Erdoğan ve Trump Telefon Görüşmesinde Neler Konuştu
AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, "ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanımızın yaptığı telefon görüşmesinde, Türkiye'nin kaygıları ve bölgede stratejik...
AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, "ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanımızın yaptığı telefon görüşmesinde, Türkiye'nin kaygıları ve bölgede stratejik ortağımız niteliğindeki ABD'nin bölgede terör örgütü ile verdiği görüntüden duyulan rahatsızlık en üst şekilde ifade edildi" dedi.
AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası basın mensuplarının sorularını cevapladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın yaptığı telefon görüşmelerine ilişkin bilgi veren Ünal, "Cumhurbaşkanımız, Trump ile 8 gün içerisinde iki telefon görüşmesi geçekleştirdi ve bu görüşmelerde hem Suriye, hem sınır güvenliğimiz, hem de bölgenin teröristlerden temizlenmesi ve bu yönde geçmişten bugüne ABD'den beklentilerimiz çerçevesinde değerlendirmeler yapıldı. Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Müsteşarı Ümit Yalçın'ın görüşmeler çerçevesinde Tillerson ile yapılan görüşmelerde üzerinde mutabık kalınan konular üzerinden çalışmalara devam kararı alındı. Trump ile Cumhurbaşkanımızın yaptığı telefon görüşmesinde de aynı çerçevede Türkiye'nin kaygıları ve bölgede stratejik ortağımız niteliğindeki ABD'nin bölgede terör örgütü ile verdiği görüntüden duyulan rahatsızlık en üst şekilde ifade edildi. Daha önce Trump'ta hem bölgeye silah gönderilmesi hem de bu yönde 200 milyon dolarlık ayrılan bir bütçenin Trump tarafından dondurulma kararının alınması çerçevesinde yine bizim dile getirdiğimiz ve talep ettiğimiz hususların dikkate alınması çerçevesinde bir görüşme gerçekleşti" ifadelerini kullandı.
Ünal, uyum paketine ilişkin soruya, "İttifak ile ilgili paket TBMM'de kanunlaştı. 13 Nisan'da kendi komisyonumuz ile yapacağımız toplantıdan sonra 19 Nisan'da Cumhurbaşkanımız ile bir toplantı gerçekleştireceğiz. Büyük bir ihtimalle Cumhurbaşkanımızla yapacağımız toplantıdan sonra bu takvim kesinlik kazanacaktır. Uyum yasalarının biran önce TBMM'de görüşülmesi ve yasalaşması gerekiyor" cevabını verdi.
CHP'li Haluk Pekşen'in açıklamalarına ilişkin de Ünal, "CHP sözcülerinin açıklamalarını değerlendirdiğimizde her kafadan bir ses çıkıyor. Bu partinin bir sözcüsü, bir genel başkanı varsa bunların bir ortak dilinin ve ortak söyleminin olması gerekiyor. CHP'de erken kalkan konuşuyor, kendisini göstermek ve kendisini öne çıkartmak içinde kaçınılmaz olarak genel başkanımıza ve bu ülkenin Cumhurbaşkanına dönük kabul edemeyeceğimiz çirkin iftiralar ve hakaretler içeren bir dil kullanıyorlar. Buna dönük gerekli hukuki haklarımızı kullanıyoruz. Hem CHP sözcüsünün hem de CHP milletvekillerinin anlamadığı şey; Anayasamız, seçilmiş cumhurbaşkanının aynı zamanda başkomutan olduğunu anayasal hüküm altına alıyor. TSK, bu milletin emrinde olduğu gibi bu ülkeyi kimin yöneteceğine de bu millet karar veriyor. Seçilmiş meşru hükümetin ve seçilmiş meşru cumhurbaşkanının Afrin'e dönük operasyonda aldığı inisiyatif ve bütün süreci yönetmesinden CHP neden rahatsızdır? CHP darbeci bir akılla hala devletin ve devletin kurumlarının, devletin yargısının, devletin ordusunun tabii ki devletin kendi iç işleyişi içerisinde milletin iradesi dışında bir irade tarafından mı ordunun yönetileceğini düşünüyor ki sanki TSK bağımsız bir güçmüş gibi bir dil kullanıyorlar. CHP'nin duyduğu rahatsızlığı eski Türkiye'nin bir hastalığı olarak görüyoruz. Ordumuzun milletimizle beraber, hükümetimizle, başkomutanımız ile beraber Afrin'de aldığı inisiyatif son derece açıktır ve orada büyük bir başarı kazanılmıştır. Bu ülkenin sanatçılarının, sporcularının da bu başarılarından dolayı Mehmetçiğimizin yanında olması, yüreğimiz Mehmetçiğimiz ile beraber demesinden neden rahatsızlık duyulmaktadır bunu da anlamakta güçlük çekiyoruz. Burada CHP'nin bugüne kadar taş üstüne taş koymadığı bu ülkede yaptığı siyasetle Türkiye'nin gündemini rehin almaya çalışmaktan başka bir şey yapmadığının farkındayız. Geçen gün Cumhurbaşkanımız da söyledi, CHP bu haliyle siyasetin gündeminden yavaş yavaş çıkıyor, patolojinin gündemine daha çok giriyor. Bu da bizi iktidar olarak üzüyor. Biz bu ülkede sağlıklı bir muhalefetin olmasını isteriz. Demokrasilerin olmazsa olmazı sağlıklı bir muhalefetin olmasıdır. Umarım CHP bu patolojiden kısa zamanda kendisini kurtarır" diye konuştu.