareketliliği ve ortaya çıkan etkiyi kayıt altına alan çok gelişmiş görüntüleme sistemleri var. Bununla birlikte tanklarımızın da gerek termal gerekse diğer mercek sistemleriyle hedefi atış ve sonrasında gözetleme kabiliyetleri var. Yani bütün bu ateş destek vasıtalarımız atışın hedefteki tesirini görebiliyor, kayıt altına alabiliyor ve raporlandırmaya zemin hazırlayabiliyor" bilgisini paylaştı.
'İHA, İKU VE ASKERİ UYDULAR SÜREKLİ TAKİPTE'
Gözlemin sadece bununla sınırlı kalmadığına dikkati çeken Ağar, şöyle devam etti:
"Elbette sadece bununla da kalmıyor. Çatışma alanları ve ateş altına alınan hedefler sürekli İHA, İKU (insanlı keşif uçağı) ve askeri uydularımızla da bölge izleniyor.
Teröristlerin hareketleri, alanlara giriş-çıkış, sızma ve sıyrılmaları, sayıca artış ve azalmaları sürekli takip ve analiz ediliyor, işleniyor. Bununla birlikte topçu ve havancılarımızın yaptıkları atışları görme ve analiz imkânları yok. Burada devreye ileri gözetleyiciler, diğer atışlardaki gibi etkiyi takip, kontrol ve kayıt altına alan İHA, İKU gibi sistemler devreye giriyor. Ve tabii birliklerin kendi tespitleri de oluyor. Operasyonlar sonrası ele geçirilen alanlarda karşılaşılan teröristler, çatışmaya giren birlikler tarafından bir bir sayılıyor, kayıt altına alınıyor."
'SADECE TEYİDİ ALINANLAR TOPLAM RAKAMA DAHİL EDİLİYOR'
Ağar ayrıca, TSK tarafından açıklanan rakamlara sadece teyidi alınanların dahil edildiğine dikkati çekerek, "İçindeki terörist sayısı bilinmeyen, görülmeyen, teyitli bilgisi alınmayan üs, kovan, bina, sığınak, barınak ve depolardaki imhaların sadece görünen, ifşa edilen, bilgisi alınan ve teyit edilmiş olanları rakamlara dahil ediliyor. Yani teröristlerin başına yıkılmış binaların, molozların, yıkıntıların altında kaç terörist kalmış, kaçı ölmüş, geriye dönüp bakan, sayan, saymaya çalışan yok" ifadesini kullandı.
'SAYININ DÜŞÜK OLMASI İÇİN CESETLERİ KAÇIRIYORLAR'
Hâkim bir arazi kesiminin ya da meskûn mahallin ele geçirilmesi için yapılan taarruz ve manevralardan sonra yaşanan çatışma ve ateş fasılalarında YPG/PKK cesetleri kaçırmaya çalıştığına da işaret eden Ağar, şöyle devam etti:
"Örneğin, akşama sarkan bir çatışma sonrası, ‘taktik gerekçelerle' Mehmetçik köye sabahın erken saatlerinde girmeyi tercih ediyor. Bunu fırsat bilen YPG/PKK, sivil ve sivil süsü verilmiş araçlarla (kamyon, minibüs, traktör, pick-up ve hayvanlarla) bütün gece boyunca köyün içinden ceset ve yaralı kaçırıyor. Hatta pek çok kereler araçların birinin gelip birinin gittiği durumla karşılaşılmış. YPG/PKK terörist kayıplarını az göstermek için sayısız talimat yayınlamış ve cezalandırma sistemi devreye koymuş durumda. Her ne olursa olsun, cesetlerin geride bırakılmasını istemiyor. Bununla birlikte cesetleri ve kayıpları gizlemek gibi de temel bir derdi var. Bunu dair uygulamalarda cesetleri gömmek kadar, cesetleri tünellerin-kuyuların-dehlizlerin-menfezlerin içine sakladığı, uçurumlardan ve yarlardan aşağı attığı, kaya çatlaklarına sıkıştırdığı tespit edilmiş. Hatta cesetleri parçalayarak paylaşıp kaçırmaya kalktıklarına bile rastlanmış."