Bonzai Gerçeği - Bizim gibi yüzlerce aile var!
“Bir aile işte böyle yok oluyor” diye anlatan baba son 5 senede yaşadıklarını gözyaşları içerisinde şöyle anlattı: (…)
“Bir aile işte böyle yok oluyor” diye anlatan baba son 5 senede yaşadıklarını gözyaşları içerisinde şöyle anlattı:
“Oğlum 5 sene önce gece saat 23.00 gibi eve geldi. Gözleri kocamandı ve kan çanağıydı. ‘Oğlum sen ne içtin’ dedim, ‘Arkadaşlarla iki bira içtik’ dedi. ‘Bu bira işi değil oğlum’ dedim. Araştırdık, hem esrar hem bonzai kullandığını öğrendik. Başlangıçta çevremize duyurmadan sorunu aile içinde halletmeyi denedik. İnternetten araştırdım, Şişli’de Lape Hastanesi’nde tedavisi olduğunu öğrendim. Oğlumun sigortası yok. Tedavi ücretinin yaklaşık 10 bin TL olduğunu söylediler. Bankadan kredi çektim. Hastaneye yattı. Annesi bir dakika başından ayrılmadı. 12 gün yattı. ‘İyiyim, çıkmak istiyorum’ dedi. Çıkardık. Apartmanın girişinde, ‘Ben bir yere uğrayıp geleceğim’ demiş. Akşam eve yine bonzai kullanmış halde döndü. Aradan biraz zaman geçti bu defa, ‘Adıyaman’da tövbe ediyorlarmış, bırakıyorlarmış. Ben de gideceğim’ diye geldi. Gönderdim. Geldikten 2 gün sonra yine başladı. Sonra bir doktor buldum internetten. Ona gittik. 3 bin TL istedi. Yine oradan buradan topladım parayı, gittik. Ama ondan da bir sonuç alamadık.”
‘Acaba ilgilenemedim mi oğlumla?’
“Sonra karakol, karakol gezmeye başladım. Gitmediğim karakol kalmadı. Bir defasında bir polis memuru, ‘Amca, sen yetiştirememişsin çocuğu. Bak benim de arkadaşlarım kullanırdı ama beni babam iyi yetiştirdi, ben polis oldum’ dedi. Ben de, ‘Neden Başbakan olamadın’ dedim. Gerçi belki de ben tornacı idim, iş yerim Dudullu’daydı. Sabah 06.00’da evden çıkardım, akşam 20.00’ye kadar çalışırdım. Acaba o zaman mı çok ilgilenemedim oğlumla?”
“Zamanla evde eşyalar kaybolmaya başladı. Annesine bir gün jilet çekti. Annesiyle yolda giderlerken bir cep telefonu görüyor. ‘Bunu al, söz veriyorum bir daha kullanmayacağım’ diyor. Telefon 3 bin TL. Akşamına o telefonu bin TL’ye götürüp sattı. Artık bonzai içmiyor, yiyor resmen... Odasına giriyor, eğer bonzai’si varsa 3 gün çıkmayabiliyor. Kapıyı da kilitliyor. Bir ara bu yüzden evdeki tüm kapıları kaldırmayı da düşündüm ama 11 yaşında kızım var, astım hastası; vazgeçtim. Bir gün odasına gittim. Kımıldayamıyordu. ‘N’aptın oğlum’ dedim. ‘Bir şey deme baba, canıma kıyarım; vicdan azabı çekersin’ dedi. Camı açtım, ‘Atla, kıy canına’ dedim. ‘Ne olacaksa olsun artık’.”
‘Aklıma geldikçe ağlıyorum’
“Sonra eve almamaya başladım. Şimdi babaannesi ile yaşıyor. Oğlumun durumunu duyanlar bizden uzaklaştı. Bende fıtık var, egzama var, 1,5 ay hastanede yattım, şimdi de boynumda bir şişlik çıktı, onu aldıracağım. Eşim kolon hastası. Kızım astım. Başka hiçbir sohbetimiz kalmadı. Her oturduğumuzda bunu konuşuyoruz, her yalnız kaldığımda aklıma geliyor ağlıyorum, dayanamıyorum. Bir aile yok olmak üzere... Hasköy’de şu anda durum çok kötü... Belki benim gibi yüzlerce aile var. Mahallede o kadar kolay ki bulması bunu... Oğlum sabaha karşı 05.00’te çıkar, 5-10 dakikada bulur gelirdi.”
Balıklı Rum Hastanesi:
‘Günde 20-30 kişi başvuruyor’
Madde bağımlılığı tedavisi konusunda uzman Balıklı Rum Hastanesi Anatolia Bağımlılık Tedavi Kliniği Şefi Doktor Suat Ekinci, “Kliniğimizde her gün bonzai tedavisi gören 20-30 kişi yatıyor. Polikliniğe de her gün en az bir bu kadar bonzai nedeniyle başvuru yaşanıyor” sözleri ile işin vehametini gözler önüne seriyor.
‘Ölüm riski çok yüksek’
Ekinci’nin bonzai bağımlılığı ve tedavisi konusunda söyledikleri şöyle: “Medya son bir haftadır algıladı ama biz 1 yıldır bunun farkındaydık, sürekli dile getiriyorduk. Esrar kullananlar bonzaiye geçti çünkü temini kolay ve çok ucuz. Diğer yandan esrar kullanımı sırasında yaygınlığın farkında değildik çünkü bonzai hem esrara göre daha ciddi bağımlılık yaratıyor hem de fizyolojik ve psikolojik etkileri daha güçlü. Kalp krizine, epilepsi nöbetine ve hatta şizofreniye neden oluyor. Bonzai bağımlılığı nedeniyle şu anda kliniğimizde yatarak tedavi gören 20-30 kişi var. Her gün polikliniğe de bir o kadar başvuru oluyor. Ve bu giderek artacak. Çünkü bonzainin fizyolojik etkileri, kişiyi panikleterek, hastaneye başvurmaya itiyor. Diğer yandan bonzaiyi sadece bir defa bile kullansanız, denemek amacıyla da kullansanız ölüm riski çok yüksek.
‘Hayatını değiştirmeli’
Tedavisinde diğer madde bağımlılıkları ile aynı yol izleniyor. Önce maddenin vücuttan atılması sağlanıyor. Tek fark Bonzai kullananlar ayakta tedavi ile bırakamıyor, çoğu hastayı yaratak tedavi etmek gerekiyor. Yaklaşık 2 hafta süren maddenin yatarak tedavi ile vücuttan atılmasının ardından hasta ve ailesin bir bilgilendirme yapılıyor. En önemli nokta kişinin tekrar kullanmaması için tüm hayatını diet yapan bir kişi gibi değiştirmesi gerekiyor. “
Mahallelinin tavrı net:
Satanı ve kullananı dövmek!
Üsküdar’daki Selami Ali Mahallesi sakinleri yaklaşık bir hafta önce, son bir yılda semtte 10 kişinin bonzai nedeniyle öldüğü iddiası ile yürüyüş gerçekleştirdi. Caddeyi trafiğe kapatarak yürüyüş yapan mahalle halkı, “Bonzai’ye hayır” sloganları attı. Biz de “Bonzai’ye hayır” çığlıklarının yükseldiği semtlerden biri olan Selami Ali Mahallesi’nin yolunu tuttuk.
Biz mahalle duvarlarındaki “Bonzai’ye hayır” yazılarını çekerken yanımıza yanaşan iki mahalle sakini, “Basından mısınız” diye sordu. “Evet” cevabımızın ardından başladılar anlatmaya... Dinlediklerimiz benzer durumdaki mahalleler ile hemen hemen aynıydı: Son derece aşikar şekilde yapılan satışlar; bonzai yüzünden kriz geçirenler; çocuğunu kurtarmaya ve de korumaya çalışan ailelerin feryatları...
“Polisin operasyon düzenlemesinin de bir faydası olmuyor. Biz de artık bu konuda kendi mücadelemizi vermeye başladık” diyen mahallelinin mücadele yöntemi ise net: Satanları ve kullananları dövmek. Bir genç, “İçmesinler, kullanmasınlar diye başka çaremiz kalmadı, dövüyoruz. Özellikle bonzai satışının artmasından beri mahallede kavga eksik olmuyor” diyor. Mahallenin Muhtarı Zeki Hacıosmanoğlu da bonzaiye karşı olan gençlerle aynı düşünüyor: “Sürekli şikayete geliyorlar. Emniyet de yeterince mücadele ediyor ama olmuyor. Alınanların sevcılıktan bırakılıyor. Ben de artık bana gelen gençlere, ‘Siz saldırın ben Emniyet’te arkanızda dururum’ dedim. Çare kalmadı.”
‘Ben de denedim’
Mahalle sakinlerinden 37 yaşındaki M.G. de bonzai içmiş. “Bağımlılık yapmaması için devam etmedim ama denedim” diyen M.G kısa deneyimini şöyle anlatıyor: “İlk içtiğinde bir uyuşukluk veriyor. Ecstasy’ye yakın bir kafası var. O anda yanında bomba patlasa umrunda olmaz, öyle bir kafa... Fakat etkisi hızla geçiyor. Etkisi geçtiği anda da aşırı sinir yapıyor. Olur olmaz her şeye sinirlenmeye başlıyorsun. Mesela çocuk evde kapıyı normal kapatıyor ama sen hızlı çarptı diye çocuğa bağırmaya başlıyorsun. Bu yüzden kısa bir süre sonra tekrar içmek istiyorsun ve hızla bağımlılık yapıyor; bağımlılık yaptığında da bırakması çok zor. O yüzden ben o aşamaya gelmeden bıraktım.”
SARIYER BELEDİYESİ KOMİSYON KURDU
‘Kağıt helvalar ile bağımlılık yaratıldı’
Birçok mahalle bonzai tehdidine karşı kendi imkanları ile mücadele etmeye çalışırken Sarıyer Belediyesi kurduğu “Bonzai ile Mücadele Komisyonu” ile madde bağımlılığıyla profesyonel şekilde mücadele yolunu seçti. Komisyon Başkanı Hüseyin Coşkun, komisyonun kuruluş hikâyesini, 500’ü aşkın kişiyle gerçekleştirdikleri görüşmeleri ve son derece çarpıcı çözüm önerilerini anlattı. Muhtarlar ve STK’lardan gelen şikâyet dilekçeleri ile 5 Mart’ta kurulan komisyon, 2 ay boyunca 500’ü aşkın kişiyle konuştu. Tüm bu görüşmeler raporlanmak ve de bir belgesel haline getirilmek için kameraya kaydedildi. Görüşmelerde son derece çarpıcı bilgiler edinilirken, ilginç çözüm önerileri de sunuldu.
Bazı aileler çocuklarının sürekli aynı yerden kağıt helva istediğini ve durumu araştırdıklarında bu helvalarda çeşitli etken maddeler kullanılarak bağımlılık yaratıldığını tespit ettiklerini söylediler. Benzer bir iddia yine bazı işletmelerdeki nargilelere bağımlılık yaratıcı etken maddelerin eklendiği yönündeydi. Yapılan toplantılardan derlenen önerilerin bir kısmı ise şöyle:
- Komşuluk ilişkileri ve mahalle bilincinin geliştirilmesi; dayanışmanın artırılması.
- Madde kullanımına başlanmasını önlemek için çocukların küçük yaştan bilinçlendirilmesi, bu kapsamda bir çocuk kahramanının yaratılması.
- Belediyeler tarafından çocuklara yüzme başta olmak üzere spor imkanı sağlanması. Gerekirse kaldırım ve asfalt çalışmalarının durdurularak bu paraların çocuklara yönelik bu tür sosyal etkinliklere aktarılması.
- Uyuşturucu kullanımı için tercih edilen metruk binalara kafese alınmalarıyla erişimin engellenmesi. Bakımsız çalılık arazilerde çalıların budanması.