El Salvador'un Başına Osmanlı Torunu Nayib Bukele Geçiyor
Orta Amerika ülkelerinden El Salvador'da yapılan devlet başkanlığı seçiminin ilk turunda Osmanlı torunu Nayib Bukele en fazla oyu alan isim oldu. Ataları Filistin topraklarından Osmanlı pasaportu ile El Salvador'a göçen Bukele oyların yüzde 25.5'ini aldı.
Orta Amerika ülkesi El Salvador'da yapılan devlet başkanlığı seçiminin ilk turunda Osmanlı torunu Nayib Bukele en fazla oyu alan isim oldu. Oyların yüzde 25,5'ini alan Bukele'nin, 10 Mart'ta yapılacak 2'nci turda devlet başkanı seçilmesi bekleniyor.
İLK TURDA EN FAZLA OY ALAN İSİM OLDU
Sağcı Ulusal Birlik İttifakı'nın adayı Bukele geçerli oyların 360 bin 626'sını alıp ilk turun en faza oy alan ismi oldu. Onu 222 bin 386 oyla Carlos Calleja ve 104.781 oyla Hugo Martnez takip etti.
İKİNCİ TURDA DEVLET BAŞKANI SEÇİLMESİ BEKLENİYOR
Nayib Bukele, ülkede devam eden çete şiddeti ve yüksek yaşam maliyeti nedeniyle geleneksel partilerin yıpranmasını fırsat bildi. Bukele'nin 10 Mart'ta yapılacak ikinci turda en yüksek oyu alarak devlet başkanı seçilmesi bekleniyor.
OY VERMEYE ARAP KIYAFETİYLE GİTTİLER
Pek çok Bukele taraftarı oy vermeye Arap kıyafetiyle gitti. Seçim sonuçlarının açıklanmasıyla aynı kıyafetlerle sevinç gösterileri düzenlendi.
ATALARI OSMANLI PASAPORTU İLE ORTA AMERİKA'YA GÖÇ ETMİŞ
24 Temmuz 1981 doğumlu Nayib, Olga ve Armando Bukele'nin oğulları. Ataları Filistin topraklarından Osmanlı pasaportu ile Orta Amerika ülkesine göçen Nayib'in kardeşleri ise Yamil ve Karim.
TUHAFLIKLAR ÜLKESİ OLARAK ANILAN EL SALVADOR HAKKINDA KISA BİR BİLGİ
Yıllardır iç savaşın bıraktığı izleri temizlemeye çalışan ülkenin başta başkenti San Salvador olmak üzere, birçok büyük kent ve kasabası tam birer suçlular cenneti. El Salvador dünyada başta cinayet olmak üzere en fazla suçun işlendiği, kara listelerin ilk sıralarında yer alıyor
El Salvador bağımsızlığını 1821 yılında kazanmış. Ülkede uzun yıllar siyasi istikrar sağlanamamış. 1980 yılında başlayan ve 1992 yılında sona eren iç savaşta tam 75 bin kişinin yaşamını yitirmiş.
Türkler 50 yıl El Salvador’a giremedi
El Salvador’da 1930 yılında iktidara gelen ırkçı diktatör General Maximiliano Hernandez Martinez, Asyalı, Arap, Çingene ve siyahların ülkesinin ırksal yapısını değiştirebileceklerini düşünerek faşist olarak tanımlanan kararlara imza atmıştı. Türk, Lübnan, Suriye ve Filistin vatandaşlarının ülkeye girişi de tamamen yasaklanmıştı.
O dönemde, sadece Avrupa’da yaşayan Türkler’in, Türkiye dışında yaşadıklarını ispat etmeleri kaydıyla ülkeye girişlerine izin verilmiş. Diktatör Maximiliano Hernandez Martinez’in aldığı bu yasak kararı, ancak 1980’de yürürlükten kaldırıldı.
El Salvador Türkler’in 50 yıl boyunca gidemedikleri tek ülke oldu.
100 saat süren futbol savaşı
60’lı yılların sonunda El Salvador’la komşusu Honduras’ın arası oldukça gergindi. Gerginliğin sürdüğü dönemde 1970 yılında yapılacak dünya kupasına katılmak için iki ülke karşı karşıya geldi.
Tarım, toprak ve göçmen yerleşimleri yüzünden araları bozulan iki ülke, futbol yüzünden trajikomik bir savaş yaşamak zorunda kalacaktı. Taraflar arasındaki ilk maç Honduras’ta yapıldı. Honduraslı taraftarlar rakipleri El Salvador milli takımı oyuncularını sabaha kadar uyutmayınca oynanan maçı 1-0 Honduras kazanacaktı.
Futbol yüzünden çıkan savaşta iki bin kişi öldü
Rövanş, El Salvador’da yapıldı. Honduraslı futbolcular sabaha kadar El Salvadorlu taraftarın çıkardığı gürültü yüzünde uyumadı. Rövanş maçının kazanan tarafı 3 – 0’lık skorla El Salvador oldu. Honduras milli takımı, El Salvador’dan canını zor kurtardı. Olaylara asker müdahale edip futbolcuların ülkelerine dönmesini sağladı.
Son maç tarafsız bir sahada, Meksika’da 27 Haziran 1969 tarihinde oynandı. El Salvador, uzatmalarda Honduras’ı 3-2 yenerek dünya kupasına katılmaya hak kazandı. Maç sonrası ortalık karıştı 14 Temmuz’da iki ülke birbirine savaş ilan etti.
El Salvador askerleri Honduras’a girdi. Savaş tam yüz saat sürdü. Araya giren diğer ülkeler savaşın uzamasını önledi. 20 Temmuz 1969 ateşkes ilan edildi. Tarihe “Futbol Savaşı” olarak geçen bu acı olayın bilançosu 2 binden fazla kişinin ölümü, 10 binden fazla kişinin de yaralanmasıyla sonuçlandı.
Futbol savaşından sonra iç savaş dönemi başlıyor
1970’li yılların başından itibaren El Salvador yaşadığı 100 saatlik savaşın şokunu atlatmış olsa da, bu kez ülkede sağ ve sol gruplar arasında çatışmalar başlıyordu.
1979 yılında iktidara yeniden askeri yönetim gelmiş, 1980 yılına gelindiğinde ülkede iktidar karşıtı sol grupların bir araya gelmesiyle birlikte hükümet güçlerine karşı silahlı eylemleri başlatılmıştı. Hükümete bağlı güvenlik güçleriyle milisler arasında başlayan çatışmalar iç savaşa dönüştü.
The National Liberation Front (Farabubdo Marti) ile ABD destekli yönetim arasındaki iç savaş tam 12 yıl sürdü.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, 12 yıl süren iç savaşta, 75 bin kişi öldü. Yüzbinlerce kişi yaralandı. Ülke nüfusunun yüzde 20’si evlerini terke zorlandı.
İç savaşın başlamasıyla MS-13 çetesi güçlendi
El Salvadorlu erkeklerin çoğunluğu, inşaat, bahçe bakımı gibi sıradan işlerde çalışıyor, kadınlarıysa hizmetçilik ve çocuk bakıcılığı gibi işlerde tercih ediliyordu.
Bir gecede dünyanın en acımasız çetesi oldular
MS–13 çetesi artık daha çok adından söz ettirmeye başlamış, iç savaştan kaçan yeni El Salvadorlu göçmenlerin Los Angeles’a yerleşmesiyle birlikte sayıca da çoğalmaya başlamıştı. MS-13’e yeni göçmenler de büyük bir sempati duydu.
Los Angeles’ta sıcak bir yaz gecesi semtte düzenlenen bir partide, 18. Sokak çetesiyle MS-13 çete mensupları arasında çıkan tartışma sonrası, MS-13 çetesinin 18 üyesi, “18. Sokak çetesi” üyeleri tarafından vuruldu. Bu kanlı olay MS- 13 çetesi için bir dönüm noktası oldu.
Masum gençler, yıllar önce kendilerini çetelerden korumak için kurdukları MS-13’ ü, tarihte bilinen en kanlı ve an acımasız çeteye dönüştürme kararı aldı. Çete önce Los Angeles’ın tüm bölgelerinde verdiği güç savaşını kazandı daha sonra da ABD’nin diğer eyaletlerine yayılmaya başladı.
Dövmeler çete üyesinin geçmişini anlatıyor
Çeteler arasında kanlı savaş
Artık çeteler arasındaki kavga çok kanlı bir hal almıştı. Bir süredir girdikleri uyuşturucu satışı işinde rakipleri 18. Street çetesinin kontrolunda olan ve ilk geldikleri yıllarda içeri alınmadıkları MacArthur Parkı’ndaki yoğun uyuşturucu satış trafiğinden onlar da pay almak isteyince, iki çete arasında çok kanlı bir savaş başladı.
MS-13 çetesi o güne kadar Los Angeles’ta çeteler arasında hiç yaşanmamış cinayetler işlemeye başladılar. Artık kurbanlarının kim olduğunun önemi de yoktu. Kentteki tüm çetelere saldırıp en barbarca yöntemleri uygulayarak ne kadar acımasız olduklarını kanıtlamaya çalıştılar.