Hrant Dink kimdir? Nerelidir? Nasıl öldü? Öldürüldüğü yer neresi? Mezarı nerede?
Gazeteci Hrant Dink uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetmiş, ölümü Türkiye ve dünyada büyük yankı uyandırmıştı. Dink ölüm yıl dönümü olan 19 Ocak günlerinde anılıyor. Bu kapsamda vatandaşlar Hrant Dink hakkında bilgi sahibi olmak için Hrant Dink kimdir? Nerelidir? Nasıl öldü? Öldürüldüğü yer neresi? Mezarı nerede? sorularına yanıt arıyor. İşte detaylar...
Hrant Dink’in, genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesinin bulunduğu Şişli’de, hükümlü Ogün Samast’ın kurşunuyla 19 Ocak 2007’de öldürülmesinin üzerinden 14 yıl geçti. Bugün öldürüldüğü yerde anma etkinliği düzenlenecek. Bazı yollar trafiğe kapanacak.
HRANT DİNK KİMDİR? NERELİDİR?
Hrant Dink (15 Eylül 1954, Malatya - 19 Ocak 2007, İstanbul), Türkiye Ermenisi gazeteci. 19 Ocak 2007 tarihinde saat 15.00 sıralarında, genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesinin Şişli Halaskârgazi Caddesi üzerindeki binası önünde uğradığı silahlı saldırı neticesinde hayatını kaybetti.
HRANT DİNK'İN HAYATI
Hrant Dink, 1954 yılında Malatya’da dünyaya geldi. Babası Sivas'ın Gürün ilçesinde, annesi Gülvart ise Sivas'ın Kangal ilçesinde doğup büyümüştü. Anne ve babası 1961 yılında İstanbul'a taşınmalarının ardından boşandı. Hrant ve iki kardeşi Gedikpaşa’daki Ermeni Yetimhanesi'ne yerleştirildi.
Dink bu sırada Türkiye'de gelişmekte olan sol siyasetten etkilendi ve Türkiye Komünist Partisi / Marksist-Leninist çizgisinde siyaset yapmaya başladı. O yıllarda, örgüt ile Ermeni cemaatinin ilişkilendirilmesini önlemek amacıyla ismini mahkeme kararı ile Fırat olarak değiştirdi. Liseyi bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde zooloji eğitimi aldı. Bir süre sonra yetimhanede birlikte büyüdükleri Rakel ile evlendi.
Kardeşleriyle birlikte açtığı yayınevi ve kırtasiye işlerini sürdürürken, eşi Rakel’le kendileri gibi Anadolu’dan gelen kimsesiz ve yoksul çocukların yetiştiği Tuzla Ermeni Çocuk Kampı’nı yönetmeye başladı. Açılışından 21 yıl sonra kampa devlet el koydu. Askerliğini Denizli Piyade Alayı'nda sekiz ay kısa dönem er olarak yaptı.
Bazı gazetelerde kitap eleştirileri ile yazı hayatına başladı. Basında çıkan yanlış haberlere gönderdiği düzeltmeler ile adı duyulmaya başladı. İstanbul Ermeni Patrikhanesi’ne, "Ermeni toplumu çok kapalı yaşıyor, kendimizi iyi anlatırsak önyargılar kırılır" diyerek bu amaçla Türkçe ve Ermenice bir gazete çıkarmayı önerdi. 5 Nisan 1996 tarihinde ilk sayısı yayınlanan Agos gazetesinin kuruculuğunu, yayın yönetmenliğini ve başyazarlığını üstlendi. Agos dışında Zaman ve Birgün gazetelerinde yazdı. Yazılarında Türkiye'deki her etnik topluluğun barış içinde yaşaması gerektiğinin altını çizen Dink, aynı zamanda Ermeni cemaatinin patrikhane dışında sivil bir merkezi olması gerektiğini de söylüyordu.
HRANT DİNK NASIL ÖLDÜ? ÖLDÜRÜLDÜĞÜ YER NERESİ?
Hrant Dink 19 Ocak 2007'de Şişli'de Halâskârgazi Caddesi üzerindeki Agos Gazetesi'nin çıkışında, saat 14.54'de yakın mesafeden yapılan üç el silah atışıyla öldürüldü. Katil zanlısı olarak, 19 yaşındaki Ogün Samast adlı bir kişi, güvenlik kameralarından elde edilen görüntülerin yayınlanmasından sonra, kendi babası tarafından polise ihbar edilerek, Samsun otogarında sivil giyimli jandarma ve polis ekipleri tarafından yakalandı.
Hrant Dink, Türkiye'de 1909 yılından bu yana, suikast sonucu öldürülen 62. gazeteci oldu.
HRANT DİNK'İN MEZARI NEREDE?
Hrant Dink'in cenazesi, 23 Ocak'ta Agos Gazetesi önünde ve Meryem Ana Kilisesi'ndeki törenlerin ardından, Balıklı Ermeni Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Gazete binasındaki törenin ardından yürüyen ve Halaskargazi Caddesi boyunca Cumhuriyet Caddesi'nden Taksim'e gelen kortejdekiler, Hrant Dink'i taşıyan cenaze aracının ayrılmasının ardından, Tarlabaşı'ndan Unkapanı Atatürk Köprüsü, Saraçhane, Aksaray güzergahını izleyerek Yenikapı'ya ulaştı.
On binlerce insanın yaklaşık 8 kilometrelik yürüyüşü boyunca, kortejin önünden giden bir otobüsten, Ermenice müzikler çalınırken, gruptakiler, pankartsız ve slogansız yürüyerek zaman zaman alkışlarla cinayete tepkilerini dile getirdi.
Şişli'deki Agos gazetesinin bulunduğu Halaskargazi Caddesi'nde yapılan törende konuşan Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, şu ifadeleri kullandı:
"Sevgili dostlar, bugün bedenimin yarısını, sevgilimi, çocuklarımın babasını, sizin kardeşinizi uğurluyoruz. Sağdakine, soldakine, öndekine, arkadakine rahatsızlık, saygısızlık vermeden, sloganlar atmadan, pankartlar açmadan, sessiz bir saygı yürüyüşü gerçekleştiriyoruz. Bugün sessizlik ile büyük bir ses yükselteceğiz. Bugün derinliklerin ışığa yükseldiği günün başlangıcıdır. Yaşı kaç olursa olsun 17 veya 27, katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz."
HRANT DİNK'İN ÖLDÜRÜLMESİNE FETÖ İZİ
Cinayetin ardından kaçan Ogün Samast, 20 Ocak Cumartesi günü akşam saatlerinde Samsun Otogarı'nda yakalandı. Geceyi Samsun Emniyet Müdürlüğünde gözaltında geçiren Samast, ertesi gün uçakla İstanbul'a getirildi.
Cinayetin ardından yürütülen soruşturmada ilk olarak aralarında tetiği çeken Ogün Samast'ın da bulunduğu 12'si tutuklu 18 sanık hakkında dava açıldı. Daha sonra genişletilen soruşturmalar çerçevesinde birleştirilen iddianamelerle sanık sayısı artan dava süreci, 17-25 Aralık 2013'teki yargısal darbe teşebbüsünün ardından farklı bir boyut kazandı.
Bu kapsamda genişletilen soruşturmalar neticesinde cinayetin, emniyet içerisinde yuvalanan FETÖ/PDY mensuplarının organizasyonuyla gerçekleştiği tespit edildi.
Bu çerçevede FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcılar Zekeriya Öz, eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ile Ramazan Akyürek ile dönemin jandarma görevlilerinin de bulunduğu isimlere dava açıldı.
DARBE GİRİŞİMİ ÖNCESİ İLK KURŞUN
Davaya ilişkin açılan ek iddianamede, cinayetin "FETÖ elebaşı Gülen'in sapkın dini inançları referans alınarak başka bir düzen getirmek için FETÖ/PDY'nin şiddet içeren bir başlangıç eylemi olduğuna dikkat çekilerek cinayetin FETÖ bağlantısına şu ifadelerle vurgu yapıldı:
"15 Temmuz başarısız darbe kalkışmasına giden süreçte, Hrant Dink cinayeti bu yolda ve bu amaç için attırılan ilk kurşun olması nedeniyle yürütülen soruşturmanın mahiyeti, niteliği ve ne kadar önemli olduğu, yabancı devlet destekli bu çete faaliyeti ile ülkemizin ve devletimizin zor duruma düşürüldüğü bugünlerde daha iyi idrak edilebilmektedir."
"HRANT DİNK'İN ÖLDÜRÜLMESİ ÜSTÜ ÖRTÜLMEYE ÇALIŞILAN BİR CİNAYETTİR"
Olayın FETÖ bağlantısının ortaya çıkarılmasıyla cinayetin işleneceğinin bazı yetkililerce önceden bilindiğine dair bulguların elde edilmesi nedeniyle Türkiye'de de çok satılan Nobel ödüllü yazar Gabriel Garcia Marquez'in "Kırmızı Pazartesi" adlı eserinde anlattığı ve kurban dışında neredeyse kasabadaki herkesin işleneceğini bildiği bir cinayeti konu alan öyküsüne benzerliğiyle dikkati çeken olay, toplumsal hafızada tazeliğini koruyor.
Olayın ardından yaptığı araştırmalar nedeniyle FETÖ'nün hedefi haline gelen Gazeteci Nedim Şener de Marquez'in bu eserine atıfta bulunarak, cinayetin işlendiği günün cuma olması dolayısıyla da "Kırmızı Cuma" ismini verdiği kitabında, şu ifadeleri kullandı:
"Hrant Dink’in öldürülmesi de işleneceği bilinen, hatta göz yumulan ve üstü örtülmeye çalışılan bir cinayettir. Ama öykü değil gerçektir. Dink’in öldürüleceğini Trabzon polisi biliyordu, İstanbul polisi biliyordu, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı ve Jandarma da biliyordu. Aslında Hrant Dink de yaklaşan tehlikenin farkındaydı. Ve 19 Ocak 2007 Cuma günü saat 14.57’de katil onu ensesinden vurdu."
Hrant Dink'in öldürülmesi 14. yılına girerken, Dink'in ailesi, dostları ve sevenleri, cinayette sorumluluğu bulunanların adalet önünde hesap vererek gereken cezayı almasını bekliyor.