“Göç tek başına bir ülkenin ya da uluslararası bir örgütün çözebileceği bir problem değil”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, göçün tek başına bir ülkenin ya da herhangi bir uluslararası örgütün çözebileceği bir problem olmadığını ifade ederek ciddi bir işbirliği gerektirdiğini vurguladı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, göçün tek başına bir ülkenin ya da herhangi bir uluslararası örgütün çözebileceği bir problem olmadığını ifade ederek ciddi bir işbirliği gerektirdiğini vurguladı.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Kartepe Zirvesi'ne katılan Dışişleri Bakanı ve zirvenin Onursal Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Bugün ki gördüğüm atmosferden şu sonucu çıkardım; Kartepe Zirvesi önümüzde ki yıllarda geleneksel bir zirve haline gelecek. Zirvenin temasını çok zamanlıca buluyorum. Gerçekten bugün karamsar bir tablo çizmek istemiyorum ama bölgemiz ve ötesinde büyük sınamalar ile karşı karşıyayız. Boyutlarına baktığımız zaman tek başına bir ülkenin ya da herhangi bir uluslararası bir örgütün çözebileceği durum değil. Ciddi işbirliği gerektiriyor. Avrupa ve bölgemizdeki sorunlar hoşgörüsüzlük, yabancı düşmanlığı, bölgede yönetilemeyen ülkelerin olması, diğer yansımaları örneğin terör ve ırkçılık hepsi. Göçmenlere karşı yaklaşım. Göçmen düşmanlığı, mülteci düşmanlığı hatta yerinden edilmiş insanlara karşı sempati değil tam tersi. Göç sebeplerine bakıyoruz yaşanan bu sorunlar. İşte bu sorunları nasıl çözeceğiz. Göç konusunda birlikte hangi adımları atabilmeliyiz, yerinden edilmiş insanları da tekrar terk ettikleri evlerine nasıl döndürmeliyiz. Keza bizlere sığınan politikaların hangilerinde başarılıyız hangilerinde başarısız bunları iyi değerlendirmeliyiz" dedi.
"Göç sorunu bir güvenlik sorunudur"
2'nci Dünya Savaşı döneminden itibaren yaklaşık 70 milyon insanın evini terk etmek zorunda kaldığını ifade eden Çavuşoğlu, "Bu sorunu tek başımıza çözemiyoruz, işbirliği yapmamız gerekiyor. Bu sorunu çözebilmek için hangi pencereden gördüğümüz de önemli. Göç sorunu bir güvenlik sorunudur. Terör ve insan kaçakçılığı ile birçok boyutu var. İlgili arkadaşlarımız ve Türkiye'de diğer ortaklarıyla beraber yürütüyoruz. Bu işe sadece güvenlik penceresinden bakarsak her şeyden önce bir insan olarak yanlış yerlere yönlendiriliriz, değerlerimizi kaybederiz. Evet güvenlik gerekli, insani boyuttan da bakmasını öğrenmemiz lazım. O zaman daha sağlıklı politikalar üretebiliriz. Düzensiz göç ile mücadele edebiliriz. Bugün yapmamız gereken düzensiz göç ile mücadeledir" diye konuştu.
"Kontrollü göçü sağlamamız lazım"
AB'yi bir kere daha uyarmak istiyorum diyen Çavuşoğlu, "İngilizce tabirle illegale karşıyız, her göçmen suçlu değil, her göçmen kaçak değildir. Ama insan kaçakçılığı dahil her boyutu ile mücadele yaparken diğer taraftan kontrolü nasıl başarmamız lazım. Bugün göç bir gerçektir. Engelleyemediğimiz için de gerçektir, ihtiyaç olduğu için de gerçektir. Avrupa'da çok ciddi bir yaşlanma olduğu için 10-20 sene sonra çok ciddi göçe ihtiyaç duyacak. Kontrollü göçü nasıl başarmamız lazım. Kontrollü göçü başarabilmemiz için işbirliği çok önemlidir. Ama göçmenin topluma entegre edilmesi çok önemlidir. Göçmenlerde acaba ben asimile mi ediyorum kendi kendisine sormaz. Bugün Almanya'da Türk doğmuş ama Alman vatandaşı olmuş, futbolcumuz Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı ile bir fotoğraf çektirdi diye karşı karşıyaysa kaldığı muameleyi gördünüz. Bu hangi zihniyetin yansımasıdır. Kontrollü göçü sağlarken Suriyeli göçmenler hakkında bizden çok detaylı bilgiler almak istediler. Kontrollü göçü sağlarken seçicilik yaparsak doğru bir strateji değil" şeklinde konuştu.
"Mültecileri evlerine zorla geri göndermedik"
Türkiye olarak 4 milyonun üzerinde mülteciye ev sahipliği yaptıklarını belirten Mevlüt Çavuşoğlu, "Yalnız burada kontrollü göç için birlikte çalışalım. Madem ülkeler arasında savaş yok neden insanlar bu kadar evini terk etmek zorunda kalıyor. Esas sorunun köküne inmemiz lazım, bu sorunun sebeplerini biz çok iyi şekilde ortaya çıkararak çözüm bulamazsak bunu durdurmamız mümkün değil. Gidip sorunu yerinde çözmezseniz o sorun bir gün gelir sizi bulur. Sorunu yerinde çözmek için daha kararlı olmamız lazım. Ve yaşanan diğer sorunların da önüne geçmiş oluyoruz. Bir İdlib anlaşması ile biz 3 milyondan fazla insanın evini terk etmesini engelledik. İdlib anlaşması ile saldırılar olmayacak denince oraya geri dönüşler olmaya başladı. Bu anlaşma ile beraber insani boyut değil yine göçmenlerin dönebilmesi için Suriye'de istikrar için bir siyasi çözüme ihtiyaç var. Askeri çözüm ile değil. Biz siyasi çözüm için de çok önemli bir fırsat sunduk. Suriye için anayasa komisyonunun kurulması aşamasındayız. Dönüş, gönüllü olsun yani bazen bize akıl vermeye çalışıyorlar. Biz insaniyiz, zorla göç eden insanları geri göndermek insan haklarına uymaz. Biz bu baskıya rağmen o insanları zorla geri göndermedik" ifadelerini kullandı.
"AB ile imzalanan göç mutabakatı başarılı bir şekilde uygulanıyor"
Çavuşoğlu, AB ile imzalanan göç mutabakatının başarılı bir şekilde uygulandığını söyleyerek, "Göç eden insanlar için ne yapıyoruz, bu konuda ne kadar hassasız. Yeni dönen insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak o şehirlerin baştan sona inşası anlamına gelmez. Uluslararası toplumun bu konuda daha hassas olması gerekiyor. Başta söylediğim gibi bu sorunun göç, mülteciler ve diğer bu sorunların çözümü yakın işbirliğinden geçer. AB ile imzaladığımız göç mutabakatı bugüne kadar başarı ile uygulanıyor. Ama burada yaşayan Suriyelilerin ihtiyaçlarını karşılamak için AB'nin biraz daha kararlı olması lazım. Suriyelilerin günlük hayatında yapılan masrafların kullanılması lazım, örneğin sağlık hizmetleri. Bu konuda daha kararlı olmamız lazım. Göçün kaynağı ülkeler arasında yakın işbirliği içerisinde olmamız lazım. Özellikle bu anlamda Yunanistan ile işbirliğimizin devam etmesi gerekiyor. Yunanistan ile komşu ülkeyiz. Beraber yaşamayı öğrenmeliyiz, sadece göç konusunda değil diğer konularda da işbirliğimizi güçlendirmeliyiz. Var olan sorunları da diplomasi ile çözmeyi bilmeliyiz. Biz bu sorunları diyalog, diplomasi ile çözmek zorundayız. Çabalarımızla işbirliğini güçlendireceğiz ve her alanda ilişkilerimizi derinleştireceğiz" dedi.