Çavuşoğlu, Erdoğan karşıtı kampanya yürütülüyor
Çavuşoğlu, çok sayıda Avrupalı siyasetçi ve medya organının muhalefeti desteklediğini ve PKK ile terör örgütlerine arka çıkarak Erdoğan'a karşı kampanya yürüttüüğünü açıkladı.
avuşoğlu, İtalyan "La Repubblica" gazetesine verdiği mülakatta gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin, Avrupa Birliği'ne (AB) üyeliğinin hala Türk dış politikasının gündeminin başında yer alıp almadığı şeklindeki soru üzerine Çavuşoğlu, "Engellere ve bazı ülkelerin açık muhalefetine rağmen hala stratejik bir hedeftir" yanıtını verdi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin de içinde olduğu güçlü bir Avrupa'ya inanan İtalya gibi başka dost ülkelerin olduğunu kaydederek, her fasıl konusunda müzakereye hazır olduklarını bildirdi.
Türkiye ve AB arasındaki sığınmacı mutabakatına da değinen Çavuşoğlu, ülkesinin anlaşmanın gerekliliklerini tamamıyla yerine getirdiğini vurguladı.
Çavuşoğlu, anlaşmaya imza atıldığında kural dışı göçmen sayısının günlük 2 bin olduğunu fakat mutabakatın ardından sayının yaklaşık 50'ye düştüğü bilgisini verdi.
'ERDOĞAN KARŞITI KAMPANYA YÜRÜTÜLÜYOR'
Çavuşoğlu, Türkiye'de Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi için muhalefetteki dört partinin kurduğu ittifakla ilgili, "Hiçbir partinin ve onların hiçbir adayının kazanabilecek kapasitede olmadığını biliyorlar. Bu yüzden seçime dörtlü olarak gidiyorlar" değerlendirmesinde bulundu.
Muhalefet partilerinin, Erdoğan'ı mağlup etmenin yolunun, ittifak kurmak olduğunu düşündüklerini anlatan Çavuşoğlu, "Ama işler böyle yürümüyor. Bir şeyler sunman lazım ve bu ülke için, bu ülkenin geleceği için bir şeyler yapmaya çalışman lazım. Maalesef, hiçbir projeleri yok" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Batı'ya bir ders verelim" şeklindeki sözleriyle ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, çok sayıda Avrupalı siyasetçi ve medya organının muhalefeti desteklediğini ve PKK ile terör örgütlerine arka çıkarak Erdoğan'a karşı kampanya yürüttüğünü hatırlattı ve Erdoğan'ın söz konusu cümleyi bu anlamda kullandığına dikkati çekti.
'S-400'LERİN TEHDİT OLMAYACAĞI KONUSUNDA GARANTİ ALDIK'
Çavuşoğlu, Türkiye'nin NATO'yla ilişkisi hakkında, "ilişkilerin mükemmel olduğunu" belirterek, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in de kısa süre önce Türkiye'nin önemini vurguladığını anımsattı.
Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi almasına ilişkin, gazetecinin, "Ruslar bu füzeleri kurmak üzere geldiklerinde NATO'nun kullandığı teknik sistemin değiştirilmesi gerekecek." şeklindeki ifadelerini reddeden Çavuşoğlu, "Doğru değil. Satın alım konusunu müzakere ettiğimizde S-400'lerin bir tehdit olmayacağı konusunda güvence aldık" bilgisini paylaştı.
Çavuşoğlu, Yunanistan'ın S-300'lerinin bulunduğunu ve hiç kimsenin bunun bir sorun olduğunu iddia etmediğini belirterek, "Dostlarımızın ve müttefiklerimizin bir şeyi anlamaları gerekir: Biz, bir hava savunma sistemi satın almak istiyoruz ve bunu müttefiklerimizden satın almak istiyoruz ama şayet ABD, Kongre ile sorunlar olduğu için bize Patriotları satmıyorsa Türkiye'nin bunları başkalarından satın almasına engel olamaz" değerlendirmesinde bulundu.
'POMPEO İLE İLİŞKİLERİ NORMALLEŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ'
Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilere de değinen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"(ABD ile) İlişkiler biraz daha iyi ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile ilişkileri normalleştirmek için çalışıyoruz. Suriye konusunda Münbiç'in güvenliğini garanti etmek için bir yol bulduk. Bu da Amerika'nın PKK'ya ve YPG'ye verdiği destek nedeniyle maalesef yitirilen güveni yeniden oluşturmamıza yardım edecektir."
Bakan Çavuşoğlu, Türk ordusunun Suriye'de kalıp kalmayacağına ilişkin soruyu da "Münbiç'te Türk ve Amerikan askerleri birlikte çalışacak. Diğer alanlara gelince meydanı kime bırakabiliriz? Eğer geri çekilirsek DEAŞ ve PKK ve hatta belki de Suriye rejimi bile geri gelebilir. Şimdilik Suriye için, bizim güvenliğimiz için, çok sayıda sığınmacının geri dönüşüne yardım ederek burada kalmak önem taşımaktadır" ifadeleriyle cevapladı.
'SAYIN BAKAN NEDEN JAPONCA?'
Çavuşoğlu, neden Japonca öğrendiği sorusuna da New York'ta ekonomi masteri yaptığı sırada Japonya'da çok ileri seviyelerde olan desteklenebilir kalkınma konusunda uzmanlaştığını belirterek, "Bu şekilde Amerika'da bu dili öğrenmeye başladım ve Ankara'da da devam ettim. Daha sonra AB'nin verdiği bir burs Londra'ya gitmeme ve bu dili öğrenmeme olanak sağladı" yanıtını verdi.