Bakan Çavuşoğlu: “Pazardan hayvan satın almıyorsunuz, alacaksanız insan gibi ayrım yapmadan alın”
Tunceli'de konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "33 milyar dolar sadece ülkemizde yaşayan Suriyelilere harcıyorsak, dünyanın da bunu görmesi lazım. Bu külfet paylaşımını öğrenmeleri gerekiyor. Türkiye güzel, en iyisini yapıyor diyorlar. Bunları biz
Tunceli'de konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "33 milyar dolar sadece ülkemizde yaşayan Suriyelilere harcıyorsak, dünyanın da bunu görmesi lazım. Bu külfet paylaşımını öğrenmeleri gerekiyor. Türkiye güzel, en iyisini yapıyor diyorlar. Bunları biz nefsimizi okşamak için yapmıyoruz. İnsani bir drama çare buluyoruz. Sen ne yapıyorsun ve ne kadar katkı sağlıyorsun. Bu külfetin ne kadarını paylaşabiliyorsun. Bir de insanları ülkelerinize alırken lütfen seçici olmayın. Hangi dinden, mezhepten, sağlıklı mı, doktor mu, deyip ona göre almak insani bir yaklaşım değildir. Pazardan hayvan satın almıyorsunuz. Alacaksınız insan gibi ayrım yapmadan alın" dedi.
Tunceli'ye gelen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Munzur Üniversitesi Akademik Yılı açılış törenine katıldı. Burada akademisyenler ve öğrencilerle bir araya gelen Bakan Çavuşoğlu, Dış ilişkiler, terör ve insanı yardım konularında açıklamalarda bulundu. Ekonomik gücün dış politikanın en önemli unsuru olduğunu aktaran Dışişleri Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, "Son saldırılardan sonra, bir daha millet olarak gördük ki çok daha güçlü olmamız lazım. Öyle bir ortam içerisinde Türkiye, nasıl bir dış politika izliyor. Biz terörizmle mücadele ederken sadece dağdaki teröristlerle değil, terörizmin ideolojisiyle de mücadele ediyoruz. DEAŞ terör örgütü bizim barış dini olan İslam'ı temsil edemez. O bir terör örgütüdür. Bizim dinimiz İslam'ın anlamı da barıştır. Dolayısıyla bizim dinimiz terör örgütlerine kalmamıştır. Yeni insanları devşirmek için DEAŞ'ın ideolojisiyle de etkin bir şekilde mücadele ediyoruz. Aynı şey PKK için de geçerlidir. PKK bugün Kürt kardeşlerimizin haklarını savunuyorum diye ortaya çıkıyor. Yine aşırı terör örgütlerine bakın. İdeolojiyle beraber hak ve özgürlük mücadelesi diye başlıyor. Ama hak ve özgürlük mücadelesi dediğimiz şeyde esasen elinde bir silah ve kendisine uymayan herkese zulmediyor. Kendisine biat etmeye herkesi öldürüyor, yakıyor, yıkıyor. Bu ideoloji çok sakıncalıdır. Sadece dağda teröristle mücadele etmez, teröristin ideolojisiyle de mücadele etmeyi hep birlikte başarmamız lazım" diye konuştu.
"Bağlarımızın ve işbirliğimizin güçlendirilmesi gerekiyor"
Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada bölgenin istikrarı ve güçlendirilmesi konusunda sadece vizyon ortaya koymanın yetmeyeceğini somut adımların atılması gerektiğini dile getiren Bakan Çavuşoğlu, "Stratejik bağlarımızın ve komşularımızla olan ilişkilerimizin daha da güçlendirilmesi gerekiyor. Ayrıca ekonomik ve ticari ilişkilerimizin ile enerji güvenliğimizin güçlendirilmesi ve çeşitlendirilmesi gerek. İran yaptırımlarını görüyorsunuz. Tüm coğrafyalarla bizim ilişkilerimizin gelişmesi lazım. Eğer dünyada aktif olmak istiyorsanız tüm uluslararası ve bölgesel örgütlerle de değişik statülerle mutlaka çok aktif rol almamız lazım. Bağlarımızın ve işbirliğimizin güçlendirilmesi gerekiyor. Yurt dışından 6 milyondan fazla yaşayan vatandaşımız var. Onların haklarının da etkin bir şekilde korunması da dış politikamızın önceliklerinden birisidir. Bugün en çok önemli olan yumuşak gücümüzün pekiştirilmesidir. Yumuşak güç nedir. Yeri geldiği zaman terörle mücadele de askeri ve sert gücünüzü kullanırsınız. Ama bugün yumuşak gücünüzle, kültürünüzle, eğitiminizle, THY ile, TİKA'nızla, Kızılayınız'la, AFAD'la dünyanın her yerinde insanı yardımlar, eğitim, açlıktan, kıtlıktan kıvranan insanlara insanı yardım olarak, işsizlikten kıvranan ülkelere istihdam yaratan kaldırıcı projeler ile gitmezseniz sizin saygınlık, etkinlik ve güvenliğiniz bir noktaya kadardır. Ama bunları yapabiliyorsanız o zaman o ülkelerdeki vatandaşların gönlünde de yer edinirsiniz. Tıp ki Türkiye'de olduğu gibi. İşte bu yumuşak gücümüzün pekiştirilmesi bizim dış politikamızın önceliklerinden bir tanesidir" şeklinde konuştu.
"Pazardan hayvan satın almıyorsunuz, insan gibi ayrım yapmadan alın"
İnsani dış politikanın insanı merkeze almak olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, "Yaratılanı Yaradandan dolayı sevmek demektir. Ülkeleri ve milletleri ırkına, rengine, inancına göre ayırmamak demektir. Dünyadaki tüm mazlumlara ve mağdurlara el uzatabilmek demektir. Dünyada en çok mülteciyi barındıran ülkeyiz. Arada bakıyoruz bu işi suistimal ediyorlar. 3,5 milyon insanı sadece Suriyeli olarak ev sahipliği yapıyorsanız ufak tefek sorunlar olur. Ama bu insanlar niye gelmek zorunda kaldı. Bu yaklaşımlar ne kadar insanidir. Gönüllülük esası ile terörden temizlediğimiz bölgeye bu insanların dönmeye başlaması sağlıklı bir yöntemdir. Onlara orada da yardım ulaştırabiliyorsanız, bu çok önemlidir. 33 milyar dolar sadece ülkemizde yaşayan Suriyelilere harcıyorsak, dünyanın da bunu görmesi lazım. Bu külfet paylaşımını öğrenmeleri gerekiyor. Türkiye güzel, en iyisini yapıyor diyorlar. Bunları biz nefsimizi okşamak için yapmıyoruz. İnsani bir drama çare buluyoruz. Sen ne yapıyorsun ve ne kadar katkı sağlıyorsun. Bu külfetin ne kadarını paylaşabiliyorsun. Bundan haber verirsen daha memnun oluruz. Bide insanları ülkelerinize alırken lütfen seçici olmayın. Hangi dinden, mezhepten, sağlıklı mı, doktor mu, deyip ona göre almak insani bir yaklaşım değildir. Pazardan hayvan satın almıyorsunuz. Alacaksanız insan gibi ayrım yapmadan alın" ifadelerini kullandı.
"Dünyanın en zengin ülkesi değiliz ama en cömert ülkesiyiz"
Türkiye'nin insani yardım konusunda dünyada birinci olduğuna da vurgu yapan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Dünyanın en zengin ülkesi değiliz ama en cömert ülkesiyiz. 8. 1 milyar dolar, 2017'de dünya insanı için yaptığımız yardım miktarı. Amerika'nın yaptığı yardım miktarı ise 6.7 milyar dolar. Ondan sonraki ülkelerin rakamları çok daha aşağıda. Türkiye gayri safi milli hasılası olarak satın alma gücüne paredesine göre dünyada 13'üncü büyük ekonomiyiz. Avrupa'da ise 5'nci büyük ekonomidir. Normal gayri safi milli hasılaya baktığımız zaman dünyada 17'inci Avrupa'da 6'ıncıyz. Yine 2017 yılında G20 ülkeleri arasından ekonomik büyüme oranı olarak 1., OCD ülkeleri içinde 2. olduk. AB ortalamasının tam 3 katı büyüdük. Dünyanın her bölgesi ile bugün ithalat ve ihracat ilişkilerimiz var. Türk ürünlerinin bugün dünyada girmediği bir ülke bile yok. Şu çalkantılı günlerde bile ihracatımız sürekli artıyor."