Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in FETÖ Raporu
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Diyanet'in FETÖ raporunu açıklıyor. Görmez'in sözleri şöyle:
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Diyanet'in FETÖ raporunu açıklıyor. Görmez'in sözleri şöyle:
'DİNİ İSTİSMAR EDEREK SUİKASTLER DÜZENLEDİ'
"Türkiye Cumhuriyeti'nin en zor zamanında bugün örgütlü bir şekilde FETÖ hareketini Din Kurulu'nun incelemesi önem arzediyordu. İmam Gazali, Batinilerin hezeyanlarını anlattığı kitabında, dini istismar ederek suikastler düzenlemiştir. Haşhaşiler ne İslam'a kalıcı zarar verebilmiş ne de sahtekârla bezenmiş din anlayışlarını sürdürebilmişlerdir. Aradan bin yıl geçmiş ve yine onlar gibi Haşhaşi zihniyet ortaya çıkmıştır. Dinin aydınlık bir rehber olduğunu gören, müminlere feraseti öğütleyen insanlar hep olagelmiştir. Tarihten kendimize ders çıkarmakta çok başarılı olmadığımız belki de tarihten ders çıkarmaktır.
'FETÖ ELEBAŞININ YÖNTEMLERİ'
Sızıntı dergisi sadece bir derginin değil bir hareketin ve bir metodun adıdır. Bu hareket sadece devlete değil inancalara düşüncelere değerlere sızma hareketi olduğu çok açık bir şekilde anlaşılmış olacaktır. FETÖ elebaşının yöntemi o kadar karışık değildir aslında. Hemen hemen her konuşmada mutlaka saptırıcı bir ifade adeta söz arasına ve satır aralarına gizlenmiştir. Birden fazla anlama gelen ifadeler kullanarak karmakarışık bir teolojinin ortaya çıkmasını sağlamak. Kendini kast ettiği halde üçüncü şahıslar üzerinden konuşmak. Kibrini tevazu gibi göstermek. Gösteriyi anlamın önüne geçirmek. Menfaati söz konusu olduğunda bu yöntemleri ustaca kullanmıştır.
'BİR KONUŞMASINDA PEYGAMBER'İ İZMİR'E AYAĞINA GETİRİYOR'
Bütünde Allah inancını uluhiyet akidesini sistematik olarak bozmaya çalışması. Kendi mensuplarına sürekli Allah’a ulaşma çabasının mümkün olduğunu anlatmıştır. Her konuşmasında peygamberi İzmir’e getirmesi. Camiye cemaatin arasında sokması onunla sürekli konuştuğunu söylemesi artık içten bile değildir. Ancak bunun çok sinsice yapıldığını görüyoruz. Gözyaşları içinde yapıldığına şahit oluyoruz. Önündeki genç çocukların çığlıkları arasında yapıldığını görüyoruz. Bir taraftan peygamberi ayağına getirirken meleklerle görüştüğünü söylüyor. Haktan kendisine nida geldiğini söylemekten çekinmiyor.
O HELEZONDA HAV HAV EDEREK BİRİLERİNİN ARKASINDAN TIRMANIP DURMAKTIR
Sadece Allah ilke aldatılmıyor insanlar Kuran ile de aldatılıyor. Kuran’ın ayetlerini de kendine yontmaktan geri durmuyor. Bir ayeti bağlamından kopararak herhangi bir ilke gözetmeden kendi örgütüne yükseltmek ve yüceltmek için kullandığına şahit oluyoruz. Gaybı gördüğünü iddia etmektedir. Bu yüzden peygamberlerle beraberdir haşa. Bu yüzden haşa peygamberlerle beraberdir, kendi ifadesiyle mesihin merkebi, ashab-i kef'in kıtmiridir. O helezonda havhav ederek birilerinin arkasından tırmanıp durmaktadır.
HER RESİM ZİHİN BULANDIRIYOR
Her insanın dublesi var peygamberin de dublesi var vallahi o kişi şu an aranızda demekten çekinmiyor. Herkül’den bahsediyor. Herkül’ün resimlerini sızıntı dergisinin kapağına defalarca taşıyor. Sızıntı dergisinde 19 bin resim incelenmiştir. Bunların 8 bini başka inanç dünyalarına ait. Mesiyanik, evanjelik gibi başka inanç dünyalarına ait resimlerden oluşuyor. Ve her resim zihin bulandırıyor. İnsanların inançlarını zedeliyor. Bilinçlerini değiştirmeye çalışıyor.
KAH MESİH OLMUŞ KAH PEYGAMBERİN SEÇTİĞİ KİŞİ OLMUŞ
Zihinleri yeterince bulandırdıktan sonra işi Mesih’e bağlıyor. Bir kurtuluş hikayesine bağlıyor her şeyi. Kahramanlar olduğunu söylüyor. Onun için diyalog bir araçtır. Bu yüzden o diyalog çalışmalarını diyalog çalışmalarını başlatanların kastından daha öteye taşımakta gecikmemiştir. Konuşmalarında kendi örgüt mensuplarını ya Allah cemaati ya da peygamber cemaati olarak tasnif etmektedir. Bu karmaşa içinde kendisi de kah mesih olmuş kah peygamberin seçtiği kişi olmuştur.
CAMİYİ İSTİSMAR ETTİ; KÜRSÜYÜ KİRLETTİ
Söylemlerini yaymak için camiyi istismar etmiş kürsüyü kirletmiştir. Çocuklarını bunlara teslim eden anne ve babalara sesleniyorum: biraz sonra izleyeceğiniz konuşmalar bir defa bir yerde yapılmamıştır. Onlar yüzbinlerce defa o evlerde gece yarıları çocuklarınıza izlettirilmiş ve dinlettirilmiştir. Masum çocukların zihinlerine sızmak için gece yarıları telkin ve propagandaya maruz bırakmışlardır. O konuşmalar bir telkin ve propaganda aracı olarak o çocuklara o evlerde onların beyinlerini teslim almak üzere yapılmış sözler olduğu ortaya çıkmıştır."