Alevilik nedir? - Diyanet İşleri Başkanlığı
Alevilik, X. yüzyıldan itibaren, İslam’ı kabul etmeye başlayan göçebe ve yarı göçebe oymakların, bu yeni dinle birlikte önceki inanç ve geleneklerini bir biçimde bağdaştırdıkları, sonraki dönemde bünyeye bazı ...
Alevilik, X. yüzyıldan itibaren, İslam’ı kabul etmeye başlayan göçebe ve yarı göçebe oymakların, bu yeni dinle birlikte önceki inanç ve geleneklerini bir biçimde bağdaştırdıkları, sonraki dönemde bünyeye bazı Hurufî ve Şiî unsurların katıldığı; “Hak-Muhammed-Ali” anlayışına dayalı, yol mensubunun, dört kapı-kırk makam ile “insan-ı kamil” olacağını benimseyen; batınî, tasavvufî özellikleri öne çıkan sosyo- kültürel bir yapıdır.
Bu yapının temel kaynakları olan erkânnameler, özellikle Buyruk, deyiş ve nefesler ile velayetnamelerde İslâm üst kimliğine olumlu göndermeler yapılmıştır. Allah inancı kimi zaman vahdet-i vücûd, kimi zaman vahdet-i mevcut anlayışına dayalı olarak kabul edilmiş; âlemin, Âdem’in, insanın en büyük Tanrı tecellisi olduğuna inanılmıştır. Hz. Muhammed (s.a.s.)’in Peygamberliği genel olarak benimsenmiş, onun “ehli beyt”ine özel bir sevgi beslenmiştir. Hz. Ali ise “şâh-ı velayet” olarak anılmıştır. Kur’an-ı Kerim’e “kelâm-ı kadim” olarak saygı duyulmuştur. Meleklerin varlığı, ilahî kitaplar ve ahiret inancı yine belli esneklikte, çoğunlukla kabul edilmiştir.
Aynı esneklik temel İslamî ibadetlerde, daha geniş ölçekte kendisini göstermiş, çoğunlukla erkân bu ibadetlerin yerine konulmuş, bazı dönemlerde ve bölgelerde ise, sayıları sınırlı da olsa erkânla birlikte bu ibadetleri yerine getirenler olmuştur. Temel erkânı teşkil eden “cem”lerde on iki hizmet yerine getirilmiş, taliplerin mürşidin rehberliğinde, dört kapı (şeriat, tarikat, marifet, hakikat) ile her birinin on makamından yani kırk makamdan geçerek “Hak’ka ulaşacağına inanılmıştır. Ayrıca temel ahlak ilkeleri “eline-beline-diline” dikkat etmek olarak formüle edilmiştir. (Bu konuda daha geniş bilgi için Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’nin “Bektaşilik” (V, 373-379) ve “Kızılbaşlık” (XXV, 546-557) maddelerine bakılabilir).
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı