Bir kimse namaz kılmayan eşinden dolayı sorumlu mudur?
İslâm’a göre her fert, kendi yaptıklarından sorumludur. Başkalarının yaptıklarından sorumlu değildir. Kur’an-ı Kerim’de “Hiç bir günahkâr, başkasının günahını çekmez.
Eğer yükü ağır gelen kimse onu taşımak için (başkalarını çağırsa) onun yükünden hiç bir şey (alınıp) taşınmaz. Akrabası dahi olsa (kimse onun yükünü taşımaz) ” buyrulur (Fâtır, 35/18). İslâm, her insanın bir iradesi ve seçme hürriyeti bulunduğunu ve bunun sonucu olarak yaptıklarından sorumlu olacağını bildirmiştir. “Her kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür, kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür” (Zilzâl, 99/7-8); “O (Allah) yaptığından sorumlu değildir. Onlar ise, sorumlu tutulacaklardır” (Enbiyâ, 21/23) mealindeki ayetler buna delildir.
Bir Müslüman ibadetlerini yerine getirmezse bunun hesabını Allah’a verecektir. Diğer Müslümanlara düşen ise ona nasihat etmek ve telkinlerde (emr-i bi’l- ma’ruf) bulunmaktır. İnsanın emr-i bi’l-ma’rufa en yakınlarından, ailesinden başlaması esastır. Nitekim Hz. Peygamber’e de böyle emredilmiştir. Rabbimiz ona tebliği emrederken, “ (Önce) en yakın akrabanı uyar” buyurmuştur (Şuara, 26/214). Hadis-i Şerifte de her müslümanın yönetimindekilerden sorumlu olduğu belirtilmiştir (Buhârî, Cuma, 11; Müslim, İmare, 20). Babanın evin reisi olarak eşine ve çocuklarına karşı, maddi konularda olduğu gibi manevi alanlarda da sorumlulukları vardır. Onlara dinin gereklerini öğretmek ve telkin etmekle yükümlüdür. Zira Allah Teâlâ, Hz. Muhammed (s.a.s.)’e hitaben şöyle buyurur: “Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et. Senden rızık istemiyoruz; (aksine) biz seni rızıklandırıyoruz. Güzel sonuç, takvâ iledir ” (Tâhâ, 20/132).
Namaz, dinimizin ifasını emrettiği ibadetlerin en önemlisidir. Kelime-i şahadetten sonra, İslam binasının üzerine kurulduğu beş esastan birincisidir. Akıllı ve erginlik çağına ulaşan her Müslüman’a farzdır. Terk edilmesi ve -geciktirmeyi caiz kılan meşru bir mazeret bulunmaksızın- vaktinde eda edilmeyip, kazaya bırakılması, büyük günahlardan biridir. Bu itibarla, bir kimse namaz kılmayan eşinin beş vakit namazını vakti içinde eda etmesi için, namazın maddi ve manevi faydalarını güzellikle anlatarak onu eğitip geçmişteki ihmalkârlığından ötürü tevbe ederek, namaz kılmaya ikna etmeye çalışabilir. Güzellikle yapılacak tavsiyelere rağmen, eşin namaz kılmamasının sorumluluğu tamamen kendisine aittir.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı