CRP ne demek?
CRP ne demek? sorusu internette merakla araştırılmaktadır. Biz de sizler için tıbbi bir terim olan ve C-reaktif proteinin kısaltması olan CRP'yi araştırdık. İşte detaylar.
C-reaktif proteinin kısaltması olan CRP arama motorlarında sıkça araştırılmaktadır. Peki CRP ne demek? Ne anlama gelmektedir? Tüm merak edilenler haberimizde.
CRP NE DEMEK?
CRP (C-reaktif protein) karaciğerde üretilen bir proteindir. Vücudumuz enfeksiyon, tümör, travma gibi durumlara karşı karmaşık bir yanıt verir. Serum CRP konsantrasyonunun artması, vücut ısısının yükselmesi ve akyuvar sayısının artması yanıtın bir parçasıdır. Bu fizyolojik yanıt enfeksiyona veya enflamasyona sebep olan etkeni ortadan kaldırmaya, doku hasarını azaltmaya ve vücudun tamir mekanizmasını harekete geçirmeye yöneliktir. Sağlıklı kişilerde serum CRP (C-reaktif protein) konsantrasyonları çok düşüktür. Burada bahsettiğimiz yanıtın başlamasıyla birlikte serum konsantrasyonu hızlıca yükselerek 24 saat içerisinde 1000 kata kadar artabilir. CRP artışına sebep olan etken ortadan kalktığında serumdaki CRP miktarı 18-20 saat içerisinde düşerek tekrar normal seviyelere iner. Kalp damar hastalıkları başta olmak üzere enflamatuvar ve enfeksiyöz hastalıkların teşhisinde ve tedaviye verilen yanıtın izlenmesinde CRP testi bir parametre olarak kullanılmaktadır.
CRP TESTİ NASIL YAPILIR?
Bu test için özel bir hazırlık gerekmemektedir. Test yaptıracağınız gün, normal beslenmenizi yapabilirsiniz.
Bir hemşire veya başka bir sağlık çalışanı, bu testi yapmak için genellikle dirseğinizin içindeki veya elinizin arkasındaki damardan kan alırlar.
İlk önce, damar üzerindeki cildi antiseptik ile temizlerler. Daha sonra, kollarınızın etrafına elastik bir bant sarılarak damarlarınızın hafifçe şişmesine neden olurlar. Pratisyen, daha sonra danara küçük bir iğne sokar ve kanınızı steril bir şişe içinde toplar.
Hemşire veya sağlık pratisyeni, kan numunenizi aldıktan sonra kolunuzun etrafındaki elastik bandı çıkarır ve delinmiş bölgeye gazlı bezle ya da pamukla baskı uygulamanızı ister. Gazlı bezi yerinde tutmak için bant veya bandaj kullanabilirler.
CRP DEĞERİ KAÇ OLMALI?
Yeni doğanlarda Crp düşüktür. Ancak bu değerler bir kaç gün sonra yükselir ve erişkin değerlerine ulaşır. Sağlıklı bireylerde Serum Crp düzeyi ortalaması 1.0 mg/ L'dir. Yaşlanma ile birlikte Crp ortalama değeri 2.0 mg/L'ye çıkabilir.
Sağlıklı kişilerin %90' ında Crp düzeyi 3.0 mg/L'nin altında seyreder. 3.0 mg/L üzerindeki Crp değerlerinin normal olmadığı hastalık belirtisi olduğu tıbben düşünülmektedir. Crp'nin sağlıklı bir bünyede beklenen normal değer aralığı litrede 0-0,5 miligram arasındadır.
CRP SEVİYESİ NEDEN YÜKSELİR?
CRP seviyesi aşağıda bazıları listelenen pek çok durumda yükselebilir.
• Bağ dokusu hastalıkları
• Kanser
• Enfeksiyon
• İltihabi bağırsak hastalıkları
• Lupus
• Romatoid artrit
• Psoriatik artrit
• Tüberküloz
CRP YÜKSEKLİĞİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
- Ateş, lokal ısı artışı
- Halsizlik
- Kızarıklık
- Şişlik ve ağrı
CRP DÜŞÜKLÜĞÜ NEDEN OLUR?
Crp'nin düşük değerde olması vücutta kanser ve iltihap olmadığını gösterir ya da teşhisi konulan bir hastalığın tedavi edildiğini gösterir. Kullanılan bazı ilaçlarla da, kanda CRP düşüklüğü oluşturabilir.
Crp düşüklüğü genel olarak olumlu bir durumu işaret etmektedir.
CRP DEĞERİ NASIL DÜŞÜRÜLÜR?
CRP (C-reaktif protein) yukarıda sözü edilen hastalıklar açısından bir belirteçtir. CRP değerinin düşmesi için altta yatan hastalığın teşhis edilmesi ve tedavi planlaması yapılması gerekir. Altta yatan hastalık tedavi edildiğinde CRP değeri de tedaviye yanıt olarak düşer. Doğrudan CRP değerini düşürmeye yönelik bir ilaç tedavisi yoktur.
Belirgin hastalık halleri dışında yaşam alışkanlıklarında değişiklik yaparak kalp damar hastalıkları ve diyabet riskini azaltmak mümkündür. Kalp damar hastalıkları ve diyabet CRP değerinin yükselmesine neden olur. Bu hastalıklara önlem olarak yaşam alışkalıklarımızda değişiklik yaptığımızda dolaylı olarak CRP değerinin düşmesini de sağlayabiliriz. Bu tedbirler sadece CRP ile ilgili değil aynı zaman genel anlamda sağlığı korumaya yönelik tedbirlerdir.
Örnek vermek gerekirse;
- Fazla kilolardan kurtulmak
- Sigarayı bırakmak ve sigara dumanına maruz kalmamak
- Alkol tüketiminde aşırıya kaçmamak
- Yüksek kalorili gıdalardan ve doymuş yağlardan kaçınmak
- Tereyağı, iç yağı ve margarin yerine zeytin yağı gibi bitkisel sıvı yağlarla hazırlanmış gıdaları tercih etmek
- Süt ve peynir, yoğurt gibi süt ürünlerinin yarım yağlı veya yağsız olanlarını tercih etme
- Hayvansal gıdalar yerine sebze, tahıl ve baklagil ağırlıklı bir beslenme düzeni oluşturmak
- Posadan zengin beslenmek: Bitkilerin sindirilmeden atılan kısımlarına "posa" denir. Yulaf, çavdar, arpa, pirinç, bulgur, bezelye, fasulye, pırasa, ıspanak, nohut, kuru fasulye gibi posadan zengin gıdaların tüketimi kolesterolün düşmesine de yardımcı olur.
- Kırmızı et tüketimini haftada 1-2 porsiyon ile sınırlandırmak, kırmızı et yerine tavuk veya balık eti tercih etmek
- Omega-3'ten zengin beslenmeye çalışmak
- Düzenli egzersiz yapmak
- İşlenmiş gıdalardan uzak durmak
- Yüksek oranda trans yağ içeren hazır gıdalardan uzak durmak (kek, bisküvi, gofret, cips vs)
- Gıdaların pişirilme şekli de uzun dönemde iltihabi yanıtı tetikleyebilir. Kızartma ve kömür ateşinde pişirme yerine ızgara, haşlama veya fırında pişirme önerilmektedir.
Kalp damar hastalıkları açısından risk taşıyorsanız; hipertansiyon, diyabet gibi kronik hastalıklarınız var ise, kanser tedavisi görüyorsanız, rutin kontrollerinizi aksatmamanız, doktor takibinden çıkmamanız büyük önem taşımaktadır.