Erdoğan, Cumhuriyetin 97. Yılında Millî Mücadele Sergisi Açılışı’nda konuştu
Cumhurbaşkanı Erdoğan,"En büyük gücümüz, tarihi mirasımız. Bu miras hakkıyla hıfzedilmeden ne 15 Temmuz anlaşılabilir ne Cumhuriyetimizin kıymeti bilinebilir." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yaşadıklarımız bize gösteriyor ki, Türk milletinin istiklal mücadelesi vatanına, bayrağına, ezanına sahip çıkmaya devam ettiği sürece bitmeyecektir" dedi.
Millet Kütüphanesi'nde düzenlenen "Cumhuriyetin 97. Yılında Milli Mücadele Sergisi" açılışına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada yaşananların Türk milletinin istiklal mücadelesinin bitmeyeceğini gösterdiğini söyledi. Erdoğan, "Tarihten ve yaşadığı coğrafyadan tamamen silinmeye çalışılan bir milletin yeniden ayağa kalkışının sembolü olan İstiklal Harbimizdeki ruh ve heyecan bugün de yolumuzu aydınlatıyor. Bölgemizde yazdığımız her yeni destan ile maziden atiye kurduğumuz köprüyü tahkim ediyor ve güçlendiriyoruz. İstiklal harbimizi zafere ulaştırıp cumhuriyetimizi kurarak pek çok mazlum milletin gönlüne bağımsızlık ateşini biz düşürdük. Anadolu'nun üzerine bir sırtlan gibi saldıran emperyalistlerin korkusu da zaten buydu. Daha sonraki yıllarda Balkanlar'dan Güney Asya'ya kadar özgürlük ateşinin közü Anadolu'dan çıkmıştır. Bugün de yürüttüğümüz mücadele ile kalbi ve gözü üzerimizde olan nice mazlumlara, mağdurlara umut veriyoruz. Yaşadıklarımız bize gösteriyor ki, Türk milletinin istiklal mücadelesi vatanına, bayrağına, ezanına sahip çıkmaya devam ettiği sürece bitmeyecektir" diye konuştu.
ERDOĞAN'DAN HALİDE EDİP KONUŞMASI
Halide Edip'in İzmir'in işgalinden 10 gün sonra Sultanahmet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmadaki duyguların bugün aynen yaşandığını belirten Erdoğan, Halide Edip'in konuşmasını okudu:
"Kardeşlerim, evlatlarım; ruhu göklerde olan ecdadımız, minarelerimizden yüz yılın şanlı Osmanlı tarihinin bugünkü faciasını seyrediyor. Bu tarihi, bu muazzam meydanda zafer alayları yapan kahraman ecdadımızın ruhları karşısında, dünyanın bir başından bir başına at süren o namağlup erlerin gazapları karşısında başımı kaldırıyor ve diyorum ki; ben Türk ve Müslüman tarihinin bedbaht bir kızıyım. Eskileri kadar kahraman fakat bedbaht, yeni milletin de bedbaht bir anasıyım. Bu yeni millet namına, ulu ecdadımızın ruhları önünde başımı eğip yemin ediyorum. Bugün kolları kesilmiş Türk milletinin geçmiş günlerdeki kadar cesur bir ruhu var. Yemin ediyorum ki, göğsünü adalet ve insaniyetten alan ecdadımın ilahi namusuna hıyanet etmeyeceğiz. Asırlardan beri sinsi sinsi devam eden Avrupa'nın istila siyaseti her vakit Türk toprakları üzerinde en vicdansız bir şekilde tecelli etmiştir. Ayda ve yıldızlarda zapt edilecek Müslüman ve Türk toprakları ve milletleri olduğunu haber alsa oraya istila ordusu göndermek için mutlak yol bulacak olan Avrupa'nın eline nihayet bir fırsat geçmiştir. Türk'e "zalim ve günahkar" diyen, milletlerin günahı için mahkeme kuranların bu günahı o kadar çirkin ve sefil bir günah ki, lekesini engin denizlerin nihayetsiz suları yıkamayacaktır. Avrupa'nın bu günahı karşısında sizin için bugün yegane yükselen ses Müslüman dünyanın sesi. Esaret boyunduruğunun zincirleri ta canına geçmiş olan Müslüman kardeşleriniz sizin için bugün gür sesleri ile haykırıyorlar. Ben kardeş Müslüman dünyalarına da sizin namınıza yemin ediyorum. Davamız, Türkiye'nin mevcut olan hak ve istiklalinin elinden alınmamasıdır. Türkler ve Türkiye ecdatlarına ve bayraklarına ve milletimizin ebedi ve ilahi hakkına hıyanet etmeyeceklerdir. Ya Rabbi, hakkın ve milletlerin bir mahşeri, bir mahkeme-i kübrası hazırlanıyor. Bu mahkemeye millet ve hakkı çiğneyen zalimler gelecektir. Ve bu zalimleri en evvel kendi milletleri mahkum edecektir. Milletlerin ruhunda her vakit ilahi bir hak ve büyüklük vardır. Şimdi yemin ediniz ve benimle tekrar ediniz, milletlerin ilahi hakkı ilan olunacağı güne kadar kalbimizde heyecanımız kalacak, eksilmeyecektir. Yedi yüz senenin en asil ve büyük mirası olan vakarımızı, adalet ve terbiyemizi unutmayacağız. Yedi yüz senenin tarihini ağlayan minareler altında yemin ediniz, bayrağımıza, ecdadımızın namusuna hıyanet etmeyeceğiz."
Halide Edip'in ifadelerinin ve gerisindeki ruhun İstiklal Harbi'nin manasını en güzel şekilde anlattığını belirten Erdoğan, "İnşallah biz de aynı ruh ve heyecanla ülkemizi 2023'e, 2053'e, 2071'e taşıyacağız" dedi.
İSTİKLAL HARBİ KAHRAMANLARININ YAKINLARINA TEŞEKKÜR
Erdoğan, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı:
"Medeniyetimizin ve tarihlimizin bize yüklediği sorumluluk elbette ağırdır ama bir o kadar da şereflidir. Dünyada bizim gibi binlerce yıllık kesintisiz devlet geleneğine, bizim kadar kadim bir medeniyet birikimine sahip millet yoktur. Geniş bir coğrafyaya yayılan bu mirası bize unutturmak için çok çalıştılar. Kadim geçmişimizi tüm haşmeti ve zenginlikleri ile tamamen silerek takvimi bugünden başlatmaya kalkıştılar. İnancımızı, değerlerimizi, kültürümüzü yok etmek, bizi kendi ecdadımıza düşman etmek için her türlü yolu denediler. Hamdolsun bu gayretler başarılı olamadı. İnşallah ülkemizde en eski dönemlerden bugüne kadar tarihimizi yeniden hatırlayan, yeniden keşfeden, yeniden kucaklayan bir nesil yetişiyor. Başkalarına hayran olmak yerine kendine güvenen, azimle çalışan, araştıran, üreten, geliştiren, başarıya kilitlenen bir gençliğin ayak seslerini duyuyorum.
Hele okul çağına henüz gelen çocuklarımızın gözlerindeki pırıltı ve konuşmalarındaki heyecan ümitlerimizi katlayarak artırıyor. Bu çerçevede özellikle Malazgirt Zaferi'nden başlayıp İstiklal Harbimize kadar uzanan ve günümüzde de süren coğrafyamızda verdiğimiz mücadeleyi çok iyi öğretmemiz gerekiyor. En büyük gücümüz tarihi mirasımızdır. Bu miras hakkı ile hıfzedilmeden ne 15 Temmuz anlaşılabilir ne cumhuriyetimizin kıymeti bilinebilir ne Osmanlı ne Selçuklu mirasının farkında olunabilir.
Bir başka ifade ile tarihimizi bilmeden maziden atiye kurduğumuz köprü eksik kalır, işlevsiz kalır. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 97. yıldönümü vesilesiyle Millet Kütüphanemizde açtığımız Milli Mücadele Sergisi işte bu sürecin küçük bir kesitine ışık tutmaktadır. Sergimizde yer alan eşyalar ve belgeler İstiklal harbimizin ve cumhuriyetin ilk döneminin hatıralarını gözlerimizin önünde yeniden canlandıracaktır. Kürsümüzün önünde yer alan Çanakkale Savaşımızın sembollerinden 57. Alayımızın Sancağı bunlardan biridir. Gazi Mustafa Kemal bu sancağın sahibi olan 19. Tümene bağlı 57. Alayımızın askerlerine "sizlere taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum" diyerek Çanakkale geçilmez destanının omurgasını inşa etmiştir. Gençlerimiz her yıl Gelibolu'da yaptıkları vefa yürüyüşü ile 57. Alayımızın adını ve hatırasını yaşatıyorlar. Bugün İstiklal harbi kahramanlarının hayattaki yakınlarından bir kısmının bizimle birlikte olması sergimizi daha da anlamlı hale getirmiştir. İştirakleri için kendilerine şahsım, eşim, milletim adına teşekkür ediyorum."
Serginin açılışına katılan Milli Mücadele kahramanlarının hayattaki bazı yakınlarının isimleri ise şöyle:
"Fethi Okyar (Fethi Okyar'ın torunu), Emine Gürsoy Naskali (Celal Bayar'ın torunu), Ayşe Baturay (İsmail Hakkı Altunbezer'in torunu), Selma Argon (M. Akif Ersoy'un torunu), Ömer Sayar (Halide Edip Adıvar'ın torunu), Fatma Nur Çakmak (Fevzi Çakmak'ın kardeşinin torunu), Feyzullah Aldırma ve Figen Aldırma (Atatürk'ün dayısının torunu)"