BEYLİKDÜZÜ HAKKINDA
A) TARİHİ :
M.Ö. 7. yy`da ilk yerleşimin başladığı Beylikdüzü’nün kurucularının Helenler olduğu varsayılır. M.Ö. 2.yy’da Bizans egemenliğine giren Büyükçekmece’nin gözde beldelerinden biri olan Beylikdüzü, İstanbul’un fethinden sonra Osmanlı İmparatorluğu’na bağlanmıştır. Bir sayfiye ve tarım köyü olan Beylikdüzü, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde orduların konaklama yeri olduğundan, bölgede yoğun bir yerleşim olmamıştır.
Beylikdüzü’nün eski ismi bahçe anlamına gelen “Gardan” dır. Bu bölge tarihte üzerinde pek çok medeniyeti barındırsa da yakın zamana baktığımızda ilçede özellikle 1924 yılına değin Rumların izleri görülmektedir. Burada yaşayan Rumlar bu tarihten yani Kurtuluş Savaşından hemen sonra Yunanistan’da yaşayan Türklerle nüfus mübadelesinde tutulmuşlardır. Ve buraya mübadele ile gelen Türkler yerleştirilmeye başlanmıştır.
Buraya yerleşen Türkler burada ilk başta yoğun olarak, tarım, hayvancılık ve balıkçılık faaliyetlerinde bulunmuşlardır. Bölgeden Rumların çoğunun ayrılması üzerine köye yeni bir isim verilmeye karar verilmiş, bunun üzerine köyün doğal iklimine çok kolay ayak uyduran kavak ağaçlarının yoğunluğu nedeniyle köye “ KAVAKLI” adı verilmiştir. 1924 yılında yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yeni idari teşkilatlanması kapsamında Çatalca Vilayet olmuştur. Bu vilayet Çatalca, Silivri ve Büyükçekmece kazalarından meydana gelmiştir. Bu vilayete bağlı Büyükçekmece kazasının nahiyesi olmayıp 19 köyü bulunmaktadır. Günümüz Beylikdüzü İlçesini oluşturan Anarşa (Gürpınar), Gardan (Kavaklı), Tırakatya (Yakuplu) ve Karvan’ da bu köyler arasında yer alır.
26 Haziran 1926 yılında Çatalca İlçe yapılmıştır. 1958 yılma kadar Çatalca İlçesine bağlı nahiye olan Büyükçekmece, 19 Şubat 1958 yılında Belediye olmuştur. 4 Temmuz 1987 tarih ve 19507 sayılı resmi gazetede yayınlanan karar İle Büyükçekmece İlçe olmuştur. Günümüz Beylikdüzü İlçesini oluşturan Kavaklı, Gürpınar ve Yakuplu beldeleri bu ilçenin köyleri olmuştur. 31 Aralık 1987 tarih 19681 sayılı resmi gazetede yayınlanan karar ile Gürpınar Belediye olmuştur. 1 Aralık 1993 tarih 21775 sayılı resmî gazetede yayınlanan karar ile Kavaklı ve Yakuplu belediye olmuştur.
Kavaklı Belediyesinin İsmi, 10.12.2002 gün ve 2002/4962 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Beylikdüzü Belediyesi olarak değiştirilmiştir. “Kavaklı” adının “Beylikdüzü” olarak değiştirilmesinin nedeni ise Beylikdüzünün Osmanlı döneminde, Osmanlı Beylerinin avcılık yaptığı, dinlendiği düzlük bir alan olduğu için dönemin yöneticileri tarafından hem Osmanlı Beylerinin hem de bölgenin coğrafik yapısını çağrıştıran Beylikdüzü adı verilmiştir.
22 Mart 2008 tarih ve 26824 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan karar ile Beylikdüzü İlçe olmuş, bilindiği üzere, 5747 sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları içerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un “İlçe Kurulması” başlıklı 1.maddesinin 17.fıkrası uyarınca; “Yakuplu, Gürpınar İlk Kademe Belediyelerinin tüzel kişilikleri kaldırılarak Beylikdüzü Belediyesine katılmış be Beylikdüzü İlçesi olmuştur.
Beylikdüzü İlçesinde Bulunan Tarihi Yerler:
1-Kapıağa (Haramidere ) Köprüsü : Kapıağa Köprüsü Edirne’yi İstanbul’a Bağlayan eski ticaret yolları üzerinde yer almaktadır. Köprü mimar Sinan’ın XVI. Yüzyılda İstanbul’a miras bıraktığı dört köprüden biridir. 69 metre uzunluğunda, 6.20 metre eninde, Sivri kemerli üç gözden oluşmaktadır.
2-Roma Kayıkhanesi : Beylikdüzü ilçesinin sahil kesiminde Ambarlı limanının batısında roma dönemine ait olduğu uzmanlarca söylenen bir yapıdır. Yapının bir kısmı gözle görülmekle birlikte önemli kısmının henüz toprak altında olduğu düşünülmektedir. Dışarıdan göründüğü kadarıyla kayıkhane 5 bölmeden oluşmaktadır.
3-Malik Ağa Çeşmesi: Çeşmenin yapım tarihi net olarak bilinmese de mimarisinden Osmanlı Dönemi’ne ait bir çeşme olduğu düşünülmektedir. Çeşme, Beylikdüzü ilçesinin Gürpınar mevkiinde kalmaktadır.
4-Değirmenburnu Feneri : Beylikdüzü ilçesinin Gürpınar sahilinde bulunan fener, 18.10.1963 yılında inşa edilmiştir. 10 deniz mili mesafeden görülebilen fener 8 metre yüksekliğinde olup, denizden yüksekliği 20 metredir.
5-Rum Evleri : Cumhuriyet öncesinde Beylikdüzü ilçesinde özellikle Gürpınar mevkiinde Rumların yaşadığı bilinmektedir. Hatta o dönemde Türkler bu bölgede azınlıktır. Rumlardan günümüze pek bir eser intikal etmese de tek tük Rum evleri hala bulunmaktadır.
6-Haramidere Av Köşkü: Haramidere’de D-100 karayolunun hemen kenarında yer almaktadır. 11. Yüzyılın sonlarına doğru Bizans İmparatoru Romanos Diogenes tarafından yaptırılmıştır. Köşk’ün Avrupa ile Bizansı birbirine bağlayan Via Egnetia yolu üzerinde yer aldığı düşünülmektedir. Bu köşk Beylikdüzü ve civarında avcılık faaliyeti yapıldığının en güzel ispatıdır.
B) COĞRAFİ BİLGİLER:
YÜZÖLÇÜM (İzdüşüm Alan Km² olarak) : 3.738 km²
ADA,GÖL Alanı (İzdüşüm alan) (Kıyı Sahası) : 12.4 km²
1) Coğrafi Konum ve Sınırları: Beylikdüzü Türkiye’nin kuzeydoğusunda yer alan Marmara bölgesine bağlı İstanbul ilinin bir ilçesidir. İlçe; 41 00’ 33.57’’-40 57’ 37.69’’ kuzey enlemleri, 28 35’ 42.47- 28 41’ 58.03’’ doğu boylamları arasında yer almaktadır.
Beylikdüzü, güneyde 12.4 km kıyı uzunluğu ile Marmara Denizine, Doğuda Avcılar, kuzeyde Esenyurt, batıda ise Büyükçekmece ilçelerine komşudur. Yaklaşık 37.38 km2 alana sahiptir. En güneyi ile en kuzeyi arasındaki kuş uçuşu mesafe 6.31 km, en doğusu ile en batısı arasındaki mesafe ise 8.65 km dir.
Beylikdüzü İlçesi, coğrafi konumu itibari ile Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan E-5 karayolu üzerinde olması nedeniyle önemli bir stratejik konuma sahiptir. Ayrıca güneyde önemli bir ticaret denizi olan Marmara Denizine kıyısı olması ve Ambarlı ticaret limanının da bu ilçe içinde oluşu, ilçenin stratejik önemini daha da arttırmaktadır.
2) Tektonik Durum: İstanbul jeolojik açıdan oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Çünkü benzer özellikte tekrarlayan stratigrafik istifler, orojenik hareketler, interferans kıvrımlar, çok sayıda fay ve bu unsurları çoğu zaman kapatan dolgular da bu karmaşık jeolojik yapının oluşmasında etkili olmuştur.
3) Yapısal Jeoloji: İstanbul’un temelini oluşturan paleoyozik yaşlı kayaların yüzeye çıktığı kesimlerde Doğu-Batı Kuzey-Güney, Kuzeydoğu-Güneybatı ve Kuzeybatı-Güneybatı uzantılı büyüklü küçüklü çok sayıda fay hattı bulunmaktadır.
Bu fay hatlarının Beylikdüzü’ne en yakın olanları, Beylikdüzü’nün hemen güneyinde Marmara Denizi içinde uzanan Kuzey Anadolu Fay (KAF) hattıdır. Bu hat aynı zamanda Türkiye’nin en aktif ve tehlikeli fay hattı olma özelliğine sahiptir. Bu fayın kırılması anında ortaya çok yüksek enerji çıkarması ihtimaline karşılık Beylikdüzü, birinci derece deprem sahası içine dahil edilmiştir.
4) Stratigrafi: İstanbul sınırları içerisinde metamorfik olan “ Istranca Birliği” ve Metamorfik olmayan “İstanbul Birliği” adı verilen iki büyük kaya stratigrafi birimi bulunmaktadır.
İstanbul Birliği içinde yer alan Beylikdüzü ilçesi’nin Jeolojik özelliklerini daha iyi anlamak adına, Beylikdüzü’nü oluşturan kaya birimlerini daha ayrıntılı incelemek gerekmektedir. Beylikdüzü’ne genel hatlarıyla baktığımızda dikkat çeken formasyonlar; Gürpınar, Çukurçeşme, formasyonlarıdır.
Bu formasyonların dışında akarsu kenarlarında Kuvaterner dönemine ait yakın zamanda oluşmuş alüvyal malzemeden oluşan bir örtüye de rastlanmaktadır.
5) Depremsellik: İstanbul, Türkiye’nin her yeri gibi jeolojik açıdan genç oluşumludur. Nasıl insan gençken fizyolojik yapısında değişiklik olur.
17 Ağustos 1999 yılında meydana gelen 7.4 şiddetindeki İzmit depreminde, İzmit ve çevre illerde 66.441 konut, 10.901 işyeri ağır hasara, 80.160 konut ve 9.172 iş yeri hafif hasara uğramıştır. 17.479 kişi hayatını kaybetmiş ve 43.953 kişi yaralanmıştır.
İstanbul’un Avcılar ilçesi bu depremde en çok etkilenen ilçe olmuştur. Beylikdüzü’ne komşu olan bu ilçede zeminin zayıflığı, muhtemel gizli fay iddiaları ve kaçak yapıların çokluğu bu ilçede büyük zaiyat verilmesine neden olmuştur. Depremde Avcılarda 273 kişi hayatını kaybetmiştir. 27 bina da yıkım kararı çıkmış, ancak yargı sürecinde olduğu için yıkım gerçekleşmemiştir.
Beylikdüzü’ne komşu ilçede görülen bu zayiata karşılık Beylikdüzü ilçesi herhangi bir yıkım olmadığı gibi ağır hasarlı binada söz konusu olmamıştır. İşte bu durum Beylikdüzü’ne olan güveni arttırmış, avcılar halkının önemli kısmı Beylikdüzü’ne göç etmiştir. Beylikdüzü’nün sağlam olduğu anlayışı hala nüfusun hızlı bir şekilde artmasına neden olmaktadır.
6) Kıyı Şeridi: Beylikdüzü, 12.4 km uzunluğunda bir kıyı şeridine sahiptir. Doğu-Batı uzanımlı olan bu kıyı şeridi fazla girintili çıkıntılı değildir. Kıyı tipi olarak alçak kıyı tipi içinde yer almaktadır. Kıyıda en dikkat çeken doğal yüzey şekilleri; alüvyon dolgular, yer yer ölü ve diri falezler ve kumluk plajlardır. Bunun yanı sıra deniz aşındırması ile ortaya çıkmış akarsu taraçaları da dikkat çekmektedir.
7) Kıyı Kullanımı: Beylikdüzü, 12.4 km uzunluğunda bir kıyı uzunluğuna sahip olup kıyıda çeşitli faaliyet alanları bulunmaktadır. Doğu kıyılarında ( Yakuplu mevkiinde) Türkiye ticareti açısından hem ekonomik hem de stratejik önemi olan Ambarlı limanı ve Haramidere Dolum Tesisleri (Beylikdüzü Limanı) vardır ki bu liman, Türkiye’nin ithalat ve ihracatında önemli yer tutmaktadır. Yine bu bölgede uluslararası yat limanı bulunmaktadır.
Beylikdüzü’nün Gürpınar mevkii olarak bilinen batı kıyılarına, İstanbul Balık Hali2nin taşınması bırakmaktadır. Ayrıca batı kıyılarında rekreasyon amaçlı kullanımının yanı sıra, halkın deniz aktivitelerine katılmasını sağlamak amacıyla sörf, dalış ve yelken sporları merkezi yapılmıştır.
8) Kıyı Yapıları: Beylikdüzü kıyıları kullanım çeşitliliği açısından İstanbul’un en renkli kıyı bölgelerinden biridir. Ayrıca bu kıyılarda yer alan ithalat ve ihracat limanı, dolum tesisleri, hidroelektrik santral ve balık hali de bu kıyıların hem stratejik hem de ekonomik açıdan ön plana çıkmasına neden olmuştur.
9) İklim Özellikleri : Türkiye, dünya üzerinde ılıman kuşak ile subtropikal kuşaklar arasında kalır. Bunun yanı sıra Türkiye’nin coğrafi konumu, üç tarafının denizlerle çevrili olması, Marmara Denizi gibi bir iç denize sahip olması, yeryüzü şekillerinin çeşitlilik göstermesi ve geniş bir yüz ölçüme yayılıyor olması nedeniyle Türkiye’de farklı özelliklere sahip iklim tipleri oluşmuştur. Genel olarak ülkemizde Akdeniz iklimi, Karadeniz iklimi ve Karasal iklim hakimdir. Ancak coğrafi özelliklerinden dolayı Marmara Bölgesinde, bu üç iklim tipinin özelliklerini görmekte mümkündür.
Beylikdüzü ilçesinin yıllık ortalama sıcaklığı Florya Meteoroloji İstasyonunun 1975-2010 yılları arası verilerine göre; 14.3 Ċ dir. En sıcak aylar 23.9 Ċ ortalamasıyla Temmuz ve Ağustos aylarıdır. En soğuk ay ise 5.6 Ċ ortalamasıyla Şubat ayıdır. İlçede en yüksek sıcaklık 2002 yılının Ağustos ayında 38.5 Ċ olarak kaydedilmiştir. En düşük sıcaklık ise 1985 yılının Şubat ayında -10.0 Ċ olarak kaydedilmiştir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi ilçede verilen bu ısı değerleri, olduğundan daha fazla hissedilmektedir. Bunun da nedeni yıllık ortalama %72.6 lık nem oranıdır. En fazla nem %76.7 ile Ocak ayında, en az nem ise %67.1 ile Temmuz ayında gözlemlenmektedir.
İlçede yıllık toplam yağış ortalaması 54.2 mm dir. En fazla yıllık toplam yağış ortalaması 98 mm ile Aralık ayında, en az ise 22.7 mm ile ağustos ayında meydana gelmektedir.
İlçede maksimum kar kalınlığı 60 cm dir. Kar yağışının en fazla olduğu ay ise Şubat ayıdır. İlçede rüzgârların en etkili olduğu ay ise Aralık ayıdır. Güney, Güney batı ve Kuzey, Kuzey doğu yönünden esen rüzgarlar hakim rüzgar yönleridir.
Beylikdüzü kıyılarında yıllık ortalama deniz suyu sıcaklığı 14.4 Ċ dir. Deniz suyunun en sıcak olduğu ay 23.3 Ċ ortalamasıyla Ağustos ayı, en soğuk olduğu ay ise 7.2 Ċ sıcaklık ortalamasıyla Şubat ayıdır.İlçede yıllık ortalama basınç 1011.9 hPa dir. En fazla basınç 1015.1 hPa ortalamasıyla Ocak ayında, en az basınç ise 1008.1 hPa (Hekto Pascal) ortalamasıyla Temmuz ayında oluşur.
10) Toprak Yapısı: Beylikdüzü ilçesinde, Vertisol (Grumusoller) adı verilen toprak türü hâkimdir. Bu toprak, kireç bakımından zengin, killi, marnlı tortullar üzerinde oluşan, henüz gelişimini tamamlamamış topraklardır. Çok fazla kil içeren vertisoller yağışlı dönemde çok su çeker, kurak dönemde ise buharlaşma sonucu aşırı su kaybeder.
11) Çevre Özellikleri: Beylikdüzü İlçesi modern kent yerleşimi, yeşil alanları ve deniziyle harika bir ekolojik yapıya ve tüm bu doğal güzelliklerin yanında, eğitim seviyesi açısından oldukça kültürlü bir kitleye sahiptir.