Ali Koç: Kimse Fenerbahçe'den büyük değil!
Fenerbahçe Başkan Adayı Ali Koç, seçim öncesi kongrede açıklamalar bulundu. Ali Koç'un Aziz Yıldırım'a sert eleştirileri sonrası kongre ortamında gergin anlar yaşandı.
Fenerbahçe Başkan Adayı Ali Koç seçim öncesi kongrede açıklamalarda bulundu. Koç, Aziz Yıldırım'a sert sözlerle yüklendi.
İşte Ali Koç'un açıklamalarında satırbaşları;
"Umarım bugün ve yarın hayırlara vesile olur. Sayın başkanım, Fenerbahçe tarihine yazılacak çok önemli işlere imza attınız. Büyük hizmetleriniz oldu. Tesisleşme, stat, amatör branşlar, hayatınızı Fenerbahçe'ye vakfetme... Tüm bunlar için size minnettarım. 3 Temmuz saldırısında ödediğiniz ve camia olarak ödediğimiz bedel, bu süreçte dimdik duruşunuz, kaçtı derken Türkiye'ye dönmeniz, kaçtı diyenlerin kaçması, bizlere verdiğiniz cesaret tüm Türkiye'ye örnek olmuştur. Bunun için de bilhassa minnettarız. Her zaman yanınızda olduk, olacağız."
''DURUM VAHİM OLABİLİRDİ''
"Fenerbahçe camiası, alçak FETÖ saldırısına karşı ayakta durmuştur. Ne şikesi memleket elden gidiyor sözünüzü biz anladık, tüm Türkiye'nin anlaması zaman aldı. Liderliğinizdeki Fenerbahçe olmasa bu durum çok daha vahim olabilirdi. Allah korusun, bundan sonraki süreçte arzulamadığımız bir sonuç çıkması halinde saçınızın kılına bir zarar gelse, bu camia aynı refleksi bir saniye düşünmeden sergileyecektir. Aklı olan her Fenerbahçeli, bu süreçteki katkılarınız için daima müteşekkir olacaktır. O dönemlerde bizler de var gücümüzle mücadele ettik. Takdir sizindir."
"Sevgili kongre üyeleri, bugüne kadar çok şey yaşadık. Üzüldük, arzulamadığımız konular oldu. İki taraf da çok ifade kullandı. Bilhassa benimle ilgili muhtelif hususlarda itham ve iddialarda bulunuldu. Bazı hadiselerle ilgili gerçekleri çok farklı şekilde ifade ettik. Tek tek gerekli yanıtları verdiğim hususlarla ilgili, karşılıklı konuşalım istedim."
''KİMSE FENERBAHÇE'DEN BÜYÜK DEĞİL''
"Sayın başkanım, 'Hiç kimse Fenerbahçe'den büyük değil' dediniz. Ama siz de Fenerbahçe'den büyük değilsiniz. Bugün geldiğimiz noktada kendinizi Fenerbahçe'nin önüne geçirdiniz. Size unuttuğunuz büyük bir konudan bahsedeceğim. İnsandan söz edeceğim. Her golün, her sevinci kaynağı insan..."
Fenerbahçe tarihi bir bütündür. İlk başkandan, ilk efsanelerimize... Tüm isimler Fenerbahçe'nin ayrılmaz parçalarıdır. İnsan faktöründe yaptığınız sayısız hatayı düşününce neden istenilen başarıların gelmediğini daha iyi anlayacaksınız.
''GİTME ZAMANI GELMİŞTİ''
"Siz kendi doğrularınıza göre Fenerbahçe tarihinin işinize gelmeyen kısımlarını görmezden geldiniz. Her başarıya ben dediniz, başarısızlığı başkalarına bağladınız. Bu sene kaçan şampiyonluktan da kendiniz hariç herkesi sorumlu tuttunuz. Hem bugün hem de genelde neden özeleştiri yapmadığınızı, 20 senede kendi sözlerinizden pişman olmadığınızı bugün daha iyi anlıyorum. Bugün mecburen yayıncı kuruluşu izliyoruz. Revivoları Alexleri, kendi TV'mizde göremiyoruz. Bu efsaneler sanki tarihimizden silinmiş. Kendi geçmişinizi de sildiğinizi fark etmiyor musunuz? Bu noktada Alex mevzusuna girmek istiyorum. Başkanımıza katılıyorum, Alex hiçbir zaman seçim malzemesi yapmamalıyız, Alex'in gitme zamanı gelmişti. Ya hoca ya Alex olacaktı... Buna rağmen kendisiyle veda edişimizi hiçbir zaman sindiremedim. Alex'e belgesel izni verilmemesi, stadımıza sokulmaması nasıl bir zihniyet ürünüdür? Fenerbahçe'ye faydası mı olmuştur? Zaten Alex'i bu taraftarın gönlünden silemezsiniz. Aynen Lefter gibi, Can gibi, Cemil gibi... Bunları yok saymak mümkün değildir."
''SEVGİ BAĞLARINI NE ZAMAN KAYBETTİK''
"Sayın başkanım, siz her yıl kendinize göre haklı nedenlerle futbolcuları, hocaları silerken bizler de büyük yıkım yaşıyoruz. Hem biz yetişkinler, en büyük zararı çocuklar zarar görüyor. Bizler futbolcuları içimizden attıkça küçük kalpleri ağlattık. Bu zararın zirvesini Alex'te yaşadık. Değerlerimizle vedalaşma şeklimizle çocuklarımızı kaybettik. Onların idollerine kötü muamele yapınca onları kazanmak çok zor oluyor. Ben de içinde bulundum. Ben de belki bunların bazılarının parçası oldum. Hep bir neden vardı... Eskiden her şey iyi miydi? Sayın Abdullah Kiğılı gibi biri, birçok çalışan... Hep mi onlar suçluydu? Biz bu sevgi bağlarını ne zaman kaybettik? Soruyorum size. Sizce normal mi yaşadıklarımız? Başarı yaşadığımız her sezon, özellikle teknik direktörlerimizin başarılarını hep küçümsediniz. Başarı yakalamış denklemleri sürekli bozdunuz. Sanki kendiniz ödemiş gibi, biz parayı vermesek şampiyon olabilir miydi dediniz. "
"HEP KÖTÜ İNSANLARI SEÇMİŞSİNİZ"
"Aslında iyi başkan, şampiyon yapacak hocayı seçer, zaferlerden sonra da hocayı, kadroyu, herkesi taçlandırır. Onlarla gurur duyar, mütevazı bir şekilde keyif yaşar. İnsan, iyi bir başkan olarak teknik direktörle yarışmaz. İnsan kendini şampiyon yapan her teknik direktöre kamuoyunu ikna edemeden yollar mı? Takımı şampiyon yapan hocaya, 2. sezon 2. iken git denir mi? Şampiyon olan, Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale yaklaşan hoca gönderilir mi? Şampiyon yapan hocayı özel hayatı nedeniyle göndermez. Hem de en erken şampiyonluğu yapan hocayı... Her insan kötüyse, suçluysa, siz yöneticilerimiz iyi değilmişsiniz o zaman? Hep kötü insanlar seçmişsiniz. Bunun başka anlamı yok. Çünkü hep onlar suçlu. Herkesin uzaklaştırılmasını gerektirecek bir neden var. İşadamı olarak hep yanlış yatırım mı yapacaksınız? Fenerbahçe bu nedenlerle hiçbir başarının cezası kalmadığı bir kulüp olmuştur. Ben buna yazık derim. Biz bunu hak etmiyoruz. Tam tersine bizler başarılardan dolayı bağrımıza basmak istediğimiz kahramanlar istiyoruz."
"Bu süreçte sürekli söylediğim bir söz var. Çocuklarıma da sık sık söylüyorum: Kendinize yapılmasını istemediğiniz şeyi, başkasına da yapmayın."
"Kötülük yarışlarından hiçbir şey kazanmadık. Israrla iyilik yaparsak topluma Fenerbahçe farkını yaratmış oluruz. Allah her zaman doğrunun ve iyinin yanındadır. Biz her zaman takımımızı teşvik edeceğiz. Gerekirse rakiplerimizi de alkışlayacağız. Rakiplere saygı göstereceğiz. Saygı görmek için saygı göstermeliyiz. Bir gülücüğün hiçbir maliyeti yok. Ulu Önder Atatürk'ün tarif ettiği mertlikte, centilmenlikte hareket edeceğiz. Küfüre karşıyız demek yetmez, bunları uygulamalıyız. Hiçbir rakibimize 2. sınıf muamele yapmamalıyız. Kan davası gibi kin tutmayacağız. Sürekli husumet istemiyoruz. Türk sporu artık bu nefret diliyle, bu şiddetle hak ettiği yere gelemiyor. Bindiğimiz dalı kesiyoruz. Sponsorlar korkuyor."
''İLK SAVAŞI BAŞKANIMIZ VERDİ''
"Biz bunları yaparken Türk sporunun tüm paydaşlarının da benimsemesi gerekiyor. Biz bunu tek başına yapamayız. Statlarda küfüre karşıyız. Bunun da ilk savaşını başkanımız verdi. Yönetime yapılan bütün küfürleri kınıyorum, saygısızlıktır, yakışmıyor. Ancak lütfen şunu bilelim ki, hiçbir yöneticinin de seyirciye küfür etme hakkı yoktur. Bir kulübü, taraftarları yüceltir. Bu kulübün sahibi taraftarlarıdır. Kongre üyeleri, taraftar oldukları için kongre üyesi olmuştur. Taraftar her zaman hancı, diğerleri yolcudur. Taraftarları dizayn etmenin tahribatını görüyoruz. Tribünler kapatıldı, kombineler yenilenmedi. Hala bu durumdayken önümüzdeki sezon için, önümüzdeki sezon tribünlerle ben ilgileneceğim dediniz. Taraftar gelmezse yenilerini getiririm dediniz. Hayretle dinledim, inanamadım. Hangi yenileri getireceksiniz?"
"Son yıllarda uğradığımız mali zararlar arasında neredeyse hep gecikmeli yapılan transferler... Gecikmeli uyum... Yanlış transferler, suçu oyuncularda aramak... 2-3 yılda bir iskeleti değişen takım... Hiçbir kurumda başarı yakalanamaz. Biz futbolcularımızı zaten kendimiz yetiştirmek zorundayız. Özkaynaktan futbolcu yetiştirmek zorundayız. Altyapıda en iyi imkanlarla 10 yaşından itibaren futbolu öğrenmiş, kanı sarı-lacivert akan gençler yetiştirmeliyiz."
''TEKERLEĞİ YENİDEN İCAT ETMEYE GEREK YOK''
Tüm çabalara karşın son 20 yılda sürekli oynayabilen genç oyuncumuz neredeyse olmadı. Belki bize gençken gelen Semih'i sayabiliriz. Barcelona, dünyanın en iyi takımlarından biri. Lütfen bir düşünün kaç yıl boyunca kadrosunu ezbere sayabildiniz... Ana iskeleti koruyup takviyelerle her zaman tepeye oynadılar. Tekerleği yeniden icat etmeye gerek yoktur. Biz ne yaptık? Takımımızı tanımayan Terraneo'ya tüm takımı emanet ettik. O ne yaptı? Takımın en ateşli, taraftarla en yakın futbolcularını bir günde harcadı. 8-9 futbolcu aldı. Sonuç? Yine şampiyon olamadık. Van Persie'yi aldı. Hiçbir fayda alamadığımız Van Persie sorulunca suçu yine ona attınız. Biz neden ona hala maaş ödüyoruz? 78 bin euro maaş ödüyoruz. Ben 2 senede futbolla ilgilenmedim dediniz. Bunun altından böyle bir sonuç çıkıyor, ilgilenseydim daha başarılı olurduk. O zaman keşke ilgilenseydiniz, siz bu kulübün başkanı değil misiniz?"
''BU ZİHNİYETLE İLERLEMEK MÜMKÜN DEĞİL''
"Özetle her başarısızlIkta başkasını suçlu bulan zihniyetle ilerlemek mümkün değil. Şayet bizi bu kutsal göreve layık görürseniz, bu yönetimden çok farklı bir anlayış benimseyeceğiz. O yüzden en büyük transferimiz felsefe değişikliği diyoruz. Süreklilik diyorum. Bunun en büyük örneği, kalbimizde yatan biri. Biz bunu sağlayamadık. Taraftarlarımızı bezdirircesine sürekliliği yakalayamadık. Bizim ideal örneğimiz rahmetli büyük Fenerbahçeli Serkan Acar olmalı. Genç takımdan gelip, yıllarca A Takım'da oynayıp, sonra yöneticilik yapmıştır. Anısını adına sizlerden bir alkış rica ediyorum."