Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Benim korkum' diyerek bahsetmişti: Deniz salyası (müsilaj) artık Karadeniz'de!
Marmara Denizi'nde görülmeye başlanmasının ardından, su altı yaşamdan balık avına, görüntüden hava kalitesine birçok alanda olumsuz etki yaratan deniz salyasının Karadeniz'e ulaştığı öğrenildi. Ordu'nun Fatsa ilçesindeki küçük bir alanda görülen müsilajın bu bölgede de yayılmasından endişe ediliyor.
Bir süredir sıklıkla ülke gündemine giren ve Marmara Denizi'nde büyük etki yaratan deniz salyasına Karadeniz'de de rastlandığı öğrenildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Tabii benim korkum şimdi bu Karadeniz'e yayılır, Karadeniz'den bir de Marmara'ya bunun bir girdisi olursa bela büyüktür." yorumunu yapmasının ardından Karadeniz'de de görülen müsilaj, endişeye sebep oldu. Konuya ilişkin açıklamada bulunan Ordu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Aydın, "Çay ve fındık tarımında gübre olarak çok fazla azot ve fosfor kullanılıyor. Kirliliğe devam edersek 3 yıl sonra biz de karşı karşıya kalacağız" dedi.
BALIKÇILARIN İHBARIYLA TEMİZLENDİ
Ordu'nun Fatsa ilçesi Yalıköy Limanı'nda önceki gün küçük çaplı alanda deniz salyası görüldü. Balıkçıların ihbarı ile belediye ekipleri, deniz yüzeyindeki kirliliği temizledi. Denizdeki salya tehdidinin uzmanlarca takip edildiği öğrenilirken Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın, deniz salyasının insan kaynaklı doğa olayı olduğunu söyledi.
"YARIN ÖBÜR GÜN BİZ DE BUNLARLA KARŞI KARŞIYA KALACAĞIZ"
Karadeniz'e akan evsel ve tarımsal atıkların yanı sıra sanayi, kanalizasyon gibi atıkların denizi kirlettiğini belirten Aydın, Marmara ve Karadeniz'in kapalı denizler olduğunu, böylece doğa olayı olan müsilajın insan kaynaklı meydana geldiğini belirterek, "Azot ve fosfor, evsel atık, kimyasal atık, sanayi atıkları ya da tarımsal kaynaklı kirlilikten dolayı oluşan bir olay.
Karadeniz’de çay ve fındık tarımında gübre olarak çok fazla miktarda azot ve fosfor kullanılıyor. Dolayısıyla bunlar zamanla belki Marmara kadar yakın bir zamanda böyle etki göstermez ama bu kirliliğe devam edersek yarın öbür gün 3, 5, 30 yıl sonra bunlarla biz de karşı karşıya kalacağız" şeklinde konuştu.
"TOPRAKLARIMIZI VERİMSİZ HALE GETİRDİK"
Karadeniz'deki illerin arıtma sistemini biyolojik arıtma sistemine dönüştürmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Aydın, Karadeniz'deki bütün illerin arıtma ya da kanalizasyonlarının denize döküldüğünü ve bunların tamamının Karadeniz'i kirletici unsur olarak karşımıza çıktığını belirterek, "Bu salya olmaz, başka bir şey olur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Pendik Millet Bahçesi açılışında konuştu
Gübrelemeyi düzene sokmamız lazım. Vahşice gübreleme yapılmaması lazım. Topraklarımızı verimsiz hale getirdik ve Karadeniz’de kullanılan gübrelerin tamamı ya da kullanılmış olan kimyasalların tamamı yağmur, yüzeysel sularla derelerle ve sonuç itibarıyla denize geliyor. Karadeniz zaten çok sağlıklı ekosistem değil." ifadelerine yer verdi.
"HER GEÇEN GÜN KARADENİZ'DE ÇÖKÜŞ VAR"
Balık popülasyonlarının azaldığını da kaydeden Prof. Dr. Aydın, "Her geçen gün Karadeniz'de çöküş var. Çöküş olmaya da devam ediyor. Nüfus artışı ile kirletme unsurları artıyor. Zamanla Karadeniz daha da kirlenecektir. Balık popülasyonlarımız da her geçen gün azalıyor. Hiç yukarı giden eğilim yok. Stoklarımızın tamamı çöküş eğiliminde. Eğer hamsiyi 40 TL'ye, 50 TL'ye yiyorsak demek ki Karadeniz sistemi çöküyor demektir. Bunun başka anlamı yok.
Deniz salyasının Marmara’da etkisi 5 yıl sürebilir çünkü ciddi oranda sadece suyun yüzeyinde gözüken değil zeminde bu çökecek ve zemin yapısındaki birçok canlının ölmesine neden olacak. Bu zamanla balıkları bile öldürecek. Bunun ötesinde bütün deniz bitkilerine, süngerlere, kabuklulara, yavaş hareket eden moloz grubu olan salyangozlara, yengeçlerine olumsuz etki yapacaktır. Uzun süre bunun olumsuz etkisini çekeceğiz. Bunlar denizel ekosistemde sonuçta zinciri kırıyor. Bir şekilde balık popülasyonlarına da olumsuz etki gösterecektir" diye konuştu.
