Fuat Oktay'dan Barış Pınar Harekatı hakkında sert açıklama
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay'dan sert Barış Pınar Harekatı açıklaması "911 kilometre uzunluğunda sınırımız olan bir bölgede kimse 40 yıldır asker-sivil demeden vatandaşımızın canına kıyan katil bir örgütün palazlanmasına izin vermemizi bekleyemez."
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay'dan sert Barış Pınar Harekatı açıklaması "911 kilometre uzunluğunda sınırımız olan bir bölgede kimse 40 yıldır asker-sivil demeden vatandaşımızın canına kıyan katil bir örgütün palazlanmasına izin vermemizi bekleyemez."
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 21. Dünya Rus Medya Kongresinde yaptığı konuşmada, "Sizlerden beklentimiz; Barış Pınarı Operasyonu'nun amacının bölgede istikrarı sağlamak ve terörle mücadele olduğunu; asla Kürtlere ya da herhangi bir etnik unsura yönelik yapılmadığını ve terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi haberler ve yayınlarınızla dünyaya anlatmanızdır" dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Küresel Gazeteciler Konseyi'nin ev sahipliğinde düzenlenen 21. Dünya Rus Medya Kongresine katıldı. Burada bir konuşma yapan Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin'in 2019 yılında 6 kez yüz yüze ve 9 kez de telefonla görüştüklerini belirterek, Türkiye-Rusya ilişkilerine değindi. Oktay, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in son olarak Soçi'de görüştüklerini hatırlatarak, "Karadeniz'in iki kıyısına güneşli havalar taşıyan Türkiye ve Rusya Cumhurbaşkanları arasındaki dostluk, sadece iki ülke açısından değil bölgesel ve küresel önem taşımaktadır. Güçlü devlet geleneğine sahip iki ülke arasındaki mevcut ilişkilerin kurumsallaşması ve dostane işbirliğinin sürdürülebilir hale gelmesi için yoğun çabamız sürmektedir. Bu kapsamda Üst Düzey İşbirliği Konseyi 2010 yılında hayata geçirilmiş, Konsey'in alt mekanizmaları olan, Ortak Stratejik Planlama Grubu, Karma Ekonomik Komisyon ve Toplumsal Forum işler hale getirilmiştir. Bugün artık Türk-Rus iş birliği dediğimizde her biri mihenk taşı olan prestij ve vizyon projeleri akla gelmektedir. İki ülke arasında var olan 27 milyar dolarlık ticaret hacmi ve 10 milyar doları aşan karşılıklı doğrudan yatırımlar ilişkilerin geleceğine dair daha ümitvar olmamızı sağlamaktadır. TürkAkım ve Akkuyu Nükleer Güç Santrali gibi bölgede eşi olmayan dev projeler ve derinleşen savunma sanayi iş birliğimizin yanında kültürel alanda da ilişkilerimiz perçinlenmektedir. Rusya ile karşılıklı Kültür ve Turizm yılı ilan ettiğimiz 2019 yılının ilk 8 ayında 4 milyon 831 bin Rus turist ülkemizi ziyaret etmiştir. Eminim sizlerin arasında da hayatında en az bir kez Türkiye sahillerinde tatil yapan, Türkiye'den güzel anılarla ayrılan dostlarımız bulunmaktadır. Ayrıca Rusya'da Türk dizi ve filmlerine artan rağbeti memnuniyetle takip ediyor, Yunus Emre Enstitüsü aracılığıyla Rus dostlarımızla Moskova, Ulyanovsk, Yekaterinburg ve St. Petersburg şehirlerinde Türk film günlerinde buluşuyoruz. Ayrıca, Manisa Celal Bayar Üniversitesi ve Rusya Federasyonu Milli Ekonomi ve Devlet Yönetimi Akademisi arasında başlatılan yükseköğretim iş birliği gibi adımların sayılarının artmasını arzu ediyoruz. Rusya ile ilişkilerimizi hem toplumsal ve insani boyutta hem de diplomatik ve ekonomik alanda ilerletmeye kararlıyız. Öncelikli olarak 100 milyar dolar ticaret hacmini ve 6 milyon turist sayısını hedeflemekteyiz. Ama her şeyden önemlisi, Rusya ile sağlayacağımız iş birliği ile bölgede istikrarın, refahın ve huzurun hakim olmasını amaçlamaktayız. Bu kapsamda Barış Pınarı Operasyonu dahilinde Rusya ile varılan mutabakata önem veriyor; Suriye krizinin çözümüne yönelik birlikte katkı sağladığımız bir fırsat olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE, SURİYE KRİZİNİN BAŞLANGICINDAN BU YANA İLMEK İLMEK DOKUNAN TERÖR YANLISI OYUNLARI BOZMUŞTUR"
Suriye krizinin çözümüne yönelik atılan her bir adımın gayesinin bölgede akan kanın durması ve Suriye'nin 8 yıldır özlemini çektiği huzur ortamına kavuşması olduğunu söyleyen Oktay, "Suriye'de krizin başladığı ilk günlerden itibaren Türkiye, her zaman çözümün Suriye toprakları içinde aranmasından yana olmuş, Suriye'nin toprak bütünlüğüne daima saygı duymuştur. Bu kapsamda siyasi ve diplomatik gayretlerimiz kesintisiz sürmüştür. Türkiye, Rusya ve İran'ın desteğiyle İdlib'de oluşturulan görece sükunet ortamı sayesinde yüzbinlerce insanın hayatı kurtulmuş ve yeni bir göç dalgasının önüne geçilmiştir. Türkiye'nin hem Fırat'ın batısında hem de doğusunda teröre karşı verdiği mücadelede kendi çıkarlarımızın gerektirdiği bir tercih değil, bölge istikrarı için hayati bir zorunluluktur. Ülkemizde bulunan 4 milyonu aşkın sığınmacının yuvalarına geri dönüşleri, Suriye'nin yeniden huzura, güvene ve istikrara kavuşmasıyla mümkündür. Diğer taraftan PKK/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin Suriye krizini ülkemize taşıma gayretleri ve sınır güvenliğimiz konusunda taşıdığımız hassasiyet, bizi bu meselede sahada fiilen var olmaya mecbur etmiştir. Bu doğrultuda gerçekleşen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatıyla Türkiye, Suriye krizinin başlangıcından bu yana ilmek ilmek dokunan terör yanlısı oyunları bozmuştur. Bu bölgelerde güvenli hale getirilen kısımlara dönen sığınmacılar şimdi kendi topraklarında huzur içinde hayatlarına devam etmektedir" açıklamasını yaptı.
"YAKLAŞIK 2 MİLYON SIĞINMACININ GÖNÜLLÜ GERİ DÖNÜŞÜNÜ HEDEFLİYORUZ"
Barış Pınarı Harekatına değinen Oktay, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Operasyonda teröristlerle yaşanan çatışmalarda 7 askerimiz ile Suriye Milli Ordusundan 96 kardeşimiz şehit olmuştur. Teröristlerin sınır şehirlerimize attıkları havan ve füzeler sebebiyle 20 sivil vatandaşımız şehit olmuş, 184 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu vesileyle, Barış Pınarı Operasyonu'nda şehit olan Mehmetçiklerimiz ve sivil vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, gazilerimize acil şifalar diliyorum. 9 gün devam eden operasyon, ABD ve Rusya ile varılan mutabakat sonucunda başarıyla sonuçlandırılmıştır. 911 kilometre uzunluğunda sınırımız olan bir bölgede kimse 40 yıldır asker sivil demeden vatandaşımızın canına kıyan katil bir örgütün palazlanmasına izin vermemizi bekleyemez. Burada oluşturulmaya çalışılan terör koridoruna karşı çıkmak en doğal hakkımızdır ve bu hakkımızı hem masada hem sahada savunmaya devam ediyoruz. Şimdi Mehmetçiğimiz, Suriye Milli Ordusu ile birlikte harekat alanını tarayarak, geride bıraktıkları terör tuzaklarını etkisiz hale getirmektedir ve Fırat'ın doğusundaki yaklaşık 480 kilometrelik alanın 120 kilometresi şu anda kontrolümüz altında bulunmaktadır. Kalan kısmının kontrol altında tutulması hususunda da Rusya ile mutabakata varmış durumdayız. Uluslararası toplumun desteğiyle Barış koridoru bölgesine, yaklaşık 2 milyon sığınmacının gönüllü geri dönüşünü hedefliyoruz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye, dostlarıyla yürüyen, sahada sözünü söyleyen ve bunun gereğini yaparak sahada netice alan bir ülkedir."
Göçmenlerin geri dönüşleri konusunda Rusya ile yakın çalışacaklarının altını çizen Oktay, "Amerika ve Rusya ile varılan mutabakatların amacına ulaşması, PKK-YPG ve DEAŞ terör örgütlerinin Suriye'den tamamen temizlenmesine bağlıdır. Terörün küresel bir sorun olduğunu kabul ederek diğer ülkelerin de ülkemizin teröre karşı meşru mücadelesinde destek olmasını bekliyoruz. Uluslararası toplumun iyi terörist kötü terörist ya da kullanışlı/kullanışsız örgüt ayrımı yapmaktan kaçınarak, insani veçhelerle, Türkiye ile eşit sorumluluk paylaşmasını arzu ediyoruz. Barış Pınarı Harekâtı sırasında ne yazık ki uluslararası medyada yayılan dezenformasyonlar ve taraflı tutumlar ile de mücadele etmek durumunda kaldık. Sınıra yakın ilçelerimizde sivil vatandaşlarımızın terörün hedefi olması ve PKK/YPG'nin gerçek yüzü yabancı basında neredeyse hiç yer bulmadı. Bu süreçte, Türkiye'nin haklı ve meşru mücadelesinin dünya kamuoyuna duyurulmasında siz uluslararası medya temsilcilerinin de desteğini istiyoruz. Sizlerden beklentimiz; Barış Pınarı Operasyonu'nun amacının bölgede istikrarı sağlamak ve terörle mücadele olduğunu; asla Kürtlere ya da herhangi bir etnik unsura yönelik yapılmadığını ve terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi haberler ve yayınlarınızla dünyaya anlatmanızdır. Yani Türkiye'de ve bölgede yaşanan gerçekliği hiçbir ülkenin gözüyle değil objektif bir şekilde kendi gözünüzle görmeniz; gözlemlemenizdir" diyerek konuşmasını sonlandırdı.