Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın Kanal İstanbul'a ilişkin "U dönüş"leri sosyal medyayı salladı! Görüntüleri izleyenler hesap sordu! "Şimdi ne değişti?"
Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın Ak Parti döneminde Kanal İstanbul projesi hakkında söyledikleri gün yüzüne çıkarıldı. Şimdilerde projeye karşı olan iki isim, yıllar önce "Kanal İstanbul yüzyılın projesi" demişler.
Kanal İstanbul projesini desteklemeyenler arasında yer alan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın, AK Parti döneminde projenin tüm dünyaya örnek olacağını, yalnızca İstanbul'u değil, dünyayı taçlandıracaklarını söyledikleri görüntüleri ortaya çıktı. DEVA ve Gelecek Partisi liderlerinin şimdilerde "Yüzyılın projesi" dedikleri Kanal İstanbul'u desteklememelerinin nedeni ise merak konusu oldu.
"YALNIZCA PARTİYİ DEĞİL, DÜRÜSTLÜĞÜ DE BIRAKTINIZ"
Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan, AK Parti'deki görevlerinin sona ermesi üzerine ayrı ayrı partilerin genel başkanı görevlerini üstlendiler. Bununla birlikte, iktidar karşıtı söylemlerde bulunan ikili, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da vefa borçlarını hiçe sayarak çirkin ithamlarda bulunmaya devam ediyor.
Son olarak AK Parti dönemlerinde Kanal İstanbul için "Yüzyılın projesi, dünya için çok önemli" dedikleri görüntüleri sosyal medyada yeniden gün yüzüne çıkarılan ikilinin, şimdilerde proje karşıtlıklarının sebebi merak edilirken, "Yalnızca partiyi değil, dürüstlüğü de bıraktınız" yorumlarını da beraberinde getirdi.
Davutoğlu'nun "Yüzyılın projesi" dediği Kanal İstanbul için, "Sadece bir inat uğruna; İstanbul'u ve Marmara Denizi'ni riske edecek bir projeyi sürdürmeye çalışıyorlar. Ben de buradan bu ihale süreçlerini bilen biri olarak söylüyorum; geldiğimiz gün, bu işlemlerdeki hukuksuzlukları ortaya koyar ertesi gün bütün o ihaleleri iptal ederiz. Kimse buna engel olamaz." kullandığı cümleler de yeniden tepki çekti.
KANAL İSTANBUL PROJESİ NEDİR?
Kanal İstanbul, Karadeniz ile Akdeniz arasında bir köprü görevi gören İstanbul Boğazı'ndaki gemi yoğunluğuna dur diyecek bir proje. Bu kanal ile, Karadeniz ile Marmara Denizi arasında yapay bir su yolu açılacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2011'de müjdelenen ve Kanal İstanbul Projesi, Küçükçekmece - Sazlıdere - Durusu koridorundan geçecek.
Kanal İstanbul Projesi'nin inşaat safhasının yaklaşık 5 yıl, asgari ekonomik ömrünün de 100 yıl olması planlanıyor. Yaklaşık 45 kilometre uzunluğunda olacak proje kapsamında; 7 karayolu köprüsü, biri köprü diğeri yer altı geçişi olmak üzere toplam 2 demiryolu geçişi, 2 metro geçişi olacak.
Kanal İstanbul'un toplam alanı 26 bin hektar olacak. Yatay mimari ile sadece 4-5 katlı binalara izin verilecek alanda 500 bin kişilik nüfus planlanıyor.
PROJEYLE NE HEDEFLENİYOR?
Yüzyılın projesi olarak adlandırılan Kanal İstanbul ile, Marmara Denizi arasında yapay bir su yolunun açılması öngörüyor.
Tasarlanan kanalın uzunluğu 40 kilometre; genişliği 150 metre, derinliği ise 25 metre.
Projenin hayata geçirilmesi halinde, kanalla birlikte İstanbul Boğazı tanker trafiğine dur diyecek.
İstanbul'da iki yeni yarımada, yeni bir de ada oluşacak.
Kanal İstanbul'un çevresinde kurulacak yeni yerleşim alanı, 453 milyon metrekareyi kapsayacak.
"Yeni Şehir" olarak adlandırılan bu bölgede Kanal İstanbul'un oluşturduğu 30 milyon metrekare dışındaki alanlar şu şekilde paylaştırılacak:
- 78 milyon metrekare üzerine bir havaalanı
- 33 milyon metrekare üzerine Ispartakule ve Bahçeşehir
- 108 milyon metrekare üzerine yollar
- 167 milyon metrekare üzerine imar parselleri
- 37 milyon metrekare üzerine ortak yeşil alanlar
KANAL İSTANBUL PROJESİ NEDEN HAYATA GEÇİRİLMELİ?
Montrö Boğazlar Antlaşması zamanında yıllık 3 bin gemi boğazdan geçebiliyordu. Ancak yıllar geçtikçe bu sayı çoğaldı. Gerek boğaz trafiğinin artması gerekse yük gemileri geçiş güzergahları ve planlamaları için farklı arayışların başlaması projenin tetikleyicisi oldu. Günümüzde, yıllık 50 bin ve üstü gemi, boğazdan geçebiliyor. Bu sayının 2050'de 100 bine ulaşacağı söyelniyor. Günlük balıkçı ve şehir hatları ile 2500 araç boğazı kullanıyor. Süveyş Kanalı'nda yıllık 17 bin gemi geçiyor. Tabii ki coğrafyalar nedeniyle karşılaştırmak çok sağlıklı sonuçlar vermeyebilir ancak durum itibarıyla büyük bir fark söz konusu. Bazı hukukçulara göre, bu projenin Montrö Anlaşması'na yönelik de bazı ihlaller doğurabileceği yönünde tartışmalar var.
