CHP'li Gürsel Tekin: "2019'da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacağım"
CHP'de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce arasındaki kurultay tartışmaları giderek sertleşirken, partinin önemli isimlerinden Gürsel Tekin CHP'de yaşananlara dair önemli açıklamalarda bulundu. Tekin " 2019'da İstanbul bü
CHP'de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce arasındaki kurultay tartışmaları giderek sertleşirken, partinin önemli isimlerinden Gürsel Tekin CHP'de yaşananlara dair önemli açıklamalarda bulundu. Genel Başkan Yardımcılığı ve Genel Sekreterliği gibi partinin üst düzey kademelerinde görev alan Tekin, yaşanan kurultay tartışmalarının partiye zarar verdiğini belirterek, "Her seçimden sonra parti kendisini gözden geçirmeli. Bundan çekinecek, korkacak herhangi bir şey yoktur. Hiç tereddütsüz, kurultay olmalıdır. Herhangi bir imzaya gerek duyulmaksızın, Sayın Genel Başkanımızın kendisinin bunu talep etmesi lazım" dedi.
Mart 2019 yapılacak olan yerel seçimlerle ilgili çarpucı açıklamalarda bulunan Tekin, "2019 yılında Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmak istiyorum" dedi.
Gürsel Tekin'in Habertürk Gazetesi'nden Kübra Par'a yaptığı yaptığı açıklamalar şöyle;
‘İMZA SAYISINA BAKILMAKSIZIN OLAĞANÜSTÜ KURULTAY YAPILMALI’
CHP’de durum karışık; bir grup olağanüstü kurultay istiyor, diğer grup “Hayır, şimdi zamanı değil” diyor. Siz kurultaydan yana mısınız, yoksa “Hayır, şimdi zamanı değil” mi diyorsunuz?
CHP’nin bütün partilerden farklı oluşunun temel nedeni kendi iç mekanizmasındaki demokratik kuralları işletmesidir. Her seçimden sonra parti kendisini gözden geçirmeli. Bundan çekinecek, korkacak herhangi bir şey yoktur. Hiç tereddütsüz, kurultay olmalıdır. Herhangi bir imzaya gerek duyulmaksızın, Sayın Genel Başkanımızın kendisinin bunu talep etmesi lazım. Bundan korkmayıp, eleştiri ve özeleştiri mekanizmasını işleteceğiz ki daha sonraki seçimlerde aynı hatalarla karşı karşıya kalmayalım. Herhangi bir tarafta da olmamak kaydıyla bunu söylüyorum.
Şu anda bir ‘Muharrem İnceciler-Kılıçdaroğlucular’ ayrımı yaşandığı düşünülüyor. Siz “Ben iki tarafta da değilim” mi diyorsunuz?
Partiyi böyle siyah-beyaz gibi ayırmaya hiç kimsenin hakkı yok. Doğrunun yanında olacağız. CHP’nin kurumsal kimliğine zarar vermeyecek bir tutum içerisinde olmamız gerekir.
Peki, imza sürecine destek veriyor musunuz? Sizce bu akşam 5’e kadar imzalar tamamlanabilecek mi?
Kaç imzanın olduğunu bilmiyorum, o işe dahil değilim. Gerek genel merkezin gerekse de imza toplayanların tutumunu eleştiriyorum. Türkiye’de çok ciddi sorunlar var. İşsizlik, yoksulluk, sefalet; aklınıza gelebilecek olumsuzlukları saatlerce sıralayabilirim. Bütün bunlar yaşanırken, dış politikada Türkiye adeta bir tehdit ve şantaj altındayken, gündemimizin sadece kurultay için toplanan imzalar olması, bir CHP’li olarak beni çok rahatsız ediyor. Bazen öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum. Tabii ki imza toplanır, bunun yolu yordamı var. Ama hiçbir işimiz yokmuş gibi bunlarla meşgul olmamız, doğrusu bize oy veren 15 milyon seçmenimizi de çok rahatsız ediyor. Sayın Genel Başkan’ın demokratik duruşuna inanıyorum. İmza sayısının ne olacağı beni çok ilgilendirmez. 50 arkadaşımızın da buna itirazı varsa, Sayın Genel Başkanımızın değerlendireceğine inanan bir siyasetçiyim. Sayın Genel Başkan’ın fıtratı aksini kabul etmez.
‘2019 YILINDA CHP İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKAN ADAYI OLMAK İSTİYORUM’
Aday olması beklenen Muharrem İnce ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra Haluk Pekşen de aday olmak istediğini açıkladı. Peki ya Gürsel Tekin? Siz de olağanüstü kurultayda aday olmayı düşünüyor musunuz?
CHP Genel Başkanlığı çok önemli bir makamdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün bıraktığı o koltukta oturmak herkesin hayalidir, ona hiç tereddüt yok. Gençlik kolu başkanlığından tutun tüm kademelerde görev yapmış bir siyasetçiyim. Görev yapmadığım yer sadece genel başkanlıktır. Ama tabii ki benim böyle bir talebim yok. Bir tek talebim var. 2009’da İstanbul İl Başkanlığı görevimi yürütürken, Sayın Baykal’a İstanbul’da aday olacağımı söyledim. Sonra koşullar başka bir noktaya getirdi. 3 tane araştırma yaptım. Araştırmaların tamamında Sayın Kılıçdaroğlu çıkınca kendim gidip, “Biz ancak sizinle bir sonuç alabiliriz” diyerek teklif ettim ve Sayın Genel Başkan o zaman aday oldu. 2014 yılında yine talebim devam etti, Sayın Sarıgül aday oldu. 2019 yılında Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmak istiyorum. Bu şehri ihanetçilerin elinden kurtarmak istiyorum.
Peki, Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile bu konuyu paylaştınız mı?
İlk kez sizinle paylaşıyorum. Yakınımdaki arkadaşlarımla da paylaşmadım.
Peki, partiniz sizi aday gösterecek mi, yoksa daha önceki gibi hayal kırıklığına uğrama ihtimaliniz var mı?
Hayal kırıklığına uğrayacağımı zannetmiyorum. Belki genel merkez yöneticileriyle, Genel Başkan ile paylaşabilir miydim, bilmiyorum. Böyle bir ortamda buna ihtiyaç duymadım. Şimdi sizden duymuş olacaklar. 9’a 5 kala, seçime çok kısa süre içerisinde adaylaşmanın çok yararlı olamayacağını, ne kadar uzun süre olursa o kadar faydalı olacağını düşünüyorum. Mesela Sayın İnce keşke 5 ay önce açıklanabilseydi, çok büyük fark olurdu. En azından Türkiye coğrafyasında herkesle iletişim kurardı.
“Bir an önce kampanya sürecine başlamak istiyorum” diyorsunuz.
İstanbul çok büyük. Örneğin, 120 bin nüfuslu mahalle var. Anadolu’da 30 tane ilimiz 100 bin nüfuslu değil. Bütün buradaki insanlarla sadece 30 günlük bir seçim sürecinde iletişim kurmak çok zor.
‘İNCE YA DA KILIÇDAROĞLU, BENİM İÇİN FARK ETMEZ’
Olağanüstü kurultay olursa Kılıçdaroğlu ve Muharrem İnce arasında bir genel başkanlık yarışı yaşanabilir. Peki, hangisi seçilirse sizin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığınızı daha çok destekler?
Sayın Genel Başkanımız dahil olmak üzere 7 tane genel başkan ile çalıştım. Benim için öncelikle partimin kurumsal kimliği önemlidir. Gelen hangi arkadaşım olursa olsun; Sayın Genel Başkan ile çok yakın dostluğum var, Sayın İnce ile 30 yıllık bir yol arkadaşlığım var. Hiç kimseyle bir sorunum yok. Benim için fark etmez.
En son Mart’ta sizinle yaptığımız programda adaylığınızı sorduğumda bu kadar açık ve net bir cevap vermemiştiniz. Mart ayından bu zamana kadar ne değişti de siz artık açıkça “Adayım” diyorsunuz?
Aslında ortalama 2 yıldır İstanbul’la ilgili çalışma yapıyorum. İstanbul’un hemen hemen 39 ilçesiyle çok ciddi bir şekilde iletişim içerisindeyim. Sadece CHP’liler ile değil, her partinin seçmeniyle çok yakın ilişkilerim var. 3 tane araştırma yaptırdım. Bağcılar, Esenyurt gibi bugünkü iktidarın belediyeleri olan, araştırma yaptığım 15 ilçede vatandaşın ne düşündüğünü sorduk. Tamam biz istiyoruz da vatandaşın ne istediği önemli. Bizim istememizle olacak bir mesele değil. Ayrıca 750 küsur muhtar var, onların ne düşündüklerini sorduk. Buralardan cesaret alarak aday olduğumu ilk kez size açıklıyorum. Tabii ki birçok aday adayı arkadaşlarımız olur, hepsine saygı duyarım.
İsmini bildiğiniz biri var mı?
Hiç bilmiyorum. Şuna emin olun, benden sadece 1 oy fazla alacak arkadaşım varsa, aynı kararlılıkla yanında durmaya hazırım.
“Ama şu an en çok oyu ben alırım” diyorsunuz…
En azından çıkan sonuçlar onu gösteriyor.
Diyelim ki umudunuz gerçekleşmedi ve Cumhuriyet Halk Partisi sizi aday göstermedi. Bağımsız aday olmayı düşünür müsünüz?
Defalarca bu muameleye tutuldum ama hiçbir zaman böyle bir düşünce içinde olmadım. Ben mevsimlik partili değilim, Cumhuriyet Halk Parti’liyim.
‘İSTANBUL’A GÜVENLİK VE ÖZGÜRLÜK VAAT EDİYORUM’
Nasıl bir belediye başkanı olur Gürsel Tekin? Bugüne kadar belediye başkanlığı yapmış isimlerden sizi farklı kılabilecek ne var?
Bu eski yöntemlerin tamamını çöpe atalım. Şu anda ne yazık ki bizde uygulanan mevcut belediye başkanlığı sistemindeki yetkiler gariban Trump’ta yok. Hatta bir belde başkanı bile Trump’tan daha güçlü. Ama ne yazık ki bu yetkiler, milletin lehine kullanılabilecek yetkiler olmaktan çıkmış. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan kamu harcamaları var. Şeffaf olacaksınız. 15 milyon İstanbullu, ödemiş olduğu vergileri görmek istiyor. Gürsel Tekin’in döneminde onları görecek. Herhangi bir Batılı şehirdeki belediye başkanının sayfasına bakın, o günkü bütün harcamaları, o günkü bütün imar uygulamalarını görebilirsiniz. Siz hiçbir imar uygulamasını göremiyorsunuz. Hangi şehir hangi binanın tehlikede olabileceğini de görme şansınız yok. Son günlerde yağmurlardan kaynaklı bir sürü feryatlar oldu. Kamu yöneticileri çıkıp arsızca, “Efendim şiddetli yağmur gelecek” şeklinde açıklamalar yapıyor. Şiddetli yağmur sadece İstanbul, Kocaeli, Ankara’ya mı geliyor? Bu şehirde yüzlerce dere vardı. Batılılar trilyonlarca para harcayıp dereler ve kanallar yapıyorlar. Biz, doğanın kendi mecrasında yarattığı derelerin tamamını imar çetelerine teslim ettik. Ne yazık ki toprak kalmadı. Şimdi yağmur yağdığı zaman dereler de kapalı olduğu için bütün bu yağmurlar sel olup evlerimizi basıyor.
Somut projeleriniz var mı? İstanbul’a vaat ettiğiniz büyük projeler nedir?
Öyle hayali projelerimiz yok. İstanbul çok ciddi bir sorunla, depremle karşı karşıya. Gerek ulusal gerekse de uluslararası düzeydeki bilim insanlarının tamamı, İstanbul’da önümüzdeki günlerde çok ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor. Depreme hazırlıklı hale getireceksiniz. Şu anda 1 milyon kentsel dönüşüm mağduru var. 25 yıldır şehri yönetenler, bir tek örnek kentsel dönüşüm projesi yapamadı. Fikirtepe Mahallesi şu anda çökmüş vaziyette, insanlar orada açlık grevi yapıyor. Sultan Mahallesi 250 yıllık mahalledir. Osmanlı sultanlarının gidip eğlendiği Sulukule’deki insanların bir tanesi kalamadı. Böyle bir kentsel dönüşüm olamaz. İhanet projelerinin tamamından vazgeçmeliyiz. Kafanızı kaldırdığınızda betonla karşı karşıyasınız. Bana dünyada bir tane şehir gösterin ki 250 tane AVM’si olsun.
Yıkacak mısınız?
Yıkmayacağız. Ama en azından bundan sonraki projelere daha dikkatli bakacağız. Sayın Erdoğan bir açıklama yaptı ve çok umutlandım. Geçmiş dönemdeki insanlar, “Cehennemi görmeyen cennete inanmaz” derler ya, Sayın Erdoğan çıkıp, “İstanbul’a ihanet ettik” dedi. Ondan sonraki uygulamaların tamamını takip ettim, “En azından bütün bunları gördü, bundan sonra yapmazlar” diye düşündüm. İstanbul’da hava alabileceğiniz, devletin elindeki arsaların hepsi satışa çıktı ve imar uygulamaları da 3 emsal 5 emsal. Bütün bilim insanları İstanbul’daki fay hatlarının sıkıntısını biliyor. Sadece Erdoğan da değil, dönemin Çevre Şehircilik Bakanı, “En büyük yolsuzluk imarlarda oluyor, bunu keseceğiz” dedi. Sayın Başbakan, “Biz ders aldık, gereğini yapacağız” dedi. Bütün bunlardan sonra Bakırköy hattına baktığınızda 5 emsal 6 emsal ucube binaları görebilirsiniz.
Sayabileceğim onlarca proje var ama İstanbul’a öncelikle güvenlik ve özgürlük vaat ediyorum. İstanbul’da maalesef polis sayımız yeterli değil. İstanbul gibi 15-16 milyon nüfuslu bir şehirde ne kadar göçmen yaşadığını halen kimse bilmiyor. Bu kadar nüfus için 33 bin polis görev yapıyor. Dünyanın bu ölçekteki şehirlerinde en az 100 bin polis var. Ciddi bir güvenlik sorunu var ve ciddi de bir özgürlük sorunu olacak. 15 yıl önce bütün Batılılar akın akın İstanbul’a gelirken, bugün neden kimse gelmiyor? Güvende hissetmiyorlar. Hiç kimsenin özgürlüğünü kısıtlamayacaksınız. Özgürlük, güvenlik vaat edeceksiniz ve şeffaf olacaksınız. Topladığınız bütün vergilerinizi nereye harcadığınızı şeffaf bir şekilde halka bildireceksiniz.
Hangi seçmen size oy verir? AK Parti güçlü bir aday çıkarırsa onu nasıl geçmeyi düşünürsünüz?
En çok oyu AK Parti’den, HDP’den ve MHP’den alacağım.
Birbirine hiç benzemeyen üç kesimden bahsediyorsunuz.
“Kimi görmek istersiniz?” diye seçmene soruyoruz, AK Parti’li kardeşlerimiz bizi görmek istiyor. Kentsel dönüşüm meselesinde en çok mağdur olan AK Parti seçmeni.
CHP’li Gürsel Tekin kendini politik çizgi olarak nerede konumlandırıyor ki hem HDP’den hem AK Parti’den oy alabilsin?
Sosyal demokrat ve öteki Türkiye’den gelen bir insanım. Dün ne isem bugün de öyleyim. Aynı zamanda sahici bir siyasetçi olduğum için de herkesle iletişimim var. Mesela düğünlerde, bayramlarda ayırt etmeksizin herkese giderim. Ama seçmenin öyle puta tapar gibi partilere tapmadığını çok net olarak görebilirsiniz. Seçmen sürekli değişimden yana oy kullanmıştır. Önemli olan sizin seçmeni anlayabilmeniz ve seçmenin size güvenmesidir. Güven duygusu her şeyi halleder.
‘MUHARREM İNCE VE GENEL MERKEZ YÖNETİCİLERİ SEÇİM GECESİNİ AYNI YERDE BİRLİKTE İZLEMELİYDİ’
Kılıçdaroğlu Genel Başkanlığındaki CHP parlamento seçimlerinde, yüzde 25’ten yüzde 22’ye düştü. Siz bu düşüşün nedenini nasıl açıklıyorsunuz? Ayrıca Muharrem İnce’nin yüzde 30 almasını bir başarı olarak yorumluyor musunuz?
Sayın Kılıçdaroğlu, gerçekten olağanüstü bir stratejiyle oyun kurdu. Sadece kendi derdinizle yanmadı, aynı zamanda CHP dışındaki siyasi partilerin bu mekanizmada kendilerini var edebilmesi için yollar açtı. İYİ Parti’ye 15 milletvekilinin gitmesi, Saadet Partisi dahil olmak üzere farklı siyasi partilerle ittifak kurulması gibi adımların mimarı Sayın Kılıçdaroğlu’dur. Son derece başarılı götürdü. Sayın Cumhurbaşkanı adayımız Muharrem İnce, bu kısa süre içerisinde gerçekten beklenmedik bir efor sarf etti ve herkesin gönlünü kazandı. Ne olduysa seçim gecesi oldu. Çok kritik bir seçim geçirilirken Genel Merkez yöneticileriyle Sayın İnce’nin ekibinin aynı yerde olmaması doğrusu büyük bir eksiklikti.
“O gece Muharrem İnce ve Kılıçdaroğlu seçimi aynı yerden takip etmeliydi” diyorsunuz…
Savaşın komutanları aynı karargâhta olacak ve strateji belirleyecek. Biz uzayda yaşamıyoruz. Yüksek Seçim Kurulu’nun ne yapacağını, Anadolu Ajansı’nın nasıl bir tavır olacağını bilmiyor muyuz? Genel Merkez yöneticileri ve Sayın İnce’nin ekibinin bir arada olup bu stratejinin ne olabileceğini dakika dakika takip etmeleri gerekiyordu.