BioNTech, aşı çalışmalarına ara vermiyor: Koronavirüsten sonraki hedef MS hastalığı
Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgınına karşı aşı geliştirerek bütün dünyaya umut olan Türk Bilim insanı Uğur Şahin'in kurucusu olduğu Alman şirken Biontech, koronavirüs aşısının ardıdnan şimdi de MS hastalığına çare aradığını duyurdu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısını geliştirerek adını dünyaya duyuran Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin'in kurucu ortağı olduğu Alman biyoteknoloji firması BioNTech, kronik sinir sistemi hastalığı olan Multipl Skleroza (MS) karşı aşı denemelerinde “umut” verici sonuçlar alındığını bildirdi.
BioNTech tarafından yapılan açıklamada, BioNTech’in Johannes Gutenberg Mainz Üniversitesi ile birlikte otoimmün hastalıklarına karşı yaptığı ilk deney sonuçlarının Science dergisinde yayımlandığı belirtildi.
FARELERDE İŞE YARADI
Açıklamada, söz konusu yayında BioNTech’in mRNA teknolojisine dayanan aday aşısının MS'ye karşı etkisinin bulgularına yer verildiği hatırlatılarak "BioNTech’in mRNA teknolojisinin MS'deki bu ilk uygulaması, bu endikasyonda yeni bir yöntemi temsil etmekte ve BioNTech’in kendi mRNA platformundan yararlanma potansiyelinin önemini vurgulamaktadır.” ifadelerine yer verildi.
mRNA temelli aşının farelere sistematik olarak uygulandığına dikkat çekilen açıklamada, farelerde hastalığın erken evresinde ilerlemeyi azalttığı, kaybolan işlevlerin tekrar geri kazanılmasını sağladığı vurgulandı.
MS hastalığı nedir? Belirtileri nelerdir? Genetik midir?
PİYASAYA ÇIKIŞ TARİHİ HAKKINDA BİLGİ VERİLMEDİ
MS hastalığına karşı aşının ne zaman piyasaya çıkabileceğine dair bilgiye ise yer verilmedi.
MS, beyin ve omurilikten oluşan merkezi sinir sistemini etkileyen nörolojik bir hastalık olarak biliniyor. Bağışıklık sistemi hücrelerinin bir çeşit kafa karışıklığından dolayı vücudun kendi sinir sistemi hücrelerine saldırmaya başlamasıyla ortaya çıkan bu otoimmün hastalığı beyinde inflamasyona neden oluyor.
MS, Türkiye'de yaklaşık 75 bin, dünyada da 3,5 milyon kişide görülüyor. Tedavi edilmesini sağlayan bir yöntem bulunmazken, uygulanan tedavilerin hastalığı baskılamaya yönelik olduğu ifade ediliyor.