DPB Görüşü | Uzman çavuş iken vazife malulü olarak emekliye ayrılan personel hakkında

Kara Kuvvetleri Komutanlığında piyade uzman çavuş olarak görev yapmakta iken vazife malulü olarak emekliye ayrılan, daha sonra 3713 sayılı Kanunun Ek 1 inci maddesi kapsamında memur olarak göreve başlayan personelin, vazife malullüğü aylığı bağlanmadan ön

DPB Görüşü | Uzman çavuş iken vazife malulü olarak emekliye ayrılan personel hakkında

ÖZET: Kara Kuvvetleri Komutanlığında piyade uzman çavuş olarak görev yapmakta iken vazife malulü olarak emekliye ayrılan, daha sonra 3713 sayılı Kanunun Ek 1 inci maddesi kapsamında memur olarak göreve başlayan personelin, vazife malullüğü aylığı bağlanmadan önce geçen hizmet sürelerinin kazanılmış hak aylık derece ve kademesinde değerlendirilebileceği hk.(07.09.2016-5390)

Müsteşarlığınızda 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek 1 inci maddesi kapsamında memur olarak göreve başlatılan lise mezunu personelin, Kara Kuvvetleri Komutanlığından alınan hizmet belgesindeki hizmetlerinin değerlendirilerek 11 inci derecenin birinci kademesine atanıp atanamayacağı; memurluğa emsalinden daha yüksek bir derece ve kademeden başlayan ilgilinin yeni görevindeki ilk ilerleme süresinin fazladan kazanılan derece ve kademeye tekabül eden süre kadar uzatılıp uzatılamayacağı ve söz konusu personelin adaylık hükümlerine tabi olup olmayacağı hususlarında görüş talep eden ilgi yazı incelenmiştir.

Bilindiği üzere, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek 1 inci maddesinde; ”10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun eki (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu kurum ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları, il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşları, özel kanunla kurulan diğer her türlü kamu kurum ve kuruluşları; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memur kadroları ile sözleşmeli personel pozisyonlarına ve sürekli işçi kadrolarına bu madde hükümleri çerçevesinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca hak sahibi olduğu belirlenerek Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve Başkanlıkça kura sonucu atama teklifi yapılanları atamak zorundadır.

Bu madde kapsamında hak sahipliği sonucunu doğuran durumlar aşağıda belirtilmiştir:

  1.  5434 sayılı Kanunun mülga 64 üncü maddesi, 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin sekizinci fıkrası, bu Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi kapsamına girenler hariç olmak üzere 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre harp veya vazife malulü sayılanlar,
  2.  5434 sayılı Kanunun mülga 45 inci maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen haller kapsamında vazife malulü sayılan; Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının erbaş ve erler dahil askeri personeli ile Emniyet Teşkilatından Emniyet Hizmetleri Sınıfına mensup personeli,
  3.  (b) bendi kapsamına girenler hariç olmak üzere 5434 sayılı Kanunun mülga 45 inci maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında olanlardan vazife malulü sayılanlar,

ç) 21 inci maddenin birinci fıkrasının (j) bendi kapsamında vazife malulü sayılanlar, 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun ek 1 inci maddesi kapsamında aylık bağlananlardan terör eylemleri nedeniyle hayatını kaybetmiş veya engelli hale gelmiş olanlar ile Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumuna ait fabrika, işletme, müessese veya bağlı ortaklıklarda görevli olanlardan patlayıcı maddelerin üretimi, incelenmesi, muhafazası, nakli, imha edilmesi ve zararsız hale getirilmesi sırasında oluşacak patlamalardan dolayı hayatını kaybedenler.

Bu madde kapsamında atanacakların, atamalarının yapılacağı kadro veya pozisyonlar için sınavlara ilişkin hükümler hariç olmak üzere ilgili mevzuatında öngörülen nitelik ve şartları taşımaları zorunludur... ” hükmüne yer verilmek suretiyle 2330 sayılı Kanuna göre veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre harp veya vazife malulü sayılanlara veya bunların yakınlarına kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam hakkı sağlanmıştır.

Güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle, trafik ve yol güvenliğini veya tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakillerini sağlamakla görevli olanların; Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Teşkilatında bulunan patlayıcı maddelerin incelenmesi, muhafazası, nakli, imha edilmesi ve zararsız hâle getirilmesi işlemlerinde görevlendirilenlerin bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya engelli hâle gelmeleri halinde ödenecek nakdi tazminat ile birlikte bağlanacak aylığın ve bu yüzden yaralanmaları halinde ödenecek nakdi tazminatın esas ve yöntemlerinin düzenlenmesi amacıyla yürürlüğe konulan 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin son fıkrasına 12/7/2013 tarihli ve 6495 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 80 inci maddesi ile eklenen; "...Bu Kanuna veya bu Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre aylık bağlanan maluller ile 5434 sayılı Kanunun 56 ncı ve mülga 64 üncü maddesi kapsamında aylık bağlanan malullerin, malul sayılmaları sebebiyle aylık bağlandığı tarihten önceki her türlü sigortalılık ve prim ödeme süreleri, iştirakçilik ve fiili hizmet süreleri ile bunların itibari ve fiili hizmet süresi zammı olarak değerlendirilen süreleri, malullük aylığı bağlanmasından sonra geçecek çalışma veya sigortalılık süreleriyle hiçbir sebeple birleştirilemez. Bu şekilde aylık bağlanmasından önce geçen söz konusu süreler; malullük aylığı bağlanmasından sonra geçen sigortalılık ve çalışma sürelerinin tabi olacağı sigortalılık hâli ile mülga 2829 sayılı Kanun uygulaması yönünden dikkate alınmayacağı gibi, sonradan geçen sigortalılık veya çalışma süreleri yaşlılık/emeklilik, malullük ya da ölüm/dul veya yetim aylığı bağlanmasında veya toptan ödeme yapılmasında ilgili mevzuatına göre ayrı bir çalışma veya sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Ancak, bu Kanuna göre aylık bağlandığı tarihten sonra çalışmaya başlayanlardan, aylık bağlandıktan sonraki çalışmaları 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra olanlar için 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümleri uygulanamaz. Yukarıda belirtilen kanunlara göre malullük aylığı bağlanmasına esas alınmış hastalık ya da engellilik hâlleri ve bu hastalık ya da engellilik hallerindeki ilerlemeler, sonradan geçen çalışmalar sebebiyle yaşlılık aylığına hak kazanılması koşullarının belirlenmesinde dikkate alınmaz.

Bu madde hükümleri 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi kapsamındakiler ve harp malulleri hakkında da uygulanır." hükmü gereğince 2330 sayılı Kanuna veya bu Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre aylık bağlanan maluller ile 5434 sayılı Kanunun 56 ncı ve mülga 64 üncü maddesi kapsamında aylık bağlanan malullerin, malul sayılmaları sebebiyle aylık bağlandığı tarihten önceki her türlü sigortalılık sürelerinin, malullük aylığı bağlanmasından sonra geçecek çalışma veya sigortalılık süreleriyle emeklilik mevzuatı açısından birleştirilemeyecek, ayrı olarak değerlendirilecektir.

Diğer taraftan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Emeklilerin yeniden hizmete alınması" başlıklı 93 üncü maddesinde; "T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli olanlardan (5434 sayılı Kanunun 104 üncü maddesine göre emeklilikle ilgili görevlere yeniden atanamayacaklar hariç) sınıfında yazılı nitelikleri taşımakta bulunanlar kanunun 92 nci maddesi hükümlerine göre kurumlarda boş kadro bulunmak şartiyle yeniden memurluğa alınabilirler." hükmüne, "Memurluktan çekilenlerin yeniden atanmaları" başlıklı 92 inci maddesinde; "İki defadan fazla olmamak üzere memurluktan kendi istekleriyle çekilenlerden veya bu Kanun hükümlerine göre çekilmiş sayılanlardan tekrar memurluğa dönmek isteyenler, ayrıldıkları sınıfta boş kadro bulunmak ve bu sınıfın niteliklerini taşımak şartıyla ayrıldıkları tarihte almakta oldukları aylık derecesine eşit bir derecenin aynı kademesine veya 71 inci madde hükümlerine uyulmak suretiyle diğer bir sınıfta eşit derecedeki kadrolara atanabilirler.

657 sayılı Kanuna tabi olmayan personelden kendi istekleri ile görevinden çekilmiş olanlar, boş kadro bulunmak ve gireceği sınıfın niteliklerini taşımak kaydı ile bu Kanuna tabi kurumlardaki memuriyetlere atanabilirler... " hükmüne yer verilerek emekli olmak suretiyle memuriyetten ayrılanların memuriyete atanmaları halinde ayrıldıkları tarihte almakta oldukları aylık derecesine eşit bir derecenin aynı kademesi veya 71 inci madde hükümlerine göre diğer bir sınıfta eşit dereceden göreve başlayabilecekleri belirtilmiştir.

Öte yandan, 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununun 5 inci maddesinde, "Yaş sınırı nedeniyle Silahlı Kuvvetlerden ayrılacak olanlardan istekliler, merkezi yönetim bütçe kanunlarında yer alan sınırlamalara tabi olmaksızın, Milli Savunma Bakanlığı, MSB ANT Başkanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri (Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı dahil) kadrolarında emekli aylığına hak kazandıkları tarihe kadar Devlet memuru olarak istihdam edilirler. Atama işlemleri yaş sınırının dolmasından önce tamamlanır ve atanılan görevin aylık ve diğer mali haklarına göreve başlanılan tarihten itibaren hak kazanılır. Bunların uzman erbaşlıkta geçen hizmet süreleri 2/2/2005 tarihli ve 5289 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınmak suretiyle, öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri tavanı aşmamak kaydıyla kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinin tespitinde değerlendirilir. Bu fıkra uyarınca atama işlemine tabi tutulanlara 16 ncı maddenin ikinci fıkrasında yer alan ikramiye ödenmez. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir." hükmü yer almaktadır. Bahsi geçen hükme istinaden memur kadrolarına ataması yapılan personelin intibakı yapılırken memuriyete giriş dereceleri 657 sayılı Kanunun 36 ncı maddesi uyarınca belirlenmekte ve uzman erbaşlıkta geçen hizmet süreleri kazanılmış hak aylığında değerlendirilmekte olup, mezkur hükme göre yapılacak intibak işleminde ilgililerin 657 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinde belirtilen öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri tavanı aşamayacağı öngörülmektedir.

3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununun 5 inci maddesi yaş sınırı nedeniyle Silahlı Kuvvetlerden ayrılacak olan uzman erbaşlardan memur kadrolarına atananları kapsamakla birlikte, 3269 sayılı Kanuna tabi uzman erbaş olarak çalışmakta iken sağlık niteliklerini kaybetmeleri veya 45 yaşına girmiş olmaları sebebiyle görev süreleri sona erenler ile kendi istekleriyle sözleşmelerini feshetmiş olanlardan, 657 sayılı Kanunun 92 nci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarında Devlet memuru olarak ataması yapılanların intibak işleminde de aynı hükmün uygulanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Bu uygulamanın 3269 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında memur kadrosuna atananlar ile diğer mevzuat hükümlerine göre memur kadrosuna atananlar arasındaki eşitliği sağlayacağı değerlendirilmektedir.

Ayrıca, 657 sayılı Kanunun "Adaylığa kabul edilme" başlıklı 54 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, " Aday olarak atanmış Devlet memurunun adaylık süresi bir yıldan az iki yıldan çok olamaz ve bu süre içinde aday memurun başka kurumlara nakli yapılamaz." düzenlemesi yapılmış olup, memurun daha önce adaylıkta geçirdiği sürelerin bulunması durumunda, bu sürelerin; memurların adaylık süresinin iki yılı geçemeyeceğinden bahisle göz önüne alınması gerektiği düşünülmektedir.

Bu itibarla, Kara Kuvvetleri Komutanlığında piyade uzman çavuş olarak görev yapmakta iken vazife malulü olarak emekliye ayrılan, daha sonra 3713 sayılı Kanunun Ek 1 inci maddesi kapsamında Müsteşarlığınızda memur olarak göreve başlayan personelin, vazife malullüğü aylığı bağlanmadan önce geçen hizmet sürelerinin kazanılmış hak aylık derece ve kademesi ile adaylık süresinde değerlendirilebileceği; ilgilinin derece ve kademesinin ise öğrenim durumuna göre belirlenmesi ve uzman erbaşlıkta geçen hizmet sürelerinin tamamının öğrenim durumuna göre yükselebileceği tavanı aşmamak kaydıyla her yılı için bir kademe ilerlemesi, her üç yılı için bir derece yükselmesi verilmek suretiyle değerlendirilmesi gerektiği mütalaa edilmektedir.

0
0
0
0
0
0
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡