Bakan yeni eğitim sistemini açıkladı. İşte o detaylar...
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk yeni eğitim sistemini canlı yayında açıkladı. Ziya Selçuk'un açıkladığı yeni eğitim sistemine göre ilk üniversite sınavı 2024 yılında olacak. Bunun yanında liselerde ders sayıları kademeli olarak azalacak.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk yeni eğitim sistemini canlı yayında açıkladı. Ziya Selçuk'un açıkladığı yeni eğitim sistemine göre ilk üniversite sınavı 2024 yılında olacak. Ayrıca bu yeni eğitim sistemine göre liselerde ders sayıları kademeli olarak azalacak. Ders Sayılarında azalma şöyle olacak:
9.Sınıflarda Dersler 15-16 dan 9 derse
10..Sınıflarda Dersler 15-16 dan 10 derse
11.Sınıflarda Dersler 15-16 dan 10 derse
12.Sınıflarda Dersler 15-16 dan 7 derse düşürülecek.
Rehberlik dersi dahil değildir.
Bakan Selçuk'un açıklamalarından satır başları şunlar:
"Acele etmiyoruz, acele edersek çözümlemelerimiz daha sonra problem olur. Sınıfta öğretmenleri güçlendirmeden bu tasarımın hayata geçmesi mümkün değil, bu konuyla ilgili çalışmalar var. Biz bir deneme tahtasıyla ilgilenmiyoruz. Artık zamanın ruhu değişim istiyor.
Burada şöyle bir şey söylemek mümkün. Biz 5 milyon liseli gencimizin sorusunu duyduk. 'Bizi neye hazırlıyorsunuz' diye sordular. Bunun cevabını vermek lazım. Biz öğretmenlere de sorduk. 'Çocuklar öğrendiklerini içselleştiremiyor, bunun çözümü yok mu?' dediler.
2040'lara doğru inanılmaz bir çağ geliyor. Vücudumuzda nano-robotların dolaştığı bir çağa doğru gidiyoruz.
Disiplinler üstü bir yaklaşıma doğru gitmemiz gerekiyor. Bizim bu geçişe ihtiyacımız var. Tüm bu gelişmeler çocuklarda derinleşmelere yol açacak.
Peki ders sayılarında azalma ne demek? 11. sınıfta 12-15 olan ders sayısı 9'a, 12. sınıfta 7'ye düşecek.
SORU ÇÖZMEK VE SORUN ÇÖZMEK AYRI
Soru çözmek ayrı bir şey sorun çözmek ayrı bir şey. Belli şablonları belirleyerek soru çözebilirler ama bunu çözerken neden böyle davranıldığını anlamakta zorlanabilirler. Bir çocuğun soru ile sorunu ayırt etmesi şart.
Çocuklar topluma fayda çalışmalarında da bulunmalılar. Biz çift kanatlı bir çocuk istiyoruz. Maddiyi ve maneyi birlikte kuşatan biri olmasını önemsiyoruz.
Lise son sınıfta dahi 'Ben hangi mesleği seçsem?' sorusu karşımıza çıkıyor. Bu çözülür mü? Tabii ki evet. Çocuk 11. sınıfta bile farklı bir alana geçebilmeli, yeteneğine göre dersler yönlendirilmeli. Biz bu çocuğun yeteneğini ve kişiliğini ölçeceğiz. Kariyer yönetimi, atölyelerdeki binlerce denemelerden sonra neye yeteneği olduğunun testlerle ölçülmesi açısından çok önemli.
'Eğitim sistemi neden değişmiyor, değişince neden değişiyor?' soruları ortaya çıkıyor. Hangi şeyi neden yaptığımızı bilerek yapıyoruz ve bu bizi güçlendiriyor. Deniliyor ki 'Neden hemen yapılmıyor?' Yapmayız. Öğretmen eğitimleri olmadan bu olmaz.
Çocukların sistem kavramını öğrenmesini çok istiyoruz. Çocuğun etrafında gördüğü her şeyin bir sistemle ilgili olduğunu kavraması lazım. Başka önemli bir şey de 'Bilgi kuramı.' Bilgi kuramı dünyada birçok ülkede var. Bizim bilgiye ilişkimizi yenilememiz lazım. 'Ne?' sorusuyla çok ilgileniyoruz. Çocuk bunun cevaplarını öğrenince sınavda başarılı oluyor. Ama bu muvaffakiyet değil. Öğrendiği şeyin ona yardımcı olması demek. 'Ne?' sorusunun yanı sıra 'Ne?' ve 'Nasıl öğrendin?', 'Ne biliyorsun, nasıl bildiğini nasıl biliyorsun?' sorularının da yanıtlarını bilmeli.
BU SİSTEMİ YÜKSEK BİR KATILIMLA HAZIRLADIK
Biz bu sistemi çok yüksek bir katılımla hazırladık. Öğretmenlere, öğrencilere, uzmanlara sorduk ve aylarca çalıştık. Bunu bir ders çizelgesi olarak yorumlamak yanlış olur. 'Çizelgeye bakıp bunlar var, bunlar yok demek' olmaz.
Bütün eğitimi birbiriyle ilişkilendireceğiz. Yükseköğretim kurumlarından sorular geliyor. Her yıl yüz binlerce öğrenci kazandığı bölümden mutsuz olup yeniden sınava giriyor. Bu soru cevaplandırılabilir mi, elbette cevaplandırılabilir. Bunun için okulun profilinin belirlenmesi, kariyer planlaması, yönlendirme gerekiyor. Bütün bunları yapabilir miyiz, yapabiliriz. Kişisel e-Rehberlik, portfolyo hazırlanması... Bütün bunları hemen devreye sokabiliriz.
Sadece ders çizelgesi değişikliği değil. Taksonomi ve uluslararası derecelendirmeyi program değiştirmeyi gerektiren bir değişim bu. Bu Türkiye'nin ekonomisinin gelecekte nasıl olması gerektiğiyle ilgili. İş insanları, üniversiteye giremeyen lise mezunlarla niye buluşamıyoruz. Yani lise mezunları ne yapar hayatta?. Meslek liseleriyle ilgili aylardır çalışmalarımız var. Bu iş verenlerle sektörle çalışmalarımızın sonucu. Lisede sertifika programlarını öne çıkarmamızın anlamı var. Bir çocuğun ulusal ya da uluslararası seviyede sertifika sahibi olursa, akredite bir kurum sertifikalandırırsa bunları kullanarak kısmi zamanlı ya da farklı şekilde çalışabilmelerine imkân sağlamak istiyoruz. Pilot çalışmalarımız birkaç aydır sürüyor.
YENİ SİSTEM 2024'DE DENK GELİYOR
Bu sertifika programları sadece okulun içinde mi alınmalı hayır, uzaktan eğitimle de bu sertifikalar alınabilir. Çocuğun biriktirdiği portfolyo da önemli. Çocuk ilkokuldan lise bitirene kadar birçok çalışma yapıyor ama bunları gösteren bir dosya yok. Hazırladık, yazılım altyapısı bitti. Pilot çalışmalar sürüyor.
Gençlerimiz de soruyor. Çok farklı alanlarda; fen liselerinde, imam hatiplerde, mesleki teknik okullarda okuyan gençlerin eleştirilerini aldık. Bize, "Tamam çok güzel ama üniversite sınavı böyleyken ne olacak?" dediler. Türkiye, okullar arasındaki imkân farklılıkları fazla ülke. Biz bu farkı azaltırsak sınavın baskısı azalacak. Özellikle mesleki teknik eğitime yatırımlarımızla, bu sistemin daha esnek olmasına katkı sağlıyoruz. Ne bekliyoruz sınavın baskısını azaltarak? Sınav amaç haline gelmeyecek araç olacak. Bunun için zamana ihtiyacımız var. Çünkü ciddi parasal yatırıma ihtiyacımız var.
Bu ortaöğretim tasarımına uygun bir yükseköğretim sınavı nasıl yapılır, ortaöğretimde sınavlar nasıl olmalı. Bunun için çalışıyoruz. Yeni sistem 2024’e denk geliyor. O zamana gelmeden önce bunu netleştireceğiz. Kendimize sorduk. Bunun nasıl tek bir parça halinde bütünleştireceğiz. Asıl zaman alan bu. Biz akademik gelişimi çok önemsiyoruz. Disiplinler üstü çalışmaları çok önemsiyoruz. Örneğin doğa bilimleri, sosyal bilimler gibi bütünleşik mantıkla ders almasını çok istiyoruz. Aynı zamanda duygusal ve bilişsel gelişimi önemsiyoruz.
ASIL 12. SINIF ÖNEMLİ
Burada 10 ve 11'inci sınıf çok önemli. Bilgi kuramı burada devreye görüyor.
9, 10 ve 11'inci sınıflarda haziran aylarında çocukların yıl içinde öğrendiklerini projelendirmeleri, yani hasat haftası ayı gibi bir dönem istiyoruz. Bunu şu anda birçok okul yapıyor. Ama tüm okulları kapsayacak bir hasat dönemi istiyoruz.
Biz burayı üniversiteye hazırlanma dönemi olarak görüyoruz. Burada ortak dersler ve ayrıca seçmeli dersler olacak. Proje, portfolyo çalışmaları yapılacak. Bunun için altyapı eksikliklerimizi, öğretmen eğitimiyle ilgili mesafeyi öğrenme ortamına ait yatırımları yapmalıyız. Gençlerimiz dünyadaki diğer öğrenciler ne yapıyorsa fazlasıyla yapar yeter ki engellemeyelim, imkân sağlayalım. 10. ve 11. sınıfın dersleri seçmeli olacak ve belirli gruplardan belirli sayıda dersler seçilebilecek. İlgi alanları ve gelecekte yapmak istedikleri meslekle ilgili eğitim alacaklar.
Asıl 12'nci sınıf çok önemli. Kariyer dersi dediğimiz, yükseköğretime hazırlamak dersleri devreye giriyor. Matematik uygulamalar, biyoteknoloji, yapay, zeka, davranışsal ekonomi, hukuk... Bu dersler bizim icat ettiğimiz dersler değil. Belli başlı ülkelerde verilen sıradan dersler olarak veriyorlar."
Ziya Selçuk, “Ders seçimiyle ilgili bir örnek yapalım” diyerek salondan iki öğrenciyi davet etti. Öğrenciler, ders seçimi robotu aracılığıyla ders seçimi yaptı.
İşte eğitimde yeni sistemin ayrıntıları:
1. Ders sayısı azalıyor.
2. Liselere Kariyer Ofisleri geliyor.
3. 12. Sınıflarda Ders saatleri azaltılıp destek çalışmaları geliyor.
4. Her öğrenci üniversitedeki gibi kendi istediği dersleri seçebiliyor.
5. Yeni lise sistemi ilk olarak 2020-21 yılında 9.sınıflardan başlıyor. Kademeli geçiş olacak.
6. Bilgi Kuramı zorunlu ders haline geliyor.
7. Yaparak uygulayarak öğrenme ağırlık kazanıyor.
8. 12.sınıfta çok enteresan yenilikçi dersler geliyor.
ZİYA SELÇUK KİMDİR?
Yeni sistemin Milli Eğitim Bakanı seçilen Ziya Selçuk, 1 Mayıs 1961 yılında Ankara’da doğdu. Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamlayarak Gelişim Psikolojisi alanında da yüksek lisans yapmıştır.
1989 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik alanında doktorasını tamamlamıştır. Gazi Üniversitesi’nde görev alan Selçuk, doçent ve profesör unvanlarını almıştır.
TED Üniversitesi’nin kurucusu ve Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı Ziya Selçuk, birçok özel eğitim kurumunun kuruluşunda yer almış ve müfredat reformunda da başarılar elde etmiştir. 2003-2008 yıllarında
Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı yapmıştır.
Yeni Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un rehberlik, davranış gözlemi, iletişim, gelişim, öğrenme ve mizaç konularında çeşitli araştırmaları vardır. Türkiye Zeka Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve TÜBİTAK Grup Yürütme Komitesi Üyesi olan Selçuk, 3 çocuk babasıdır.
Eserleri
·İnsan İlişkilerinde Kendini Açma. Vadi Yayıncılık, Ankara, 1995.
·Gelişim ve Öğrenme. Nobel yayıncılık. Ankara, 1998
·Okul Deneyimi ve Uygulama. Nobel Yayıncılık. Ankara: 1998
·Dikkat Eksikliği ve Hiperaktif Çocuklar. Pegem, Ankara 2000
·Sınıf İçi Rehberlik Uygulamaları. Pegem. Ankara. 2000.