Elmalılı Hamdi Yazır Kimdir, Nerelidir, Nerede Doğdu? Kaç Yaşında, Nerede ve Nasıl Öldü?

Elmalılı Hamdi Yazır Kimdir? Biyografisi, Hayatı, Özgeçmişi, Doğum Yeri, Doğum Tarihi, Fotoğrafı Kaç Yaşında Nerede Nasıl Öldüğü, Memleketi ve Nereli Olduğu? Elmalılı Hamdi Yazır hakkında merak ettiğiniz her şey haberimizde…

Elmalılı Hamdi Yazır Kimdir, Nerelidir, Nerede Doğdu? Kaç Yaşında, Nerede ve Nasıl Öldü?

ELMALILI HAMDİ YAZIR KİMDİR?


Doğum tarihi : ??.??.1877 Ölüm tarihi : 27.Mayıs.1942
Elmalılı Hamdi Yazır kaç yaşında öldü : 65
Kilo & Boy :
Burcu :
Meslek : Din Adamı, Tercüman
Elmalılı Hamdi Yazır doğum yeri : Elmalı ilçesi, Antalya
Ölüm yeri : İstanbul


ELMALILI HAMDİ YAZIR BİYOGRAFİSİ


Elmalı'ya asıl ününü kazandıran eseri "Hak Dini Kur'an Dili" adlı meşhur Türkçe Kur'an tefsiridir.
Elmalılı Hamdi Yazır, 1877 yılında Antalya’nın Elmalı ilçesinde doğmuştur. Tam adı Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’dır. Aslen Burdur'un Gölhisar kazasına bağlı Yazır Köyü'nden olan babası Numan Efendi, küçük yaşta köyünden ayrılıp Elmalı'ya gelmiş, orada okumuş ve Şer'iyye Mahkemesi'nde Başkatip olmuştu. Annesi Fatma Hanım, Elmalı bilginlerinden Sarlar'lı Mehmet Efendi'nin kızıdır. İlk ve orta öğreniminin yanı sıra hafızlığını Elmalı’da tamamlayan Muhammed Hamdi, tahsiline devam etmek üzere dayısı Mustafa Efendi ile birlikte İstanbul’a gitti ve 1895 yılında Küçük Ayasofya Medresesi’ne yerleşti.
Beyazıtevam ettiği Kayserili Mahmud Hamdi Efendi’den icazet aldı. Bundan sonra hocası Büyük Hamdi, kendisi de Küçük Hamdi diye anılmaya başlandı; yazılarında da bu imzayı kullandı. Soyadı kanunu çıkınca babasının köyünün ismini (Yazır) soyadı olarak aldıysa da daha çok doğum yerine nisbetle Elmalılı diye meşhur oldu.
Son devrin din bilginlerinden ve büyük bir tefsir alimi olan Hamdi Yazır; "Küçük Hamdi Efendi" diye de bilinir.
Elmalılı Hamdi Yazır, Tahsili esnasında Bakkal Arif Efendi ile Sami Efendi'nin hat derslerine devam ederek, onlardan da icazet aldı. Bir taraftan da kendi gayretleriyle felsefe ve musiki öğrendi.
Muhammed Hamdi, ülkeyi çağdaş ilim ve medeniyet seviyesine ulaştırmaya vesile olacağını düşündüğü, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin ilmiye şubesine üye oldu. Beyazıt Medresesi'nde iki yıl süren Dersiamlık görevinden sonra II. Meşrutiyet'in ilk meclisine Antalya mebusu olarak girdi.
Abdülhamit II'in tahttan indirilmesine rıza göstermeyen Fetva Emini Nuri Efendi'yi ikna edip, fetva müsveddesini yazmak suretiyle bu konuda etkili bir rol oynadı. Daha sonra Şeyhulislâmlık Mektûbî Kalemi'nde görev aldı. Mekteb-i Nüvvâb ve Mekteb-i Kudat'ta fıkıh, Medresetü'l-Mütehassısîn'de usûl -i fıkıh, Süleymaniye Medresesi'nde Mantık, Mülkiye Mektebinde de Vakıf Hukuku dersleri okuttu.
Hamdi Yazır, 1918'de Darûl-Hikmeti'l-İslamiyye Azalığına, kısa bir süre sonra da Reisliğine tayin edildi. I. Dünya Savaşı'nı müteakiben Damat Ferid Paşa’nın birinci ve ikinci hükümetlerinde bir müddet Evkaf Nazırlığı'nda bulundu ve bu sırada ayan azası (Senatör) oldu. Bu görevde iken ikinci rütbeden Osmanlı nişanı ile ödüllendirildi. 15 Eylül 1919 tarihinde ilmî rütbesi Süleymaniye Medresesi müderrisliğine yükseltildi. Süleymaniye Medresesi Mantık müderrisi iken, Cumhuriyetin ilanı ile memuriyet yaptığı kurumlar lağvedilince evine çekildi, ilmî tetkik ve incelemelerle meşgul oldu.
Millî Mücadele sırasında İstanbul hükümetlerinde görev yaptığı için İstiklâl Mahkemesi’nce gıyabında idama mahkûm edilmesi üzerine Fatih’teki evinden alınarak Ankara’ya götürüldü ve kırk gün tutuklu kaldı. Mahkeme sonunda muhtemelen İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne üye olması sebebiyle suçsuz bulunarak serbest bırakılınca İstanbul’a döndü. Bundan sonra camiye gitme dışında evinden hiç çıkmadı.
Bir geliri olmadığından maddi sıkıntı çektiği bu dönemde, Metalib ve Mezâhib isimli tercüme eserini tamamladı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Diyanet İşleri Reisliği'ne bir Kur'an tercüme ve tefsiri hazırlatmak görevi verilmişti. Diyanet İşleri de bu hizmeti önce İstiklâl Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy Bey'den istedi. Akif'in bir müddet çalıştıktan sonra, özür beyan ederek görevi bırakması üzerine, teklif Hamdi Efendi'ye götürüldü. O bu sırada Mısırlı Prens Abbas Halim Paşa'nın teşviki ile Büyük İslâm Hukuku Kamusu ile meşgul oluyordu. Teklifi kabul ederek, bu çalışmasını yarım bıraktı ve tefsiri yazmaya başladı. "Hak Dini Kur'an Dili" adını verdiği 9 ciltlik eserini sağlığında tamamlamaya muvaffak oldu. Eserin ilk basımı 1936'da yapıldı. Sahasının en değerli kaynak eserleri arasında sayılır.
Çağdaşları arasında emsaline az rastlanan geniş kültürlü, mütefekkir bir din alimi olan Elmalılı Hamdi Yazır, aynı zamanda sanatçı bir kişiliğe sahipti. Türkçe, Arapça ve Farsça şiirler de yazmasına rağmen edebî yönüyle pek tanınmamıştır. Bunların yanı sıra Fransızca da bilmektedir. "El-metalip ve'l-mezahip" adında Fransızcadan tercüme ettiği bir felsefe tarihi kitabı vardır..
Musikiye'de aşinalığı olan Yazır'ın, sanatçı kişiliği daha çok hattatlığında ortaya çıkar. Sülüs, nesih, ta'lik ve celî türünde yazdığı çeşitli levhalarla son devrin seçkin hattatları arasında sayılmaktadır.
Elmalı'ya asıl ününü kazandıran eseri "Hak Dini Kur'an Dili" adlı meşhur tefsiridir. Kırk sekiz yaşında iken başlayıp hummalı bir çalışma sonucu altmış yaşında tamamlamıştır.
Bunun dışında "Metâlip ve Mezâhib " adlı bir felsefe tarihi tercümesi vardır. "Tahlîlî Tarih-i Felsefe" başlığını da taşıyan eser, Babanzâde Ahmed Naim Bey tarafından İstanbul Darü'l-Fünûn'da ders kitabı olarak okutulmuştur.
Mülkiye Mektebi'nde ki ders takrirleri (notları) de "İrşadü'l-Ahlâf fî Ahkâmi'l-Evkâf" ismiyle basılmış, daha sonraki yıllarda da Mülkiye Mektebinde ders kitabı olarak okutulmuştur.
"Hz. Muhammed'in Dini İslâm" Anglikan Kilisesi'nin sorularına Şeyhulislamlık adına verdiği cevaplardan oluşan bir risaledir. Söz konusu bu risale, Tefsirinin sonraki baskılarının baş tarafına eklenerek yayınlanmıştır. "İstintâcî ve İstikrâî Mantık" İngiliz yazar Alexander Bain'e ait eserin Fransızca'ya yapılan tercümesinden Türkçe'ye çevirdiği bu eseri, Süleymaniye Medresesi'nde öğrencilerine ders notu olarak vermiştir.
Bunların dışında inkâr ve şirkin insan ruhunda uyandırdığı ızdırap, İslâmiyetin ilerlemeye engel olmadığı, orduya yapılan yardımların zekat yerine geçebileceği gibi değişik konularda Beyanü'l-Hak, Sebilü'r-Reşâd ve Sırat-ı Müstekîm dergilerinde Küçük Hamdi veya Elmalılı Küçük Hamdi imzaları ile yayımlanmış birçok makalesi vardır. Aynı zamanda devrinin günlük gazetelerine de ilmî makaleler yazmıştır.
Usûl-i Fıkıha ve mantığa dair bir eseri, yarım vaziyette bir Hukuk Kamusu, bir kısmı noksan kalmış bir Divan, Tefsir'le ilgili tartışmalar dolayısıyla yazdığı bir broşürü basılmayan eserlerindendir.
Elmalılı Hamdi Yazır, Türkçenin yanı sıra Arapça, Farsça ve Fransızca bilmekteydi.
Muhammed Hamdi, uzun zamandır kalp yetmezliği hastalığı çekiyordu. 27 Mayıs 1942'de, Erenköy'de, damadının evinde istirahat etmekte iken vefat etti. Cenazesi Sahrayıcedid Mezarlığına defnedildi.
Elmalılı Hamdi Yazır, 27 Mayıs 1942 tarihinde İstanbul’da 65 yaşında ölmüştür.


Kitapları :


Elmalılı M. Hamdi Yazır gözüyle vakıflar: Ahkâmu'l-evkaf
Hak Dini Kur'an Dili (Kuran'ı Kerim'in Türkçe Tefsiri)
Metalip ve Mezahip
Beyânul-Hak

 

Etiketler :
10
1
2
0
0
0
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡