İmsak nedir? Ne zaman başlar?
Sözlükte “kendini tutmak, engellemek, el çekmek, geri durmak” anlamlarına gelen imsak, dinî bir kavram olarak, fecr-i sâdıktan, iftar vaktine kadar yemeden, içmeden, cinsel ilişki ve diğer orucu bozan şeylerden uzak durmak, el çekmek demektir. İmsakin zıttı iftardır.
Halk arasında ise “imsak” oruç tutmaya başlanan fecr-i sadığın oluştuğu vakit anlamında kullanılır. Bu manada imsak, oruca başlama vakti demektir.
Sabah namazının ilk vakti ve oruç tutacak kimse için imsak yani oruca başlama vakti fecr-i sâdığın doğuşu iledir. “Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarın- caya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun!” (Bakara 2/187) ayeti imsak vaktinin, fecr-i sadıkın doğuşuyla başladığının delilidir. Fecr-i sadık, güneşin doğu ufkuna yaklaşması sebebiyle ufukta beliren yatay beyazlıktır ki, Türkçede şafağın sökmesi veya tan yerinin ağarması olarak karşılık bulmuştur.
İmsak Ne zaman başlar?
Günümüzde şehir hayatının ufku gözlemeyi zorlaştırması, şehir ışıklarının sağlıklı bir gözlem yapmaya engel oluşu, gözlem yapılan yerin yüzey yapısının uygun olmaması, hava kirliliği veya atmosferik hava şartları gibi birçok neden, fecr-i sadıkın doğuşunu bireysel gözleme dayanarak tespit etmeyi güçleştirmiş, güneş, dünya ve ayın hareketleri başta olmak üzere gök ve ufuk olaylarını takip ve tespitte bilimsel verileri ve teknolojiyi kullanmak zorunlu hale gelmiştir. Yüce Allah'ın evrene koyduğu şaşmaz denge de (En'am 6/96; Fa- tır 35/13; Yasin 36/38-40;Kamer 54/49) esasen bunu öngörmektedir.
Diyanet İşleri Başkanlığı, imsak vaktinin başlangıcı olarak bilimsel bir ölçüt olan astronomik tanı yani güneşin ufkun altında 18° ye yaklaşmasını esas almaktadır. Buna göre sabah şafağının başlangıcı, güneşin 18° ufka yaklaşma vakti olarak tespit edilmiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın imsak vaktini belirlemede esas aldığı, dolayısıyla oruç tutulması gereken süre için belirlediği ölçü, İslam âleminin yaklaşık olarak tamamı tarafından benimsenmekte ve tatbik edilmektedir.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı