BAE yetkililerinin hangi çevrelere hizmet etmeye çalıştıkları gayet iyi bilinmektedir”
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed El Nahyan'ın Türkiye'nin Arap ülkeleri...
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed El Nahyan'ın Türkiye'nin Arap ülkeleri için tehdit teşkil ettiğine ilişkin açıklaması hakkında, "Bir süredir tarihimize ve Arap dünyasıyla ilişkilerimize yönelik karalama niteliğindeki beyanlarıyla BAE yetkililerinin hangi çevrelere hizmet etmeye çalıştıkları gayet iyi bilinmektedir" dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed El Nahyan'ın Türkiye'nin Arap ülkeleri için tehdit teşkil ettiği yönündeki açıklamasına dair soruyu cevapladı. Arap dünyasıyla müstesna tarihi ve beşeri bağları bulunan Türkiye'nin Arap ülkelerinin huzur, güvenlik ve istikrarına atfettiği önemin ve Kudüs başta olmak üzere İslam dünyasının ortak davalarına verdiği güçlü desteğin herkesçe bilindiğini aktaran Aksoy, "Türkiye'nin Suriye'nin siyasi birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasına verdiği destek, bu ülkede kalıcı barış ve istikrarın sağlanması için ortaya koyduğu çabalar ve misafir ettiği 3 buçuk milyondan fazla Suriyeli kardeşi için üstlendiği sorumluluk da ortadadır. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Afrin'e yönelik operasyonu ise ülkemize yönelik terör tehdidini bertaraf etmek amacıyla gerçekleştirilmiştir" ifadelerini kullandı.
BAE Dışişleri Bakanı'nın, Türkiye'nin Suriye'ye müdahale ettiğine ve Arap dünyası için bir tehdit oluşturduğuna dair açıklamasını anlamanın ve iyi niyetle bağdaştırmanın mümkün olmadığına değinen Aksoy, "Esasen bir süredir tarihimize ve Arap dünyasıyla ilişkilerimize yönelik karalama niteliğindeki beyanlarıyla BAE yetkililerinin hangi çevrelere hizmet etmeye çalıştıkları da gayet iyi bilinmektedir" dedi.
Aksoy, açıklamasının devamında şunları söyledi:
"Bölgenin içinden geçtiği kritik dönemde yapılması gereken, ortak bir kaderi paylaşan dost ve kardeş halklar arasında nifak tohumları ekmek değil, bölgesel sorunların dayanışma içinde sahiplenilmesi ve her bir ülkenin bu sorunların çözümlenmesi için elini taşın altına koyma iradesini göstermesidir."