Cumhurbaşkanı Erdoğan DEİK Yönetim Kurulu toplantısında: Ekonomi ve hukuk reformlarını yakında paylaşacağız
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, DEİK Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte yapılan toplantıda önemli açıklamalarda bulundu. Ekonomi ve hukuk alanında yapılacak reformları yakında kamuoyu ile paylaşacağını belirten Erdoğan, "Ekonomide bu sene temel hedeflerimizden birisi fiyat istikrarını sağlamak olacaktır." dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aşılamanın artmasıyla beraber dünya genelinde salgın geriledikçe taşların yerine oturacağını, Türkiye'nin yakaladığı ivmenin daha da artacağını belirterek, "Tıpkı salgın döneminde olduğu gibi, salgın sonrası dönemde de dünya, inşallah Türkiye'nin başarılarını konuşmaya devam edecektir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe Ofisi'nde DEİK Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, 2020 yılının aralık ayı ile ocak-aralık dönemi merkezi yönetim bütçe uygulama sonuçlarını açıkladı.
Sözlerine, DEİK çatısı altında Türkiye'nin gelişmesi, güçlenmesi, büyümesi için gayret gösteren tüm iş adamlarına şükranlarını sunarak başlayan Erdoğan, programdan önce, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı Resim Müzesi Restorasyon Sonrası Açılış Programı'nı gerçekleştirdiklerini hatırlattı.
533'ÜNÜN BAKIMI YAPILMIŞ 5 BİNLİK RESİM MÜZESİ
Erdoğan, uzun yıllar ihmal edilmiş olan ve Topkapı Sarayı'nda bulunan 5 bini aşkın resim ve bunların içerisinde 533 tanesinin bakımı yapılmak suretiyle depolardan çıkarılarak getirildiğini ve bir resim müzesinin açılışını yaptıklarını söyledi.
Erdoğan, konuşması sırasında toplantıda bulunan Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir'e, "Ebru Hanım sen bunları çok seversin. Orayı bir gezip görmende fayda var." dedi.
Muhteşem bir sergi olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bugün onun açılışını yaptık. Bundan sonraki süreçte de yine o depolarda kalan diğer resimleri de bakımlarını yapmak suretiyle alıp, onları da değişik yerlerdeki yeni yaptığımız veya mevcut inşallah binalarımıza taşıyarak milletimiz, tüm insanlığa bunları sunacağız. Çünkü kültürünüz varsa, sanatınız varsa gücünüz var. Eğer kültür ve sanattan yoksunsanız hiçbir şeyiniz yok." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021 senesinin milletle beraber tüm insanlık için sağlık, huzur, esenlik getirmesini temenni ederek, bu sene koronavirüs salgını sebebiyle DEİK ailesiyle arzu ettikleri sıklıkta bir araya gelemediklerini aktardı.
"İHRACAT ODAKLI ŞİRKETLER SALGIN DÖNEMİNDE MÜŞTERİ YELPAZESİNİ GENİŞLETTİ"
Mart ayında planlanan Dünya Türk İş Konseyi'nin 10. Kurultayı'nı da yine salgından dolayı gerçekleştiremediklerini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki dönemde salgın şartlarının hafiflemesiyle beraber inşallah DEİK bünyesindeki çalışmalarımıza hız vereceğiz. Öyle veya böyle, ama video konferans vasıtasıyla ama telekonferans vasıtasıyla şu ana kadar nasıl bu çalışmaları yürüttüysek bundan sonra da en kötü ihtimalle bu şekilde bunu yürütmeye devam edeceğiz. Durmak yok yola devam. Türkiye olarak ticaret diplomasisi alanında yeni bir sıçramaya ihtiyaç duyuyoruz. Salgın döneminde güçlü sağlık alt yapısının yanı sıra üretimin, araştırma, geliştirmenin, ihracatın, ticaretin ve ticarette pazar ve ürün çeşitliliğinin önemini de gördük. Sadece iç piyasaya odaklanan şirketler salgından olumsuz etkilenirken ihracata, inovasyona, Ar-Ge'ye önem veren firmalar ise süreci en az zararla atlattı. Özellikle ihracat odaklı çalışan şirketlerimizin salgın döneminde müşteri yelpazesini genişlettiklerini görüyoruz."
"TÜRK FİRMALAR, GÜVENİRLİKLERİYLE RAKİPLERİNE FARK ATTI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sanayicimizle bir araya geldikçe, üreticilerimizi, ihracatçılarımızı dinledikçe şu gerçeğin farkına daha iyi varıyoruz. Her ne kadar bu salgın beraberinde çeşitli zorluklar, sıkıntılar getirse de iş dünyamızın önünde yeni fırsat pencereleri de açıyoruz." diye konuştu.
Türk firmalarının yine bu dönemde kaliteli ürünleri, rekabetçi fiyatları, hepsinden önemlisi güvenilirlikleriyle rakiplerine fark attığını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Şüphesiz bunda dünya genelinde Asya merkezli üretim biçimlerine yeni alternatifler oluşturma çabasının da payı var. Salgında tüm yumurtalarını tek sepete koymanın özellikle riskini gören şirketler bu süreçte üretim ağlarını ve merkezlerini çeşitlendirmeye başladılar. Bu arayışlarda ülkemizin adı giderek daha fazla ön plana çıkıyor. Aşılamanın artmasıyla beraber dünya genelinde salgın geriledikçe taşlar yerine oturacak, ülkemizin yakaladığı ivme daha da artacaktır.
Tıpkı salgın döneminde olduğu gibi, salgın sonrası dönemde de dünya, inşallah Türkiye'nin başarılarını konuşmaya devam edecektir. Küresel ticaret ve büyümede beklenen büyük düşüşe karşılık Türkiye pozitif büyüme çizgisinin altına inmemeyi başarmış bir ülkedir. Bu tabloda özellikle ihracatta yakaladığımız performansın büyük katkısı vardır. Geçtiğimiz yılı 169,5 milyar dolar gibi orta vadeli program hedefinin 4 milyar üzerinde bir rakamla kapatmayı başardık. Öyle ki 2020'nin son ayında tüm zamanların ihracat rekorunu kırdık. Aynı şekilde 4. çeyrek de 51,2 milyar dolarla en yüksek ihracatı gerçekleştirdiğimiz dönem oldu."
"OSMANLI KADAR ÇOK VE BAŞARILI RESSAM YETİŞTİRMEKTE ZORLANIYORUZ"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Cumhuriyetin ilk yıllarındaki gayretlerin ardından uzunca bir süre özensiz, plansız ve çirkin bir şehirleşme süreci yaşadık. Sanatın ve kültürün her alanına yayılan çölleşmenin yol açtığı tehditlerle hep birlikte mücadele ettik. Son dönemde Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin modern bir yorumu olarak nitelendirebileceğimiz yeni bir mimari üslubu ülkemizde yerleştirmeye çalışıyoruz." dedi.
Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı Veliaht Dairesi'nde düzenlenen Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı Resim Müzesi Restorasyon Sonrası Açılış Programı'ndaki konuşmasında, Milli Saraylar envanterinde yer alan yaklaşık 3 bin tablo arasından seçilen 533 eserin yer aldığı sergiyi, Türkiye'nin sanat zenginliğini göstermesi açısından önemli gördüğünü ifade etti.
Uzunca bir dönem ülkede resim yerine minyatür sanatının ön planda olduğunu, hat ve tezhip gibi sanatlarda da fevkalade ilerleme sağlandığını anlatan Erdoğan, "Rönesans'la birlikte Avrupa'da büyük sıçrama gösteren resim sanatı, bir süre sonra Osmanlı Sarayı ve çevresinde de popülerlik kazanmıştır. Bu gelişmede ülkemize gelen Batılı ressamlar yanında önce askeri okullarda sonra Sanayi-i Nefise Mektebi'nde yetişen kendi ressamlarımızın büyük katkısı vardır. Sergimizde eserlerinin bir kısmı yer alan değerli ressamlar ülkemizin bu sanat dalında önemli bir tarihi miras oluşturmasını sağlamışlardır. Hatta Cumhuriyet döneminde Osmanlı devrindeki kadar çok ve başarılı ressam yetiştirmekte zorlandığımız da söylenebilir." diye konuştu.
"KAYBETTİĞİMİZ ZAMANA HAYIFLANMAMAK ELDE DEĞİL"
Erdoğan, resmin yanı sıra mimaride de benzer bir durumun söz konusu olduğuna değinirken, Dolmabahçe Sarayı Veliaht Dairesi'nin güzel mimari örneklerden biri olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Cumhuriyetin ilk yıllarındaki gayretlerin ardından uzunca bir süre özensiz, plansız ve çirkin bir şehirleşme süreci yaşadık. Sanatın ve kültürün her alanına yayılan çölleşmenin yol açtığı tehditlerle hep birlikte mücadele ettik. Son dönemde Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin modern bir yorumu olarak nitelendirebileceğimiz yeni bir mimari üslubu ülkemizde yerleştirmeye çalışıyoruz. Aynı şekilde diğer alanlarda da benzer gayretler içerisindeyiz. Tabii ecdadın bize bıraktığı her biri bir sanat eseri olan ahşap ve taş evlerinden Topkapı Sarayı ve Dolmabahçe Sarayı'na kadar uzanan mimari mirasa baktığımızda kaybettiğimiz zamana hayıflanmamak elde değildir.
Halbuki sanat eserleri, bir medeniyetin asırlar boyunca ayakta kalan en önemli sembolleridir. Tarih boyunca bu topraklarda yaşamış tüm medeniyetlerin geride bıraktığı eserler, bizim zenginliğimizdir. Evet, Göbeklitepe de bizimdir, Efes de bizimdir, Ahlat da bizimdir, Söğüt de bizimdir, İstanbul da bizimdir, Ankara da bizimdir. Hepsine de sahip çıkacağız, hepsini de koruyup gelecek nesillere bırakacağız. Sahip olduğumuz bu mirasa layık olabilmenin yolu ise daha iyisini, daha güzelini, daha estetiğini, daha görkemlisini yapmaktan geçiyor."
"UNUTULMUŞ TOPLUMLAR ESERLERİYLE KENDİNİ YAŞATABİLİYOR"
Toplumların asıl zenginliğinin medeniyete yaptıkları katkıyla ölçüldüğünü belirten Erdoğan, adı sanı unutulmuş nice toplumun geride bıraktığı eserleriyle hala kendini yaşatabildiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Mimarımızın, yazarımızın, müzisyenimizin, ressamımızın, tiyatrocumuzun başarısına göre dünyada yer edinebilir, ses getirebiliriz. Bu bakımdan bir dönem yaşadığımız tüm sıkıntılara rağmen hamdolsun başımız dik, yüzümüzü ak edecek bir birikime sahibiz. Bize düşen görev, resim alanındaki örneklerinin bir kısmını burada gördüğümüz bu birikimi daha ileriye taşıyacak kültür, sanat, medeniyet iklimini oluşturmaktır. Bunun için iktidarlarımız döneminde en çok hayıflandığım hususlardan birinin, kültür alanında arzu ettiğimiz gelişmeyi gösterememek olduğunu söylüyorum. Dünyada siyasi ve ekonomik güç dengelerinin yeniden biçimlendiği bir döneme girerken üzerinde en çok durmamız gereken hususların kültür, eğitim ve aile olduğuna inanıyorum."