Abdurrahman Dilipak, bu yılki fitrelerin rakamını kendi belirledi! "Lokantada dostlarınıza ödediğiniz iftar hesabının rakamını esas alın"
Abdurrahman Dilipak, bu sene ödenecek fitre rakamlarının yetersiz olduğuna dikkat çekerek, vatandaşa " Lokantada dostlarınıza ödediğiniz iftar hesabının rakamını esas alın" tavsiyesinde bulundu.
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, kaleme aldığı yeni yazısıyla fitre rakamını belirledi. Her sabah okurlarıyla fikir ve düşüncelerini paylaşan Dilipak, geniş bir kitleye hitap etmeye devam ediyor. Diyanet'in belirlediği fitre rakamına atıfta bulunan Yeni Akit yazarı, vatandaşa tavsiyede bulunarak, rakamların bir miktar daha yüksek tutulması gerektiğine dikkat çekerek, "Lokantada dostlarınıza ödediğiniz iftar hesabının rakamını esas alın" ifadelerine yer verdi.
"BANA KALIRSA..."
Abdurrahman Dilipak, kaleme aldığı yeni yazısında fitre rakamının az olduğuna dikkat çekerek, "Hiç düşündünüz mü, bu ay kaç milyar lira imkân sahibi insanların cebinden çıkıp, yoksulların cebine girecek. Sadece fitreyi söyleyeyim, resmi rakamlarla 50-100 lira gibi bir şey. Bana kalırsa siz bir lokantada dostlarınıza verdiğiniz bir iftar için ödediğiniz rakamı esas alın. Biliyorsunuz Fitre, aç açıkta, muhtaç olmayan çocuk, yaşlı herkesin vereceği bir borç. Türkiye’nin nüfusu 85 milyon. Varsayalım nüfusun yarısı fitre veriyor, o da en asgariden, yani 50 lira üzerinden yaklaşık 5 milyar lira eder. Zekat ticarette % 2,5, tarım ve hayvancılıkta % 10, madencilikte % 20.. Türkiye’nin toplam mevduatı 5,5 trilyon TL.
Bunun % 50’den azı zekâtını versin. Onu da en azından hesaplayalım. 2 trilyon 750 milyar liradan söz ediyoruz. Ticarette % 2,5 ama tarım ve hayvancılıkta genel olarak % 10, madencilikte % 20, bir yıl beklenmeden, üretim aşamasında zekât borcu oluşur İslam fıkhına göre. Bu bir ibadet ama bunun denetimi yok. Bu da milyarca lira eder, ama zekât banka mevduat hesaplarından ibaret değil, o altın elmas takılar, havâic-i asliyyeden olmayan her şey. Bu ay iman edenler bu ay yoksullara en az 40-50 milyarlık bir ödeme yapmış oluyor. Keşke bunlar aynı zamanda vergiden de düşülse, o zaman daha kolay muhasebeleştirilir ve daha etkin, doğru, verimli, denetlenebilir kaynak haline gelir. Bu bir ibadet, dini bir görev, sorumluluk, aslında manevi bir borç. " ifadelerine yer verdi.