Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 7. Aile Şurası'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 7. Aile Şurası'nda konuştu ve toplumda ailenin önemine değindi. Aile kurumunun zayıfladığından bahseden Erdoğan bu kuruma sahip çıkılması gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 7. Aile Şurası'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 'ın konuşmasından satır başları şunlar:
Şimdiye kadar düzenlediğimiz şuralar ailenin karşılaştığı sorunların çözümünde hep belirleyici bir rol oynamıştır.
Peygamber efendimiz istişare eden pişman olmaz buyuruyor. Devlet adamları olarak bizim daha sonra keşke dememek için burada samimiyetle dile getirilecek önerilere ihtiyacımız var.
Biz aileyi toplumun kilit taşı olarak gören bir medeniyetin mensuplarıyız. İnancımızda devletin beş temel vazifelerinden birisi de neslin korunmasıdır. Anayasamız aileyi Türk toplumunun temel taşı olarak tanımlamıştır.
"AİLE BAĞLARI ZAYIFLADI"
Geniş ailenin yerini çekirdek aile yapısı almaya başladı. Aile bağları zayıfladı. Özellikle yeni nesiller hayatın zorluklarını göğüslemekte aile büyüklerinin birikimlerini kaybetmiş oldu.
Bunu menfi yansımalarını pek çok alanda gördük. İkinci önemli kırılma ise teknoloji devrimi ile yaşandı. İnternet ve modern iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte hayatımızda ciddi değişiklikler ortaya çıktı. Bu yeni dönemin etkilerini her alanda görüyoruz.
Kullandığımız teknoloji bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken diğer yandan milli bünyemizde çözülmelere neden oluyor. Mahremiyet anlayışımız yozlaşırken mahrem alan kavramı gün geçtikçe anlamını yitiriyor.
Bu yeni dönem çekirdek aileyi çözüyor. Aile kurumu tüm toplumlarda güç kaybetmektedir.
Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla aile değerlerimizde ciddi erozyonlar yaşanıyor. Her şeye rağmen varlığını güçlü şekilde sürdüren bir aile kurumumuz var.
Ailede çözülme olursa millet olarak varlığımızın tehlikeye girmesi kaçınılmaz olur. Nesli muhafaza etmenin yolu da aile kurumuna sahip çıkmaktan geçiyor. Bu olmazsa olmazımızdır.
"DİN, İNANÇ, SEVGİ ÖNCE AİLEDE ÖĞRENİLİR"
Devlet ailenin huzuru için gerekli tedbirleri almak zorundadır. Güçlü bir ülke olabilmenin öncelikli şartı güçlü bir aile yapısına sahip olmaktır. Kişilik okuldan ve toplumdan önce ailede oluşturulur.
Aileyi yaşatmadan ne devleti ne de milleti yaşatabiliriz. Bu yüzden aile milletimizin temel dayanağıdır. Kişilik toplumdan önce ailede oluşur. Birey sosyal hayatın kodlarıyla ilk kez ailede taşınır. Din, inanç, edep, saygı, sevgi önce ailede öğrenilir, öğretilir.
Aile olmadan ne milleti ne de devleti yaşatabiliriz. Suç ve kötü alışkanlıklarda ilk siper ailedir.
Aile ve devletin kaderi özdeşleşmiş, bir ve beraber görülmüştür. Aile bağları çözülmüş bir toplum ne kadar zengin olursa olsun ayakta kalamaz. Bizim aile hassasiyetimizin gerisinde işte bu anlayış vardır.
Son 60 yılda iki büyük kırılma yaşadık. Bunlardan ilki köyden 1960'lı yıllarda başlayan şehre yönelik kitlesel göçlerdir. Bu değişiklik aile yapılarımızda çok ciddi değişiklikler yarattı.
"DEVLETİ KORUMA AİLEYİ KORUMAKLA MÜMKÜN OLUR"
Devleti korumak aileyi korumakla mümkün olur. Başkaları gibi sosyal devletin istismarını yapmadık. Örnek olarak projeler hayata geçirdik.
En az üç çocuk tavsiyemize ekonomik destek sağlamak için doğum yardımını başlattık.
Doğum kontrolü dediler, aile planlaması dediler değişik isimlerle bize nüfuz etmeye çalıştılar. Atılan bu adımlarla nüfusumuz azaltıldı. Bu gidişi doğru bulmadım bulmuyorum. En az üç çocuk derken bazılarının geçim meselesi… Bu toplumun kahir ekseriyeti Müslüman. Şunu unutmayalım her doğan rızkıyla gelir.
Bunu ben hayatımda yaşadım. Her çocuğum rızkıyla geldi. Hiçbir sıkıntı da yaşamadım.
Şimdi yedi torunum var rabbim inşallah daha da fazlasını verir. Nitelikli bir nesli yetiştirirsek bu milletin önünde kimse duramaz.