Başbağlar Katliamı nedir, ne zaman oldu? Başbağlar Katliamını kim yaptı?
Erzincan kent merkezine 220 kilometre uzaklıktaki Kemaliye'ye bağlı Başbağlar köyünde, 5 Temmuz 1993 akşamı yaşanan PKK’lı teröristlerin yaptığı katliamda 33 kişi yaşamını yitirdi. Aradan geçen 26 yıla rağmen hayatını kaybedenlerin acısı hiç dinmedi.
PKK’lı teröristlerin Erzincan'ın kent merkezine 220 kilometre uzaklıktaki Başbağlar köyüne 5 Temmuz 1993 akşamı yaptığı katliamda 5 kişiyi bulundukları evleri ateşe vererek öldüren teröristler, daha sonra akşam namazı için camide olan 28 erkeği köy yakınındaki boş alanda topladı. Bir süre örgüt propagandası yapan teröristler, daha sonra bu kişileri kurşuna dizdi. Kadınları da derede topladıktan sonra para, altın ve değerli eşyayı alarak yağmaladıkları tüm evleri ateşe verdi. 26. yılında da hayatını kaybedenlerin acısı hiç dinmedi.
Katliamın acısının ilk günkü gibi taze olduğu köyde yaşayan vatandaşlar, saldırının faillerinin bulunup cezalandırılmasını istiyor.
Başbağlar köyünü ziyaret eden vatandaşlar, köyde katliamın yaşandığı alandaki şehitlik anıtında ve katledilenlerin defnedildiği Başpınar köyündeki şehitlikte dua ediyor.
Katliamdan yaralı kurtulan Başbağlar Köyü Muhtarı Ali Akarpınar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aradan geçen 26 yıla rağmen yaşanan acının taze kalmasındaki en büyük etkenlerden birinin dava süreci olduğunu söyledi.
Şehitlerin kanının yerde kaldığını dile getiren Akarpınar, şöyle konuştu:
“Bu dava süreci, maalesef 1998’de o zamanki İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinde yapılan 24 duruşma sonunda takipsizlikle sona erdi. Tabii ki bu içimizde bir yara olarak kaldı. Gerçekleştirilen katliamla adeta haritadan silinen köyümüzdeki olayın maalesef sanığı yoktur. Bu nedenle şehitlerimizin kanı yerde kalmıştır. Başbağlar köyü mazlumları adalet aramaktadır. Adaleti yalnız Başbağlar köyümüz için aramıyoruz, bizim durumumuzda olan mazlum, mağdur ve cümle insanlar için arıyoruz.”
Katliamın faillerinin bulunmasını istediklerini belirten Akarpınar, “Başbağlar, şehitlerin kanı yerde kalmasın diye hak, adalet aramaya devam ediyor.” dedi.
Muhtar Akarpınar, “Başbağlar köyünün halkı şehitleri karşısında başları öndedir. O şehitler bizlere kıyamet günü soracaklardır, ‘Bizi kim vurdu, adalet sağlandı mı?’ diye. Biz bunlara cevap veremiyoruz. Bu sorular karşımızda ancak soru olarak kalmakta ve bu sıkıntıyı 26 yıldır çekiyoruz. Bizim tek istediğimiz bu olayın faili meçhul kalmaması. Suçlu ya da suçlular ile perde arakasında bulunarak görünmeyen teröristlerin ortaya çıkarılıp adalet önünde hesap vermesini istiyoruz.” diye konuştu.
26 yıl önceki vahşeti gözyaşları içinde anlattı
Katliamda eşi ve yakınlarını kaybeden 53 yaşındaki Hatice Özdemir, katliamı gözyaşları içinde anlattı.
Katillerin aradan geçen 26 yıla rağmen bulunamamasından yakınan Özdemir, “Anlatmakla bitmiyor bu acı. Sesimiz çok uzaklara gitti ama bizim acımızı anlayan çok az insan oldu.” dedi.
Özdemir, şunları söyledi:
“Katliamın olduğu akşam eşim akşam namazı için camiye gitmişti. Ben de bir yaşındaki kızım için annemlerden keçi sütü almak amacıyla onlara gitmiştim. Annemlere vardığımda köye teröristlerin geldiğini duydum. Bunun üzerine çocuklarımı bir araya toplayarak eve gitmek istediğimde bir terörist önüme atladı. Konuşma yapacaklarını söyleyerek kadınları bir yere, erkeklerimizi ise bir yere topladılar. Toplandığımız yerde bir müddet sonra yoğun bir silah sesi duyduk. Teröristler gittikten sonra gece boyunca bekledik ve sabah namazı vakti girdiğinde silah sesinin geldiği yere gittik.
Eşimin ölmüş olabileceğini düşünmek istemiyordum fakat gittiğimizde hepsi şehit olmuştu.”
Başbağlar olarak çok şehit verdiklerini belirten Özdemir, “Katillerin bulunmasını istiyoruz. En büyük sıkıntımız Başpınar köyündeki şehitliğe minibüsler çıkmıyor ya da zor çıkıyor. Şehitlerimizin kendi köyümüze naklini, şehit edildikleri yere defnedilmelerini istiyorum.” şeklinde konuştu.
Başbağlar'da ne oldu?
5 Temmuz 1993'te Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı, şehre 150 kilometre uzaklıktaki Başbağlar köyünü basıp bir saatten uzun bir süre PKK propagandası yapan bir grup daha sonra 28 erkeği kurşuna dizdi.
Aralarında kadınların da olduğu 5 kişi de sığındıkları evlerin ateşe verilmesiyle yakılarak öldürüldü. Köydeki evlerin büyük bölümü, köy okulu, köy camisi ve halkevi de ateşe verildi.
Saldırı sırasında, köyün telefon ve elektrik hatları da kesildi. Olay, komşu köydekilerin haber vermesiyle ortaya çıktı.
Başbağlar köylüleri katliamla ilgili ne demişti?
Gece düzenlenen baskından sonra Cumhuriyet gazetesinden Ferit Demir'e konuşan köyün muhtarı Ali Akarpınar şunları söylüyordu:
"Teröristler önce bölücü içerikli propaganda yaptılar ve kesinlikle kimseye zarar vermeyeceklerini söylediler. Köyümüze ilk kez teröristler geldiği için olayın nereye varacağını tahmin edemiyorduk. Zira köyün dışında topladıkları insanların tamamı silahsızdı ve onlara karşı yapabilecekleri bir şey yoktu. Bunun için de bunların bir an önce gitmelerini bekliyorduk.
"Köy halkını kurbanlık koyunlar gibi dizen teröristler daha sonra üzerimize kurşun yağdırmaya başladılar. Bir taraftan da bütün köyümüz alev alev yanıyordu."
Başbağlar muhtarı, katliamdan kurtulanların da kurşunlandığını anlattı.
Köyde tesadüfen kurşunlardan kaçan 60 yaşındaki Hakkı Keskin de tüm erkekleri köy meydanında topladıklarını ve silahla taradıklarını, kendisinin de kaçarak kurtulduğunu anlatmıştı. Keskin, PKK'lıların topladığı kadınlara şu konuşmayı yaptığını aktarıyordu:
"Siz Sivas'ta Kürt halkının temsilcilerini katlettiniz. Biz de sizin erkeklerinizi cezalandıracağız. 1938'de Dersim'de yaptığınız katliamların hesabını da soracağız. Bütün erkeklerinizi öldürüyoruz."
Terör örgütü PKK saldırıyla ilgili ne dedi?
Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan, 15 Şubat 1999'da Kenya'da yakalanıp Türkiye'ye teslim edilmişti. Abdullah Öcalan Haziran 1999'da İmralı'da yargılanırken, Başbağlar'daki baskından haberi olmadığını söyledi.
Öcalan'a göre köyde yaşananların sorumlusu, "Doktor Baran" kod adlı bir PKK sorumlusuydu.
Dönemin Erzincan Valisi Recep Yazıoğlu da katliamın PKK tarafından gerçekleştirildiğini, örgüt üyelerinin baskın sırasında bildiri dağıttıklarını anlattı.
Recep Yazıcıoğlu bildiride şu ifadelerin yer aldığını söylüyordu:
"Sivas olaylarının ve orada katledilen vatandaşların kanı yerde kalmayacaktır. Onların öcünü aldık. Almaya devam edeceğiz."
Yargı süreci ne aşamada?
Başbağlar Katliamı'ndan yaralı kurtulan muhtar Ali Akarpınar saldırının faillerinin bulunamamasına tepkili.
Ali Akarpınar geçen yıl Anadolu Ajansı'na sürece dair şunları söylemişti:
"Başbağlar adalet arıyor. Çalmadığımız kapı, gitmediğimiz makam kalmadı ama bu güne kadar sonuç alamadık. 1994 yılında Devlet Güvenlik Mahkemesinde (DGM) başlayan davanın 4 duruşması Erzincan, 24 duruşması İzmir DGM'de görüşüldü.
"1998 yılında Başbağlar olayı takipsizlikle kapandı. Daha sonra sivil ve yargı önünde bir çok denemelerimiz oldu. 2013 yılında 23. dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonuna da davamızı anlattık. Oradan da sonuç alamadık.
"Devlet Denetleme Kurulu'na elimizdeki bilgi, belge ve dokümanlarla gidip 7 saat açıklama yaptık. Dava dosyası Sivas olayı ile birleştirildi ancak Sivas olayıyla ilgili rapor hazırlandı, Başbağlar ile ilgili hazırlanmadı.
"O dosya içinde Başbağlar'a tek satır yer verilmedi. Sivas olaylarının intikamının alınması amacıyla Başbağlar Katliamı'nın yapıldığına ilişkin buraya bir bildiri bırakılmıştı. Buna rağmen maalesef Başbağlar olayı görünmez oldu."
ERZİNCAN İLİ HAKKINDA BİLGİ
Genel Bilgiler
Yüzölçümü: 11.619 km²
Nüfusu: 316.841 (2000)
Nüfus Yoğunluğu: 27
Şehir Nüfusu: 172.206 (2000)
Köy Nüfusu: 144.635 (2000)
Yıllık Nüfus Artış Hızı: %5,71
Yıllık Şehir Nüfus Artış Hızı: %17,78
Yıllık Köy Nüfus Artış Hızı: %-6,99
İl Trafik No: 24
İl Telefon Kodu: 446
Erzincan' ın İlçeleri: Çayırlı, İliç, Kemah, Kemaliye, Otlukbeli, Refatiye, Trecan ve Üzümlü' dür.
Coğrafyası: Erzincan ili genellikle dağlar ve platolarla kaplıdır. Dağ sıraları arasındaki çukurlarda yer alan ovalar ve düzlükler boğazlarla birbirine bağlanmış durumdadır. Ovalar ile dağ sıraları arasına akarsularca yarılmış, dalgalı platolar yerleşmiştir.
Erzincan' da ve Tercan çevresinin genel bitki örtüsü steptir. Yüksek dağların üzerinde çalılıklara ve meşeliklere rastlanır. Erzincan' ın batısında yer alan ve özellikle Refahiye' den başlayıp Kemah, Kemaliye çevresine kadar çam korulukları, meşelikler ve çalılıklara geniş ölçüde rastlanmaktadır. İlin en büyük akarsuyu Karasu Irmağı' dır.
İl Merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği 1.151 metre olup, arazi yapısı dağlık ve engebelidir.
İklimi: Erzincan karasal iklim özelliğine sahiptir. Erzincan çevre illere göre daha uzun ve sıcak yaz mevsimi yaşamaktadır.
Tarihçesi: Tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan Erzincan, yüzyıllar boyu canlı bir tarihi ve kültürel yaşam sürmüştür. Tunç Çağı' ndan beri bir yerleşim olduğu tespit edilen Erzincan, Urartu, Med, Pers, Helen, Roma ve Bizans egemenliğinde kalmıştır. 1071' den sonra Türklerin eline geçerek Mengücek, Selçuklu ve Eretna dönemlerini yaşamıştır. 1473 yılındaki Oltukbeli Savaşı ile Osmanlı hakimiyetine girdi. I. Dünya Savaşı' nda işgale uğrayan Erzincan 13 Şubat 1918' de Türk Ordusu tarafından kurtarıldı.
Ne Yenir: Yöre mutfağı yemek türleri bakımından zengindir. Bunların çoğunluğunu hamur işleri oluşturur. Eşgili, kesme çorba (un çorbası) yaprak sarma başlıca yemek türleridir. Ayrıca su böreği ve özellikle kete ve tatlılar çokça tüketilen hamur işleridir.
Ne Alınır: El bakırcılığı (semaver, tepsi, biblo, duvar tabağı, şekerlik, vazo gibi anı ve süs eşyası), halı dokumacılığı Erzincan' dan alınabilecek özgün hediyelik eşyalardır.
Erzincan tava leblebisi ile Erzincan Tulum Peynirinin Erzincan' da yapılacak alışverişlerde alınması tavsiye edilir.
Erzincan' a nasıl gidilir?
Karayolu: Terminale şehir içi dolmuş ve otobüs hattıyla ulaşmak mümkündür.
Havayolu: Erzincan Havaalanın il Merkezine Uzaklığı 7 km.dir. Havalimanına ulaşım şehir içi taksileriyle yapılmaktadır.
Demiryolu: Tren garına şehir içi dolmuş ve otobüs hattıyla ulaşmak mümkündür. Erzincan-Divriği arasında günlük tren seferleri bulunmaktadır. Ayrıca Doğu Ekspresi her gün çalışmaktadır.