Eski İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan kimdir? Nereli? Kaç yaşında?
Eski İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında gösterdiği başarının ardından, ismi sıkça duyulan isimler arasında yer aldı. Peki Eski İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan kimdir? Nereli? Kaç yaşında?
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ismi sıklıkla duyulan kişiler arasında yer alan ve bir ara İçişleri Bakanı olacağı iddialarıyla kulisleri sarsan eski İstanbul İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, internet kullanıcıları tarafından arama motorlarında en sık aratılan konular listesinde ilk sıralarda yer almaya devam ediyor. Peki Eski İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan kimdir? Nereli? Kaç yaşında? İşte detaylar...
ESKİ İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRÜ MUSTAFA ÇALIŞKAN KİMDİR? NERELİ? KAÇ YAŞINDA?
1968 yılında Nevşehir'de dünyaya gelen 53 yaşındaki Mustafa Çalışkan, ilk ve ortaöğrenimini Kayseri’ de tamamlayarak 1983 yılında Ankara Polis Koleji Sınavını kazandı.
1987 yılında Polis Akademisi’ne girdi ve 1991 yılında mezun oldu.
1991 yılında İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde Komiser Yardımcısı olarak göreve başladı.
Sırasıyla İstanbul, Yalova, Batman, Kırşehir, Sakarya ve Adana illerinde görev yaptı.
2001-2002 yılları arasında BM Polis Barış Gücü’nde (Doğu Timor) , 2005-2006 yılları arasında da Kosova’da BM Polis gücünde görev aldı.
Polis Koleji, Polis Akademisi, Adalet Meslek Yüksek Okulu, İstanbul Adli Tıp Enstitüsü Yüksek Lisans programından mezun oldu.
Ayrıca Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde doktorasını bitirmiştir.
2014 yılı Ocak ayında İstanbul ‘a atanan Dr. Mustafa Çalışkan, Yıkıcı Bölücü Örgütlerle Mücadele, VİP, Terörle Mücadele Kurslarını görmüştür.
İyi derece İngilizce bilen Dr. Mustafa Çalışkan, evli ve 2 çocuk babasıdır.
15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNDE MUSTAFA ÇALIŞKAN
İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan 15 Temmuz’da yaşadıklarını, hain kalkışmanın yıldönümü sebebiyle hazırlanan, “Bir Emir Bin Nefer” adlı belgeselde anlattı. Kalkışmayı IŞİD’e operasyon hazırlığında öğrendiğini belirten Çalışkan’ın anlattıkları o gün köprüde yaşananları da ortaya koydu. Darbe kalkışmasının önlenmesindeki en önemli isimlerden birisi olarak gösterilen İl Emniyet Müdürü, korumasının şehit olduğu anları da belgeselde dile getirdi.
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yapılanmasının 15 Temmuz Darbe Kalkışması'nın İstanbul'da bastırılmasının en önemli isimlerinden biri olan İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan o gün yaşananları anlattı.
15 Temmuz Darbe Girişimi'nin birinci yıldönümü sebebiyle hazırlanan ‘Bir Emir Bin Nefer' adlı belgeselde yaşananları anlatan Mustafa Çalışkan, darbe sırasında IŞİD'e yönelik bir operasyonla ilgili toplantı halinde olduğunu belirterek o anları şöyle ifade etti “Haberi aldığım saatlerde İstihbarat Şube Müdürü ve Terörle Mücadele Şube Müdürü'yle DEAŞ'la ilgili bir operasyon planlaması yapıyorduk. Biz operasyonla ilgili planlama yaparken, emniyet müdür yardımcısı arkadaşlarımızdan bir tanesi, albay olduğunu söyleyen bir kişinin darbe yaptıklarını, bu darbe çerçevesinde de kendilerinin teslim olmalarını istediklerini, kan akıtmamak gibi bir takım söz ettiklerini, Beylerbeyi önündeki polislerimizin silahlarını askerlerin geldiği ve almak istediğini, personelimiz telsim almak istediklerini söyleyince bu bizi çok rahatsız etti ve yerimizden fırladık”
"KANUNLAR ÇERÇEVESİNDE HAREKET EDİLECEK"
Daha sonra yaşananları da anlatan Çalışkan, hızlı bir şekilde arkadaşlarıyla birlikte Boğaz Köprüsü'ne (15 Temmuz Şehitler Köprüsü) doğru hareket ettiğini belirterek, "Hiçbir polisin silahını teslim etmeyeceğini gerekirse kullanacağını talimatını verdiğini dile getirdi. Belgeselde Çalışkan'ın telsizle yaptığı “Bütün arkadaşlarıma hitap ediyorum; hiç kimse görevini terk etmeyecek, silahını vermeyecek, bulunduğu yeri terk etmeyecek. Benim talimatlarıma göre hareket edilecek, kanunlar çerçevesinde hareket edilecek" anonsları da yer alıyor.
"DARBE İHTİMALİNİ HİSSETTİM"
Köprüye ulaştığında Anadolu Yakası'nın askerlerce tutulduğunu ifade eden Çalışkan, “Daha önce yaşamadığımız bir olaydı. Kendi aramızda değerlendirme yaptık. Burada darbe ihtimalini büyük oranda hissettim" diyen Çalışkan bu andan sonra gelen telefonlara "Bu darbeye benziyor. Bunun polis marifetiyle durdurulma imkanı çok az. Mutlaka insan seli halinde sokağa çıkılması gerektiğini belirttim" dediği açıklamalarında, telsizle yapılan anosların da önemi üzerinde duruyor.
"TEREDDÜT EDEN AYRILSIN"
Köprüdeki Özel Harekat polisleri ile yaptığını anlatan Çalışkan, "Köprüyü ne kadar sürede ele geçireceğimizi, ele geçirip geçiremeyeceğimizi konuştuk. Tereddüt eden karşımızda asker var duygusu olanın ayrılabileceğini söyledim. Hiçbir arkadaşım kesinlikle ayrılmayacaklarını kesinlikle korkmadıklarını ve çok hızlı bir şekilde köprüyü ele geçireceklerini, belki şehit olacaklarını ama köprüyü ele geçirecek gücümüzün olduğunu söylediler." şeklinde konuştu.
"OTOMOBİL ÜZERİNDE KONUŞTU"
Çalışkan köprüyü geri almak için verilen mücadele sırasında yaşadıklarını da anlatarak, kalkışmacıların, kalabalığın toplanmasının ardından ağır silahlarla daha fazla ateş açmaya başladığını belirterek, sayının artmasının ardından insanlara ateş açıldığını belirterek, "Bir aracın üzerine çıkmak durumunda kaldım. Oradan sesimi duyurmaya çalıştım. Orada beraber geçip, Oradaki askerleri alacağımızı, kimsenin burnun kanamaması için çalışacağımızı onlarında Türk insanlarının çocukları olduğunu, Hem halkı sakinleştirmek için hem de birlikte hareket edebilmek için bir konuşma yaptım" diyor.
"BENDE ÇELİK YELEK VAR, BEN ÖNE GEÇEYİM"
"Benin aldığım terbiye, aldığım eğitim, tecrübem, bilgim Türk askerinin hiçbir şartla Türk vatandaşına ateş etmeyeceği şeklindeydi. Buna da inandığım için gerçekten inandığım için, hiç eğilmeden, hiç hedef küçültmeden askerlerin bulunduğu yere doğru gittim. Ateş ediyorlardı. Önce havaya ateş ettikleri çok netti. Ama 5-10 metre sonra mermiler başımızın üzerinden geçtiğini çok iyi hissediyordum. Şu sesleri defalarca duydum ‘ Emniyet müdürünü koruyalım' önümde 2 saf oluşturdular. Bende onlara şunu söylemeye çalıştım. Üzerimde çelik yelek var sizin üzerinizde o dahi yok. Ben önde olayım diyorum; ama, vatandaşımız hiçbir şekilde sadece Emniyet müdürü olduğumu bildiği için 2 saf oluşturdular. Halen inancım şuydu ki! Bu ordu mensubu görünen insanlar Türk Halkı'nın üzerine ateş etmez.
"YAYLIM ATEŞİ YAPTILAR"
Askerlerin yaylım ateşi açtıklarını ifade eden İstanbul Emniyet Müdürü sonra yaşananları da anlatarak "Öyle bir hareket yaptılar ki savaşta dahi belki yapılmaz. Vatandaşın üzerine yaylım ateşi ile ateş ettiler. İlk etapta refleks şeklinde yere yığıldık. Herkes sağa sola kaçıştı. Korumam beni korumaya çalıştı. Ama ağır yaralananları gördüm. Bir yandan elbette kendi canınızı düşünüyorsunuz. Bir yandan da orayı yönetmek ve oradaki insanları doğru yönetmek zorunda olduğunuzu hissediyorsunuz. Tekrar biz yerimizden kalktığımızda ikinci kez ateş edildi. İkinci kez yaylım ateşi yapıldı. O arada birçok kişi yaralandı" ifadelerine yer veriyor.
"MEHMET ORADA YATIYOR"
Belgeselde iki korumasının vurulduğu anları da anlatan Mustafa Çalışkan'ın o anları anlatırken duygulandığı görülüyor. Çalışkan yaşananları şöyle anlatıyor; "Yere düştüğümüzde, Münir Alkan'ın vurulduğunu yerde yattığını gördüm. Göz göze geldik, canlı olduğunu, o an halen yaşadığını hatırlıyorum . Yine diğer korumam Mehmet Onay benim ön tarafımda hemen önümde sol tarafta yattığını gördüm. Göz göze geldik. Bu hayatta belki çok yaşanacak bir şey değil ama göz göze geldiğimizde 3- 4 arkadaşım, 3-4 koruma arkadaşlarım beni uzaklaştırmaya çalışıyor. Bende ‘Mehmet orada yatıyor' ‘Mehmet orada yatıyor' şeklinde onu almayan çalışıyordum. Bir taraftan tabi ki kendi canınızı düşünüyorsunuz ama bir yandan da orayı yönetmek ve ordaki insanları doğru yönlendirmek gibi bir görev hissediyorsunuz. Mehmet Onay'ın ve Münir Alkan'ın ağır yaralandığını gördükten sonra yolun karşı tarafına geçtik. Arkadaşlarımızı hızlı bir şekilde oradan bulabildiğimiz araçlarla hastaneye sevk ettik"
"DİRENCİN KIRLIMAMASI İÇİN ÇABA SARF ETTİM"
Koruma Polisi Münir Alkan'ın şehit olduğu haberini aldıktan sonra, Allah'dan geldik O'na döneceğiz ayetini okuduğu belirten Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, bulunduğu durumu ve yaşadıklarını şu ifadelerle dile getiriyor: "Biraz sonra Münir Alkan'ın şehit olduğu haberini bana ilettiler. Önce, ‘inna lillah ve inna ileyhe raceun' diyerek kendimi toparladım. Sonra da kesinlikle; ölümlerden, yaralanmalardan bahsedilmemesini, yaralılarımızın olduğunu, Mehmet Onay'ın ve aynı şekilde Münir'in de yaralı olduğunu , hastaneye gönderdiğimizi söyleyerek diğer personelimizi ayakta tutmanı ve direncimizin kırılmaması için çaba sarf ettim."
"CUMHURBAŞKANI ARADI"
Çalışkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini aradığını ifade ederek, Atatürk Havalimanı'nın nasıl kurtarıldığını da belgeselde anlatıyor. Çalışkan, 1 yıl önce yaşadıklarını şöyle ifade ediyor. "Cumhurbaşkanımızın Koruma Müdürü Muhsin Bey aradı. Cumhurbaşkanımızın görüşmek istediğini söyledi. Cuhurbaşkanımız, Atatürk Havalimanı'ndaki durumu sordu. Kuleyle ilgili durumu öğrenmek istedi. Kulenin işgal halinde olduğunu söyledim. Kuleyi ne kadar sürede alabileceğimizi sordu. On onbeş dakikada alabileceğimizi arz ettim. Kulenin kendisi için çok önemli olduğunu söyledi. Bu söz üzerine Cumhurbaşkanımızın İstanbul'a gelebileceğini değerlendirdim. Özel Harekat Şube Müdürümüz ve Atatürk Havalimanı Şube Müdürümüzü aradım"
"GEREKİRSE ÖLÜN ÖLDÜRÜN"
Kulenin alınmasının önemi üzerin aradığı emniyet müdürleri ile telefon görüşmesini de aktaran Dr. Mustafa Çalışkan, "O hengame ve kargaşa içerisinde, ne yaparsanız yapın 10-15 dakika içerisinde, gerekirse ölün gerekirse öldürün ancak 10-15 dakika içerisinde kuleyi ele geçirin talimatını verdim. 10-15 dakika sonra özel harekat müdürümüz kulenin alındığını söyledi. Ben de tekrar Cumhurbaşkanımıza ilettim. Cumhurbaşkanımızın uçağı çok şükür sağ salim Atatürk Havalimanı'na indi" diyor.
"AİLEMİ UNUTMUŞUM"
İki çocuk babası olan Mustafa Çalışkan, köprüye gittikten 2 saatten daha fazla süre sonra çocuklarını hatırladığını dile getirerek, "Ailemi o hengamede unutmuştum. Öyle bir gün yaşadık ki eşinizi evlatlarınızı dahi hatırlayamayacağınız bir gün yaşadık. O gecenin her olayı değerliydi, kıymetliydi. Her saniyesi bizim için değerliydi" diyerek sözlerini sonlandırıyor.