Anne kız kanseri beraber yendi!
İzmirli pilates öğretmeni Yağmur Öztürk meme kanserine yakalandı. Hastalığını öğrenmesinin tam 3 ay sonrasında annesinin aynı hastalığa sahip olduğu ortaya çıktıu. Anne kız hastalğı birlikte mücadele ederek 6 ay içerisinde yendi.
İzmir’de meme kanserine yakalandıktan 3 ay sonra annesi Betigül Özönans’a da aynı tanı koyulan Yağmur Öztürk, annesiyle birlikte mücadele ettiği kanseri yenmeyi başardı.
Konak’ta yaşayan bir çocuk annesi 30 yaşındaki pilates eğitmeni Yağmur Öztürk, geçen yıl şubat ayında göğsündeki kitleden şüphelenmesi sonrası başvurduğu Kent Onkoloji Merkezi’nde ameliyat oldu. Öztürk’ün göğüsünden alınan parçada yapılan patolojik incelemede kitlenin kötü huylu olduğu ve iki lenfe de yayıldığı belirlendi.
Ameliyatın ardından kemoterapi ve ışın tedavisi gören Öztürk’ün 64 yaşındaki annesi Betigül Özönans’a da Mayıs’ta İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde meme kanseri teşhisi kondu. Sol göğsünde 4 santimetre çapında kitle saptanan Özönans, kızıyla aynı merkezde yapılan ameliyatla göğsü alınarak kemoterapi tedavisi gördü.
Annesiyle birlikte kanseri yenen Yağmur Öztürk, “Erken teşhis çok önemli. Sadece kabullenerek, eğlenerek, tadını çıkararak, biraz da şımararak bu zamanı atlattım. Bu hastalıkla yolu kesişenler öncelikle kesinlikle ‘neden ben’ diye sormasınlar. Herkesin, her insanın bedeninde kanser yatıyor. Karşınıza çıktığında bir ‘dur’ deyin. Evet geldin ama ben seni tedavi edebilirim, geçip gidersin sadece 6 aylık bir süreç var. Evet saçların dökülecek, saçların, kirpiklerin dökülecek ama her şeyin çözümü var.
Saçıma bir eşarp takarım gezerim, kaşımı boyar gezerim, bir takma kirpik taktırırım çok da güzel olur. 6 ayda böyle geçer gider diye gayet hoş bir şekilde, kendinize inanarak geçirebilirsiniz” dedi. Anne Betigül Özönans da kızına kanser tanısı konduğunda çok üzüldüğünü, aynı tanıyı kendisi aldığı zaman ise hiç üzülmediğini dile getirerek “Tedavi olunca geçeceğine de inandığım için çok fazla etkilenmedim. Stresten uzak duruyorum. Diğer hastalara da morallerini yüksek tutmalarını, beslenmelerini, tedavilerine uymalarını öneririm” diye konuştu.
Bir yılda, annesiyle birlikte ‘genetik kader’i yenen Yağmur Öztürk, kansere karşı kazandığı zaferin sırrını anlattı.
ERKEN TEŞHİS DESTEĞİ VE MORAL
“Şubat 2018’de sağ mememde kitle hissettim. Eşim Şahin’in ısrarıyla kontrole gittim ve kanser olduğumu öğrendim. Erken teşhis edilmişti ama iki lenfe sıçramıştı. Önce kötü hissettim. Ancak doktorum sayesinde kanseri yenebileceğimi gördüm. durumu kabullenerek, eğlenerek, tadını çıkararak, biraz da şımararak tedaviye başladık. 3 ay sonra anneme de meme kanseri teşhisi konunca yanına gidip “Ne o, beni mi kıskandın?’ dedim. Moralimizi hiç bozmadık.”
SAÇIN DÖKÜLECEK AMA SAKIN KORKMA
“Kanser hastalarına önerim; kesinlikle ‘Bu neden benim başıma geldi?’ diye sormasınlar. Her insanın bedeninde kanser yatıyor. Sadece bunun uyanması diye bir şey var. Karşınıza çıktığında ’dur. Evet geldin ama ben seni tedavi edebilirim” deyin. Evet saçların, kirpiklerin dökülecek ama her şeyin çözümü var. Saçıma bir eşarp takar gezerim, kaşımı boyar gezerim, takma kirpik taktırırım çok da güzel olur. Yüzünüzdeki gülücügün solmasına asla ama asla izin vermeyin.”
EŞİ EN BÜYÜK DESTEKCİSİ OLDU
Eşi Şahin Öztürk'ün ısrarı sonucu doktora gidip kanser olduğunu öğrendiğini belirten Yağmur Öztürk, "Kanser haberinin arkasından tabii bir şok geliyor. Bir de ameliyatın arkasından yorulmuşsunuz bir anda kanser olduğunuzu öğreniyorsunuz; fakat birkaç gün geçtikten sonra baktım ki bu kötü bir şey değil, tedavisi olan bir şey. Özellikle cerrahım, onkoloğum Gürbüz Bey bu konuda çok yardımcı oldu. Kesinlikle bu durumun tedavi edilebileceğini söyledi. Ben de onun arkasından sadece kabullenerek, eğlenerek, tadını çıkararak, biraz da şımararak bu zamanı atlattım. Çocukla biraz zor oldu. Ona bakarken yüzde yüz ilgi gösteremedim ama yine de eşim ve annem bana yardımcı oldular. Derken anneme kanser teşhisi koyuldu, o biraz bizi salladı ama tekrar yine mutlulukla bir şekilde kabullenerek bu işi halletmeye çalıştık. Şimdi her şey yolunda. Sağlıklıyız ve çok da mutluyuz" dedi.
"NEDEN BEN DEMEYİN"
Yaşı çok genç olduğu için önlem olarak koruyucu ilaç ve hormon tedavisinin sürdüğünü belirten Öztürk, "Öncelikle kesinlikle neden ben diye sormasınlar; çünkü bu dünya üzerinde milyonlarca insanın başına geliyor. Herkesin her insanın bedeninde kanser yatıyor. Karşınıza çıktığında bir "dur" deyin. Evet geldin; ama ben seni tedavi edebilirim, geçip gidersin sadece 6 aylık bir süreç var. Evet, saçların dökülecek, saçların, kirpiklerin dökülecek ama her şeyin çözümü var. Saçıma bir eşarp takarım gezerim, kaşımı boyar gezerim, bir takma kirpik taktırırım çok da güzel olur" şeklinde konuştu.
Annesinin kanser olduğunu annesinden önce test sonuçlarını baktığı internetten öğrendiğini kaydeden Öztürk, "Koşa koşa kayınvalidemin yanına gittim. Hemen araştırdık ve onu da kabullendik. Sonra da tedaviye başladık. Anne kız Karaburun'u çok severiz, oraya gittik, doğada yürüyüşler yaptık, birlikte vakit geçirdik, gayet güzel yine eğlenerek atlattık" diye aktardı.
STRESTEN UZAK DURUN
Kızının hastalığına üzülürken aynı tanı kendisine koyulan anne Betigül Özönans, "Kızıma kanser tanısı koyulduğunda şoka girdim. Daha sonra sakinleştim ama kendime tanı konulduğunda hiç üzülmedim; çünkü alışmıştım artık. Tedavi olunca geçeceğine de inandığım için çok fazla etkilenmedim. Stresten uzak duruyorum. Tedavilerimizi de tamamladıktan sonra bunu güzel bir şekilde atlattık. Diğer hastalara da morallerini yüksek tutmalarını, beslenmelerini, tedavilerine, doktorların söylediklerine kesinlikle uymalarını isterim. Stresten uzak olsunlar, en büyük kötülük stresten geliyor. Onun için mutlu olmaya devam etsinler, kabullensinler hastalıklarını ilk önce, kabullenmek çok önemli bir şey. Ben kendimle çok barışık bir insan değilimdir. Saçlarım dökülünce biraz kötü oldum, zamanla alıştım ve yeniden uzadılar. Hiç dert etmesinler peruk var, her şey var kızımın da söylediği gibi her şey yerine geliyor" şeklinde konuştu.
HASTALAR POZİTİF OLMALI
Kent Onkoloji Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürbüz Görümlü de, pozitif olmanın hastalar üzerinde olumlu bir etki yaptığını söyledi. Görümlü, şöyle devam etti:
"Yağmur Hanım, bizim çok genç hastalarımızdan biri; eş zamanlı olarak annesinde de aynı hastalığın çıktığını öğrendik. Genç yaş hastalarda özellikle aile öyküsü olsun ya da olmasın genetik olarak meme kanseri riskinin arttığını biliyoruz. Birinci derece yakınlarda meme kanseri varlığı tespit edildiğinde, bu hastalarda genetik meme kanseri dediğimiz hastanın genlerinde bir bozukluktan kaynaklanan meme kanseri varlığını işaret ediyor bize. Bu anlamda genetik taramaları öneriyoruz. Yağmur hanım benim gördüğüm en pozitif en sıcakkanlı hastalarımızdan biri şu ana kadar. İlk geldiği gün sanki tedavisi bitmiş gibi yüzünde bir gülümseme ile geldi. Hiçbir zaman sıkıntı, üzüntü bir endişe görmedim. Bu gerçekten tedavi sürecini rahat atlatmasına sebep oldu. Oldukça ağır bir tedavi aldı. Bunun yanı sıra akıllı ilaç dediğimiz tedaviyi de uyguluyoruz. Şu ana kadar hiçbir sorun olmadan tedavisini sürdürdük. Bunda bence kendisinin pozitifliğinin çok büyük rolü var."