Bununla birlikte 2024 yılı itibarıyla, Ukrayna Hava Kuvvetleri’nin F-16 transformasyonu, İran’ın Rusya’dan Su-35 avcı uçağı alım planları, kinematik profilleri çok yüksek Rus Mig-31 avcı önleme uçaklarının Finlandiya hava sahasını ihlalleri gibi hususlar söz konusu. 2040, 2050 ya da 2060 yıllarında tüm bu sayılan platformlar anlamsız birer teneke yığını olabilirler. Ancak takvim bizlere 2024 yılını gösteriyor. Zira yıllar yaşanmadan geçmediği gibi cari güvenlik sorunları da mevcut silahlarla çözülüyor. "Yarın" bir swarm (sürü dron) taarruzu F-35’leri avlayabilir, insansız uçaklar it dalaşlarında insanlı platformlara karşın kesin bir üstünlük sağlayabilir. Ama "bugün", NATO 5. Madde kapsamında bir savaşa girmek zorunda kalırsa, ABD ya da Türk hava sahaları menşei bilinmeyen bir uçak tarafından ihlal edilirse, insanlı uçaklar, pilotların kumandasında havalanacaklar. F-35’ler ve F-16’lar da "bugün" gerekli ve etkili.
F-35 ve benzeri 5. nesil savaş uçakları, stealth (düşük görünürlük) yetenekleri, gelişmiş sensörleriyle kurdukları enformasyon üstünlükleri ve ağ-merkezli harekat donanımları sayesinde, düşman avcı uçaklarını ve SAM sistemlerini, önce görmek, önce imha etmek ve zayiat vermeden görev bölgesinden uzaklaşmak üzere tasarlandı. Türk 5. nesil savaş uçağı KAAN da bahse konu dizayn felsefesi üzerine inşa ediliyor.
2020’li ve 2030’lu yıllarda 5. nesil savaş uçağına sahip olanlar ve olmayanlar arasındaki makas, hayli açık olacak. Asya’dan Avrupa’ya birçok ülkenin F-35 için sıraya girmesi ve Lockheed Martin’in uluslararası silah pazarındaki marjının hızla artması, bahse konu yaklaşımın en önemli ispatıdır. Üstelik, 5. nesil taktik havacılık unsurları için muharebe kuruluşu ve tedarik planları uzun yıllar önce yapıldı.