Fetih süresi anlamı nedir?
Fetih süresi anlamı nedir? Kur'an-ı Kerîm'in kırksekizinci suresi. Medine'de, Hudeybiye antlaşmasından sonra Hicret'in altıncı yılında nâzil olmuştur. Yirmidokuz ayet, beşyüzaltmış kelime, ikibindört yüzotuzüç harftir. fâsılası Elif harfidir.
Rasulullah'ın bu gece bana öyle bir sure indirildi ki o sure benim için dünya ve içinde bulunan her şeyden daha hayırlıdır.buyurduğu fetih suresi cuma günü saat kaçta ve kaç kere okunmalı, cuma günü okunan fetih süresinin faziletleri nelerdir?
FETİH NE DEMEK: Kur'an-ı Kerîm'in kırksekizinci suresi. Medine'de, Hudeybiye antlaşmasından sonra Hicret'in altıncı yılında nâzil olmuştur. Yirmidokuz ayet, beşyüzaltmış kelime, ikibindört yüzotuzüç harftir. fâsılası Elif harfidir. Adı surede geçen Feth kelimesine dayanır: "Biz sana apaçık bir fetih müjdeledik" (Ayet I) Fetih: Bir yeri almak, zaptetmek, ele geçirmek veya Fetih, açmak, bir kapalılığı gidermek demektir.
FETİH SURESİNİN ANLAMI: Sure, müslümanların geleceğine dâir müjdeler ihtiva etmektedir. Hudeybiye andlaşmasından önce Resulullah (s.a.s.) rûyasında sahabeleriyle birlikte Mekke'ye gittiklerini ve orada umre ziyaretini yaptıklarını gördü. Bir peygamber için rûya ayrı bir önem ifade eder; Çünkü rûyaları bir çeşit vahiydir. Bunun üzerine Resulullah ashabına umreye gitmek üzere hazırlık yapmalarını ve çevreye haber gönderilmesini emretti. Muhâcir ve Ensâr hazırlıklarını yaptılar. Ancak çevre kabîlelerden çağrıya icabet etmeyenler oldu. Çünkü hicretten sonra Mekkeliler, beş yıldır hiçbir müslümanı Mekke'ye sokmamışlardı. Mekkelilerden izin almadan yapılan bu yolculuk sonucunda müslümanların bir katliama tâbi tutulacaklarını sanıyorlardı.
Hac mevsiminde Mekke'nin kapılarını amansız düşmanlarına bile açan Mekkeliler sadece müslümanların gelmesini kabul etmiyorlardı.
Peygamber (s.a.s.)'le birlikte 1400 sahabi yola koyuldu. O dönemde umreye gidenlerde âdet olduğu üzere her şahıs beraberinde silah olarak sadece kılıcını götürürdü. Kurban edilmek üzere beraberlerinde yetmiş deve de götürmüşlerdi. Mıkat'a geldiklerinde ihramlarını giyerek yollarına devam ettiler. Harem sınırına yakın Hudeybiye denilen yere geldiklerinde ise Mekkelilerin silahlanarak pusuya yattıkları haberi duyuldu. Müslümanlar orada konakladılar. Karşılıklı elçiler gönderildi. Nihayet andlaşma yapmak üzere görüşmeler yapıldı ve andlaşma imzalandı. Andlaşma maddeleri görünürde müslümanların aleyhineydi. Bu sebeple şartlar görüşülürken müslümanlar aşırı derecede huzursuz idiler. Hoşnutsuzluklarını Resulullah'ın huzurunda bile söylüyorlardı.
İşte böyle bir andlaşmadan dönerken -ki umre yapma imkânını da bulamamışlardı- Mekke fethini içeren Fetih suresi indi. Sure, müslümanların gönlüne su serpmişti.
Sûre şu fetih müjdesiyle başlar:
"Biz sana apaçık bir fetih verdik. Tâ ki Allah, senin günahından, geçmiş ve gelecek olanı bağışlasın ve sana olan nimetini tamamlasın ve seni doğru bir yola iletsin. Ve Allah sana şanlı bir zafer versin. O, imanlarına iman katsınlar diye mü'minlerin kalblerine huzûr indirdi. Göklerin ve yerin askerleri Allah'ındır. Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır." (1-4) .
Böylece müslümanlara sadece umreye gidecekleri değil, Mekke'nin fethedileceği müjdesi de verilmiş oluyordu. Sure, müminlerin âhirette de mükâfatlandırılacaklarına, münâfık ve müşriklerin ise şiddetli bir azaba çarptırılacaklarına dikkat çektikten sonra; korkuları sebebiyle bu yolculuğa katılmayanların samimî kişiler olmadıklarını, Medine'ye varıldığında asılsız birtakım bahaneler uyduracaklarını haber vermektedir. Söz nihayet andlaşmaya katılan müminlere getirilir. Allah'ın o kimselerden razı olduğu ve yakında bir fetihle mükâfatlandırılacakları anlatılır:
"Allah şu müminlerden râzı olmuştur: ki onlar, ağacın altında sana bey'at ediyorlardı. Allah onların gönüllerindeki (doğruluk ve vefayı) bildiği için onların üzerine huzur ve güven indirdi ve onlara yakın bir fetih verdi. Yine onlara (yakında) alacakları birçok ganimetler bahşeyledi. Allah üstündür, hikmet sahibidir" (18-19).
Bu arada Hz. Peygamber (s.a.s.)'in Hudeybiye andlaşmasından önce gördüğü rûya ele alınarak Peygamberin bu rûyasının gerçek çıkacağı bildirilir (27-28). Kuran'da geleceğe dair bu tür pek çok haber vardır ve bunların hepsi anlatıldığı gibi gerçekleşmiştir. Surenin sonunda Peygamber ve onunla birlikte olanlar övülerek üstün hasletlerinden bir kısmı şöylece dile getirilir: "Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar, kâfirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametlidirler. Onların, rukû ve secde ederek Allah'ın lutuf ve rızasını aradıklarını görürsün. Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır. Onların Tevrat'taki vasıfları ve İncil'deki vasıfları da şudur: Filizini çıkarmış, onu güçlendirmiş, kalınlaşmış, derken gövdesinin üstüne dikilmiş, ekincilerin hoşuna giden bir ekin gibidirler. Onlara karşı kâfirleri de öfkelendirir (bir duruma geldi). Allah, onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfat vadetmiştir" (29). Bu benzetme, Allah Resulünün ve arkadaşlarının ilk ve son durumlarını anlatmaktadır. İlk defa yere atılan bir tane gibi filizlenmeğe başlayan müslümanlar, gittikçe güçlenerek koca bir ordu olmuşlar; İslâm tohumunu ekenler bu durumdan son derece sevinirlerken, onların bu güçlü durumunu gören kâfirler, öfkeden çatlar hale gelmişlerdi.
Surenin Faziletine dair birkaç hadis:
Rasulullah s.a.v şöyle buyurmuştur: bu gece bana öyle bir sure indirildi ki o sure benim için dünya ve içinde bulunan her şeyden daha hayırlıdır. (sahihi buhari) bir diğer hadiste: fetih suresini okuyan kimseye hudeybiye ağacının altında Muhammed s.a.v e biat eden kimse gibi sevab vardır.( Ubey bin kab r.a dan)
İbni mesud r.a dan: rasulullah buyurdu ki: Ramazanın birinci gecesinde kim nafile namaz kılıp namaz içinde fatihadan sonra fetih suresini okursa Allah teala o kimseyi bütün sene korur. (Ruhul Beyan tefsiri)
Ebu said (r.a.) ve ebu hureyre (r.a ) rivayetinde ise bu namazın sonunda selam verildikten sonra 10 defa kadir suresi ve 10 defada Efendimize salatü selam okunur ilavesi vardır. (İhyayı Ulumiddin)