Çavuşoğlu: Kimseyi zorla Türkiye'de tutma yükümlülüğümüz yoktur

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İngiltere Dışişleri Bakanı Raab, ikili ve heyetler arası görüşmelerin ardından Dışişleri Bakanlığı Resmi Konutu'nda ortak basın toplantısı düzenledi.

İdlib'de yaşanan son gelişmelerin, Türkiye üzerindeki mevcut göç baskısını daha da artırdığına işaret eden Çavuşoğlu, Türkiye'nin yeni bir göç akımını kaldıramayacağını farklı platformlarda birçok kez dile getirdiklerini aktardı. 

Çavuşoğlu, Türkiye'nin uluslararası toplumdan dayanışma da talep ettiğine fakat bu çağrıların duymazdan gelindiğine dikkati çekerek, "Yeni göç akımlarıyla sığınmacıların güvenli üçüncü ülkelere gitmek istemelerini biz Türkiye olarak saygıyla karşılıyoruz. Kimseyi zorla Türkiye'de tutma yükümlülüğümüz de yoktur." diye konuştu. 

Avrupa ülkelerinin ise sınırlarına dayanan sığınmacıların uluslararası koruma başvurularını alma ve uygun olanlara koruma sağlama yükümlülüğü bulunduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, Türkiye'nin bugüne kadar yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve bundan sonra da getirmeye devam edeceğini vurguladı. 

Bakan Çavuşoğlu, "Avrupa Birliği (AB) kurumları, Avrupa'nın ve insanlığın ortak değerlerine saygı göstermelidir. Sığınmacıların insan haklarının korunmasını sağlamalıdır." dedi. 

Çavuşoğlu, "Geçiş sürecinin sona ereceği 1 Ocak 2021 tarihi itibarıyla geçerli olacak şekilde bir ticaret anlaşmasının imzalanma çalışmalarını sürdürüyoruz ve bu gündemimizdeki en önemli konulardan biri." ifadesini kullandı. 

İngiltere ile özellikle savunma sanayi konusunda ilişkileri güçlendirdiklerine dikkati çeken Çavuşoğlu, bu bağlamda, önemli projeleri hayata geçirmek için birlikte çalışmaya devam edeceklerinin altını çizdi. 

Bakan Çavuşoğlu, İdlib'deki son gelişmelerle ilgili mevkidaşı Raab'ı bilgilendirdiğini söyleyerek, şöyle devam etti:

"Rejimin, İdlib'in gerginliği azaltma statüsünü ortadan kaldırmasına yönelik saldırılarına son vermesi, yeni insani krizin önlenmesi ve ilave göç dalgalarının bertaraf edilmesi noktasında Birleşik Krallık ile görüşlerimiz örtüşüyor. Bahar Kalkanı Harekatı'nın hedefi de İdlib'de derhal ve sürdürülebilir bir ateşkesin tesisiyle Soçi Mutabakatı'nın tam olarak uygulanmasının sağlanmasıdır."

Öte yandan Çavuşoğlu, İngiltere'de, terör örgütü PKK'nın yapılanmalarından TAK ve HPG'nin de "terör örgütleri listesi"ne alınmasını önemsediklerini belirterek, bu yaklaşım dolayısıyla İngiltere'ye teşekkür etti. 

"GÖÇMENLERİ DURDURMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL"

Çavuşoğlu, Türkiye'den Yunanistan'a geçmeye çalışan göçmenlere ilişkin, "Bugünün şartlarında bizim bunları durdurmamız mümkün değil ve esasen böyle bir yükümlülüğümüz de yok." dedi. 

Türkiye'nin, 18 Mart mutabakatıyla ilgili tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, buna karşılık, AB'nin vize serbestisi ve Gümrük Birliği gibi konular dahil hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmediğine işaret etti. 

Çavuşoğlu, Yunanistan'ın, sınırı geçmek isteyen düzensiz göçmenlere karşı uyguladığı sert tutumu eleştirerek, "Dayanışma uğruna herhangi bir üye ülkenin bu tür insan hakları ihlallerini kimse ne sorguluyor ne de eleştiriyor." şeklinde konuştu. 

Bu bağlamda, Bakan Çavuşoğlu, "Özellikle insan hakları konusunda Türkiye'ye ders vermeye çalışan AB ülkeleri ve demokrasinin beşiği olduğunu iddia eden Yunanistan da uluslararası hukuka uygun şekilde kapısına dayanan göçmenlere muamele etmek zorundadır." dedi. 

İDLİB KONUSUNDA TÜRKİYE VE ABD ÖRTÜŞÜYOR

Çavuşoğlu, İdlib konusunda, Türkiye ile ABD'nin görüşlerinin örtüştüğünü, buna karşılık Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin, Türkiye'nin başka bir ülkeyle ilişkilerinin düzeyine bağlı olmaması gerektiğini kaydetti. 

Türkiye'nin NATO'dan ve müttefiklerinden beklentilerini net şekilde dile getirdiğinin altını çizen Çavuşoğlu, "Bunlardan bir tanesi de hava savunma sistemidir. Türkiye her an farklı tehditlerle karşı karşıya kalabiliyor. Dolayısıyla elzem olarak hava savunma sistemine ihtiyacımız var." ifadesini kullandı. 

RAAB: SORUMLULUK SURİYE REJİMİ VE RUSYA'NINDIR

Türkiye'de bulunma amacının, İngiltere'nin Türkiye ile dayanışmasını göstermek olduğunu belirten Raab, Türkiye ile İngiltere arasındaki dostluğun her zamankinden daha fazla önem taşıdığını vurguladı.

Raab, Suriye meselesine ilişkin yaşanan son göçmen sorunuyla ilgili, "Buradaki insani dramda ilk ve en önemli sorumluluk, Suriye rejimi ve Rusya'nındır. Suriye rejimi ve Rusya'nın İdlib'deki zalimane saldırıları büyük önem taşımaktadır ve yakın geçmişteki en yıkıcı, zarar verici saldırılardan biri olmuştur." diye konuştu. 

Öte yandan Türkiye'nin milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yaptığını hatırlatan Raab, uluslararası yükümlülükler konusunda birlikte çalışılması gerektiğinin altını çizdi. 

Raab, Türkiye'nin, aynı zamanda Suriye meselesine siyasi çözüm bulunabilmesi için Soçi süreciyle çaba sarf ettiğini dile getirdi.

Bakan Raab, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) İdlib'deki gerginliğin ele alınması için 28 Şubat'ta acil oturum çağrısında bulunulduğunu hatırlatarak, "Aynı zamanda, NATO olarak da bizler, Türkiye'nin İdlib'de yeniden ateşkesi tesis etme çabalarına desteğimizi ifade ettik." dedi. 

İdlib'de Esed rejiminin saldırıları sonucu 34 Türk askerinin şehit olmasından duyduğu üzüntüyü dile getiren Raab, Türkiye'ye ve Türk halkına taziyelerini iletti.

"TÜRKİYE'NİN SİVİLLERİ KORUMA ÇABALARINI DESTEKLİYORUZ"

Raab, Türkiye'nin NATO bünyesindeki en önemli müttefiklerden biri olduğuna dikkati çekerek, "Türkiye'nin Suriye'de yeniden ateşkesi tesis etme ve Şam rejiminin zalimane saldırılarından sivilleri koruma çabalarını destekliyoruz." şeklinde konuştu.

İdlib'de Rusya ve rejimin saldırılarından duydukları endişeyi belirten Raab, "Açıkça uluslararası hukuka ve insan onuruna aykırı olması nedeniyle rejim ve Rusya'nın saldırılarını şiddetle kınıyoruz." ifadesini kullandı.

Raab, Türkiye'nin krizin başından bu yana özellikle mültecilere yönelik politikalarıyla büyük bir yük üstlendiğine işaret ederek, Türkiye'nin aynı zamanda siyasi çözümün Soçi süreciyle bulunması adına ortaya koyduğu çabaların altını çizdi.

İngiltere'nin hem Suriyeli mültecilere hem de ev sahibi Türkiye'ye destek olmak noktasında taahhütlerini yerine getirdiğini kaydeden Raab, herhangi bir baskı altında kalmadan bölgeye insani yardımın sağlanması gerektiği değerlendirmesini yaptı.

"YENİ GÖÇMEN DALGASI KONULARINI ELE ALMAMIZ ÖNEMLİ"

İdlib'de rejim saldırıları sonrası Türkiye'den Avrupa'ya geçmeye çalışan çok sayıda göçmen olduğunu aktaran İngiliz Bakan, "Birlikte çalışmamız büyük önem taşıyor. Yeni bir göçmen dalgası, özellikle Türkiye'nin Batı sınırında olmak üzere bu konuları birlikte ele almamız önemli." dedi.

Raab, ülkesinin Suriye krizine en fazla fon sağlayan ülkelerden biri olduğunu belirterek, krizin başından bu yana 3,1 milyar sterlin katkıda bulunduklarını, Suriye'deki çeşitli alanlardaki projelere geçen yıldan bu yana 220 milyon pounddan fazla yardım sağladıklarını anlattı.

Türkiye ve İngiltere'nin ortak güvenlik kaygıları olduğuna vurgu yapan Raab, "İngiltere için NATO müttefiki, G20 üyesi, Avrupa Konseyinin kurucu üyesi olarak Türkiye, İngiltere için vazgeçilmez bir ortaktır." şeklinde konuştu.

Raab, Türkiye'nin terörle mücadelesine destek verdiklerine dikkati çekerek, İngiltere parlamentosunun HPG ve TAK'ın da PKK'nın uzantısı olarak terör örgütleri listesine ekleme kararı aldığını anımsattı.

İNGİLTERE'DEN DESTEK 

Türkiye ile İngiltere arasındaki yakın dostluğun, insan hakları, hukukun özgürlüğü gibi konularda yakından çalışmalarına imkan sağladığını aktaran Raab, "Önceliklerimizden biri, 2020 yılı içerisinde Türkiye ile serbest ticaret anlaşmasını imzalamak olacaktır." diye konuştu.

Raab, iki ülke arasındaki dostluğun her zamankinden daha büyük önem taşıdığını belirterek, "İhtiyacınız olan her zaman sizin yanınızda olacağız." ifadesini kullandı.

 Bir gazetecinin Suriye'nin kuzeyindeki güvenli bölge konusunda yönelttiği soruya Raab, şöyle cevap verdi:

"Türk dostlarımızla dayanışma içerisindeyiz. Uçuşa yasak bölge konusunda detayları dikkatli şekilde incelemeliyiz. Bu, ileriye dönük atılacak önemli bir adım. Ne derece uygulanabilir olduğunun incelenmesi lazım. Bunun ardında yatan nedeni, düşünceyi anlıyoruz ancak buna çok dikkatli bir şekilde odaklanıp konuyu ele almak gerekir. Genellikle Türkiye'nin oynadığı rol gözardı ediliyor gibi görünüyor ama biz İngiltere olarak Türkiye'nin oynadığı rolü takdirle karşılıyoruz."