Celal Şengör organ bağışı hakkında tepki çeken açıklamalar yaptı
Celal Şengör, canlı yayına katıldığı bir programda organ bağışı hakkında tepki çeken açıklamalarda bulundu. Organ bağışına karşı olduğunu söyleyen Şengör, "Elin dangalağına verip, onu yaşatmanın anlamı yok." dedi.
Celal Şengör katıldığı bir programda organ bağışı hakkında düşüncelerini paylaşarak herkesin tepkisini çekti. Şengör canlı yayında yaptığı açıklamada, organ bağışına karşı olduğunu açıklayarak, Elin dangalağına verip onu yaşatmanın anlamı yok ama araştırma yapacaklarsa istedikleri gibi kullansınlar. Araştırma çok mühim. Ben duyuyorum osteoloji dersi için iskelet bulamıyorlar” dedi.
Gürkan Hacır'ın sunduğu 'Şimdiki Zaman' programına konuk olan Prof. Dr. Celal Şengör, organ bağışına karşı olduğunu açıkladı.
ELİN DANGALAĞINA VERİP, YAŞATMANIN ANLAMI YOK
Celal Şengör, organlarını bağışlayıp bağışlamayacağı sorusuna “Taraftar değilim. Elin dangalağına verip onu yaşatmanın anlamı yok ama araştırma yapacaklarsa istedikleri gibi kullansınlar. Araştırma çok mühim. Ben duyuyorum osteoloji dersi içni iskelet bulamıyorlar” açıklamasında bulundu.
Türkiye Organ Nakli Vakfı Başkanı Eyüp Kahveci, geçtiğimiz günlerde düzenlenen Organ Bağışı ve Organ Nakli Uluslararası Medya Çalıştayı'nda Türkiye'de yaklaşık 30 bin civarında organ, doku ve hücre bekleyen hasta olduğunu kaydetmişti.
CELAL ŞENGÖR: DIŞKI YEDİM
“Dışkı yedirmek işkence değil” sözleriyle tepki çeken Celal Şengör, bir kullanıcının “Kendi dışkınızı hiç yediniz mi? Beğendiniz mi? Dışkı yemek isteyenlere neler önerirsiniz?” sorusuna “Kendi dışkımı yedim. Bu bir merak meselesidir, merak eden her şeyi dener” diyerek cevap verdi.
Ekşi Sözlük kullanıcılarının yönelttiği sorulardan bazıları ve Şengör’ün yanıtladı şöyle:
YouTube’da bir videonuza denk gelmiştim. Pornoyu sevdiğinizi ve gerekli olduğunu söylüyordunuz. Porno izlemenin ve mastürbasyon yapmanın, çaba harcamadan elde edilen bir zevk olduğunu, dolayısıyla insanı kolaycılığa alıştıracağını düşünüyorum. Ayrıca sosyal yaşama, özellikle karşı cinsle iletişime karşı olumsuz etki sağlayacağını da. Sizin bu konudaki düşüncelerinizi öğrenmek isterim.
Aynı fikirde değilim. Çünkü cinsel tatmin, bizlere biyolojinin yüklediği bir içgüdü. Bunu tatmin edemediğiniz zaman kötü yerlere götürebiliyor. Özellikle pornonun yasaklandığı yerlerde bakıyorsunuz tecavüz gibi davranışlar artıyor. Mesela Katolik Kilisesi… N’olur neticede? Çocuklara sulanıyor adamlar. Felaket yani!
Bu tip şeylere mani olabilmek için bir deşarj mekanizması gerekli. Porno bunu sağlıyor. Pornoda oynayan insanlar sanatçı, para alıyorlar bunun için. Dolayısıyla bir toplumsal görev görüyorlar; çıplak kadın göremeyen adam pornoda görüyor, bir miktar tatmin olabiliyor.
Cinsel birleşme tekniklerini bilmeyen adam teknik öğreniyor. Erkek de kadın da. Bazı şeyleri yapmamanızı öğreniyorsunuz. Dolayısıyla ben pornoyu cinsel eğitimin bir parçası olarak gördüm her zaman.
Artık çok sık seyredemiyorum. Neden? Geçti de ondan! Artık bir Jurassic Park izlemek beni daha çok ilgilendiriyor. Pornoyu seyretsem n’olur seyretmesem n’olur. Artık geçmiş zaten, finito!
Kendi dışkınızı hiç yediniz mi? Beğendiniz mi? Dışkı yemek isteyenlere neler önerirsiniz?
Yedim. Hatta onun dışında İsviçre’de benim doktora alanımda otlayan ineklerinkini de tattım. Dağ keçilerinin de tattım. Özellikle insan dışkısı acıydı. Ötekiler de tatlıydı ama insanınki kadar acı değildi. Bu bir merak meselesidir, merak eden her şeyi dener.
Kenan Evren gibi demokrasi düşmanına çelenk bırakmak nasıl bir duygu?
Kenan Evren demokrasi düşmanı değildi. Kenan Evren ve arkadaşlarının yaptığı demokrasiyi kurtarmak için yapılan bir müdahaleydi. Türkiye’nin ne duruma düştüğünü, bundan kimlerin sorumlu olduğunun farkında olmayan kişiler bu tarz sorular soranlar. O günleri yaşayanlara sorarsanız, iyi ki oldu diyeceklerdir. Sokaktaki insanlar askerlere sarılıyordu. Zaten kısa süre sonra demokratlara devredildi yönetim. Demokrasi düşmanı olsa öyle mi olurdu?
Kenan Paşa’yı tanıyorum, yakın değildim ama konuştum. Tahsin Şahinkaya generali 13 yaşımdan beri tanıyorum. Dolayısıyla onlar hakkında söylenen birçok şeyin doğru olmadığını biliyorum. Dolayısıyla Kenan Evren’in cenazesine çelengi büyük bir mutlulukla gönderdim. Hatta üzüldüm gidemediğim için.
Şimdi diyecekler ki efendim o kötü ortamı o askerler hazırlamıştı. Külliyen yalan! O ortamı hazırlayan politikacıların aptallıklarıydı. Amerika fişekledi diyecekler, o da doğru değil. Bu konuda iki şahit göstereyim; bir tanesi Çevik Bir general. Orgeneral. O zaman Kenan Paşa’nın özel kalem müdürüydü. Bizim çocuklar yaptı lafının olmadığını, böyle bir lafın nereden çıktığını anlayamadığını bana defalarca söylemiştir. Şahinkaya generalin bir gün evinde çay içerken, gene 12 Eylül konusu açıldığında, “En çok ne ağırıma gidiyor biliyor musun Celal” dedi, bu “12 Eylül’cüler Amerikalıların adamıydı, onlardan icazet aldılar.” Yahu bir Türk subayı dedi, kendi ülkesinin problemi için Amerika’dan mı icazet alacak! Bu sözü söylerken ki kızgınlığı gözlerimi yaşartmıştı, hiç unutmuyorum.
CELAL ŞENGÖR KİMDİR, NEREDE DOĞDU? ASIL MESLEĞİ NEDİR?
Dünyaca ünlü olan Türk jeoloji profesörü, yazar.Ali Mehmet Celâl Şengör , 24 Mart 1955 tarihinde, istanbul’da dünyaya geldi. 1973 yılında Robert Koleji ’ni, 1978 yılında New York Eyalet Üniversitesi ’ni başarıyla bitirdi ve jeolog ünvanını aldı. Aynı üniversitede, 1979 yılında master, 1982yılında doktorasını tamamladı.
Doktorasını tamamladıktan sonra Türkiye’ye geri dönen Şengör, 1981 yılında, İstanbul Teknik Üniversitesi, Maden Bölümü’nde asistan olarak görev yapmaya başladı. 1986 yılında, İTU Maden Fakültesinde, Genel Jeoloji bölümünde doçent oldu.
Academia Europaena’ya 1990 yılında kabul edildi ve cemiyetin ilk Türk üyesi oldu. 1992 yılında, İTÜ’de Jeoloji Profesörlüğü’ne yükseldi, bir yıl sonrasında ise Türkiye Bilimler Akademisi’nin kuruculuğunda bulundu ve Tübitak Bilim Kurulu üyesi oldu.
Fransa, İngiltere, Avustarya ve A.B.D.’de misafir öğretim üyesi olarak çalışmalarda bulunan Şengör, A.B.D. Ulusal Bilimler Akedemisi’ne üye olan ilk Türk bilim-insanı oldu. Yapısal jeoloji ve tektonik alanlarında çalışmaları ile dünyaca ünlü olan Şengör, bu konularda 175 makale ve 6 bilimsel eser kaleme almıştır.
1997-1998 yılları arasında, Cumhuriyet Gazetesi’nde Zümrütten Akisler adı altında yazdığı deneme yazıları, Zümrütname adı altında kitaplaştırılmıştır. Şengör, ulusal ve uluslararası pek çok dergide editörlük ve yayın kurulu üyeliği görevlerinde bulunmuştur.
Celal Şengör, 1986 yılında Oya Maltepe ile evlendi. 1989 yılında H. C. Asım Şengör adında bir oğlu doğmuştur.