Bütün vücuduna yayılan kanseri, akıllı ilaç tedavisiyle yendi!
2 çocuk annesi kadın, meme kanseri tedavisi gördükten 7 yıl sonra tüm vücudunda yaygın metastaz saptandı, ikinci çocuğunu doğurduktan 9 gün sonra beyin tümörü ameliyatına alındı, yatalak yaşarken akıllı ilaç tedavisiyle iyileşti.
Meme kanseri tedavisi gördükten 7 yıl sonra tüm vücudunda yaygın metastaz saptanan, ikinci çocuğunu doğurduktan 9 gün sonra beyin tümörü ameliyatına alınan, yatağa bağımlı 2 çocuk annesi kadın akıllı ilaç tedavisiyle iyileşti. Beyin, karaciğer, akciğer ve kemikteki metastaz temizlendi.
SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE BEBEĞİNİ YENİDEN KUCAĞINA ALDI
İzmir'in Aliağa ilçesinde yaşayan ev hanımı Tülin Gece (39) ile fabrika işçisi Özhan Gece (42) 17 yıl önce dünyaya gelen oğulları Enes ile anne baba olmanın mutluluğunu yaşadı. 2015 yılında sağ memesinde eline kitle gelen Tülin Gece'ye koyulan kanser tanısı ailenin dünyasını yıktı. Tülin Gece, bir hafta içinde ameliyata alındı ve kitle temizlendi. Bir ay içindeki ikinci ameliyatta lenfleri temizlenen Gece'nin üçüncü ameliyatta ise memesi alındı. O tarihten itibaren tahlilleri temiz çıkan Gece, 2021 yılında hamile kaldı. Bu sürpriz hamilelikle sevince boğulan aile, gebeliğin 7. ayında başlayan kusma, bulantı, ardından da baş ağrısı ile ne yapacağını şaşırdı. Görme sorunu da başlayan Gece, 18 Şubat 2022'de gebeliğinin 35. haftasında sezaryenle doğum yaparak oğlu Ali Rıza'yı kucağına aldı. Genç kadın ikinci kez anne olduktan 9 gün sonra ise beyin tümörü ameliyatı için ameliyat masasına yattı. İki çocuk annesi, metastazların tedavisi için Kent Sağlık Grubuna bağlı Kent Onkoloji Merkezi koordinatörü, tıbbi onkolog Prof. Dr. Bülent Karabulut'a başvurdu.
Tülin Gece'nin genel durumu son derece kötü ve yürüyemeyecek kadar motor fonksiyonları da yerinde olmayan, son derece yaygın ağrıları olan, organ fonksiyonlarında ciddi sorunları olan bir hasta olarak kendisine başvurduğunu belirten Prof. Dr. Karabulut, "Sedye ile yaşamını idame ettiriyordu. Morali son derece bozuktu. O tarihlerde yeni doğmuş bir oğlu vardı ve hayata dair umutları hiç kalmamıştı. Çünkü çok hızlı bozulan bir kliniği olmuştu" dedi.
"BU TÜR MUTASYONU OLAN HASTALARDA AKILLI İLAÇLAR ÇOK BAŞARILI SONUÇ VERİYOR"
Tülin Gece'ye 32 yaşındayken üçlü negatif denilen saldırgan bir meme kanseri tanısı koyulduğunu ve çok yoğun kemoterapi ve radyoterapi gördüğünü vurgulayan Prof. Dr. Karabulut, "2021 yılında ağrılarından sonra akciğerinde bir nodül tespit edilmiş ve biyopsi yapılmış. Ancak orada bir kanser bulgusuna rastlanmamış. Aradan belli bir zaman sonra şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma şikayetiyle tetkik edilirken beyinde yaygın metastazlar tespit edilmiş. Radyoterapi programına alınmış. Biz de vücudun diğer alanlarını inceledikten sonra radyolojik değerlendirmelerinde karaciğer, akciğer ve kemikte metastaz olduğunu gördük. Böbreğin içinde, tiroid bezinde çok sayıda lenf alanlarında oldukça yaygın bulgulara rastladık. Kemoterapi hala önemli bir silah ama her hasta için değil. Hem etkinlik hem yan etki açısından sorunları olan bir tedavidir. Moleküler onkolojik testler ve akıllı ilaçlar birçok hastalık grubu için de var. Biz de kemoterapiyle başlamak yerine mutasyonun sonucunu beklemeyi tercih ettik. Bu tür mutasyonu olan hastalarda akıllı ilaçlar çok başarılı sonuç veriyor. Hem yan etkileri çok az hem de etkisi kemoterapiye göre 3 kat daha fazla kalıcı ve uzun süreli iyileşme sağlıyor" diye konuştu.
"BİZİM AÇIMIZDAN TAM SAĞLIKLI BİR KADIN"
Akıllı ilaçların pahalı olduğunu, Türkiye'ye yeni girdiğini, ruhsatlandırıldığını ancak geri ödemelerinin henüz olmadığına dikkat çeken Kent Onkoloji Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. Karabulut, bu tedavi için Sağlık Bakanlığına başvurduklarını kaydetti. Hastanın akıllı ilaç tedavisine uygun olduğunun saptanması üzerine Sağlık Bakanlığı ile iletişime geçtiklerini ifade eden Karabulut, "Resmi kanallarla başvuruda bulunduk. Hastamıza sadece günde 1 hap ve kemikleri güçlendirmek için ayda 1 iğneye başladık. Yaşam konforunu bozmayacak iki ilaçla en son çektirdiğimiz tomografide çok küçük birkaç nokta dışında beyin de dahil olmak üzere vücudundaki bütün tümörlerin kaybolduğunu gördük. Beyin metastazları ile mücadele ederken yoğun kortizon aldı. Ona bağlı kas gücünde kayıplar oldu ama bunlardan da arınıyor. Günlük hayatını tamamen normal götürebilecek durumda. Bizim açımızdan tam sağlıklı bir kadın" dedi.
"KOŞULSUZ GERİ ÖDEME KONUSUNDA TÜRKİYE İYİ BİR ÜLKE"
Türkiye'nin dünyadaki tüm geri ödeme kurumlarıyla kıyaslandığında birçok alanda Türkiye'nin önde olduğunu belirten Prof. Dr. Karabulut, "Koşulsuz geri ödeme konusunda Türkiye iyi bir ülke. Pahalı ilaçlar olduğu için ulaşabilen hastalar da ulaşamayanlar da oluyor. Tülin, bu konuda bir mesaj da olabilir. Bu tür yararlanımı çok yüksek olan ilaçların ivedilikle geri ödemeye girmesi lazım. "Bir sosyal güvenlik sistemi dünyanın hiçbir yerinde koşulsuz her şeyi öder" diye bir kavram yok. Sağlık sisteminde bir sürdürülebilirlik gerekir. Yararı düşük ilaca geri ödeme verirseniz bebeklerimiz kuvöz bulamazsa bu efektif bir geri ödeme olmaz. Ama bu tür ilaçlarda geri ödemeyi uluslararası literatüre uygun şekilde düzenlemek gerekir. Yasal düzenlemelerle bunun giderilmesi gerekir. Hekimler zor durumda kalıyor. Hastaya önerelim mi önermeyelim mi, aileler zor durumda kalıyor. Yasal olarak bir hekimin bu bilgiyi hastaya verme yükümlülüğü var. Doktoru en iyi tedaviyi vermekle yükümlü kılan yasalarımız var" diye konuştu.
"BEBEĞİMİ KUCAĞIMA ALAMAYACAĞIM DİYE ÇOK KORKTUM"
Akıllı ilaç tedavisi sayesinde ayağa kalkan, bebeğine bakabilir duruma gelen Tülin Gece, rutin kontrolüne yürüyerek ve minik oğlu Ali Rıza ile birlikte geldi. İyileşmenin sevincini yaşadığını söyleyerek, kemoterapi aldığı zamanlarda çok zorlandığını belirten Gece, "21 günde bir alıyordum. 1 hafta iyi oluyordum sonra yatıyordum. Ama akıllı ilacı günde bir kez alıyordum. Ayaklarımdaki sorunlarım düzeldi. Damar yolu bulmak zor olduğu için akıllı ilaç çok daha iyi. Biz ilaca ulaşabiliyoruz. Bitmeden haber veriyoruz, ulaşıyoruz. Çok pahalı olduğu için devletin karşılaması iyi olur. Umutsuzluğa kapıldığım çok oldu. Bebeğimi kucağıma alamayacağım diye korktum. Ameliyata girdiğim gün alıp alamayacağımdan korkuyordum. 17 yaşında bir oğlum var ama küçüğün bana çok ihtiyacı vardı. Önce Allah'a sonra doktorlarıma güvendim" diye konuştu.