B Harfi ile başlayan en güzel (ERKEK) isimleri!
B harfi ile başlayan isim arıyorsanız bu haberimiz sizi ilgilendiriyor... En güzel dini isimler ve anlamlarını sizler için derledik. Detaylar haberimiz'de
B harfi ile başlayan isim arıyorsanız bu haberimiz sizi ilgilendiriyor... En güzel dini isimler ve anlamlarını sizler için derledik. Detaylar haberimiz'de
Baha Değerli, kıymeti çok.
Bahattin Dinin güzelliği.
Baran Yağmur, yağmur mevsimi.
Barış Savaşsızlık durumu,savaştan sonra silah bırakma, uzlaşma sulh,dirlik, düzenlik.
BARKIN Yolculuk eden, yolcu gezgin
Barlas Kahraman, yiğit
Bartu En eski Türk kağanlarından biri.
BATU Üstün gelen, gücü yeten, galip
BATUHAN Üstün gelen, gücü yeten, galip olan hükümdar. Altınordu devletinin kurucusu Cengiz Han’ın torunu
Bedirhan Dolunay gibi güzel olan hükümdar.
Bengisu Ölümsüzlük iksiri
Berat Ayın en ışıltılı, en parlak hali.
Beren Güçlü, kuvvetli, akıllı.
Berkay Sağlam yapılı ve ayışığı gibi parlak olan. Ay ışığı, güçlü ay.
Berke Zerdali, kayısı.
Bilge Çok bilen ve bildiklerini başkalarının yararına sunan.
Bilgehan Çok bilgili devlet başkanı, bilge devlet başkanı.
BORA Araziden çıkan şiddetli rüzgar
Buğra Erkek deve.
Burak Burak, İslam inancına göre, Hz.Muhammed'in Miraç'ta kullandığı binektir.
Burç Taze dal, filiz.
Burçak Tohumları kullanılan bir bitki türü.
BABEK: Kafkas kökenli ayaklanma kahramanı
BABÜR: Hindistan aslanı
BABÜRŞAH: Moğol Devleti’ni kuran hükümdar
BADAK: Ufak tefek, ufak yapılı
BADAKALP: Ufak tefek yiğit
BADİ: Rüzgarla ilgili
BAGATUR : Yiğit, kahraman, batur, alp, bahadır
BAĞDAÇ: Bağdaşan, uyuşan dost
BAHA: Değer, güzellik
BAHADIR : Yiğit , kahraman, atak, gözünü daldan budaktan esirgemeyen
BAHATTİN: Dinin güzelliği
BAHİR: Derya, deniz
BAHRA: Eski bir sınır kalesi
BAHRİ: Denizci, denizle ilgili
BAHTİYAR: Mutlu,şanslı
BAKIR: Kızıl renkli maden
BAKİ: Kalıcı, sürekli
BALABAN: Bir tür yırtıcı kuş, iri cins bir tür Doğan
BALAMİR: Tarihimizde bir kağan
BALATEKİN: Küçümen ve biricik, küçük şehzade
BALAY: Ay yüzlü
BALDAŞ: Bal gibi tatlı, taş, gibi sağlam, sert
BALER: Bal gibi tatlı kimse, bal gibi erkek, yiğit
BALKIR: Işıl ışıl parıldar, ışık saçar
BALTAŞ: Bal gibi tatlı, taş gibi sağlam, sert
BANGU: Çığlık, tiz, ses, yüksek ses, bağırtı, yankı
BARAK: Akıllı kişi, şaşkın
BARAN: Ulu, yüce, yüksek, iri
BARAN EGE: yağmur mevsimi, büyük ulu
BARANALP: Güçlü yiğit
BARANSEL: Güce, kuvvete ait
BARAY: Ezeli, öncesi olmayan, öncesiz
BARBAROS: Büyük denizci, kırmızı sakal
BARÇA: Hükümdar
BARIN: Güç, kuvvet
BARIŞKAN: Barışçıl
BARIŞTA: Barış zamanı doğmuş olan
BARKA: Büyük bir çeşit sandal
BARKAN: Arap çöllerindeki kumul yapısı
BARKEV: Hediye
BARLAS: İyi savaşçı
BARTU: Eski bir hükümdar
BARTUNÇ : Güçlü tunç
BARUT: Yanıcı, yakıcı madde
BASKI: Kuvvet uygulamak
BASKIN: Beklenmeyen ani saldırı
BASRİ: Gören, görme ile ilgili, görebilmek
BAŞAĞA: Ağaların başı, kıdemli
BAŞAT: Hepsinden üstün, benzerlerinden üstün, egemen, en başta gelen
BAŞBAY: Çok varsıl kimse, baş zengin
BAŞDOĞAN: İlk doğan
BAŞEĞMEZ: Güçlü, baş eğmeyen, yenilmez
BAŞER: Başta gelen kimse, başta gelen er
BAŞHAN: Hanların başı
BAŞKAL: Her zaman baş kalasın
BAŞKAN: Baş olan kimse, bir topluluğun başı, önder
BAŞKUT: Şanslı, talihli
BAŞMAN : İleri gelen, sözü geçen kimse, bir topluluğun ileri gelen başı
BAŞOL: Lider ol, başa geç
BATI: Bir yön
BATIHAN: Batının sultanı, hanı
BATIKAN : Batı’nın Hanı ya da Batı’nın Kanı anlamında
BATIN: Allah’ın 99 isminden biri
BATIRAY: Yiğit Ay, hem yiğit hem ay gibi
BATIRHAN: Yiğit han
BATTAL: Büyük,iri
BATU: Güçlü
BATUĞ: Güçlü, yiğit, alp, güneşin battığı yön, batı
BATUĞHAN: Güçlü han, yiğit, yönetici
BATUHAN: Güçlü Kuvvetli Han, Altınordu devletinin kurucusu Batuhan
BATUK: Güçlü, alp, yiğit
BATUR: Kahraman
BATURALP: Yürekli yiğit, yiğitler yiğidi
BATURAY: Hem yiğit hem Ay gibi olan
BAVER: güvenmek, inanmak
BAYAR: Büyük, yüce
BAYBARS: Bir cins kaplan
BAYBORA: Zengin
Baycan: Zengin kimse
BAYDAR: Zengin
BAYDOĞAN: Çok zengin doğmuş olan kimse, varsıl doğan
BAYDUHAN: Kutluk Devleti şehzadelerinden
BAYDUR: Zengin ve ölümsüz olan
BAYDURALP: Zengin ve ölümsüz yiğit
BAYEZİT: Birçok Osmanlı şehzadesinin ortak adı
BAYFUN: Çok yorulmuş,yorgun
BAYGÜÇ: Zengin ve güçlü
BAYHAN: Zengin han
BAYINDIR: İmar edilmiş, onarılmış
BAYIR: Bir tepenin eğilimli yeri, yokuş
BAYKAL: Büyük bir göl
BAYKAM: Sağlığa kavuşturan kimse
BAYKAN: Soylu kimse, zengin ve soylu
BAYKARA: Doğan türünden yırtıcı bir kuş
BAYKURT : Malı mülkü çok olan kurt, zengin ve kurt gibi olan
BAYKUT: Kale muhafızı, zengin
BAYKUTAY: Zengin, kutlu ve Ay gibi güzel kimse
BAYMAN: Zengin kimse
BAYRAKTAR: Bayrak taşıyan
BAYRAM : Toplumsal özel kutlama günleri
BAYRAV: Çok yeğin, şiddetli
BAYRUK: Eskimiş
BAYSAL: Barış ortamı
BAYSAN: Varlıklı ve ünlü
BAYSU: Varlıklı ve su gibi değerli
BAYTAL: Yokuş
BAYTAŞ: Bir beye hizmet eden kimse
BAYTEKİN: Zengin ve biricik, varlıklı şehzade
BAYTOK: Zengin ve gönlü tok, bir kırgız oymağının kurucusunun adı
BAYTÜZÜN: Varlıklı ve adaletli
BAYÜLKEN: Eski türk inanışına göre göğün on altıncı katında oturan barış
BEDİR: Ayın ondördü, dolunay
BEDİRHAN:Han gibi Bedir
BEDRETTİN: Ayın ondördü gibi ışık saçan, temiz ve yüce
BEDRİ: Ay gibi, aya benzeyen, aya ait
BEHÇET: Sevinç , güzellik
BEHİÇ: Gürleryüzlü, şen
BEHLÜL: Çok gülen, hayır sahibi, güler yüzlü
BEHRAM: Merih Yıldızı
BEHZAT: Doğuştan iyi, soylu kişi
BEKA: Kalıcı, ölümsüz
BEKİ: El değmemiş, bakir, tertemiz, bozulmamış
BEkir: Sabahları erken kalkmayı alışkanlık edinen, çalışkan ve cömert kimse
BEKRİ: El değmemiş, bakir, tertemiz, bozulmamış
BEKTAŞ: Çok sağlam
BELEK: Armağan, hediye
BELGER: Benzerlerinin içinde seçilen, farklı olan
BENGİALP: Yiğitliği ve kahramanlığıyla sonsuza dek anılacak olan kişi
BERA: İlim ve irfan sahibi üstün erdemli kişi, fazilet
BERAN: Kötülükten uzak, erdemli
BERAT: Ödül belgesi
BERAY: Ayın en ışıltılı en parlak hali
BERDAN: Terk etmek, özgür bırakmak
BEREN: Güçlü
BERGE: İz, eser
BERHAN: Han soyundan, hanla ilgili, han üzerine
BERK: Sağlam, şimşek
BERKAN: Parıltı,parıldama
BERKANT: Sağlam ant
BERKAY: Işığı güçlü ay
BERKEL: Yiğit, güçlü
BERKER: Güçlü, sağlam kişilikli kimse
BERKİN: Sağlam güçlü
BERKOL: Sağlam ol, güçlü ol
BERKSU: Sert su
BERKTAN: Günün aniden ağarması
BERKTUĞ : Berk sağlam sancak, tuğ Osmanlı’da bir nişan demektir
BERSU: Suyun berrak hali
BERŞAN: Bir peygamberin din ve kitabını kabul ve tasdik eden kimse
BERTAN: Sabahın en erken meyvesi, şafak yemişi
BERTER: Yetenekli, üstün, değerli
BERTUĞ: Engel tanımayan, güçlükleri aşan
BERZAH: İnsanların ölümden sonra kıyamete kadar bekleyeceği yer
BERZAN: Yol gösteren
BESİM: Güler yüzlü
BEŞİR: Müjde getiren müjdeci
BEYAZIT: Birçok Osmanlı şehzadesinin ortakadı
BEYBORA: Bora gibi fırtınalı
BEYDOĞAN: Zengin doğan
BEYREK: Çok nazik olan kimse, beyefendi
BEYTULLAH: Allah’ın evi, Kabe
BEYZAT: Bey olarak doğmuş olan
BİLAL: Su gibi ıslatan, ıslatış, ıslaklık
BİLGEALP: Bilgili ve cesur kişi
BİLGETÜRK: En bilgili Türk
BİLKAN: Bilgili
BİNALİ: Ali’nin oğlu
BİRHAN: Tek hükümdar
BİRKAN: Soylu
BİROL: Tek ol, anlamında
BİRTAN: Tek, eşsiz
BİŞAR: Altın, gümüş işlemeli değerli eşya
BOĞAÇ: Dede Korkut hikayelerindeki bir kahraman. Küçük yaşta boğa tarafından öldürüldüğü için kendisine bu isim verilmiştir
BOĞAÇHAN: İnanılmaz derecede güçlü , insanüstü gücü olan
BORA: Şiddetli fırtına
BORAHAN: Hükümdar, yönetici
BORAN: Ardından yağış getiren şiddetli rüzgar
BORANALP: Sert yiğit
BORANSÜ: Fırtına gibi olan er, asker
BORGA: Hüküm veren kişi
BOTAN: Dicle Nehri’nin bir kolu
BOZKURT: Türklerin Orta asyadan çıkışında yol gösterdiğine inanılan efsanevi kurt
BÖRTEÇİN: Yoğun sevgi,tapınma
BUGRA: Büyük erkek deve,Turna kuşu,Harizm hükümdarlarından birinin lakabı,Orta Asya’daki İlk Türk-İslam Devletlerinin hükümdarlarına verilen bir unvan.
BUĞRA: Erkek deve
BUĞRAHAN: Yürekli hükümdar, korkusuz hakan
BULUT: Havadaki su buharı kütlesi
BUMİN: Baykuş, puhu kuşu
BURAK: Hz. Muhammedin Miraç’ta bindiği efsanevi ata verilen isim
BURÇ: Kale kulesi
BURHAN: Delil, kanıt
BURHANETTİN: Dinin kanıtı, dinin delili, isbatı
BURKAY: İncinmiş kimse
BURLA: Ay gibi beyaz yüzlü siyah anlamındadır
BÜLENT: Yüksek, ulu
BÜNYAMİN: Hz. Yakup’un oğlu
BEŞİR: (Ar.) Er. 1. Müjde getiren müjdeci. 2. Güleryüzlü güleç adam. Kur'ani bir kavramdır. İnsanlara Allah'ın emir ve nimetlerini, cennet ve mükafatı haber veren peygamberler ve Kur'an için kullanılmıştır.
BEŞİRE: (Ar.) Ka. 1. Müjde getiren, müjdeci. 2. Güleryüzlü, güleç hanım
BETİK: (Tür.) Er. - Yazılı olan şey, yazılmış yapıt.
BETİM: (Tür.). 1. Bir nesnenin kendine özgü belirtilerini tam ve açık bir biçimde, söz ya da yazıyla anlatma, tasvir. 2. Herhangi bir şeyin resmi ya da heykeli.
BETÜL: (Ar.) Ka. 1. Bakire. 2. Erkekten çekinen, erkeklere yaklaşmayan namuslu kadın. 3. Ayrı kök salan fidan. 4. Hz. Meryem'in lakabı. 5. Hz. Muhammed (s.a.s)'in kızı Hz. Fatıma'nın lakabı.
BETÜLAY: - (bkz. Betül).
BEYAN: (Ar.). 1. Bildirme, söyleme, açıklama. 2. Belagat ilimlerinden ikincisi. 3. Belli apaçık. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BEYATİ: (Ar.) Er. 1. Gece uyuma, gece iş görme, geceyi işiyle geçirme. 2. Türk müziğinin en eski makamlarından olup, hala kullanılmakta olan bir makamdır.
BEYAZ: (Ar.) Ka. 1. Ak, en açık renk. 2. Aydınlık. 3. Deri rengine göre bir insan ırkı. 4. Yumurta akı. -Mahalli yerlerde kadın adı olarak kullanılmakladır.
BEYAZIT: (Ar.) Er. - Ebu Yezid, Yezid'in babası, kısaltılmıştır. - Arapça'dan Türkçeleşmiş.
BEYBOLAT: (Tür.) Er. - Çelik gibi güçlü, saygın kimse.
BEYBARS: (Tür.) Er. - (bkz. Baybars).
BEYCAN: (Tür.) Er. - (bkz. Beybolat).
BEYDA: (Ar.) Ka. 1. Tehlikeli yer. 2. Sahra, çöl. 3. Mekke ile Medine arasında düz bir yer.
BEYHAK: (Ar.) Er. - Horasan'ın Nişabur eyaletinde bir bölge.
BEYHAKİ: (Ar.) Er. - el-Beyhaki: Arap müellifi olup muhaddis ve Şafii fakihlerindendir.
BEYHAN: (Tür.) Ka. - Hükümdarların üstünü. Seçkin han. Beyhan Sultan: Mustafa III. kızı.
BEYKAL: (Tür.) Er. - (bkz. Beycan).
BEYKAN: (Tür.) Er. - (bkz. Beycan).
BEYREK: (Tür.) Er. 1. Çok nazik, efendi, bey. 2. Hüzünlü.
BEYSAN: (Tür.) Er. - (bkz. Beycan).
BEYSUN: (Tür.) Ka. - Nazik insan.
BEYTİYE: (Ar.) Ka. - Eve ait, evle ilgili.
BEYTÖRE: (Tür.) Er. - Baş adet, adetleri yerine getiren.
BEYZA: (Ar.) Ka. 1. Daha ak, çok beyaz. 2. Günahtan kaçınmış. Günahla kirlenmemiş.
BEYZADE: (Tür.) Er. 1. Beyoğlu. 2. Soylu kimse. - Farsça'dan birleşik isim olarak Türkçeleştirilmiştir.
BEYZAVİ: (Ar.) Er. - Beyzavi (Abdullah b. Ömer). İran'da yaşamış Tefsir ve Kelam alimi. Şafii mezhebindendir. Tefsirin yanında fıkıh usulü, kelam ve irab hakkında eserler vermiştir.
BEZEN: (Tür.) Ka. - Süs, benek, zinet.
BEZMİ ALEM: (Ar.) Ka. - Dünya meclisi, sohbet toplantısı. Bezm-i Alem Sultan. Sultan Abdülmecid'in annesi.
BİCAN: (Fars.) Er. 1. Cansız, ruhsuz. 2. Canını esirgemeyen, şehit.
BİDAYET: (Ar.) Ka. - Başlama, başlangıç.
BİDİL: (Tür.) Er. - Hindistan'da yerleşmiş Farsça yazan büyük Türk şairi.
BİGE: (Tür.) Ka. - Evlenmemiş, çouğu olmamış.
BİHRUZ: (Fars.) Ka. - İyi gün, güzel gün anlamında. Bihruze Hatun: Şah İsmail'in zevcesi. Çaldıran'da yenilip her şeyini bırakan Şah İsmail'in zevcesi.
BİHTER: (Fars.) Ka. - Pek iyi, daha iyi.
BİHTERİN: (Fars.) Ka. - En iyi, pek iyi.
BİKE: (Tür.). - Benzersiz, eşsiz. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BİLAD: (Ar.) Er. - Şehirler bölge, eyalet, memleket isimlerini ifade için terkiplerde kullanılır.
BİLAL: (Ar.) Er. - Su gibi ıslatan, ıslatış, ıslaklık. Bilal b. Raba: İslamın ilk müezzini, Habeş asıllı olup İslamı köle olarak ilk kabul edenlerden birisidir.
BİLAN: (Tür.) Er. - Süslü ve işlemeli kılıç kemeri.
BİLAY: (Tür.). - Ay gibi asil ol. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BİLDAR: (Fars.) Er. 1. Bel, belleyen, yer kıran, kürek çeken. 2. İstihkam neferi.
BİLEK: (Tür.) Er. - Güç, kuvvet.
BİLEN: (Tür.) Er. - Bilgili, görgülü, anlayışlı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BİLGE: (Tür.). - Bilgili, iyi geniş, derin, bilgi sahibi kimse. - Kadın ve erkek adı olarak kullanılır.
BİLGEALP: - (bkz. Bilge).
BİLGEHAN: (Tür.) Er. - Göktürk hakanı (683-734). Babası Kutluğ İlteriş Han'dır.
BİLGE HATUN: (Tür.) Ka. - Kutluk Han'ın annesi. Türk hükümdarı (VIII.yy-).
BİLGEKAĞAN: (Tür.) Er. - (bkz. Bilge). Bilge Kağan (683-734). Göktürk hakanı. İkinci Göktürk hanedanlığının kurucusu.
BİLGEKAN: (Tür.) Er. - Bilgin soydan gelen.
BİLGEN: (Tür.) Ka. - (bkz. Bilge).
BİLGER: (Tür.) Er. - Akıllı, bilgili, bilge, bilgin.
BİLGİN: (Tür.). - Bilgili kişi (alim, karşılığı olarak da kullanılmaktadır). -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BİLGİNUR: (t.f.i.) Ka. - Bilginin ışığı, bilginin aydınlığı.
BİLGİSER: (t.f.i.) Ka. - (bkz. Bilginer).
BİLGİYE: (Tür.) Ka. - Bilgin hanım.- Yanlış yapılmış isimlerdendir.
BİLGÜN: (Tür.) Ka. - (bkz. Bilgin).
BİLKAN: (Tür.) Er. - Bilgili.
BİLLUR: (Ar.) Ka. 1. Bazı cisimlerin tabi olarak aldıkları geometrik şekil. 2. Duru, berrak, kesme cam, kristal. 3. Necef taşı. (Mec.) Temiz, pırıl pırıl insan.
BİLMEN: (Tür.) Er. - Bilen, anlayan, bilgili.
BİLSEN: (Tür.) Ka. - Kendini bil.
BİLTAY: (Tür.) Er. - (bkz. Bilmen).
BİNALİ: (Ar.) Er. - Ali'nin oğlu.
BİNALP: (Tür.) Er. - Yiğitler.
BİNAY: (Tür.) Ka. - Bin tane ay, çok kuvvetli ışık.
BİNHAN: (Tür.) Ka. - Hanların hanı.
BİNKAN: (Tür.) Er. - Soylu kanlar.
BİNNAZ: (Tür.) Ka. 1. Nazlı. 2. Cilveli. 3. Allah'a yalvaran.
BİNNUR: (Tür.) Ka. 1. Nurla özdeşleşmiş. 2. Bin tane nur.
BİNTUĞ: (Tür.) Er. - (bkz. Binkan).
BİRANT: (Tür.) Er. 1. Özel, tek yemin. 2. Özelliği olan yemin.
BİRAT: (Tür.) Er. 1. Asil, soylu, bir aileye mensup. 2. İlk erkek çocuğa verilen isim.
BİRAY: (Tür.) Ka. - Ay gibi tek, eşsiz.
BİRCAN: (Tür.) Er. - Tek, eşsiz. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BİRCE: (Tür.) Ka. - Tek, eşsiz, biricik.
BİRCİS: (Ar.) Ka. - Gezegen, Jüpiter, müşteri yıldızı, bercis.
BİRDAL: (Tür.) Er. - Bir tane, tek dal.
BİRGE: (Tür.) Er. 1. Kamçı. 2. Birlikte, beraber.
BİRGİ: (Tür.) Ka. - Batı Anadolu'da İzmir ilinin Ödemiş ilçesinin merkezi, Bozdağ eteklerinde kurulmuştur.
BİRGİT: (Tür.) Er. - Birleşik, birleşmiş, birlik almış.
BİRGİVİ: (Tür.) Er. - Birgivi: Büyük din ve dil alimi (d. 1522) İmam Birgivi lakabıyla şöhret olmuş, vasiyetnamesi ve ilmihali o dönem halkının ihtiyacını karşılamıştır.
BİRGÜL: (Tür.) Ka. - Bir tane, tek gül. Kıymetli gül.
BİRHAN: (Tür.) Er. - Tek yönetici.
BİRİM: (Fars.) Ka. - Bir tanem, biriciğim.
BİRKAN: (Tür.) Er. - Soylu.
BİRKE: (Ar.). 1. Büyük havuz. 2. Gölcük. 3. Göğüs. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BİRMA: (Hint.). - Çin Hindi'nde bir yer. Birmanya diye de tanınır. Birmanya müslümanları ülkelerinin % 30'una ulaşmışlardır. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BİRMEN: (Tür.) Er. - Tek olan, benzeri olmayan kimse.
BİROL: (Tür.) Er. - Tek ad, bir ol.
BİRSEN: (Tür.) Ka. - Sadece sen, tek sen.
BİRSEV: (Tür.) Ka. - Tek sevgili.
BİRSİN: (Ar.) Ka. - Yonca.
BİRTAN: (Tür.) Er. - Bir tane, tek.
BİRUN: (Fars.) Er. 1. Dışarı. 2. Dış harici. 3. Osmanlı Devleti'nde saray dışında vazifeli memurlar.
BİRÛNÎ: (Fars.) Er. - Reyhan Muhammed b. Ahmed el-Biruni: Büyük İslam bilgini (973-Gazne 1048). İbn Sina'dan ders altı. Hindistan'a gitti. Sanskritçe öğrendi. Pozitif ilimlerin hepsiyle ilgilendi ve bu konuda birçok kitap yazdı.
BİSTAMİ: (Fars.) Er. - (bkz. Bistem). - Bayezid Bistami: Ünlü mutasavvıf, hayatı hakkında çok az şey bilinmektedir.
BİSTEM: (Fars.) Er. - Horasan eyaletinde El-Bürz eleklerinde bir şehir. Hüsrev 2. Pervizin dayısı Bistam tarafından kurulduğu için bu ismi almıştır. Elmaslanyla ünlüdür.
BİŞAR: (Fars.) Er. 1. Esir tutsak. 2. Altın, gümüş kakmalı işlemeler. 3. Saçılan şey, saç. 4. Güçsüz, dermansız.
BİŞR: (Ar.) Er. - Güler yüzlü kişi, güleç, sevimli. Bişr b. Bera': Sahabedendir. Babası Bera' b. Marun Akabe beyatına katılanlardandı. Bişr, iyi bir savaşçı ve okçuydu. Yahudi bir kadının verdiği zehirli eti yiyince zehirlenerek şehid oldu.
BİTENGÜL: (Tür.) Ka. - Güllerin bitmesi.
BOĞAÇ: (Tür.) Er. - Küçük yaşta boğa öldürdüğü için kendisine bu ad verilen, Dede Korkut hikayelerindeki bir kahraman. Dirse Han'ın oğlu.
BOĞAÇHAN: - (bkz. Boğaç).
BOĞATAŞ: (Tür.) Er. - Ünlü Türk beylerinden biri.
BOLGAN: (Tür.) Er. - Eski Türk adlarından.
BOLHAN: (Tür.) Er. - (bkz. Bolgan).
BORA: (İtal.) Er. - Araziden çıkan şiddetli rüzgar.
BORAN: (Tür.) Er. - Rüzgar, şimşek, gökgürültüsü, sağanak yağmurun birlikte olduğu iklim hadisesi. Boran Hatun: Emevi halifesi Me'mun'un zevcesi.
BORANALP: - (bkz. Boran).
BORATAY: - (bkz. Boran).
BOYLA BAĞA TARKAN: (Tür.) Er. - Anlamı iyice bilinmemekle birlikte. Orhun yazıtlarında vezir Tonyukuk'a verilen unvan olarak geçer.
BOYLA KUTLUG YARGAN: (Tür.) Er. - Eski Türklerde birleşik rütbe unvanı. Suci yazıtında Kırgız kabilesinden Yaplakar Kan Ata'nın ünvanı olarak geçer.
BOYLAN: (Tür.) Er. - Kibirli, mağrur.
BOYRAZ: (Tür.) Er. - Kuzey rüzgarı.
BOYSAN: (Tür.) Er. - Uzun boylu, yakışıklı delikanlı.
BOYSEL: (Tür.). - Uzun boylu. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BOZAN: (Tür.) Er. - Büyük Selçuklu Emiri. Selçuklu Sultanı Melikşah'a büyük yardımları dokundu. Kazanılan birçok zaferde etkin rol oynadı.
BOZBEY: (Tür.) Er. - Kır beyi, gri.
BOZBORA: (Tür.) Er. - Fırtına.
BOZDOĞAN: (Tür.) Er. - Bir şahin türü.
BOZER: (Tür.) Er. - Beyaz tenli.
BOZKAYA: (Tür.) Er. - (bkz. Bozer).
BOZKURT: (Tür.) Er. - Göktürk efsanelerinde yer alan kutsal hayvan.
BOZUN: (Tür.) Er. 1. Büyük Selçuklu emirinin adı. 2. Sürülmemiş tarla.
BOZYEL: (Tür.) Er. - Yağmur getiren lodos rüzgarı.
BOZYİĞİT: (Tür.) Er. - (bkz. Bozer).
BÖKE: (Tür.) Er. 1. Kahraman, güçlü kimse. 2. Önder, başkan, reis. 3. Kabadayı, cesur efe. 4. Güreşçi, pehlivan.
BÖRÇETİN: (Tür.) Er. - Eski tarihçilere göre Türkleri Ergenekon'dan kurtaran demircinin adı.
BÖRİTİGİN: (Tür.) Er. - Karahanlı hükümdarı. Maveraünnehir'e hakim oldu. Bastırdığı paralarda İbrahim b. Nasr adıyla anılır (XI. yy.).
BUDAK: (Tür.) Er. 1. Ağacın dal olacak sürgünü. 2. Dal. 3. Dalın gövde içindeki sert bölümü.
BUDUN: (Tür.) Er. - Halk, kavim, ahali.
BUDUNALP: - (bkz. Budun).
BUĞRA: (Fars.) Er. 1. Büyük erkek deve, iki hörgüçlü deve. 2. Turna kuşu, turna sürüsünün önünde uçan turna horozu. 3. Harizm hükümdarlarından birinin lakabı.
BUĞRAHAN: (f.t.i.) Er. 1. X. yy.'ın başlarında Orta Asya'daki yağma boyundan çıkan ve ilk İslam devletinin Türk hükümdarlarının birçoğuna verilen ünvan. 2. İliğ ve Karahanlı sülalesinden birçok hükümdarların unvanıdır. - Tarık Buğra, Saltuk Buğra.
BUHAYRA: (Ar.) Ka. 1. Küçük deniz. 2. Mısır'ın kuzeybatısında bir şehir.
BUHRİ: (Ar.) Er. 1. Tütsüye ait. 2. Denize ait.
BUHTAN: (Ar.). - Yalan, iftira. - İsim olarak kullanılmaz.
BUKA: (Ar.). - 1. Ülke, yer. 2. Büyük bina. 3. Ben, benek. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. Buka Han: Altınordu devletinin Bayagut boyundan Nogay Yarguçi adlı prensin oğlu.
BUKET: (Fars.) Ka. - Çiçek demeti.
BUKLE: (Fars.) Ka. - Kıvrılmış, küçük lüle şeklinde saç.
BULAK: (Tür.) Er. - Kaynak, pınar, çeşme.
BULGAR: (Tür.) Er. - Olgun, bilgili, görgülü, hoşgörülü kimse.
BULUT: (Tür.). - Su buharlarının yoğunlaşmasıyla meydana gelen ve gökyüzünde mahiyetine göre farklı yükseklikte bulunan hava kütlesi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BUMİN: (Tür.) Er. - Göktürk devletinin kurucusu (Öl. 552). Avarlarla arası açılınca, savaşarak onları çökertti ve merkezi Ötüken olmak üzere Göktürk devletini kurdu (552). Aynı yıl öldü.
BUMİNHAN: (Tür.) Er. - (bkz. Bumin).
BURAK: (Ar.) Er. - Berk-Yıldırımdan türetilmiştir. - Hz. Muhammedin Mirac'daki bineği. Kur'an'da böyle bir isim geçmemekle beraber, İslam kaynaklarında böyle bir binitin olduğuna dair rivayetler vardır. Burak Reis: (Öl. 1499). Osmanlı denizcilerinden.
BURCU: (Tür.) Ka. - Güzel koku.
BURÇ: (Ar.) Er. 1. Süryanice Burgus kelimesinin Arapçalaştırılmış hali. 2. Kalenin köşelerine yapılan daha yüksek ve daha kalın çıkıntı kule. 3. Yuvarlak bina. 4. Güneşin ayrıldığı oniki kısımdan her biri. 5. Tek hisar.
BURÇAK: (Tür.). - Baklagillerden, taneleri yemiş olarak kullanılan bir bitki. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BURÇHAN: (Tür.) Er. - (bkz. Burç).
BURÇİN: (Tür.) Ka. - Dişi geyik.
BURHAN: (Ar.) Er. 1. Delil hüccet. 2. Hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan ayıran delil. 3. İlahi aydınlık.
BURHANEDDİN: (Ar.) Er. - Dinin delili. Burhaneddin Mahmud b. Taceddin el-Buhari (Öl. 1149). Hanefi fıkıh alimi. Önemli yapıtı. el-Muhit el-Buhari'dir. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır.
BURKAN: (Tür.). - Uygur Türklerinin Budaya verdikleri ad. - İsim olarak kullanılmaz.
BURKHAN: (Tür.). - Put, heykel, Buda heykeli. - İsim olarak kullanılması yanlıştır.
BUSE: (Fars.) Ka. - Öpüşmek, öpmek. - İslâmî ahlâka aykırı olduğu için isim olarak kullanılmaz.
BUYAN: (Tür.). 1. Mutluluk, uğur, talih. 2. İyi biliş, sevab. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BUYRUK: (Tür.) Er. 1. Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı güç. 2. Egemen. 3. Emir. 4. Kendi başına hareket eden.
BUYRUKALP: - (bkz. Buyruk).
BÜKLÜM: (Tür.) Ka. - Bükülmüş kıvrılmış şeylerin oluşturduğu halka.
BÜLBÜL: (Ar.) Ka. 1. Sesinin güzelliğiyle ünlü ötücü kuş. 2. Sesi çok güzel olan kimse. Bülbül Hatun: Bayezid II.'in eşi. (Öl. Bursa 1515). Şehzade Ahmed'in annesi.
BÜLENT: (Fars.) Er. - Yüce yüksek, ala, ulu.
BÜNYAMİN: (Ar.) Er. - Yakub peygamberin en küçük oğlu.
BÜRDE: (Ar.) Ka. 1. Hırka, Arapların gece üzerlerine örttükleri, gündüz giyindikleri elbise. 2. Ka'b b. Züheyrin yazdığı kaside. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) tarafından beğenilmiş ve Peygamberimiz hırkasını çıkararak şaire giydirmiştir. Bu yüzden bu kaside "Kaside-i bürde" olarak tanınır.
BÜRGE: (Tür.). - Bir yerde duramayan canlı, taşkın kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BURKAN: (Ar.) Er. - Yanardağ, volkan.
BÜRKE: (Ar.) Ka. 1. Martı. 2. Havuz, gölcük.
BÜŞRA: (Ar.) Ka. - Müjde, sevinçli haber.
BÜTE: (Tür.) Ka. - Fidan.
BÜTEYRA: (Ar.) Ka. 1. Güneş. 2. Sabah. (Ar.) Ka. - Söz eden, bahseden.
Badi 1. Rüzgara veya havaya ait. 2. Geçici. Badi Ahmed (1839-1908). Türk yazar ve şair.
Bağatur Cesur yiğit.
Bağdaş Yakın arkadaş, dost.
Bağışcan (bkz. Bağış).
Bağışhan (bkz. Bağış).
Baha 1. Güzellik, zariflik. 2. Parıltı. 3. Alışma, dadanma. Bahailik mezhebinin kurucusu.
Bahaddin Dinin güzelligi. Dinin değerlisi. Türk dil kuralı açısından “d/t” olarak kullanılır.
Bahadır Cesur, yiğit, bağatur. Timur soyundan Hindistan’da hükümdarlık yapmış Türk lider.
Bahadırhan (bkz. Bahadır).
Bahaeddin (bkz. Bahaddin). Bahaeddin Ahmed Efendi (Bursa 1741-1794): Osmanlı dönemi tarihçilerinden. Müderrislik ve kadılık yaptı.
Bahaullah Allah katında değer ve kıymet sahibi.
Bahir 1. Deniz, derya. 2. Yalancı, ahmak, alık. 3. Ekin sulayıcı, sulayan. 4. Belli, besbelli, açık, apaçık. 5. Işıklı, parlak, güzel. Bahir (Abdurrahman) İst. 1688-1746). Osmanlı dönemi kadılarından. Şair, bestekar.
Bahit Bahtı açık şanslı.
Bahra Timur devletinin güney sınırını koruyan eski bir sınır kalesi.
Bahri 1. Denize ait denize mensup, denizle ilgili. 2. Denizci, levent. 3. Tüyünden kürk olan, patkada denilen, gagası kaşığa benzer bir çeşit deniz ördeği.
Bahtever Şah Avrangzeb’in gözde kadınlarından biri
Bahtı 1. Bahtla, kaderle ilgili. 2. Kimi Divan şairlerinin ortak mahlası.
Baki 1. Allah’ın isimlerindendir. Genellikle “abd” takısı alarak kullanılır, (bkz. Abdülbaki). Kalıcı, sürekli, devamlı. Varlığının sonu olmayan. Ölümsüz. 2. Artan, kalan, geriye kalan. 3. Korunmuş. Baki: Ünlü Türk şairlerinden olup asıl adı Abdülbaki Mahmud’dur.
Bakır l. İnceleyen, tetkik edip açıklayan. 2. Arslan. 3. Hz. Hüseyin’in Zeyne’l-Abidin’den torununun adı.
Bala 1. Çocuk yavru. 2. Yüksek, yüce, yukarı, (bkz. Ali). 3. Azat. 4. Yedek atı.
Balaban 1. Çocuk bekçisi. 2. Gürbüz canlı, cüsseli, insan veya hayvan. Balaban: Gıyasu’d-Din Uluğ Hanın IV. yy. başlarında Aybek tarafından İltutmuş’dan sonraki en büyük hükümdar.
Balahan Çocuk hakan, yavru kağan.
Balaman (bkz. Balaban).
Balamir Eski bir Türk kağanı. (IV. yy.) Alanları ve Ostrogotları yenerek batıya sürdü.
Balatekin (bkz. Balaban).
Balcan (bkz. Baldan).
Baldemir Güçlü, kuvvetli, şirin.
Baler Tatlı dilli, cana yakın kimse.
Bali Eski, koca, köhne.
Balibey Osmanlı beylerinden. Bosna beyi olarak Kanuni’nin Belgrad Seferine katıldı. Mohaç savaşında (1526) düşmanı iki yandan çevirerek zaferin kazanılmasında büyük payı oldu.
Balisoy Eski, köklü soydan gelen.
Balk Şimşek.
Balkan 1. Sarp ve ormanlık sıradağları. 2. Avrupa’nın güneydoğu bölgesine verilen isim. Bulgaristan, Yunanistan, Yugoslavya, Arnavutluk ve Romanya’yı içerir.
Balkar 1. Kuzey Kafkasya’da yaşayan bir Türk boyu. Kıpçaklann bir kolu. 2. Bu boya mensup kişi.
Balkır Parıltı, ışık, şimşek. Balkır Rıza: (Öl. 1945). Türk Karagöz oyunu ustası.
Balkoç (bkz. Balkı).
Balsan (bkz. Balım).
Bangu 1. Haykırış, bağırış. 2. Gökgürültüsü, yankı.
Barak Oğuzların Bayat boyuna mensup bir oymak. Gaziantep, Kilis ve Nizip çevresinde yaşarlar. Barak Han: Çağatay hükümdarı (1266-1271).
Baransel (bkz. Baran).
Baray Ezeli, öncesi olmayan, öncesiz.
Barbaros Kırmızı sakal. Baba-Oruç. Türk denizci kaptan-ı derya. Oruç Gazi’nin İtalyanlarca meşhur olan ismi. Kanuni döneminde yaşayan ünlü denizci. Barbaros Hayrettin olarak bilinmekte.
Bargu Varılacak, gidilecek anlamındadır.
Barhan Farça bir isim, bar oyununun ağası anlamına geliyor. Anlamının eksik yada yanlış olduğunu düşünüyorsanız bize ulaşabilirsiniz.
Barık 1. Sivri tepeler arasındaki uçurum, yüksek kayalıklardaki çatlaklıklar. 2. Yeşillik, çayırlık yer.
Barik 1. Parıldayan. 2. Nazik, dakik, ince. Fikr-i Barik İnce düşünce.
Barıkhan (bkz. Barık).
Barım Varlık, servet, zenginlik.
Barın 1. Bütün, hep. 2. Güç kuvvet. 3. Göğüs. 4. Moğol devrinde Orta Asya’da büyük beyliklerden biri.
Barış 1. Savaşsızlık durumu. 2. Savaştan sonra silah bırakma, uzlaşma sulh. 3. Dirlik, düzenlik.
Barışcan (bkz. Barış).
Barkın Yolculuk eden, yolcu gezgin.
Barlas Kahraman, savaşçı.
Bars l. Kaplana benzeyen yırtıcı hayvan. 2. Arı oğulu. -İsim olarak kullanılmaz. Barsbay: (el-Melikü’1-Eşref (Öl. 1438). Mısır Memluklan sultanı. Çerkez hanedanındandır.
Bartu En eski Türk kağanlarından biri.
Barut Yanıca yakıcı madde
Başak Sağlam, dayanıklı.
Başar Başarılı ol, işi sonuçlandır.
Başaran Başaran.
Başarman Yaptığı işi başarıyla sonuçlandıran.
Başbuğ Başkumandan, hükümdar. Eski Türklerde orduya kumanda eden hükümdar veya komutanlar..
Başeğmez Buyruk altına girmeyen, kişilikli.
Başer (bkz. Başar).
Basir 1. Göz. 2. Görme. 3. Allah’ın sıfatlarından, herşeyi gören (“Abd” takısı almadan kullanılmaz).
Başir 1. Müjdeci. 2. Güler yüzlü, mesut, mutlu. (bkz. Beşir).
Başkaya – Kayaların başı, güçlü, kuvvetli.
Başkaynak İlk kaynak. Ana kaynak.
Başkur Türk çadırlarının çevresindeki kanatlan örten bölümlerin üst tarafına bağlanan ve 18 cm eni olan kuşak.
Başkurt Ural dağlan bölgesinde yaşayan ve Türklerin Kıpçak kolundan olan bir boy. Asıl ismi Başkırt’tır. Ural dağlannın güneyinde yerleşiktirler
Başkut Kutlu, talihli kimse.
Başok Önde olan yiğit.
Başol Başta ol, önder ol.
Başöz Önemli soydan gelen.
Basri Basralı, Basra şehrinde oturan. Hasan’ı Basri’ye izafeten kullanılmıştır.
Başsoy (bkz. Başöz).
Baştuğ (bkz. Başman).
Baştugay (bkz. Başok).
Batıboy Türklerin göç sonucu batıya yerleşen oymakları.
Batıhan (bkz. Batı).
Batıkan Batı+han Batının Hanı ya da Batının Kanı anlamında
Batın Allah ın 99 isminden biri
Batır Yiğit, kahraman, bahadır.
Batıray (bkz. Batır).
Batırhan (bkz. Batır).
Battal 1. Cesur, kahraman. 2. Pek büyük. 3. İşe yaramaz, hantal. 4. İşsiz. Battal Gazi: Emevilerin VII. yy. Bizans’a düzenledikleri sefer ve savaşlarda ün salmış komutanı.
Batu Üstün gelen, gücü yeten, galip.
Batuğ (bkz. Batu).
Batuhan Altınordu devletinin kurucusu (1204-1255). Cengiz Han’ın torunu.
Batur Kahraman, yiğit, cesur, bahadır.
Baturalp Yiğitler yiğidi.
Baturay (bkz. Batur).
Baturhan (bkz. Batur).
Baver Tasdik, inanma. Sağlam, pek doğru.
Bayar 1. Ulu, yüce saygın, soylu. 2. Ekilmemiş toprak.
Bayazıd (bkz, Bayezid).
Baybars Bahri Memlüklerin sultanı olup Kıpçak ülkesinde doğmuştur. Baybars (el-Melikü’l-Zahir Rüknettin). (1223 Şam 1277). Eyyubi hanedanını ortadan kaldırıp Abbasi halifeliğinin yeniden kurulmasını sağladı.
Baybaş Zengin, ileri gelen, saygın.
Baybek (bkz, Baybaş).
Baybora Fırtına.
Baycan (bkz. Baybaş).
Baydak
Baydan Şımarık, gururlu, kendini beğenmiş.
Baydar Kırım yarımadasında Sivastopol şehrinin güneyinde tartada bir Türk köyü. Güzellik ve bereketiyle ünlüdür.
Baydır Güçlü, kuvvetli.
Baydu İlhanlı devleti hükümdarı Hulagunun torunu. 11 ay İlhanlı devleti hükümdarı oldu.
Baydur Güçlü, kuvvetli, cesur.
Bayduralp (bkz. Baydur).
Bayer Zengin, varlıklı kimse.
Bayezit Çeşitli zamanlarda yaşamış Osmanlı şehzadelerinin genel adı. Bayezit l. (Bursa 1360-Alaşehir 1403). Yıldırım, Osmanlı padişahı. I. Murat’ın Gülçiçck Hatun’dan olma oğlu.
Baygüç Zengin ve güçlü kimse.
Bayhan Bay ve han kelimelerinin birleşiminden meydana gelmektedir.
Bayındır İmar edilmiş, mamur.
Baykal Yaban kısrağı Orta Asya Türk ülkelerinde yaşar.
Baykam Hekim, doktor.
Baykan Bay soyundan, zengin. Baykan (XIV. yy. Kars). Türk halk şairi. Timur’un 1386’da Kars’ı Karakoyunlular’dan alması üzerine ünlü bir destan yazdı. Anadolu-Azerbaycan sahasının en eski aşığıdır.
Baykara 1. Helak olma, mahvolma. 2. Böbürlene böbürlene, salınarak yürüme. 3. Malı çok olma. Baykara: Timuroğullan şehzadesi. Timur’un torunu Şeyh Ömer’in oğludur.
Baykoca Varlıklı, saygın.
Baykurt (bkz. Baykoca).
Baykut Kutlu talihli.
Baykutay (bkz. Baykut).
Bayman Varlıklı, saygın.
Bayraktar Bayrak taşıyan.
Bayram 1. Neşe ve sevinç günü. Dini bakımdan hususi değeri olan ve milletçe kutlamalar yapılan gün veya günler.
Bayrı Çok eski zamanlarda var olmuş, eskiden beri var olan.
Bayru (bkz. Bayrı).
Bayrualp (bkz. Bayru).
Bayruhan (bkz. Bayru).
Baysal Soylu, ünlü kişi.
Baysan Zengin, tanınmış.
Baysu (bkz. Baysan).
Baysungur Akkoyunlu hükümdarlarından. Gıyase’d-Din Baysungur. Timur’un torunu ve Şahruh Mirzanın oğlu. Büyük bir hattattır ve resim ve sanatın koruyucusu olarak tanınmıştır.
Baytal 1. Kısrak. 2. Bayır, yokuş.
Baytekin (bkz. Baytal).
Baytugay (bkz. Tugay)-
Baytüze (bkz. Tüze).
Baytüzün (bkz. Tüzün).
Bayülken (bkz. Ülgen).
Bedayi Eşi benzeri olmayan güzel, mükemmel, yeni şeyler.
Bedi 1. Bir şeyi örneği olmadığı halde meydana getiren. 2. Yoktan vareden. Allah’ın 99 isminden birisidir. 3. Söz estetiği, halin muktezasına uyan delilleri açık şekilde belirtme ve sözü güzelleştirme yollarına ait bilgiler toplamı. 4. Güzel, güzellik. Bedi b. Mansur. Hanefi fıkıh alimi (Sivas-1223). El-Bahru’1-Muhit adlı bir fıkıh eseri vardır.
Bedid Meşhur, görünür, açık meydanda. (Hüveyda).
Bedih Şan ve şerefi büyük olan.
Bedihi Besbelli, açık-apaçık.
Bedii Eşi, benzeri olmayan
Bedir Dolunay, ondört gecelik ay.
Bedirhan İleri görüşlü, aydın lider.
Bediüzzaman 1. Zamanın harikası. 2. Asrın mükemmel insanı. Daha çok lakab olarak kullanılır. Bediüzzaman Said Nursi: Son devrin meşhur müslüman alimlerindendir. Hayatının önemli bir kısmı İslami düşüncelerinden ötürü hapislere girip çıkmakla geçti. Risale-i Nur Külliyatı’nı telif etmiştir.
Bedreddin 1. Din’in nuru, ışığı. 2. Dinin aydınlığı, dinde bilgelik. Türk dil kuralına göre “d/t” olarak kullanılır.
Bedrettin Ayın ondördü gibi ışık saçan, temiz ve yüce
Bedri 1. İçi altın dolu kese. Bedr-i Dilşan b. Mehmed b. Oruç b. Gazi b. Şeban: (XV. yy. il yarısı) Türk şairlerinden. Murat II. adına yazdığı Murat namesi ünlüdür. 2. Ayla ilgili, ayın ondördü gibi güzel.
Bedrulcemal 1. Ay yüzlü. 2. Fatımi devleti vezir ve serdarlarındandır. 2 defa Şam valisi olmuştur. (1013-1094).
Bedük Büyük, yüce, gösterişli, önemli.
Behçet 1. Sevinç. 2. Güzellik, güleryüzlülük. 3. Şirinlik. Bu kelime Kur’an-ı Kerim’in Neml suresi 60. ayetinde geçmektedir.
Behiç Şen, güzel, güler-yüzlü adam. Kur’an-ı Kerim’de adı geçen kelimelerdendir. (bkz. Hac, ayet 5).
Behişt 1. Cennet. 2. Uçmak.
Behlül 1. Çok gülen, çok gülücü. 2. Hayır sahibi, çok iyi adam. 3. Bir İslam sofisi, Behlül-i Dana. Harun er-Reşid’in kardeşinin adı olup, delice hareketleriyle meşhur olmuştur.
Behman 1. Filan filanca. 2. Fars takviminde 11. ay’a ve her ayın 2. gününe delalet eder.
Behmenyar İbn Sina mektebine mensup ve Arapça telifleri olan filozof. (X-XI. yy.). İbn Sina’nın kitaplarını şerhetmişir.
Behnan Güleç, güler-yüzlü, iyi huylu ve daima gülen adam.
Behram 1. Merih yıldızı. 2. Her ayın 20. gönü. 3. Acem pehlivanlarından birinin adı. 4. İran hükümdarlarından birkaçının adı ki en meşhuru yaban eşeği avına pek düşkün olan “Behram Gûr”dür.
Behramşah 1. (bkz. Behram). 2. Gazne sultanı. 3. Kirman Selçukluları hükümdarı.. 4. Eyyubilerin büyük şairi.
Behzad Ressam, minyatürcü. Türk dil kuralı açısından “d/t” olarak kullanılır.
Behzat Doğuştan iyi, soylu kişi
Bekata İleri gelen, saygın. Soylu, isim yapmış sülaleden.
Bekbars (bkz. Bekata).
Bekdemir (bkz. Bekata).
Bekdil 1. Doğru sözlü, mert. 2. Gönlü zengin. Baygönüllü.
Beki / Bekri El değmemiş, Bakir, Tertemiz, bozulmamış.
Bekil Yakışıklı, süslü delikanlı, genç.
Bekir 1. Sabahları erken kalkmayı alışkanlık edinen kimse, bakir. 2. Yeni doğmuş. 3. Öncesi, İsmaili zümresine ait büyük bir Arap kabilesi.
Beklen Beklenilen kişi
Bekriye 1. Her şeyin evveli, ilk çocuk. 2. Genç ve taze kız. 3. Dişi deve yavrusu.
Beksan 1. Tanınmış, ünlü, saygın. 2. Bey ünvanı taşıyan.
Bektaş 1. Akran. 2. Eş, müsavi. Bektaşi: Hacı Bektaş Veli tarikatına mensubolan kişi, Horasan’da gelip Anadolu’ya yerleşen Hacı Bektaş Veli tarafından kurulduğu ileri sürülen tarikata mensup ilk zamanlan bilinmeyen bu tarikat, sonradan batıni bir hüviyet kazanmıştır.
Bektöre Güçlü, değişmez töreleri olan, törelerine bağlı.
Belazuri II. yy. Arap tarihçilerinin en büyüklerinden. (Ahmet b. Yahya) Belazur usaresi içmiş ve şuurunu kaybederek öldüğü için kendisine bu ad verilmiştir.
Belek 1. Hediye, armağan. 2. Selçukluların Dersim, Gere, Harput ve Halep emiri.
Belemir Peygamber Efendimiz’in(S.A.S) en sevdiği çiçek
Belge Bir gerçeğe tanıklık eden şey.
Beliğ 1. Fasih ve düzgün konuşan. 2. Açık, yeterli, tam.
Beltan Dağların bel verdiği yerden doğan sabah güneşi
Bender Deniz veya büyük nehir üzerindeki liman. Ticaret limanı.
Bengi Sonu olmayan, hep kalacak olan, sonsuz, ebedi.
Bengialp (bkz. Bengi).
Bengisan (Bengi).
Bengisoy (bkz. Bengi).
Bera 1. Fazilet. 2. Seçkin olma vasfı. 3. Olgunluk. el-Bera’ b. Azib: Ashabdandır. (Küfe-691). Bedir gazası dışında bütün savaşlara katıldı. Rey ve Kazvin’i fethetti. Kufe’de vefat etti.
Berdan 1. Çukurova yöresinde bir nehir ismi. 2. Hoş kokulu dağotu.
Beren Güçlü, kuvvetli, akıllı.
Bergin (bkz. Berkin).
Berhan Han soyundan, Hanla ilgili, han üzerine.. (Han=Hakan)
Berhuz Dağarcık, torba.
Beri 1. Salim, kurtulmuş. 2. Temiz, Arınmış.
Berid 1. Haberci. 2. Eskiden müslüman devletlerde posta ve haber alma örgütünün adı.
Berin 1. En yüksek, çok yüce. 2. Soylu.
Berjan Çevik anlamına gelmektedir.
Berk 1. Sağlam, kuvvetli. 2. Katı, sert. Şiddetli. 3. Hızlı. 4. Orman. 3. Arı, şimşek, yaprak.
Berk Yaruk Selçuklu Sultanı. (Öl. 1104). Melikşah’ın oğlu.
Berkalp Sağlam yiğit kişi
Berkan 1. Şakıma, parıldama. 2. Kıvırcık tüylü kuzu postu kürkü.
Berkant Güçlü, bozulmaz, yemin.
Berkay (bkz. Berk).
Berke 1. Kama. 2. Altınordu hükümdarı. Cengiz Han’ın torunu ve Cuci’nin 3. oğludur.
Berkel güçlü el.
Berkem Benim Berke m.
Berker Güçlü, sağlam kişilikli.
Berki Şimşek gibi parlak.
Berkin Sağlam güçlü kuvvetli.
Berkkan Güçlü soydan gelen.
Berkman Güçlü, sağlam, kişilikli.
Berksan Güçlü tanınan kimse.
Berksoy (bkz. Berksan).
Berksu Soğuk ve keskin su.
Berkün Sağlam, güçlü tanınmış.
Bertan 1 Sabahın en erken meyvesi. Şafak Yemişi. 2 Avarcada Yüregin gizemli gözü.
Berter Üstün, yüksek nitelikli, değerli
Bertuğ Engel tanımayan, güçlükleri aşan
Berzali Ebu’l-Kasım b. Muhammed. Arap tarihçilerinden-dir.
Berzan Kam, şaman, yol gösteren.
Beşareddin Dinin müjdesi. Türk dil kuralına göre “d/t” olarak kullanılır.
Besim Güleryüzlü, güleç adam.
Beşir 1. Müjde getiren müjdeci. 2. Güleryüzlü güleç adam. Kur’ani bir kavramdır. İnsanlara Allah’ın emir ve nimetlerini, cennet ve mükafatı haber veren peygamberler ve Kur’an için kullanılmıştır.
Bestami Bir Evliya İsmi
Betik Yazılı olan şey, yazılmış yapıt.
Beyati 1. Gece uyuma, gece iş görme, geceyi işiyle geçirme. 2. Türk müziğinin en eski makamlarından olup, hala kullanılmakta olan bir makamdır.
Beyazıt Ebu Yezid, Yezid’in babası, kısaltılmıştır. Arapça’dan Türkçeleşmiş.
Beybars (bkz. Baybars).
Beybolat Çelik gibi güçlü, saygın kimse.
Beycan (bkz. Beybolat).
Beyhak Horasan’ın Nişabur eyaletinde bir bölge.
Beyhaki el-Beyhaki: Arap müellifi olup muhaddis ve Şafii fakihlerindendir.
Beykal (bkz. Beycan).
Beykan (bkz. Beycan).
Beyrek 1. Çok nazik, efendi, bey. 2. Hüzünlü.
Beysan (bkz. Beycan).
Beytöre Baş adet, adetleri yerine getiren.
Beytullah Kabe
Beyzade 1. Beyoğlu. 2. Soylu kimse. Farsça’dan birleşik isim olarak Türkçeleştirilmiştir.
Beyzavi Beyzavi (Abdullah b. Ömer). İran’da yaşamış Tefsir ve Kelam alimi. Şafii mezhebindendir. Tefsirin yanında fıkıh usulü, kelam ve irab hakkında eserler vermiştir.
Biat Bağlılığını, itimadını bildirmek. Birisinin hakemliğini veya hükümdarlığını kabul etmek. El tutarak bağlılığını alenen izhar etmek. Bağlılığını tazelemek. * Rey vermek.
Bican 1. Cansız, ruhsuz. 2. Canını esirgemeyen, şehit.
Bidil Hindistan’da yerleşmiş Farsça yazan büyük Türk şairi.
Bihay Bilge, bilgili.
Bilad Şehirler bölge, eyalet, memleket isimlerini ifade için terkiplerde kullanılır.
Bilal Su gibi ıslatan, ıslatış, ıslaklık. Bilal b. Raba: İslamın ilk müezzini, Habeş asıllı olup İslamı köle olarak ilk kabul edenlerden birisidir.
Bilan Süslü ve işlemeli kılıç kemeri.
Bildar 1. Bel, belleyen, yer kıran, kürek çeken. 2. İstihkam neferi.
Bilek Güç, kuvvet.
Bilgealp (bkz. Bilge).
Bilgehan Göktürk hakanı (683-734). Babası Kutluğ İlteriş Han’dır.
Bilgekağan (bkz. Bilge). Bilge Kağan (683-734). Göktürk hakanı. İkinci Göktürk hanedanlığının kurucusu.
Bilgekan Bilgin soydan gelen.
Bilger Akıllı, bilgili, bilge, bilgin.
Bilkan
Bilmen Bilen, anlayan, bilgili.
Biltay (bkz. Bilmen).
Binali Ali’nin oğlu.
Binalp Yiğitler.
Binkan Soylu kanlar.
Bintuğ (bkz. Binkan).
Birant 1. Özel, tek yemin. 2. Özelliği olan yemin.
Birat 1. Asil, soylu, bir aileye mensup. 2. İlk erkek çocuğa verilen isim.
Birdal Bir tane, tek dal.
Birge 1. Kamçı. 2. Birlikte, beraber.
Birgit Birleşik, birleşmiş, birlik almış.
Birgivi Birgivi: Büyük din ve dil alimi (d. 1522) İmam Birgivi lakabıyla şöhret olmuş, vasiyetnamesi ve ilmihali o dönem halkının ihtiyacını karşılamıştır.
Birhan Tek yönetici.
Birindar Yaralı anlamına gelmektedir.
Birkan
Birmen Tek olan, benzeri olmayan kimse.
Birol Tek ad, bir ol.
Birtan Bir tane, tek.
Birun 1. Dışarı. 2. Dış harici. 3. Osmanlı Devleti’nde saray dışında vazifeli memurlar.
Birûnî Reyhan Muhammed b. Ahmed el-Biruni: Büyük İslam bilgini (973-Gazne 1048). İbn Sina’dan ders altı. Hindistan’a gitti. Sanskritçe öğrendi. Pozitif ilimlerin hepsiyle ilgilendi ve bu konuda birçok kitap yazdı.
Bişar 1. Esir tutsak. 2. Altın, gümüş kakmalı işlemeler. 3. Saçılan şey, saç. 4. Güçsüz, dermansız.
Bişr Güler yüzlü kişi, güleç, sevimli. Bişr b. Bera’: Sahabedendir. Babası Bera’ b. Marun Akabe beyatına katılanlardandı. Bişr, iyi bir savaşçı ve okçuydu. Yahudi bir kadının verdiği zehirli eti yiyince zehirlenerek şehid oldu.
Bistami (bkz. Bistem). Bayezid Bistami: Ünlü mutasavvıf, hayatı hakkında çok az şey bilinmektedir.
Bistem Horasan eyaletinde El-Bürz eleklerinde bir şehir. Hüsrev 2. Pervizin dayısı Bistam tarafından kurulduğu için bu ismi almıştır. Elmaslanyla ünlüdür.
Bleda Batı hun hükümdarı olan Attila’nın erkek kardeşi
Boğaç Küçük yaşta boğa öldürdüğü için kendisine bu ad verilen, Dede Korkut hikayelerindeki bir kahraman. Dirse Han’ın oğlu.
Boğaçhan (bkz. Boğaç).
Boğataş Ünlü Türk beylerinden biri.
Böke 1. Kahraman, güçlü kimse. 2. Önder, başkan, reis. 3. Kabadayı, cesur efe. 4. Güreşçi, pehlivan.
Bolgan Eski Türk adlarından.
Bolhan (bkz. Bolgan).
Bora Araziden çıkan şiddetli rüzgar.
Boran Rüzgar, şimşek, gökgürültüsü, sağanak yağmurun birlikte olduğu iklim hadisesi. Boran Hatun: Emevi halifesi Me’mun’un zevcesi.
Boranalp (bkz. Boran).
Boratay (bkz. Boran).
Börçetin Eski tarihçilere göre Türkleri Ergenekon’dan kurtaran demircinin adı.
Böritigin Karahanlı hükümdarı. Maveraünnehir’e hakim oldu. Bastırdığı paralarda İbrahim b. Nasr adıyla anılır (XI. yy.).
Börteçin Yoğun sevgi tapınmak
Botan Botan Dicle Nehri’nin bir koludur. İsmini geçmişteki Botan (Kentrites) Krallığı’ndan alır. Sokrates’in öğrencisi Ksenephon M.Ö 400 yılında yazdığı Anabasis (Onbinlerin Dönüşü) adlı kitabında nehirden oldukça fazla bahsetmiştir.
Boyla Bağa Tarkan Anlamı iyice bilinmemekle birlikte. Orhun yazıtlarında vezir Tonyukuk’a verilen unvan olarak geçer.
Boyla Kutlug Yargan Eski Türklerde birleşik rütbe unvanı. Suci yazıtında Kırgız kabilesinden Yaplakar Kan Ata’nın ünvanı olarak geçer.
Boylan Kibirli, mağrur.
Boyraz Kuzey rüzgarı.
Boysan Uzun boylu, yakışıklı delikanlı.
Bozan Büyük Selçuklu Emiri. Selçuklu Sultanı Melikşah’a büyük yardımları dokundu. Kazanılan birçok zaferde etkin rol oynadı.
Bozbey Kır beyi, gri.
Bozbora Fırtına.
Bozdoğan Bir şahin türü.
Bozer Beyaz tenli.
Bozkaya (bkz. Bozer).
Bozkurt Göktürk efsanelerinde yer alan kutsal hayvan.
Bozun 1. Büyük Selçuklu emirinin adı. 2. Sürülmemiş tarla.
Bozyel Yağmur getiren lodos rüzgarı.
Bozyiğit (bkz. Bozer).
Budak 1. Ağacın dal olacak sürgünü. 2. Dal. 3. Dalın gövde içindeki sert bölümü.
Budun Halk, kavim, ahali.
Buğra 1. Büyük erkek deve, iki hörgüçlü deve. 2. Turna kuşu, turna sürüsünün önünde uçan turna horozu. 3. Harizm hükümdarlarından birinin lakabı.
Buğrahan 1. X. yy.’ın başlarında Orta Asya’daki yağma boyundan çıkan ve ilk İslam devletinin Türk hükümdarlarının birçoğuna verilen ünvan. 2. İliğ ve Karahanlı sülalesinden birçok hükümdarların unvanıdır. Tarık Buğra, Saltuk Buğra.
Buhari (Hi: 194-256) Buhâralı. 600 bin hadisten seçilen 7275 hadis ile en mu’teber ve en sahih Sahih-i Buharî ismi ile anılan hadis kitabının yazarı. (Bak: Kütüb-ü Sitte)(Buharî ve Müslim ki, Kur’andan sonra en sahih kitab olduklarını, ehl-i tahkik kabul etmiş. M.)
Buhri 1. Tütsüye ait. 2. Denize ait.
Bukra
Bulak Kaynak, pınar, çeşme.
Bülent Yüce yüksek, ala, ulu.
Bulgar Olgun, bilgili, görgülü, hoşgörülü kimse.
Bumin Göktürk devletinin kurucusu (Öl. 552). Avarlarla arası açılınca, savaşarak onları çökertti ve merkezi Ötüken olmak üzere Göktürk devletini kurdu (552). Aynı yıl öldü.
Buminhan (bkz. Bumin).
Bünyamin Yakub peygamberin en küçük oğlu.
Burak Berk-Yıldırımdan türetilmiştir. Hz. Muhammedin Mirac’daki bineği. Kur’an’da böyle bir isim geçmemekle beraber, İslam kaynaklarında böyle bir binitin olduğuna dair rivayetler vardır. Burak Reis: (Öl. 1499). Osmanlı denizcilerinden.
Burç 1. Süryanice Burgus kelimesinin Arapçalaştınlmış hali. 2. Kalenin köşelerine yapılan daha yüksek ve daha kalın çıkıntı kule. 3. Yuvarlak bina. 4. Güneşin ayrıldığı oniki kısımdan herbiri. 5. Tek hisar.
Burçhan (bkz. Burç).
Burgaç Anafor, girdap.
Burhan 1. Delil hüccet. 2. Hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan ayıran delil. 3. İlahi aydınlık.
Burhaneddin Dinin delili. Burhaneddin Mahmud b. Taceddin el-Buhari (Öl. 1149). Hanefi fıkıh alimi. Önemli yapıtı. el-Muhit el-Buhari’dir. Türk dil kuralı açısından “d/t” olarak kullanılır.
Burhanettin Dinin kanıtı, dinin delili, ispatı
Burkan Uygur Türklerinin Budaya verdikleri ad.
Burkan Yanardağ, volkan.