Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bunlar Elif'i görse mertek zanneder
Aksaray'da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan Muharrem İnce'nin İmam Hatip ve başörtü duruşunu, CHP zihniyetinin geçmişi üzerinden eleştirdi.
Hak ve özgürlükler alanında 28 Şubat döneminin enkazını aldıklarını aktaran Erdoğan ''Başörtülü başörtüsüz bir bu ayrıma son verdik. Tüm gençlerimizi kucakladık. Üniversite kapılarından boynu bükük dönmek zorunda kalmıyorlar. Başı açık-örtülü, yargıda, emniyette, devletin bütün kademelerinde çalışıyor mu çalışyor'' dedi
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin sözlerine ilişkin, "İmam hatibe gitseymiş o da cumhurbaşkanı olurmuş. Geç o işi geç. Öbür taraftan da diyor ki 'İmam hatipli gençler, üniversiteye gitme şansınız az.' Bunu da söylüyor. Sana ne. Ondan sonra da öbür türlü konuşuyor. Elhamdülillah bu ülke bir imam hatip mezunu cumhurbaşkanını da başbakanı da gördü. Bunun kararını kim veriyor? Bunun kararını millet veriyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisince valilik önünde düzenlenen mitingdeki konuşmasına, tüm Aksaraylıları selamlayarak başladı.
Konya'dan ve Çumra'dan Aksaraylılara selam getirdiğini söyleyen Erdoğan, "Aksaraylı Yunus ne de güzel söylemiş, 'Haktan gelen şerbeti içtik elhamdülillah, şol kudret denizini geçtik elhamdülillah, kuru idik yaş olduk, kanatlandık, kuş olduk, birbirimize eş olduk uçtuk elhamdülillah, dirildik pınar olduk, irkildik ırmak olduk, aktık denize dolduk, taştık elhamdülillah'. Biz de Aksaray'a kavuştuğumuz için elhamdülillah diyoruz." şeklinde konuştu.
Aksaray'ı ve Aksaraylıları çok özlediklerini vurgulayan Erdoğan, "Anlaşılan Aksaray da bizi özlemiş, meydan bunu söylüyor, yollar bunu söylüyor. Maşallah bugün Aksaray bir başka güzel. Karşımda yine rekora koşan bir Aksaray görüyorum. Bu meydanda 24 Haziran'ı iple çeken bir Aksaray görüyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002'den beri her seçimde olduğu gibi 16 Nisan halk oylamasında da Aksaray'ın yine kendilerine sahip çıktığına işaret ederek, halk oylamasında Aksaray'ın yüzde 75,5 gibi ülke ortalamasının çok üzerinde bir oy oranıyla "evet" dediğini hatırlattı.
Aksaray'ın bu oranla Türkiye genelinde Bayburt ve Rize'den sonra üçüncü olduğunu belirten Erdoğan, "Vefanızdan ötürü sizlere gönülden teşekkür ediyorum. Dayanışmanızdan, kadirşinaslığınızdan dolayı tüm Aksaraylı kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Rabbim kardeşliğimizi, muhabbetimizi, yol arkadaşlığımızı daim eylesin diyorum." ifadesini kullandı.
Önlerinde yeni bir seçim bulunduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"24 Haziran'da ülkemizin istikbaline yön verecek tarihi bir seçim yaşanacak. Sizden 16 Nisan'da araladığınız o büyük ve güçlü Türkiye kapısını, 24 Haziran'da özellikle ardına kadar açmanızı istiyoruz. Biz Aksaray'dan yine rekor bekliyoruz, biz Aksaray'dan yine zirveye oynamasını bekliyoruz. Aksaraylı kardeşlerimin bu sefer de şöyle dosta güven, düşmana korku salacak bir destek oranıyla tarih yazacağına inanıyorum. Şimdi öyle bir ses verin ki tüm zalimlerin yürekleri titresin, öyle bir 'evet' deyin ki mazlum gönüllere umut olsun, öyle bir haykırın ki yankısı ta Pensilvanya'dan, Kandil'den duyulsun."
Vatandaşlara, "24 Haziran'da güçlü Meclis için cumhurbaşkanlığında şahsımı, Mecliste AK Parti'yi desteklemeye hazır mıyız? Türkiye'yi irade, erdem ve cesaretle şahlandırıyor muyuz?" diye soran Erdoğan, olumlu yanıt almasının ardından, "Maşallah, artık bu iş bitmiştir. Aksaray'da ve tüm Türkiye'de artık sandığın rengi belli olmuştur. 24 Haziran demokrasi şölenimiz şimdiden tüm milletimize, ülkemize hayırlı, uğurlu olsun diyorum." karşılığını verdi.
Erdoğan, siyasetin içerisinde 40 yılı aşkın süredir yer aldıklarını ve gece gündüz demeden Türkiye'ye hizmet etmeye çalıştıklarını vurgulayarak, "Biz, siyasete başladığımızdan bu yana hem Türkiye'de hem dünyada pek çok şey özellikle değişti. Aşık Veysel gibi uzun ince bir yoldayız gidiyoruz gündüz gece. Gittik mi, gidecek miyiz? Sizin gibi benim yol arkadaşlarım olur da gidilmez mi? Sizin gibi dava arkadaşlarım olur da gidilmez mi? Elhamdülillah, gidilir, Ferhat gibi gidilir, dağları delerek gidilir ve Şirin'e de kavuşulur." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hamdolsun artık ülkemizde evlatlarımız ideolojik kamplaşmalar üzerinden birbirine silah çekmiyor, kurşun sıkmıyor, sırf farklı görüşe mensup insanlar oturuyor diye bir gece vakti ansızın kahvehanelere bombalar atılmıyor. Yağ, şeker, un, çay gibi temel ihtiyaç malzemelerini temin etmek için vatandaşlarımız saatlerce CHP'nin yönetimlerinde olduğu gibi kuyrukta beklemek zorunda kalmıyor. Darbe ortamı oluşsun diye gençlerimizin ellerine birileri tarafından silah tutuşturulmuyor. Sabahtan akşama fiyatların değiştiği, enflasyon oranlarının yüzde 120'leri bulduğu, her gün krizlerle kaoslarla boğuşan bir Türkiye yok artık. Bize ve milletimize asla yakışmayan bu kötü manzaraların tamamını Allah'a şükür ülkemiz geride bıraktı mı? Artık böyle bir şey var mı?"
Özellikle merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile merhum Başbakan Necmettin Erbakan gibi siyasetçilerin emeğiyle fedakarlıklarıyla dirayetli çalışmalarıyla Türkiye'nin toplumsal barış ve ekonomik kalkınma yolunda önemli mesafe aldığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemiz, prangalarını ancak bu siyasetçilerin döneminde kırmaya başladı. Öte yandan milletimiz asıl yatırım, kalkınma ve demokrasi hamlesini AK Parti iktidarları döneminde gördü. Türkiye on yıllardır hasretini çektiği reformlara bizim dönemimizde kavuştu." diye konuştu.
Merhum Başbakan Adnan Menderes'in de çok sevdiği ve kendisinin de çok söylediği bir ifade olduğunu aktaran Erdoğan, "Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür, yani insan hafızasının eksikliği unutkanlığıdır. İnsanoğlu unutur, bunu kabul edeceğiz, dünü bilmeden bugünü anlamak mümkün değildir. İçinde bulunduğumuz durumu kavramanın en güzel yolu mevcudu geçmişle mukayese etmektir." dedi.
Alınan mesafenin ne kadar olduğunu ölçmenin yolunun, ara ara dönüp geriye bakmak olacağını dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Daha 5-10 sene önce yaşadığımız hadiseleri şöyle gözümüzün önüne getirdiğimizde son 16 senede Türkiye'nin ne kadar büyük bir destan yazdığını çok daha iyi görüyoruz. AK Parti Türkiyesinde doğan, bizim dönemimizde hayata adımını atan, gerçek demokrasiyle yine bizim dönemimizde tanışan gençlerimizin bu karşılaştırmayı özellikle ve muhakkak yapması gerekiyor.
AK Parti olarak ekonomi, sağlık ve yatırımlar yanında bu millete en büyük hizmetimizin hak ve özgürlükler başlığında olduğuna inanıyorum. Hiç abartmadan söyleyeceğim, biz 2002'de temel hak ve özgürlükler noktasında gerçekten büyük bir enkaz devraldık. 28 Şubat sürecinin de etkisiyle bu alanda çok büyük bir yıkım yaşandığını gördük."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldiklerinde üniversite kapılarında başörtüsünden dolayı gözyaşı döken kızlar olduğunu anımsatarak, kendi kızlarının da bu nedenle, oğullarının ise imam hatiplilere getirilen katsayıdan dolayı Türkiye'de okuyamadığını anımsattı.
Çocuklarını mecburen yurt dışına göndermek durumunda kaldığını dile getiren Erdoğan, "Elin topraklarında benim kızlarım başörtüsüyle okudu, üniversiteyi bitirdi ve dünyanın en saygın üniversitelerini bitirdiler, aynı şekilde oğlum en saygın üniversiteyi bitirdi ama gel gör ki öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya, kendi ülkemde benim kızlarım üniversiteye gidemedi. Bu garipliği yaşadık mı bu ülkede? Yaşadık." dedi.
Kılık kıyafetinden dolayı okuluna gidemeyen, mesleğini yerine getiremeyen on binlerce vatandaşın sorunuyla karşılaştıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Liseler arasında ayrım yapan, katsayı uygulamasıyla meslek liselerinde, imam hatiplerde okuyan gençlere zulmeden bir devlet anlayışıyla karşı karşıya olduk. Kimdi? CHP, CHP zihniyeti. Ama şimdi, aman ya Rabbim yalan yanlış 'ben böyle şeyler yapmam' diyen bir aday çıkarmışlar ortaya. Ya biz sizin cemaziyel evvelinizi biliyoruz. Dürüst ol dürüst. Sen ne kadar yalan söylersen söyle biz bunu yutmayız. İmam hatibe gitseymiş o da cumhurbaşkanı olurmuş. Geç o işi geç. Öbür taraftan da diyor ki 'İmam hatipli gençler, üniversiteye gitme şansınız az.' Bunu da söylüyor. Sana ne. Ondan sonra da öbür türlü konuşuyor. Elhamdülillah bu ülke bir imam hatip mezunu cumhurbaşkanını da başbakanı da gördü. Bunun kararını kim veriyor? Bunun kararını millet veriyor, millet ama bunlar millete inanmıyor ki."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kötü tablo karşısında korkuya kapılmadıklarını ve mazeret üretmediklerini belirterek, "Birileri gibi sorunları çözmek, çözüme kavuşturmak yerine halının altına süpürenlerden de olmadık. Milletimizin hayır duasını aldığımız bu yolculukta emanetin hakkını vermek için hemen çalışmaya başladık." dedi.
Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi'nde play-off yarı final dördüncü maçında deplasmanda Anadolu Efes'i 76-70 yenerek seriyi 3-1'e getiren ve finale yükselen TOFAŞ'ta başantrenör Orhun Ene, çok mutlu olduklarını belirtti.
Sinan Erdem Spor Salonu'ndaki karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Ene, enerji konusunda birtakım sorunlar yaşadıklarını ifade ederek, "Biz çok inanıyorduk. Final maçlarında enerjimiz kalmıyor. Bunu Avrupa Kupası maçlarında da yaşadık. Seri beşinci maça kalsaydı aynı oyuncularla oynamak zorundaydık. Bir maç daha serinin uzaması bizi sıkıntıya sokacaktı. Yorgunuz ama mutluyuz. Çok uzun zaman sonra finale yükseldik." ifadelerini kullandı.
Fenerbahçe Doğuş'la oynayacakları play-off finali için de değerlendirmelerde bulunan 51 yaşındaki başantrenör, "Fenerbahçe, Avrupa'nın en güçlü takımlarından biri. Biz de inançlı ve karakterli bir takımız. Gerektiği kadar dinlenirsek bunu sahaya yansıtabiliriz. Bizim geldiğimiz nokta geliştiğimizi gösterir. Yarı finalde kendi sahamızda oynadığımız iki maç çok kaliteli geçti. Yeter ki gücümüz yerinde olsun. Final maçları bizim adımıza önemli bir tecrübe olacak. Enerjimizi iki gün içinde inşallah yeniden yakalarız." diye konuştu.
Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi'nin bu sezonki play-off formatına değinen Ene, şunları kaydetti:
"Yeni formatta iki günde bir oynamak oyuncuları zorluyor. Dinlenecek zaman bulamıyoruz. Bunun gözden geçirilmesi gerek, diye düşünüyorum. Milli takımlar önemli ama rekabetin olması için sınırlı bütçeyle ve oyuncu kadrosuyla oynayan takımların dinlenmesi gerek."
Son yıllarda elde ettikleri sportif başarının yanında gelişen oyuncularının da bulunduğunu vurgulayan Ene, "Belki onlara finalde şans vereceğiz. Taraftarlarımıza, çalışanlarımıza ve Bursa basınına da teşekkür ediyorum. Hayal olarak görünen finale onlar da inandılar." ifadeleriyle sözlerini tamamladı.