Dört hak mezhep kavramını açıklar mısınız? Diyanet İşleri Başkanlığı
Gerek itikadî mezhepler gerekse fıkhî mezhepler din olmayıp dinin anlaşılma biçimleri başka bir ifadeyle yorumlardır.
Bu ifade tarihi süreç içinde bağlıları artıp devam eden Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbelî mezheplerini nitelemek üzere kullanılmıştır. İlk dönemlerde Süfyan-ı Sevrî,Hasan-ı Basrî gibi farklı müçtehitlerin de kendilerine has mezhepleri bulunmaktaydı. Ancak zaman içinde bunların mensupları kalmamıştır.
Diğer taraftan bazı İslam âlimleri kimi konularda kendilerine has farklı görüşleri bulunan Caferi, Zeydi, İbazî gibi fıkıh mezheplerinin de “Hak” kategorisinde değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmişlerdir.
Esasen Kur’an-ı Kerim’de; “Allah, sizi hem daha önce, hem de bu Kur’an’da Müslüman diye isimlendirdi. ” (Hac, 22/78) buyrularak Hz. Âdem’den kıyamete kadar ilahi esaslara göre hayatlarını tanzim edenlerin, dinin yorumunda farklı mezhep, meşrep ve anlayışlara sahip olsalar da Müslümanlık ortak paydasında bir araya geldikleri, bir başka ayette de tüm Müslümanların kardeş olduğu (Hucurat, 49/10) açıkça belirtilmiştir.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı