Dünya Parkinson Hastalığı Günü ne zaman? Parkinson hastalığı nedir?
Birçok kişinin yaşamını etkileyen ve korkulan bir hastalık olan parkinson internette sık sık araştırılıyor. Peki Dünya Parkinson Hastalığı Günü ne zamandır? Dünya Parkinson Hastalığ Günü nedir? Parkinson hastalığının belirtileri nelerdir? Tüm cevaplar haberimizde.
Birçok kişinin yaşamını etkileyen ve korkulan bir hastalık olan parkinson internette sık sık araştırılıyor. Peki Dünya Parkinson Hastalığı Günü ne zamandır? Dünya Parkinson Hastalığ Günü nedir? Parkinson hastalığının belirtileri nelerdir? Tüm cevaplar haberimizde.
DÜNYA PARKİNSON HASTALIĞI GÜNÜ NE ZAMAN?
Dünya Parkinson Hastalığı Günü tüm parkinson hastalarını anlamak ve onları fark etmek için bir fırsattır. Dünyada 10 milyon, ülkemizde 150 bin civarında Parkinson hastası olduğu düşünülüyor. Parkinson hastalığı sıklığı yaş ile birlikte arttığından yaşlı nüfusun fazla olduğu ülkelerde hastalığın görülme oranı da artıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde 65 yaşın üzerindeki her 100 kişiden biri Parkinson hastası, bu nedenle 1 milyon civarında Amerika’lı Parkinson hastalığı ile yaşamakta ve her yıl yaklaşık 60 bin yeni teşhis konulmaktadır. Yurdumuzda her yıl yaklaşık 10 bin yeni teşhis konulduğunu tahmin etmekteyiz. Toplumumuz, hızla yaşlanan toplumlar arasında sayılmaktadır. Artan yaşlı nüfusa bağlı olarak önümüzdeki yıllarda ülkemizde Parkinson hastalığında da bir patlama yaşanacağını söyleyebiliriz.
Parkinson hastalığı var olan tedavilerle semptomların iyileştirilebildiği ve hastanın yaşamını daha az engeller hale getirilebildiği tek nörodejeneratif hastalıktır. Parkinson’da erken tedavinin hastalığın ilerlemesini geciktirmeye yardımcı olduğu ve kaliteli yaşam süresini uzattığı yönünde bilgiler mevcuttur. Bu nedenle toplumsal farkındalık ve bilinçlenme yaratmak adına her yıl 11 Nisan tarihi tüm dünyada “Dünya Parkinson Hastalığı Günü” olarak ilan edilmiştir.
Türkiye Parkinson Hastalığı Derneği olarak hastalığın toplumda bilinirliğini artırmaya, doğru tanınmasını sağlamaya ve toplumumuzun bu hastalık ile ilgili bilinçlenmesini sağlamaya çalışıyoruz. Bu amaç doğrultusunda dernek zaman zaman yerel toplantılar düzenleyerek ve her yıl Nisan ayında özellikle “11 Nisan Parkinson Hastalığı Günü” haftasında yazılı-görsel-sosyal medya ve internet, üzerinden tanıtıcı, yoğun ve kapsamlı kampanya çalışmaları yapmaktadır.
DÜNYA PARKİNSON HASTALIĞI GÜNÜ NEDİR?
Parkinson hastalığı konusunda toplumsal farkındalık ve bilinçlenme yaratmak adına her yıl 11 Nisan tarihi tüm dünyada “Dünya Parkinson Hastalığı Günü” olarak ilan edilmiştir.
İlk kez İngiliz doktor James Parkinson tarafından 1817 yılında titrek felç olarak tanımlanmıştır. Beynimizde hareketlerimizi kontrol eden ve bundan sorumlu olan hücreler bulunur. Bu hücrelerden kimyasal maddeler salgılanır, bunlardan birisi de dopamindir. Dopamin beyine gelen bilgileri bir sinir hücresinden diğerine aktarır, böylece vücut dengesi sağlanmış olur. Fakat bu hücrelerin bir kısmı hasar gördüğünde ya da azaldığında dopamin salgılanamaz, azalmış dopamin sonucu vücutta titreme ve yavaş hareket etme gelişir.Vücudun dengesinin bozulmasıyla ortaya çıkan bu hastalığa parkinson hastalığı denir.
Dünyada 10 milyon, ülkemizde 150 bin civarında Parkinson hastası olduğu düşünülüyor. Parkinson hastalığı sıklığı yaş ile birlikte arttığından yaşlı nüfusun fazla olduğu ülkelerde hastalığın görülme oranı da artıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde 65 yaşın üzerindeki her 100 kişiden biri Parkinson hastası, bu nedenle 1 milyon civarında Amerika’lı Parkinson hastalığı ile yaşamakta ve her yıl yaklaşık 60 bin yeni teşhis konulmaktadır. Yurdumuzda her yıl yaklaşık 10 bin yeni teşhis konulduğunu tahmin etmekteyiz. Toplumumuz, hızla yaşlanan toplumlar arasında sayılmaktadır. Artan yaşlı nüfusa bağlı olarak önümüzdeki yıllarda ülkemizde Parkinson hastalığında da bir patlama yaşanacağını söyleyebiliriz.
PARKİNSON HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Titreme meydana gelir
Hareketlerde yavaşlama olur
Bir veya daha fazla uzuvda (kol veya bacak) kasılma oluşur
Yürürken kolları sallamama
Konuşurken mimikler ve jestler gibi hareketlerin kaybı
Yavaş, ufak adımlı veya ayak sürüyerek yürüme
Vücut duruşunun öne eğik şekil alması
Yumuşak ve alçak sesle, monoton konuşma
El yazısında küçülme, okunaksız olması
Ağızdan salya sızması, yutkunma güçlüğü
Halsizlik, yorgunluk oluşması
Ruh hali değişiklikleri, ruhsal çöküntü hali (depresyon), nedensiz sıkıntılar
Kabızlık, aşırı terleme, tansiyon düşmesi
Ağrı, kas spazmları
PARKİNSON HASTALIĞI NASIL BİR HASTALIKTIR?
"Parkinson hastalığı, beynimizin hareket sisteminden sorumlu bazı bölgelerindeki hücre ölümü sonucu, dopamin denilen maddenin eksikliği ile ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Nörolojik hastalıklar içerisinde tedaviye en iyi yanıt verenlerden birisidir. Dünya üzerinde yaklaşık 10 milyon kadar Parkinson hastası olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizdeki tahmini rakam ise 150.000 civarındadır. Yaş ile birlikte Parkinson hastalığı olasılığı artış gösterip, 65 yaş üzerinde 1/100'leri bulsa da, daha genç yaşlarda da bu hastalığa yakalanmak muhtemeldir. Genetik geçiş üzerinde pek durulmamakla birlikte, bazı özel türlerinde ailesel özellik de vardır.
Genellikle ilk belirtisi, ellerde ya da ayaklarda titreme şeklinde bilinir. Ancak bazı hastalarda ilk belirti harekete başlamakta zorlanma, yüz ifadelerinin azalması, düşmeler hatta bazen depresyon bile olabilmektedir. Bu aşamada tanı alması güçtür.
Parkinson hastalığının seyri yavaştır. Bir hasta tanı aldıktan sonra 30-40 senesini bu hastalıkla geçirebilir. Her hastada ufak-tefek seyir farklılıkları olabilmektedir. Ancak Parkinson-plus sendromlar dediğimiz bir hastalık grubu vardır ki, bulguları nedeniyle Parkinson hastalığı ile karıştırılmaları çok muhtemeldir. Bu hastalık grubunda seyir maalesef pek de iç açıcı değildir. Oldukça hızlı ilerleyip hastayı yatağa bağımlı hale getirme ihtimali yüksektir. Parkinson-plus sendromlarda titreme genellikle olmaz. Katılık ve hareket etme güçlüğü ön plandadır. İlk belirti olarak düşmelerle ortaya çıkabilir. Bu hastalık grubunun da birçok alt tipi vardır ancak hem hastalığın hem de alt tipinin ayırıcı tanısı oldukça zordur.
Parkinson hastalarında görülen titreme, "esansiyel tremor" dediğimiz başka bir hareket sistemi hastalığında görülenden farklıdır.
Esansiyel tremor daha çok genç yaşlarda görülür ve ailesel özellik taşır. Titreme ellerde yoğunluktadır ve parkinsonda olduğu gibi tek taraf ağırlıkta olmaktan ziyade iki taraflıdır. Bazen ellerdeki titremeye boyun titremesine bağlı başta sallanma hareketi de eşlik eder. Bu tür hastalar eğer kendilerini çok rahatsız etmiyorsa tedavi bile edilmeyebilirler. Sosyal yaşamı etkiler hale gelirse verilebilecek birkaç tür molekül ile titremeler azaltılır. Parkinson hastalığında olan titreme ise bir tarafta daha ağırlıklı olma eğilimindedir ve özellikle istirahat halinde belirgindir. Titremenin frekansı da daha düşüktür. Yani saniyedeki titreme sayısı esansiyel tremora göre daha az olduğu için el veya ayak kendi kendine hareket ediyor şeklinde de algılanabilir.
PARKİNSON HASTALARININ YAPMASI GEREKENLER NELERDİR?
Parkinson hastalığı ile mücadele etmede erken teşhis, fizyoterapi ve egzersiz, uygun ilaçlarla doğru tedavi seçiminin uzmanlarca yapılması çok önemli. Böylece hastalık önemli ölçüde kontrol altına alınabilir. Parkinson hastaları için egzersiz ve hareket, özellikle ilaçların pek etki edemediği yürüyüş ve denge bozukluklarının kontrolünde çok önemli. Egzersiz sadece yürüyüş, denge, duruşu düzeltmekle kalmaz, Parkinson hastalığının depresyon, durgunluk, yorgunluk ve kabızlık gibi diğer belirtilerini de olumlu etkiler. Hareketsizliğin davet edeceği kalp damar hastalıkları ve kemik erimesine karşı da koruyucu işlev görür.
Parkinson hastası günü programlı yaşamalı ve mutlaka egzersize zaman ayırmalıdır. Bununla beraber günde en az bir istirahat dönemi olmalıdır. Bir işe başlarken veya işin bitiminde ya da her ikisinde dinlenebilirler. İlaç tedavisini aksatmamak ve ilaçları aniden kesmemek gerekir. İlaçlar başka bir sağlık sorunu nedeniyle bir süre kullanılamayacaksa nöroloji doktorunun önereceği takvime göre azaltılıp kesilmelidir.
Parkinson hastalığının başlangıç tedavisi ilaçlardır. Cerrahi tedavi hastalığın orta evrelerinde, ilaçlar belirtileri kontrol ettiği halde, ilaca bağlı istemsiz hareketler ve ilaç aralarında aşırı yavaşlama gibi sorunların ortaya çıktığı durumlarda uygulanabilir. Demansı, denge bozukluğu olan veya sık düşen Parkinson hastalarında cerrahi tedavi yapılmamaktadır.
Parkinson hastalığı yaşam boyu bireye eşlik edeceğinden ona teslim olmamak, onu yönetmek gerekir. Tedaviye uyan ve yaşam biçimini uyarlayabilen hastalar Parkinson'la dik bir yokuşu hızla inmek yerine, hafif eğimli bir rampada ılımlı seyirli bir hastalıkla yolculuk ederler.
PARKİNSON HASTALARININ BESLENME DÜZENİ NASIL OLMALIDIR?
Parkinson nedir tanımlaması hastaya yapıldıktan ve tedavisi planlandıktan sonra en önemli şey hayat tarzı ve beslenme alışkanlıklarıdır. Parkinson hastaları beslenmelerine çok dikkat etmelidir. Kabızlık en büyük şikayettir. Vücut fonksiyonları yavaşladığı için bağırsaklar da yavaşlıyor.
Lifli gıdalar tüketmeleri,
Her gün yoğurt yenmesi,
Taze bakla tüketimi,
Bisiklet sürmek,
Egzersiz yapmak,
PARKİNSON DİĞER HASTALIKLARLA KARIŞTIRILIR MI?
Parkinson hastalığına benzer tablolar oluşturan birçok başka hastalık vardır. Bunlara parkinsonizm veya parkinson sendromları adı verilir. Değişik nedenlere bağlı ortaya çıkabildikleri için normal parkinson tedavisinde verilen ilaçlara genellikle yanıtsızdırlar. Bunların bir kısmı parkinson bulguları ile diğer sistem bulgularının birlikte olduğu parkinson-artı sendromlar ve ikincil parkinsonizm denilen hastalıklardır. İkincil parkinsonizm damar hastalıklarına, enfeksiyonlara, tümörler, ilaçlara ve bazı toksik olaylara bağlı olabilir. Bu nedenle öncelikle parkinson dışı diğer hastalıkların ayırımlarının doğru yapılması ve tedavinin buna göre planlanması çok önemlidir.
Mesela titremeler özellikle hasta istirahat durumundayken ortaya çıkar, en sık ellerde, daha az oranlarda ise ayaklarda, çene ve dudaklarda görülür. Çok önemli bir belirti olmasına karşın parkinson hastalarının hepsinde titreme görülmeyebilir
PARKİNSON HASTALIĞININ TEDAVİSİ NASILDIR?
Bu hastalık yavaş seyirli ve kişiye göre farklılıklar gösterdiğinden dolayı tedavide en önemli faktör hekim ile hasta ve yakınlarının uyumudur. Uzun soluklu bir tedavi sürecidir. Hastalığın tedavisinde mantık, eksilen madde olan dopamini yerine koymaktır. Ancak bunu yaparken çeşitli moleküllerden faydalanırız ve hastaya göre doğrusu hangisi ise onu seçeriz. Hastanın yaşı, hastalığın hastadaki seyri, hangi bulgunun ön planda olduğuna göre seçeneklerimiz belirlenir. Hastalık ilerledikçe tedavide değişiklikler gerekebilir. Buna yine hastanın durumuna göre karar verilir. Parkinson hastalığına eşlik eden diğer sorunlara da müdahalede bulunmak gerekir. Tanı konduktan sonraki amaç, tedavi ile yaşam kalitesini olabildiğinin en üstünde tutmaktır. 2009-2010 seneleri arasında ABD'de benim çalışmış olduğum Parkinson merkezi bu amaçla bünyesinde birçok ünite barındırmaktaydı. Parkinson hastası tek bir açıdan ele alınacak bir hastalık değildir. Beraberinde birçok rahatsızlık barındırabilir. Özellikle Parkinson rehabilitasyonu bu tür hastalar için gittikçe önem kazanmaktadr. Özel eğitilmiş fizyoterapistler tarafından uygulanabilen bu rehabilitasyon, hem hareket kabiliyetini artırmakta hem de hastalığın ilerlemesini belirgin olarak yavaşlatmaktadır. Yine bu tür hastalarda sıkça görülen konuşma bozuklukları için uygulanan konuşma terapileri de giderek önem kazanmaktadır. Hayat kalitesini düşürmeden geri kalan ömür süresinde, bu kronik hastalıkla yaşam birlikteliği sürdürmek ilk hedef olmalıdır. Cerrahi tedavi ise genellikle ilaç tedavisi konusunda sıkıntı yaşanan ve bu konuda engeli bulunmayan hastalar için bir alternatif olabilir ama kesinlikle ilk seçenek değildir."
Stereotaktik yöntem ile. talamotomi ve pallidotomi, titremesi ön planda olan hastalarda faydalı olur. Ancak bu tedavi yöntemi parkinson hastalığının tüm belirtilerini gidermediği gibi hastalığın ilerlemesini de önlememektedir. Pallidotomi ile titreme, kas sertliği, Levadopaya bağlı istemsiz hareketler büyük ölçüde azalabilir. Bu cerrahi uygulama bir kısım hastada yürüme ve konuşma bozukluklarına da olumlu etki göstermektedir.
Pil uygulaması:Parkinson Hastalığının tedavisinde beynin ilgili bölgelerine yerleştirilen küçük elektrotlar aracılığıyla yüksek frekanslı uyarıda bulunmak, hasta üzerinde olumlu etki yapıyor. Pil ameliyatları son yıllarda geliştirilmiş olan ve ülkemizde de uygulanan, ancak pahalı bir yöntemdir. Beyinde hasar oluşturmaması ve istenildiği zaman devre dışı bırakılabilmesi nedeni ile tercih edilmektedir. Ayrıca 'dopamin' içeren sinir hücrelerinin, beyin dokusu içine nakli de son yıllarda deneme aşamasında olan yöntemlerdendir.
Kaynak:Ajanslar