DPB | Memurlar yıllık izin ve mazeret izinlerini nasıl kullanabilir?
Yıllık izinler ile mazeret izinlerinin kullanımı ve sürelerin hesaplanması ile ilgili hususlarda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği ilgi yazı incelenmiştir.
Yıllık izinler ile mazeret izinlerinin kullanımı ve sürelerin hesaplanması ile ilgili hususlarda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği ilgi yazı incelenmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunun ‘İzin’ başlıklı 23 üncü maddesinde; "Devlet memurları, bu kanunda gösterilen süre ve şartlarla izin hakkına sahiptirler." hükmüne 102 nci maddesinde "Devlet memurlarının yıllık izin süresi, hizmeti 1 yıldan on yıla kadar (on yıl dahil) olanlar için 20 gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gündür. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için en çok ikişer gün eklenebilir." hükmüne 103 üncü maddesinde de; "Yıllık izinler, amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabilir. Birbirini izleyen iki yılın izni bir arada verilebilir. Cari yıl ile bir önceki yıl hariç, önceki yıllara ait kullanılmayan izin hakları düşer.
Öğretmenler yaz tatili ile dinlenme tatillerinde izinli sayılırlar. Bunlara, hastalık ve diğer mazeret izinleri dışında, ayrıca yıllık izin verilemez.
Hizmetleri sırasında radyoaktif ışınlarla çalışan personele, her yıl yıllık izinlerine ilaveten bir aylık sağlık izni verilir. " hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan, mezkur Kanunun 104 üncü maddesinde doğum, ölüm, evlilik ile ilgili mazeret izinleri düzenlenmiş olup, (C) fıkrasında ise; “(A) ve (B) fıkralarında belirtilen hâller dışında, merkezde atamaya yetkili amir, ilde vali, ilçede kaymakam ve yurt dışında diplomatik misyon şefi tarafından, birim amirinin muvafakati ile bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde, mazeretleri sebebiyle memurlara on gün izin verilebilir. Zaruret hâlinde öğretmenler hariç olmak üzere, aynı usûlle on gün daha mazeret izni verilebilir. Bu takdirde, ikinci kez verilen bu izin, yıllık izinden düşülür. ” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen hükümler çerçevesinde; yıllık izinlerin amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabileceği belirtilerek zaman bakımından idareye takdir yetkisi tanınmış olup, 1-2 gün yıllık izin talebinde bulunan personele bu süreler kadar izin verilmesine engel bir düzenleme bulunmamaktadır. Ayrıca, mezkur Kanunun 104 üncü maddesinin (C) fıkrasında yer verilen mazeret izninin, yıllık izne ilave bir izin gibi görülmemesi gerektiği, yıllık izin hakkı olan personele bazı istisnai durumlarda anılan madde kapsamında mazeret izni verilmesi mümkün olmakla birlikte amirin bu konuda takdir yetkisinin olduğu, takdir yetkisi kullanılırken mazeretin niteliği ile birlikte ilgilinin yıllık izin hakkının olup olmadığı hususunun da dikkate alınarak bir değerlendirme yapılmasının uygun olacağı mütalaa edilmektedir.
657 sayılı Kanunun 104 üncü maddesinin B fıkrasında yer verilen mazeret izinlerinin hangi tarihten itibaren kullanılacağı hususunda, gerek mezkur Kanunda gerekse 15/04/2011 tarihli Resmi Gazetede Yayımlanan Kamu Personeli Genel Tebliğinde herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğini belirten ve söz konusu mazeret izinlerinin hangi tarihte başlayacağı hususunda görüş talep eden ilgi yazı incelenmiştir.
Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Mazeret izni” başlıklı 104 üncü maddesinin B fıkrasında; “Memura, eşinin doğum yapması hâlinde, isteği üzerine on gün babalık izni; kendisinin veya çocuğunun evlenmesi ya da eşinin, çocuğunun, kendisinin veya eşinin ana, baba ve kardeşinin ölümü hâllerinde isteği üzerine yedi gün izin verilir.” hükmüne yer verilmiş, ancak bu izinlerin hangi tarihlerden itibaren kullanılacağı hususunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Yukarıda yer verilen hüküm çerçevesinde; 657 sayılı Kanunun 104 üncü maddesinin B fıkrasındaki sebeplere dayalı olarak verilen mazeret izinlerinden,
- Evlilik sebebine dayalı olarak verilen mazeret izninin, resmi nikahın gerçekleştiği tarihten, ancak nikah ve düğünün farklı tarihlerde yapılması durumunda, memurun tercihi de göz önünde bulundurularak resmi nikah yahut düğün tarihinden,
- Babalık izni ile ölüm üzerine verilen mazeret izninin ise, söz konusu mazeretlerin vuku bulduğu tarihten, diğer bir deyişle doğumun veya ölüm olayının meydana geldiği tarihten,
itibaren başlamak suretiyle kullandırılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.