AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Atatürk'ün Hitler'e benzetilmesini kabul etmiyoruz
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu. Ömer Çelik, Alman televizyonunun Atatürk ile ilgili skandal yayını ile ilgili "Almanya'da ART televizyonun Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'le ilgili çirkin bir yayın yaptı. Atatürk'ün Hitler'e benzetilmesini kabul etmiyoruz." dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu.
İşte AK Parti Sözcüsü Çelik'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Olağan kongre sürecimiz yaklaşırken teşkilat başkanlığımız MYK ve MKYK'ye ayrıntılı sunumlar yapıyor. Önümüzdeki dönemde Meclis'te yapılacak son derece önemli işler var. Partimizin geçmişteki faaliyetlerinin tanıtımı, geçmiş kongre süreçlerinin değerlendirilmesi ve toplumla paylaşacağımız mesajlar konusu önemlidir. Almanya'da ART televizyonun Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'le ilgili çirkin bir yayın yaptı. Atatürk'ün Hitler'e benzetilmesini kabul etmiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımıza dönük karalama kampanyası Alman basınında çok önemli yer tutuyor. Bunları en şiddetli şekilde kınıyoruz. O yapılan yayının, çirkin ifadelerin basın özgürlüğü ile ilgisi yoktur. Gereğinin yapılması için ilgili bakanlarımız faaliyete geçecektir. Aynı şekilde oradaki vatandaşlarımız, STK temsilcileri gerekli tepkiyi gösterecektir.
"BU ÇİRKİN DAVRANIŞI KABUL ETMİYORUZ"
AK Parti MYK'sından Enes'e sesleniyorum. Sana yapılan bu çirkin davranışı kabul etmiyoruz. Seninle beraberiz. Bu belediye başkan yardımcısı görevden ayrılmıştır. Genç bir insanı bu şekilde onurunu kıracak şekilde cezalandırma biçimi bunu yapanın sicilini ortaya koyar. Bu kişinin belediye başkanı yardımcılığından da alınması gerektiğini düşünüyoruz.
"KADINA, ÇOCUĞA DÖNÜK ŞİDDET MESELESİNDE KÜLTÜREL, AHLAKİ ÇALIŞMALARI YAPACAĞIZ"
Ceren kardeşimizle ilgili olarak hepimizi derinden yaralayan, Ceren'i kaybederken hepimiz de insanlığımızdan bir parçayı yitirdik. Son derece üzücü bir şey. Hepimizin kahrolduğu bir kayıp bu. Sayın Cumhurbaşkanımız biraz önce anne ve babasıyla görüşmüştür. Kuşkusuz partiler üstü meseledir. Her türlü şiddet kültürünün dışlanması medeni toplum olma vasfının en temel direğidir. Bu olayın adli yönleri var, diğer tarafları var. Hep beraber bunu takip etmeye devam edeceğiz. Sosyal medyada rahmetlinin bir sözüne atıfla, onun doğum günüymüş bugün. Ceren 'benim doğum günümü kutlayın' demiş. Ceren'in vasiyetine uyarak doğum gününü kutluyoruz. Sözün bittiği yerdir burası. Kadına, çocuğa dönük şiddet meselesinde buradaki hassasiyetle ilgili olarak kültürel, ahlaki çalışmaları yapacağız.
"CUMHURBAŞKANIMIZ LONDRA'DAKİ VATANDAŞLARIMIZLA BULUŞTU"
Londra'daki 4'lü zirve çok önemliydi. NATO toplantısı ayrı bir başlık teşkil ediyor. Şimdiye kadar en geniş ve en yoğun vatandaş buluşmasını gösterdi sayın Cumhurbaşkanımız. Buluşmada oradaki hem kardeşlerimizin gösterdiği sevgi, muhabbet, sahip oldukları bilinç fevkalede memnuniyet vermiştir. Cambridge Camii müstesna bir yapıyı ortaya çıkarmış. Hem müslümanlara hizmet edecek hem de Müslüman olmayanların gelip de rahatlıkla ziyaret edebilecekleri mekan ortaya çıkmış. Ahşabın kulanılmaması, herhangi bir çivi kullanılmadan yapılan bir eser ortaya çıkmış.
"NATO ZİRVESİ'NDE HERKES TÜRKİYE'NİN GÜCÜNE VE NATO İÇİN VAZGEÇİLMEZLİĞİNE VURGU YAPMIŞTIR"
4'lü zirvenin düzenli olarak yapılması önemli karardır. Şubat ayında yenisi gerçekleşecektir. Zamanlama önemli bir dilime denk geldi. NATO ile ilgili eleştirilerin yoğun bir şekilde sürdü. Şimdiye kadar uzmanların ifadesiyle en geniş, en yaygın, en başarılı savunma örgütü olarak bundan sonra Avrupa'nın, dünyanın güvenliğinde nasıl rol oynayacağı tartışmaları yapıldı. Bugün NATO'ya, NATO'nun ilkelerini en çok hatırlatan, çifte standartlara karşı çıkan ülkeyiz. NATO zirvesinde herkes Türkiye'nin gücüne ve NATO için vazgeçilmezliğine vurgu yapmıştır. Türkiye'nin tezleri sayın Cumhurbaşkanımız tarafından dillendirilmiştir. Türkiye doğu, güney kanadı gibi bir ayrımın NATO'da doğru olmadığını düşünüyor. Bu tür ayrımlara karşı çıktığımızı, güvenliğin 360 derecede ele alınması bir kez daha liderler zirvesinde ortaya çıkmıştır.
"ÇİFTE STANDARTLARI, CUMHURBAŞKANIMIZ TARAFINDAN YÜZLERİNE SÖYLENMİŞTİR "
Türkiye'nin güvenliği için alınan tedbirlerin aynı zamanda NATO'nun güvenliği için alındığı ortadadır. İyi terörist, kötü terörist diye ayrım yapanlara sayın Cumhurbaşkanımız tarafından çifte standartları yüzlerine söylenmiştir. NATO toplantısında Macron da Türkiye'nin ittifak içindeki gücünün farkındadır. Almanya'nın katkı payı yükseldi, Amerika'nın payı Almanya'nın oranına geldi. Türkiye'nin katkılarının tam olarak yerine getirdiği konusunda kimsenin söyleyecek sözü yok. Mali katkılarını yerine getirmeme konusunda, NATO'ya rağmen bireysel çıkışlarıyla asıl sorgulanması gereken Fransa'dır. Türkiye'yi eleştirenlerin NATO içerisinde sorgulanması gereken odaklar olduğu ama esas olarak ortaya çıkan tabloda Türkiye'nin NATO için kilit ve vazgeçilmez bir ülke olduğu ifade edildiği bir kez daha görülmüştür.
"ADALET BAKANLIĞI TARAFINDAN ZATEN BİR ÇALIŞMA YÜRÜTÜLÜYOR"
Her yasal düzenlemenin sonrasında ortaya çıkan toplumsal eylemleri, o eylemlerin öncesindeki yasal düzenlemeye bağlarsanız hiç kimse yasa çıkaramaz. Ne kanun, ne KHK çıkarılabilir. Bu olaydan ötürü sayın Cumhurbaşkanımızın hedef alınmasını ayıplamak durumundayım. Yasal düzenlemeleri, yönetmelikleri eleştirebilir ancak böyle bir mantık hastalıklı zihniyettir. Kapalı cezaevinden açık cezaevine geçişin kanun ve yönetmeliklerle düzenlenen çeşitleri var. Böyle bir acı yaşanırken bunun istismarıdır. 15 Temmuz'dan sonraki yoğunluk neticesinde KHK ile bir kereliğine yapılmış disiplin affıdır. Birçok kişi kapalı cezaevinden açık cezaevine geçmiş. Bu katil de geçmiş. Belli zamanlar içerisinde hukukçuların, siyasi partilerin görüşleri dinlenerek, sistem düzeninde düzenlemeler yapılması zorunludur. Şu anda bütün konuları sistem bütünlüğü içerisinde yeniden nasıl değerlendirebiliriz diye bir çalışma zaten Adalet Bakanlığı tarafından yürütülüyor.
ÖMER ÇELİK'TEN ASGARİ ÜCRET AÇIKLAMASI
Bakanlık, işçi tarafı, işveren tarafı. Bunun bir geleneği var. Her taraf kendi pozisyonunu açıklayacak. Ortak bir noktada çözüm bulunmasıyla ilgili yaklaşım var. Bakanlığın yaklaşımı da hadisenin bileşenleriyle ortak bir nokta çıkarabilmektir. Hiç kimsenin tam olarak dediği olmuyor. Eminim ki bütün taraflar optimum bir noktada sistemin sürdürebilmesi açısından aynı mutabakatla gerçekleştirirler diye bir umudumuz var. Sürecin nasıl işleyeceği açıktır. Bakanlığımızın konuyla ilgili hassasiyet gösterdiğini biliyoruz.
"BİZİM ÖNERİMİZ ŞUDUR DİYE BİR YAKLAŞIMI ORTAYA KOYMAMIZ DOĞRU OLMAZ"
Bakanlık işçi ve işveren bileşenleri arasında gerçekleşeceği konu. Bizi önerimiz şudur diye bir yaklaşımı ortaya koymamız doğru olmaz. Türk-İş'in öteden beri görüşü. 11. kalkınma planında bu tip düzenlemelerin mutabakat ve diyalogla yapılması var. Bakanlık da görüşerek, uyum ve mutabakat arayarak yapar.