Eski 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'ye verilen 15 yıl hapis cezası onandı
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Malatya'daki Fethullahçı Terör Örgütü darbe girişimi davasında dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'ye verilen 15 yıl hapis cezasını onadı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Fethullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Malatya'daki 2. Ordu Komutanlığı ve 7. Ana Jet Üssü'ndeki eylemlerle ilgili 76 sanığın yargılandığı davada verilen karara ilişkin temyiz incelemesini tamamladı.
Dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'ye, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek suçuna yardım"dan verilen 15 yıl hapis cezasını onayan Daire, eski 7. Ana Jet Üs Komutanı tuğgeneral Emin Ayık, 2. Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili, 2. Ordu Harekat Destek Yarbaşkanı tuğgeneral Zeki Karataş, eski albaylar Bahadır Erdemli, Erkan Varol, Mustafa Özkan ve Tayfun Tuna, eski yarbaylar Ahmet Üçbudak ve İsmail Akın, eski binbaşılar Eyüp Kök, Metin Çivilibal, Tuncay Öztürk, İbrahim Dede ve eski yüzbaşı Kemal Keskin'e "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski albay Mehmet Ergün ve üsteğmen Hüseyin Çakıcı'ya verilen müebbet hapis cezasının onanmasına hükmetti.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, aralarında eski 2. Ordu Kurmay Başkanı tümgeneral Avni Angun ile o dönem er olan bazı sanıklar hakkındaki beraat kararının da onanmasını kararlaştırdı.
Huduti'nin eski emir astsubayları Fatih Gürcan ile Eyüp Özcan hakkında verilen beraat kararını bozan Dairenin kararında, her iki sanıkla ilgili eylemlerin, "Anayasa'yı ihlale yardım" suçunu oluşturup oluşturmadığının, sanıkların FETÖ ile bağlantılarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği belirtildi.
ADEM HUDUTİ İLE İLGİLİ DEĞERLENDİRME
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin gerekçesinde, örgütsel bağı kesin şekilde ortaya konamayan Huduti'nin, icra hareketlerinden önce örgütsel organizasyon içinde yer alarak darbe girişiminden haberdar olduğunun, suç işleme karar ve iradesine katıldığının ispat edilemediği belirtildi.
Sanığın darbeye teşebbüs suçunun müşterek faili olmadığına ilişkin yerel mahkemenin kabul ve uygulamasında isabetsizlik bulunmadığı aktarılan kararda, Huduti'nin, valiyle telefon görüşmesinde devletin yanında olduğunu belirtmesine rağmen adli ve idari makamlara karargahtaki kalkışmaya ilişkin fiil ve failler hakkında ayrıntılı bilgi vermediğine işaret edildi.
Gerekçede koruma subayının teklifine rağmen darbeci subayların etkisiz hale getirilmesi teklifini kabullenmeyen sanığın, darbe karşıtı subaylar aracılığıyla karargahın güvenliğini sağlama yoluna gitmediği kaydedildi.
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin kararında Huduti ile ilgili şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Komutan sorumluluğu çerçevesinde darbecilere karşı net tavır ortaya konulmaması ve bu tavrın vaktinde kamuoyu ile paylaşılmaması, valilik ve diğer güvenlik güçleri ile iş birliği yapmada gecikme, karargahta darbecilere karşı güç olarak üstün olmalarına, bir ara silahsızlandırılmalarına rağmen darbecilerin derdest edilmemesi neticesinde çatışma yaşanmasına, bu ihmali davranış sonucunda darbeye teşebbüs edenlerin fiiline doğrudan iştirak edilmemekle birlikte eylemleri kolaylaştırıldığından bahisle suça yardım eden olarak kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır."
Gerekçede, ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilen eski 7. Ana Jet Üs Komutanı tuğgeneral Emin Ayık'ın, Akıncı Üssü'nden arandığı ve darbenin planlayıcıları ile görüştüğü, daha sonra hava üssüne geldiği bildirildi.
Genelkurmay Başkanlığınca uçuşların yasaklanmasına rağmen 4 silahlı F-16'nın uçuşa hazırlanma emrinin verildiği kaydedilen gerekçede, Ayık'ın darbe girişimine ilişkin mesajın iletilmesinden önce üste güvenlik tedbiri aldırdığı, eski albay Tayfun Tuna'nın ise uçakları uçuşa hazırladığı anlatıldı.
Gerekçede, sanık Ayık'ın pistlerin açılması için sivil görevlilerle tartıştığı kaydedildi.
Darbeciler tarafından silahlandırılan, o dönem askerlik hizmetini yapan erlere, kışlaya yönelik terör saldırısı olduğu gerekçesiyle içeri girmek isteyenlere ateş açmaları emrinin verildiği ifade edilen gerekçede, erlerin ateş açması nedeniyle halk ve güvenlik güçlerinden yaralanan kimsenin bulunmadığı, ayrıca erlerin emirlerin suç işleme amacıyla verildiğini bilebilecek durumda olmadıkları belirtildi.
Gerekçede, söz konusu sanıklar hakkındaki beraate ilişkin hükümde isabetsizlik görülmediği bildirildi.