Diyarbakır'daki acılı ailelere, CHP'nin sessiz kalmasına AK Parti'den sert tepki!
Diyarbakır HDP binası önünde, çocuklarının PKK tarafından alındığını söyleyen acılı ailelerin oturma eylemi devam ediyor. Çocuklarını hain PKK'nın kirli ellerinden kurtarmak isteyen aileler hakkında CHP'li yöneticilerin sessiz kalması herkesin dikkatini çekiyor. AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, "Her gün ahkam kesen CHP, her konuya yorumu olan CHP'nin sözcüleri ve yöneticileri tek kelime edemiyorlar. Niçin edemiyorlar; çünkü ortaklıklarına zarar gelir, konuşamazlar. " dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, çocukları dağa kaçırılan Diyarbakır annelerinin, HDP İl Başkanlığı önündeki oturma eylemine ilişkin soruları yanıtladı. AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, "Her gün ahkam kesen CHP, her konuya yorumu olan CHP'nin sözcüleri ve yöneticileri tek kelime edemiyorlar. Niçin edemiyorlar; çünkü ortaklıklarına zarar gelir, konuşamazlar. Diyarbakır annelerinin başlattığı oturma eylemiyle ilgili konuşan Bu konuyla ilgili tek bir açıklama yapamayacaklar, tek kınama yapamayacaklar, HDP'yi sıkıştırmayacaklar." dedi.
Annelerin, başka yere değil HDP binasının önüne gittiğine işaret eden Muş, "Hacer ana vardı, başka hiçbir yere gitmeyip, HDP binasının önüne gitti, 'çocuğumu verin' dedi. Çocuğunu getirmek zorunda kaldılar." diye konuştu.
Muş, insanların nereye gideceğini bildiğini, çünkü HDP'nin PKK'nın siyasi kolu olarak çalıştığını, ellerindeki imkanları terör örgütüne eleman sağlamak için kullandığını söyledi.
İnsanların da bunu bildiğini, başka yere değil HDP binasına gittiğini dile getiren Muş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Adrese dikkat etmek gerekiyor. Diyarbakır'da başka bir yer mi yok. Dışarıda başka yere gitmiyor, onların binasına gidiyor, çünkü çocuğunu onların aldığını biliyor. Orada bir baba, 'Buradaydı, ikinci kattaydı, çocuğumu şu saatte aldınız' diyor. Bunların belediyelerine kayyum atandığı zaman, niçin kayyum atandığı sorusunun cevabını bu veriyor mu? Veriyor. Çünkü oradaki imkanları da bunlar için kullanıyorlardı. Organize bir yapı burası."
"ÇÜNKÜ 'SEÇİMDE ORTAK HAREKET EDECEĞİZ' DİYORLAR"
Bugüne kadar bu konuda CHP'den tek ses çıkmadığını ifade eden Muş, "Her gün ahkam kesen CHP, her konuya yorumu olan CHP'nin sözcüleri ve yöneticileri tek kelime edemiyorlar. Niçin edemiyorlar; çünkü ortaklıklarına zarar gelir, konuşamazlar. Bu konuyla ilgili tek bir açıklama yapamayacaklar, tek kınama yapamayacaklar, HDP'yi sıkıştırmayacaklar. Çünkü 'seçimde ortak hareket edeceğiz, ortağımıza zarar gelmesin' diyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Muş, 82 milyon vatandaşın hangisine sorulsa, HDP'nin PKK ile iç içe olduğunu söyleyeceğini, bu anaların da bunu söylediğini ve çocuklarını geri istediğini anlattı.
İstedikleri adresin de HDP olduğunu vurgulayan Muş, "Eğer HDP'nin PKK ile ilişkisi olmasa bu analar oraya gitmezdi." ifadesini kullandı.
Anaların, "Benim çocuğumu götürdünüz, geri getirin" dediğini anımsatan Muş, HDP ve PKK'nın, girift, iç içe girmiş, bir birinden ayrılmaz bir bütün olduğunu, elde edilen belediyelerin de bu amaç için kullanıldığını aktardı.
"BİRAZ DÜRÜST OLMAK LAZIM"
"Ne için anamuhalefet buna ses çıkarmaz, tepki, tavır koymaz?" diye soran Muş, şöyle devam etti:
"Türkiye'deki çeşitli gelişmelerde açıklama yapan akademisyenler, tek kelime edebiliyorlar mı? O hendeklerin kapatılması için sözüm ona barış akademisyenleri, sözde akademisyenler açıklama yaptıkları zaman, devleti en ağır dille suçlayıp, kınadıkları zaman CHP bunlara arka çıkıyordu. Ama görüyorsunuz ne o akademisyenlerden ne de CHP'den ses çıkıyor. DHKP-C'li bir avukat vardı, DHKP-C üyesi oldukları ortaya çıktı, CHP bunlar için seferber oldu ve onlardan bir tanesinin, daha sonra bir polisimize saldırdığı ortaya çıkıyor. CHP buna sahip çıkıyor. Ama buradaki analarla ilgili tek kelime etmiyor. Biraz dürüst olmak lazım, vatandaşa karşı dürüst olmak, ilkeli davranmak lazım. Kemal Kılıçdaroğlu, televizyona çıktı, bununla ilgili tek kelime etmedi. Genel Kurulda, milletvekilleri söz aldığında insan haklarından, eşitlikten, yaşama hakkından bahsederler. Peki bu insanların hakkı yok mu, evlatlarının yaşama hakkı yok mu? Onları kandıranlara karşı neden bir tavır konmaz? Sözüm ona sanatçılar, açıklama yapanlar, bununla ilgili neden tek açıklama yapmazlar, konuşmazlar. Niçin? Kör mü, sağır mı oldular, bu olaylardan haberleri mi yok? Hepsinden haberleri var. Samimi olmayınca, sırf 'biz hükümeti sıkıştırırız' diye hareket ederseniz, milletin canını yakan olaylarda sesinizi çıkartamazsınız."
"MİLLETİMİZ BU SİYASET ANLAYIŞINI TASFİYE EDECEKTİR"
Muş, Diyarbakır anneleri meselesinde Türkiye'nin, sanatçısı, sporcusu ve siyaset kurumu, her kesimi ile birleşerek ortak tavır koyması gerektiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
"Tablo o kadar açık ki belediye başkanları görevden alınıyor, kayyum atanıyor, haklarında dosyalar, soruşturmalar var. Sabahında CHP'nin cumhurbaşkanı adayı ziyarete gidiyor. Ama bu analarla alakalı tek kelime edemiyor. Diyarbakır'a kadar gitmişken bu anaları göremez miydiniz, onlara da uğrayamaz mıydınız, yanlarına gidemez miydiniz? Niçin gitmiyor, 'Bir daha aday olursam, belki buradan üç beş oy alırım.' Bu siyaset anlayışını tasvip etmiyoruz, doğru bulmuyoruz. Milletimiz de bu siyaset anlayışını tasfiye edecektir."